Türkiye, Düşük Ücrette Çin'i Yakaladı
Türkiye, reel ücretlerdeki düşüş ve döviz kurlarındaki gelişmelere bağlı olarak “ucuz üretim”de dünyanın en ucuz üreticisi olarak bilinen Çin’in düzeyini yakaladı.
The Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayınlanan İmalat Sanayi Maliyet Endeksi’ne göre imalat sanayinde global dengeler değişiyor. Araştırmaya göre ucuz üretimde Çin kan kaybederken, ABD yükselişe geçti. Listede yerini koruyan Türkiye ise birçok büyük marka tarafından bölgesel üretim merkezi olarak tercih edilmeye devam ediyor.
HEM İŞÇİ MAAŞLARI DÜŞÜK, HEM DE LİRA DEĞER KAYBETTİ
BCG tarafından hazırlanan ve en büyük 30 ihracatçı ülkeyi imalat sanayinde üretim maliyeti rekabetçiliğine göre inceleyen çalışmaya göre, Türkiye imalat sanayinde önemli bir maliyet avantajına sahip görünüyor.
Türkiye’nin rekabet avantajını sağlayan en önemli faktörler olarak ise düşük ücretler ve liranın dolar karşısında gerileyen değeri öne çıkıyor.
İmalat Sanayi Maliyet Endeksi’ne göre imalat sanayinde global dengeler değişirken, Türkiye listedeki avantajlı konumunu koruyor. 97 endeks değeri ile Çin ve Tayvan’la başa baş rekabet ederek dünya klasmanında yedinci sıradaki yerini koruyor.
Araştırmaya göre ucuz üretimde Çin kan kaybederken, ABD yükselişe geçti. Listede Türkiye ise yerini koruyor. ABD’deki üretim maliyetleri 100’e eşitlenerek hazırlanan imalat sanayi maliyet endeksine göre ucuz üretimde global dengelerin de değiştiği görülüyor.
“500 MİLYAR DOLARLIK POTANSİYEL VAR”
En fazla ihracat yapan ilk 30 ülkeye bakıldığında Türkiye’nin maliyet konusunda oldukça rekabetçi olduğunu, ancak bu rekabetçiliğin ihracat rakamlarına yeteri kadar yansımadığını belirten BCG Türkiye Yönetici Ortaklarından Aykan Gökbulut, “İhracat oranımız 2000 yılından beri yıllık ortalama yüzde 14 ile büyüyor. Ancak, 2013 sonu itibariyle Türkiye’de ihracatın gayri safi milli hâsılaya oranı sadece yüzde 19 düzeyinde” dedi ve ekledi:
“Bu rakam, maliyet olarak daha rekabetçi olduğumuz ülkelerde çok daha yüksek. Türkiye, 500 milyar dolarla, 2023 için potansiyelini yansıtan bir ihracat hedefine sahip ve bu hedef, Türkiye’nin dünya ticaretindeki payının yüzde 0.83’den yüzde 1.46 çıkması anlamına geliyor.
”DİĞER AVANTAJLAR
Rapora göre Türkiye, yabancı yatırım çekebilmek ve ihracatını daha da artırabilmek için, ileride daha da iyi değerlendirmesi gerektiği birçok avantaja sahip durumda. Raporda Türkiye’yi öne çıkaran bu avantajlardan bazıları şöyle sıralandı:
Genç nüfus: Avrupa ülkeleri arasında çalışabilecek yaşta kişi sayısı en yüksek ülke Türkiye ve ortalama yaş 29.
Lokasyon: Türkiye hızlı gelişen ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında bir köprü konumunda. Türkiye maksimum 4 saatlik uçak yolculuğu mesafesi ile 1 milyar kişiye ve 21 trilyon dolar GDP’ye erişim sağlıyor.
Sağlıklı bankacılık sistemi: Türkiye’nin bankacılık sistemi gayet sağlıklıbir sermaye yeterlilik oranına sahip.
Düşük vergi oranları: Türkiye, yaklaşık yüzde 20 seviyelerindeki kurumsal vergi oranı ile birçok ülkeden avantajlı durumda. Vergiler; Brezilya, Hindistan ve EU ülkelerinde yüzde 30-35 seviyelerine çıkıyor.
“ELEKTRİK VE DOĞALGAZ PAHALI”
“Türkiye’nin sunduğu bu avantajlar, Mercedes-Benz, Nestle, Ford ve HP gibi birçok global şirketin Türkiye’yi bölgesel üretim merkezi olarak seçmesinin ana sebepleri olarak ortaya çıkıyor” denilen raporda, Türkiye’nin engelinin ise pahalı elektrik ve doğalgaz olduğu vurgulandı ve şöyle devam edildi:
“Türkiye’nin üretim maliyeti açısından avantajlarının yanı sıra dezavantajları da bulunuyor. Türkiye doğal gazın en pahalı olduğu ülkeler arasında yer alıyor. En pahalı doğal gaz ise İsviçre, Güney Kore ve Tayvan’da kullanılıyor. Türkiye ayrıca İtalya, Brezilya ve Japonya’nın arkasından en pahalı elektriğe sahip ülke konumunda yer alıyor. Rusya hem doğal gaz hem de elektrik maliyetleri açısından oldukça avantajlı görünürken, elektriğin ucuz olduğu diğer ülkeler olarak ABD ve Tayland öne çıkıyor.”
DHA