onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Türkiye'nin İlk Yerli Seri Üretim Otomobili Olan Anadol'un İnanılmaz Hikayesi

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Türkiye'nin İlk Yerli Seri Üretim Otomobili Olan Anadol'un İnanılmaz Hikayesi

Begüm
22.09.2021 - 07:30

Bu araba gerçekten çok ayrı! İşte Türkiye'nin ilk seri üretim yerli otomobili Anadol ve detayları...

Kaynak: Nasıl Başardılar?

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Aslında her şey Vehbi Koç'un 1946'da Ford'un temsilciliğini alması ile başlar...

Aslında her şey Vehbi Koç'un 1946'da Ford'un temsilciliğini alması ile başlar...

Vehbi Koç Türkiye'nin yerli bir otomobili olması fikrine her geçen gün daha da bağlanmaya ve inanmaya başlar. Bunun üzerine Ford temsilcileri ile görüşmeye başlar.

1959 yılında görüşmeler sonuç verir ve Ford-Koç ortaklığı ile Ford Otosan kurulur.

1959 yılında görüşmeler sonuç verir ve Ford-Koç ortaklığı ile Ford Otosan kurulur.

Ford Otosan fabrikasında Ford minibüslerinin montajı yapılmaya başlanır. O sırada Vehbi Koç ise hala aynı şeyi düşünmektedir: Türkiye'nin yerli otomobilini üretmek!

Bu düşüncenin önünde birkaç engel bulunuyordu, bunlardan ilk ise Türkiye'de araba pazarının çok küçük olmasıydı.

Bu düşüncenin önünde birkaç engel bulunuyordu, bunlardan ilk ise Türkiye'de araba pazarının çok küçük olmasıydı.

1960-70 arasında Türkiye'de sadece 100 bin otomobil bulunuyordu. Böyle bir piyasaya girmek oldukça riskliydi çünkü yılda sadece 3 bin yeni otomobil satılabiliyordu.

Bunun yanı sıra otomobil üretmek de oldukça masraflıydı, her otomobilin kalıp fiyatı ortalama 4 bin dolar civarındaydı ve bu da arabanın satış fiyatıyla eşitti.

Bunun yanı sıra otomobil üretmek de oldukça masraflıydı, her otomobilin kalıp fiyatı ortalama 4 bin dolar civarındaydı ve bu da arabanın satış fiyatıyla eşitti.

Aracın sacdan yapılması işi daha da maliyetli yapıyordu. Daha uyguna bir şey bulmak şarttı.

Ve bu problemin çözümü bir gün Rahmi Koç'un şans eseri karşılaştığı bir arabayla ortaya çıkar.

Ve bu problemin çözümü bir gün Rahmi Koç'un şans eseri karşılaştığı bir arabayla ortaya çıkar.

Rahmi Koç fabrikanın önünde otururken oraya gelen bir arabaya bakar ve arabanın gövdesinin sacdan yapılmadığını fark eder. Gövde saca göre çok daha ucuz olan fiberglass malzemesinden yapılmıştı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yeni bir teknoloji olan fiberglass İngiliz Reliant Motor Company tarafından kullanılmaktaydı.

Yeni bir teknoloji olan fiberglass İngiliz Reliant Motor Company tarafından kullanılmaktaydı.

Reliant Motor Company motoru, şanzımanı ve diğer parçaları Ford'dan alırken gövdeyi fiberglass'tan yapıyor ve araçları da İsrail'e ihraç ediyordu. Rahmi Koç'un fark ettiği bu malzeme Vehbi Koç'un yıllardır hayalini kurduğu şeyi gerçekleştirmesini sağladı.

Bunun üzerine Vehbi ve Rahmi Koç Reliant firması ile görüşmeye başlar ve olumlu geçen görüşmeler sonucunda Reliant üretilecek olan otomobili tasarlar.

Bunun üzerine Vehbi ve Rahmi Koç Reliant firması ile görüşmeye başlar ve olumlu geçen görüşmeler sonucunda Reliant üretilecek olan otomobili tasarlar.

Daha sonrasında Otosan bu firmadan alınan lisansla kendi yerli otomobilini üretecekti, motor ve şanzıman Ford'tan temin edilecekti ama bürokrasi işleri yokuşa sürer fakat o dönem hükümetin değişmesi ile otomobil üretimi onaylanır.

