Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Tembellikten Değilmiş: Erteleme Hastalığının Arkasında Yatan Bilimsel Gerçeği Öğrenmelisiniz!
Erteleme, sadece tembellikten kaynaklanan bir alışkanlık değil; arkasında derin psikolojik ve nörobiyolojik etmenler yatıyor. Biz de erteleme hastalığının arkasında yatan bilimsel sebepleri bu içeriğimizde ele aldık. Peki neden erteleriz? Sorumluluklarımız neden bize adeta bir yük gibi gelir?
Detaylıca anlattık!
Yeni bir yılın başlangıcı, birçok insan için temiz bir sayfa açmak ve kötü alışkanlıklardan kurtulmak adına bir motivasyon kaynağıdır. Ancak bazı alışkanlıkları bırakmak diğerlerinden daha zor olabilir; özellikle de erteleme alışkanlığı.
Bir işi tamamlamak, bir e-posta göndermek ya da bir koşuya çıkmak gibi bazı görevler insana devasa bir yük gibi gelebilir.
Bu tür görevlerden kaçınmanın en kolay yolu, onları ileri bir tarihe ertelemektir ya da asla tamamlamamaktır. Peki, insanlar neden erteleme yapar? Bu alışkanlığı azaltmanın bir yolu var mı?
Durham Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Fuschia Sirois, ertelemenin temelinde "kaçınma" yattığını söylüyor.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, çoğu zaman bir görevden kaçınmayı tetikleyen duygulardır. Örneğin, bir üniversite ödevinin ilk cümlelerini yazmak, kişinin kendine güvenini sarsan hislerle dolup taşabilir. Belirsiz bir konu veya soru ile karşılaşıldığında, doğru yapamama korkusu devreye girer ve bu da ertelemeye yol açar.
Sirois, ertelemenin, gereksiz ve isteğe bağlı bir gecikme biçimi olduğunu belirtiyor.
Yani, bir kişinin başka görevleri önceliklendirmesi ya da beklenmedik bir acil durumun ortaya çıkması gibi sebeplerle değil, kişinin bu durumu bilmesine rağmen, bunun önemli veya değerli bir görev olduğunu bilmesine rağmen yine de erteliyor olması durumu.
Günlük hayatta yapılan basit görevler, örneğin bulaşıkları yıkamak gibi, bazen bunaltıcı hale gelebilir.
Kronik erteleme sorununa sahip kişiler genellikle duygularını yönetmekte ve düzenlemekte zorlanırlar. Sirois’in 2021 yılında yaptığı bir beyin görüntüleme çalışmasında, sol dorsolateral prefrontal korteksinde daha fazla gri maddeye sahip olan üniversite öğrencilerinin, erteleme alışkanlığından daha az etkilendiği bulundu. Bu beyin bölgesi öz disiplinle ilişkilidir; daha fazla sinir bağlantısına sahip olan öğrenciler, olumsuz duyguları düzenleme, uzun vadeli faydalara odaklanma ve görevleri tamamlamada daha başarılıydılar.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan bireylerin erteleme yapma olasılıklarının daha yüksek olmasının sebeplerinden biri de, duygusal düzenleme konusundaki zorluklardır.
2018’de yapılan bir çalışmada, erteleyen bireylerin beyinlerindeki tehdit algı merkezi olan amigdalanın daha büyük ve dolayısıyla daha hassas olduğu gözlemlendi. Bu durum, küçük bir şeyin bile (örneğin bir e-posta yazarken doğru kelimeleri bulmak) büyük bir tehdit olarak algılanmasına yol açabiliyor.
Erteleme alışkanlığını azaltmanın yolu, olumsuz duyguları yönetmeyi öğrenmekten geçiyor. Zorlayıcı bir görevle karşılaştığınızda bir adım geri atıp hangi duyguları hissettiğinizi anlamaya çalışmak önemlidir.
Görevi daha küçük parçalara bölmek veya belirsizlikleri netleştirmek faydalı olabilir. Ayrıca, görevde anlam bulmak ve tamamladığınızda kendinize ödül vermek de motive edici bir yöntemdir.
Yorum Yazın
Harika içerik