Türkiye Musul'da Ne İstiyor?
Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'un IŞİD'den kurtarılması için Irak ordusu ve peşmerge güçleri tarafından yürütülen operasyonlarda bir hafta geride kaldı. Operasyonda şu ana kadar 70 civarı köy IŞİD’in elinden alındı, ele geçirilen alan ise 1000 kilometrekareyi geçti. Ancak koalisyon güçlerinin yoğun hava desteğine rağmen, operasyonun ilk haftadaki ivmesini kaybettiği belirtiliyor.
Irak ordusu ve peşmerge güçleri Musul kent merkezine ulaşmak için zamanla yarışıyor. Peki Irak hükümetinin itirazlarına rağmen 'hem arazide hem de masada' olmakta ısrarcı olan Türkiye Musul'da ne istiyor?
Irak ordusu ve peşmerge güçleri IŞİD'in 2014'te ele geçirdiği Musul'u örgütün elinden geri almak için 17 Ekim'de 3 koldan ortak operasyon başlatmıştı.
İlk hafta geride kaldı
İlk haftası geride kalan operasyonda peşmerge güçleri ve Irak ordusu yaklaşık 70 köyü IŞİD’in elinden aldı. Ele geçirilen alan 1000 kilometrekareyi geçti.
Alınan bölgeler Musul’un etrafında bir kuşak oluşturuyor
"772 IŞİD üyesi öldürüldü"
IŞİD'den Kerkük ve Ratba'da sürpriz saldırılar
IŞİD, bomba yüklü araç saldırıları ve keskin nişancılar gibi alışılagelmiş savunma taktiklerini kullanmaya devam ediyor. Ancak bunun dışında şaşırtıcı hamleler de yapan örgüt, önce Kerkük’te sonra da Anbar’daki Ratba bölgesinde sürpriz saldırılar düzenledi. IŞİD, bu bölgelerin merkezlerine sızarak bazı mahalleleri ele geçirdi ve güvenlik güçleriyle çatışmaya girdi.
Kırsalda sıkışan IŞİD mensuplarının Musul kent merkezine çekilirken sivilleri canlı kalkan olarak kullandıkları belirtiliyor
Şu ana kadar 3 bin 802 kişi evini terk etti
Öte yandan operasyon nedeniyle binlerce kişi göç etmek zorunda kaldı. Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı, operasyonların başladığı günden bu yana Musul'un çevresinde kurtarılan bölgelerden 3 bin 802 kişinin göç ettiğini açıkladı.
Türkiye başından beri doğrudan ya da dolaylı olarak Musul operasyonunun içinde olmak istediğini ilan etmişti. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Başbakan Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin sahada ve masada sürecin dışında bırakılamayacağı yönünde açıklamalar yapmıştı. Irak hükümeti ise Türkiye'nin operasyona dahil olmasına itiraz etmişti.
Peki Türkiye Musul'da ne istiyor?
Operasyonun başlamasının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Eğer bugün 'Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var, onun için hem masada hem de arazide olacağız' diyorsak, bunun bir sebebi var. Bunu durup dururken söylemiyoruz, 'dostlar alışverişte görsün' diye de söylemiyoruz. Onbinlerce kilometre mesafeden çıkıp geleceksin, o senin için bir hak olacak, neymiş, Bağdat çağırıyormuş. Tamam da bu benim 350 kilometre sınırım, her an tehdit var. Benim burada tarihi sorumluluğum, mesuliyetim var ve biz burada olacağız. Hem arazide olacağız hem de masada olacağız.' demişti.
"Türkiye masaya oturmak için askeri şartları zorluyor"
Savunma konulardaki uzmanlığıyla tanınan gazeteci Metehan Demir ise Amerika’nın Sesi’ne yaptığı değerlendirmede Türkiye'nin, Musul’un siyaset masasına oturmak için askeri şartları zorladığını belirtti. Demir, Musul ile yakından ilgilenenlerin kafasının arkasında petrol kaygısının yattığını ve Ankara’nın da “ileride aleyhimize olmasın” endişesiyle hareket ettiğini vurguladı.
"Provokasyona gelmemek lazım”
Metehan Demir, henüz Musul’da sokak çatışmaları noktasına gelinmediğini, koalisyon güçlerinin kente girmesi olasılığında Türkiye’nin de karada aktif olarak yer almak istediğini ifade etti.
IŞİD’in Türk askerlerini tek başına sahada çatışmaya çekmek için kışkırtıcı eylemlerde bulunabileceğine dikkat çeken Demir, “Eğer koalisyon güçleri karada yoksa, bu tür bir provokasyona gelmemek lazım” diye konuştu.
'Yapılan açıklamalar iç tüketime yönelik'
Savunma konularında yazan diğer bir gazeteci Burak Bekdil ise yapılan açıklamaların “daha çok iç tüketime yönelik olduğunu” düşündüğünü söyledi. Bekdil, Irak ile Türkiye arasında bir orta yol arayışının yaşandığına inandığını da belirtti.
Ankara’yı geçen hafta ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ash Carter, yaptığı görüşmelerden sonra, “Türkiye ile Irak prensipte anlaştı” demişti. Ancak, Irak Başbakanı Haydar el İbadi daha sonra “Türkiye bu aşamada yok, ihtiyacımız olursa söyleriz” demişti.
Türkiye-İran rekabeti
Washington’da bulunan düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı’ndan Merve Tahiroğlu, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Musul, henüz değilse bile, IŞİD’in elinden alındıktan sonra, Türkiye ve İran arasındaki çıkar rekabetinin sahnesi olacak” dedi.
Merve Tahiroğlu, Bağdat ile sorunların yaşadığı durumlarda, Ankara’nın Kürt Bölgesel Yönetimi’ni devreye sokarak kendi çıkarlarını savunduğunu söyledi. Tahiroğlu, Başika’daki Türk askeri üssünün de Kürtler’in etkisiyle yaşama geçirildiğini belirtti.
Tahiroğlu, Erbil’deki Barzani Yönetimi’nin, Ankara’nın, PKK’nın Suriye ve Irak’taki emelleriyle ilgili kaygılarına katıldığını da sözlerine ekledi.
VOA, BBC Türkçe ve Al Jazeera
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Türkiye değil birileri başkanlık için bahane istiyor. En kolay oy için ortak düşman lazım, zor zamandayız birlik olmalıyız söylemi lazım, milliyetcilik lazım... Devamını Gör
Soru çok yanlış olmuş.. Okyanus ötesinden gelen ülkeler Musul'da ne istiyor diyelim
Amacımız belli. Şii güçlerin bölgede yaygınlaşmasını engellemek. Çünkü İran'ın güçlenmesi Türkiye'nin çıkarlarına ters. Bütün bu Lozan, adalar, Musul ve Kerk... Devamını Gör
Çok iyi anlamissin olayi aynen