O dönemin sanayi bakanı arabanın fiyatının 30 bin lirayı geçmemesi ve 10 ayda üretilmesi şartı ile üretimi onaylar.

O dönemin sanayi bakanı arabanın fiyatının 30 bin lirayı geçmemesi ve 10 ayda üretilmesi şartı ile üretimi onaylar.

Ve böylece 1966'da İngiltere'de hazırlanan ilk prototip Türkiye'ye yola çıktı ve 1966'da İstanbul'daki fabrikada üretilmeye başlandı.

Yıllar sonra sonunda Vehbi Koç'un hayali olan yerli otomobilin seri üretimine başlanmıştı, geriye ise isim bulmak kalıyordu ve bu ismi de halkın seçmesine karar verildi.

Yıllar sonra sonunda Vehbi Koç'un hayali olan yerli otomobilin seri üretimine başlanmıştı, geriye ise isim bulmak kalıyordu ve bu ismi de halkın seçmesine karar verildi.

Ve gazetede en uygun ismi bulana ödül verileceğine dair ilan yayınlandı. Bu ilandan sonra 20 bine yakın isim önerisi geldi.

Ve sonunda kolay telaffuzu ve anlamından kolayı Anadol ismi seçildi, logoda da Anadolu uygarlıklarının simgesi olan Hitit geyiği konuldu.

Ve sonunda kolay telaffuzu ve anlamından kolayı Anadol ismi seçildi, logoda da Anadolu uygarlıklarının simgesi olan Hitit geyiği konuldu.

Ve ilk Anadol sonunda satışa çıkarıldı. Fiyatı ise 26 bin 800 liraydı. Kalorifer ve radyo taktırmak için biner lira daha ekstra ödemek gerekiyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

A1 olarak da bilinen İlk Anadol 1.2 motora sahipti ve sadece 2 kapılıydı ve Türkiye'nin ilk ralli otomobili olarak kayıtlara geçti.

A1 olarak da bilinen İlk Anadol 1.2 motora sahipti ve sadece 2 kapılıydı ve Türkiye'nin ilk ralli otomobili olarak kayıtlara geçti.

Çünkü 1968 yılında Trakya'da rallide birincilik elde etti ve daha sonra da çeşitli rallilere katıldı. 

A1 sekiz yıl boyunca 19 bin 725 adet üretildi.

Bu rağbet karşısında Otosan ikinci Anadol olan 4 kapılı A2'yi üretti ve dünyada tamamı fiberglass olan ilk sedan otomobil olarak kayıtlara geçti.

Bu rağbet karşısında Otosan ikinci Anadol olan 4 kapılı A2'yi üretti ve dünyada tamamı fiberglass olan ilk sedan otomobil olarak kayıtlara geçti.

Hatta gövdesinin dayanıklılığını test etmek için çarpışma testine dahi girdi.

1971'de A1'in fiyatı 43 bin 500 lira iken A2'nin fiyatı ise 49 bin 450 liraydı; o dönemde asgari ücret ise sadece 585 liraydı.

1971'de A1'in fiyatı 43 bin 500 lira iken A2'nin fiyatı ise 49 bin 450 liraydı; o dönemde asgari ücret ise sadece 585 liraydı.

Yani asgari ücret alan birinin 74 ay boyunca çalışması gerekiyordu. Tabii başka hiçbir şey almadan... Yine de rağbet oldukça fazlaydı herkes Anadol almak istiyordu ve bundan dolayı da Anadolu'nun pek çok noktasına satış ofisleri kuruldu ve uzun kuyruklar oluştu.

1971'de tamamen tesadüfi bir şekilde Anadol'un pick-up modeli ortaya çıktı.

1971'de tamamen tesadüfi bir şekilde Anadol'un pick-up modeli ortaya çıktı.

Fabrikadakiler eşya taşımak için A1'i kamyonete çevirmişti ve bu şekilde kullanılıyordu. A1'in bu yeni hali yöneticiler tarafından çok beğenilince bu modelin de seri üretimine başlandı ve Anadol'un en fazla satan modeli oldu.

