Türkiye'nin Yol Bitmesin Diye Düşündüren En Güzel Rotaları

Bazı gezginler için gidilecek yerden ziyade yolda olmak, dolayısıyla yolculuğun kendisi başlı başına bir tutku. Büyük şehirler ve karmaşadan uzak, toprak anaya ve huzura yakın, hele bir de yol üzerinde tarih ve doğayla iç içe konaklama adresleri bulunuyorsa, ulaşacağınız noktadan belki çok daha iyi bir seyahat sizi bekliyor.Kilikya bölgesi onlarca antik kenti, berrak sularıyla gizli saklı koyları, enfes mutfağı ve sımsıcak iklimiyle bilinmeyen ancak çok güzel bir sürüş rotası. Adana Şakirpaşa Havalimanı’na iner inmez bir araç kiralayın ve Tarsus’un antik kalıntılarını, Tarihi Tarsus Evleri’ni ve bir doğa harikası olan şelalesini gördükten sonra Mersin’e devam edin.Kız Kalesi, Cennet-Cehennem Magaraları’nı görüp bir gece konakladıktan sonra sabah Silifke’ye doğru yola çıkın. İşte sürüş keyfiniz esas burada başlıyor zira göreceğiniz manzaralar, Narlıkuyu, Tisan Koyu, Boğsak Koyu’na hayran olacaksınız. Silifke’de bir gece konaklayıp Anamur’a hareket edin. Mamure Kalesi ve Köşekbükü Mağarası’nı gezdikten sonra Anamur Çayı’nın buz gibi suyunda yüzebilirsiniz.Sürüş rotaları ille dağ deniz olmak zorunda değil. Uçsuz bucaksız bozkırlar da farklı bir atmosfere sahip. Başkent Ankara’dan yola çıkarak Eskişehir ve Kütahya’ya doğru hareket edip Afyonkarahisar’da sonlanan seyahatte, tarihi kalıntıların ve volkanik oluşumların etrafında Yazılıkaya, Gordion, Aldavaz Vadisi’ni görme şansınız var. Bununla da bitmiyor, Anıtkabir, Frigya Vadisi ve Porsuk Çayı da sizi bekliyor.400 kilometrelik bir sürüş rotası olan Van Gölü, Muradiye Şelalesi, Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan yolunun bir bölümü Bitlis, diğer bölümü de Van arasında kalan Van Gölü’nün çevresini kapsıyor. Türkiye’nin en büyük gölünün etrafındaki güzellikleri yakından göreceğiniz rotada, tarihi dokular, girintili çıkıntılı koylar, güzel bir doğa ve dağlar arasında hoş bir seyahat gerçekleştireceksiniz.Sanmayın ki Karadeniz’in batısı, Doğu Karadeniz’den aşağı kalır etkileyiciliğe sahip. 400 kilometrelik bir yolculuktan oluşan Amasra, Çakraz, Cide, Gerze ve Bafra rotası, zamanınız varsa muazzam güzellikteki Hamsilos Fiyordu’na kadar devam etmeniz gereken nefis bir sürüş rotası. Bartın’dan Amasra’ya devam ederken yol üzerinde yer alan Bakacak Tepe, Amasra’da tarihi köprüyle anakaraya bağlanan eski şehir, dinginliğin adresi Çakraz Sahili ve Gideros Koyu, ardından Kastamonu’nun sahil kasabası olan yemyeşil doğası ve temiz deniziyle Cide…Bu yolculuğa eklemeniz gereken bir güzellik de Sinop Gerze’deki Erfelek Şelaleleri. Özellikle sonbaharda kırmızı, turuncu, sarı tonlarda renk geçişleriyle bir yağlıboya tuvalini yansıtan şelalelere tırmanmak için aracınızı bir kenara bırakarak trekking deneyimini de yaşayabilirsiniz. Buradan Hamsilos’a devam etmeye karar verirseniz İnceburun’da gün batımını izlemeyi ihmal etmeyin.