Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Fortune 500'ün Düşündürdükleri: Türk Şirketleri Neden Büyüyemiyor?
Türkiye’de de uzun yıllardan beri faaliyet gösteren çok büyük, köklü şirkeler var. Bu şirketlerin bir kısmı dünya pazarlarında da oldukça etkin. Ancak Fortune 500listesine baktığımızda, dünyanın en büyük 500 şirketi arasında sadece 1 Türk şirketi gördük; özelleştirme sonucu özel sektöre devredilen ve uzun yıllar tekel olarak faaliyet gösteren Tüpraş.
Türkiye olarak, halen dünya ölçeğinde rekabet edebilecek nitelikte tek bir şirkete bile sahip olamayışımızın nedenlerini irdelediğimizde ortaya ilginç sonuçlar çıkıyor. Bu sonuçları şirket bazlı yanlışlar ve ülke bazlı zorluklar olarak 2 grupta toplayalım:
A. Şirket Bazlı Yanlışlar
Bunlar 4 temel maddede toplanıyor:
1. Hatalı pazarlama yönetimi
2. Kârların şirket içinde tutulamaması
Bir ülke ekonomisinin dünya ticaret hacminden yüksek pay alabilmesi, ancak finansal yapısı ve yeterliliği güçlü şirketlerle mümkün olabilir. Dünya markası olan şirketlerin güçlü finansal yapısı, geçmiş yıllarda elde ettikleri kârların şirket içinde tutularak doğru alanlara yönlendirilmesinin sonucunda oluştu.
3. Patronun kendi servetine odaklanması
Yine Forbes ve Fortune 500 listelerine baktığımızda, en iyi şirketler listedeki 1 Türk şirketine karşılık en zenginler listesinde 6 Türk var. Zengin kişi sayısı ile büyük şirket sayısının paralel olmayışının nedeni de, şirketi değil patronu kalkındırmaya yönelik büyüme anlayışı.
4. Büyümeyi ülke ekonomisiyle doğru orantılı ayarlayamamak
GSYİH, enflasyon rakamları, faizler ve bunların en az orta vadedeki değişimine dair beklentiler, şirketlerin atılım yaparken, yeni yatırımlara girişirken enine boyuna analiz etmediği etkenler olarak karşımıza çıkıyor.
B. Ülke Bazlı Zorluklar
Türk firmalarının büyümesini, Türkiye ekonomisinin büyümesinden bağımsız düşünmek mümkün değil. Ülke bazlı zorlukları ise 5 maddede toplamak mümkün:
5. Sermayenin sıcak para hareketleriyle finanse edilmesi
Ekonominin ihtiyaç duyduğu sermayenin ağırlıklı olarak sıcak para hareketleriyle finanse edilmesi şirketlerin elini kolunu bağlayan, yolunu tıkayan faktörlerin başında geliyor.
6. Siyasi riskler
Örneğin yalnızca son dönemlerde yaşanan seçim sıklığının üzerine bir de erken seçim eklenince, neredeyse ülkenin bütün şirketleri 'boş vites' konumunda, her şeyin netleşmesini bekleyip günü kurtarma yoluna gittiler. Siyasi risklerin bulunması durumunda yatırımlar ve istihdamlar minimuma iner.
7. Küresel ekonomik çalkantılar
Dünya neredeyse tüm Avrupa'nın hızla fakirleştiği, hatta Yunanistan gibi ekonomilerin iflas ettiği, küresel talebin zayıfladığı, Çin ekonomisinin çalkalandığı, Rusya'nın Ruble'deki değer kaybıyla yoksullaştığı bir dönemden geçerken elbette Türk şirketlerinin büyümesi de bundan son derece olumsuz etkileniyor.
8. Adil olmayan bir vergi sistemi
Türk şirketlerinin belini en çok büken problemlerden biri de bu. İş üretmenin, satmanın bedeli ne yazık ki hayli yüksek; oranlarının dağılımıysa oldukça eşitsiz.
9. Yaratıcı insan kaynağı yetiştiremeyen eğitim sistemi
Ancak' ara eleman' yetiştirebileceğimize inanan yetkililer bir yanda, zaten ezelden beri ezbere dayalı süren vasat eğitim sistemimizin kalitesinin büyük bir hızla düşüyor olması diğer yanda, yaratıcı ve büyük fikirleri geliştirecek insan kaynağı kısıtlanıyor.
10. Yasaların girişimciyi koruyup gözetmeyen hükümleri
İş yaşamını düzenleyen yasaların iş yapan girişimciyi koruyup gözetmeyen hükümleri de çok ciddi büyüme potansiyeline sahip olabilecek, veya bu yönde değiştirilip geliştirilmeye müsait projelerin daha başlamadan bitmesine, ya da güdük kalıp büyüyememesine yol açıyor.
İbrahim Kırcova,
Harvard Business Review Türkiye