Ardından 1973'te Anadol'un spor modeli olan ve tasarımcı Eralp Noyan'ın başında olduğu ekip tarafından tasarlanan STC-16 sunuldu.

Ardından 1973'te Anadol'un spor modeli olan ve tasarımcı Eralp Noyan'ın başında olduğu ekip tarafından tasarlanan STC-16 sunuldu.

STC-16 Türkiye'de dizayn edilen ilk yerli otomobil unvanını aldı. STC-16 daha üst segmente hitap ediyordu ve ralli için de özel olarak tasarlanmıştı. Hatta üretildiği dönemde İngiltere'ye test edilmek üzere gönderildi ve büyük ilgi ile karşılandı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1970'lerde başlayan petrol krizi modelin ömrünü kısalttı ve STC-16'nın üretimi 1975'te durduruldu.

1970'lerde başlayan petrol krizi modelin ömrünü kısalttı ve STC-16'nın üretimi 1975'te durduruldu.

Fiyatı yüksek olduğu için genellikle ralliciler tarafından tercih ediliyordu. 3 yılda sadece 176 adet satıldı. Yine de STC-16 dünya rallilerine en fazla katılan yerli otomobil unvanını da aldı.

1975'te ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özel isteği üzerine Türkiye'nin ilk yerli SUV aracı olan Böcek üretildi.

1975'te ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özel isteği üzerine Türkiye'nin ilk yerli SUV aracı olan Böcek üretildi.

Modelin otel gibi yerlerde de misafirler için kullanılacağı düşünülüyordu ama model oldukça çağın ilerisindeydi ve o dönemde değeri bilinmedi. Bu yüzden de beklenen satışı yakalayamadı. Toplamda sadece 203 Böcek üretildi...

Yine de Otosan yeni Anadol modelleri üretiyor ve piyasaya sürüyordu fakat karalama kampanyaları oldukça fazlaydı.

Yine de Otosan yeni Anadol modelleri üretiyor ve piyasaya sürüyordu fakat karalama kampanyaları oldukça fazlaydı.

Hatta öyle ki aracın gövdesi tamamen fiberglass'tan yapıldığı için inekler tarafından yendiği bile söyleniyordu. Yine de karalama kampanyalarına göre Anadol iyi bir seyirde de ilerliyordu.

1970'lerin ortasında Anadol modellerinin ortadan ikiye kesilerek kamyonete dönüştürülmesi ise Anadol'un prestijini düşürdü ve taleplerin azalmasına sebep oldu.

1970'lerin ortasında Anadol modellerinin ortadan ikiye kesilerek kamyonete dönüştürülmesi ise Anadol'un prestijini düşürdü ve taleplerin azalmasına sebep oldu.

Yine o dönemde ithal arabaların da pazara daha fazla dahil olması ile birlikte Anadol çok fazla tercih edilmemeye başlandı.

1980'lerde ülkedeki belirsizlikler, siyasi durumlar ve faaliyetlerin artırılması ile 1984 yılında Anadol'un üretimi tamamen durduruldu, o zaman kadar toplamda 93 bin adet Anadol üretilmişti.

1980'lerde ülkedeki belirsizlikler, siyasi durumlar ve faaliyetlerin artırılması ile 1984 yılında Anadol'un üretimi tamamen durduruldu, o zaman kadar toplamda 93 bin adet Anadol üretilmişti.

Zorlu şartlara karşı mücadele veren Anadol Türkiye'nin ilk yerli otomobil girişiminin öncüsü oldu. Sevenler için de keşke devam etseydi dedirten bir marka olarak tarihe karıştı...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
28
6
4
4
2
2
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
okisi

sorularım şunlar 1.neden devam etmedi 2.neden devletimiz buna sahip çıkmadı 3.hangi gerizekalı inek yiyor dedi 4.neden aradan geçen 50 yılda 1 tek otomobil t... Devamını Gör

Requiem Aeternam

Güzel başlayan okuma, öfkeyle bitti. Bu ülkede güzel olan ne varsa sonu yine öfkeyle bitiyor. Ulan ... diyorsun, elinden de bir şey gelmiyor.

portside

STC veya Böcek. Binmeden ölürsem gözüm açık gidecek.