İşte Türkiye ve Karadeniz’in en muazzam doğasının kucağında büyülü bir rota! Sümela Manastırı, Polovit Şelaleleri, Ayder Yaylası ve Şavşat seyahati yaklaşık 300 kilometre olarak planlansa da, yaylalar dolayısıyla uzayabileceğini aklınızda bulundurun. Karadeniz sahillerinin, yaylaların ve Kaçkar Dağları’yla süslü bu rotada, Anadolu’nun en özel bitki örtüsüyle tanışın.Trabzon sahil şeridinden itibaren Doğu Karadeniz’in gizli hazinelerini keşfederek ilerledikçe ormanlarla kaplı dimdik yamaçları ve büyüleyici güzellikteki yaylaları göreceksiniz. Öyle ki Rize Ardeşen’den Fırtına Vadisi’ne, buradan da Çamlıhemşin’e uzanan yola âşık olup seyahatinizi uzatmaya karar verme ihtimaliniz oldukça yüksek.Cennet Anadolu’nun en güzel sürüş rotalarından biri de denizin ve doğanın bin bir rengine sahip nefes kesici manzaralar eşliğindeki Çanakkale-Karaburun rotası. Dilerseniz Çanakkale Havalimanı’na uçup buradan bir araç kiralayarak Çanakkale-Ezine yolu üzerindeki Truva’dan başlayarak, doğa ile bütünleşmiş pek çok ören yerini de gezebileceğiniz rota yaklaşık 500 kilometrelik bir yolculuk sunuyor.Kuzey Ege’nin görülmesi gereken tüm noktalarını kapsayan yolculukta, ören yerleri ve koylarla birlikte Altınoluk, Kaz Dağları, Ören, Akçay, Cunda, Dikili ve Eski Foça duraklarında tahmininizden daha fazla kalmanız kuvvetle muhtemel. Kaz Dağları, Ayvalık ve Cunda’nın tarihi Rum evlerinden dönüştürülen şirin butik otellerinde konaklayıp aceleci davranmadan yolun ve duraklarınızın tadını çıkarmak için seyahati üç güne yaymanız en ideali.Kemer, Çıralı, Adrasan, Kaş, Kalkan, Fethiye, Ölüdeniz, Kayaköy ve Göcek rotasında, antik kentler, doğa ve deniz manzarasının karşı koyulamaz güzelliği yaklaşık 350 kilometre boyunca sizi yolda olmaya doyuracak. Kemer, Olimpos, Kaş, Kalkan ile Fethiye’ye kadar vereceğiniz molalarla seyahatin her anının tadını çıkarın.Eğer zamanınız varsa Çıralı sahili, Kaputaş Plajı’nda denizin keyfini çıkarın, Ölüdeniz Tabiat Parkı’nı da mutlaka görün. Şahane manzaralarla Fethiye Körfezi’nden Göcek’e doğru iki günü doyasıya yaşayın.Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da en nadide coğrafyalarından biri olan Kapadokya, en güzel sürüş keyfi yaşayacağınız rotalardan biri. 60 milyon yıllık tüflü bir bölge olan Kapadokya yöresinde gezilecek yerler birbirine oldukça yakın. Peri bacaları, yeraltı şehirleri, vadiler ve balondan safari turuna, trekkingden ATV ile gezmeye kadar pek çok aktiviteye de katılabileceğiniz Kapadokya’da ideal konaklama iki veya üç gün.Avanos, Paşabağ, Zelve, Çavuşin, Göreme, Ortahisar ve Ürgüp rotasında Kayamaklı ve Derinkuyu Yeraltı şehirlerini görmeyi de ihmal etmeyin. Ankara üzerinden gelecekler için gelişi Aksaray üzerinden yaparsanız Tuz gölü ve Ağzıkarahan Kervansaraylarına uğrayabilir, dönüşü Kırşehir üzerinden düşünürseniz de Hacı Bektaşi Veli Türbesi’nin mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri olduğunu aklınızda bulundurun.Türkiye’nin en şahane manzarası olduğu kadar bir o kadar da virajlı olan bu rota, yaklaşık 100 kilometre kadar sürüyor. Bazı noktalarda yol öylesine daralıyor ki, işte tam da bu nedenle kendinizi manzaranın güzelliğine kaptırıp gözünüzü kesinlikle yoldan ayırmamanız gerekiyor.Datça Yarımadası, Gökova Körfezi ve Bodrum rotasında, bir yanınız deniz diğer yanınız yemyeşil doğa, muazzam bir atmosfer içerisinde yol alıyorsunuz. Öyle ki Gökova Körfezi’nin en güzel manzaralarından birini sunan Sakar Geçidi, gizli kalmış bakir koylarını keşfedebileceğiniz Datça, feribotla geçip aracınızla devam edeceğiniz Bodrum kıyıları derken, en az iki gününüzü ayırmanız gereken bir rota sizi bekliyor.