Uluslararası Projeler Nasıl Gidiyor?
Uluslararası projeler ile hızlı büyüme inşaat firmaları açısından önemli bir stratejik karar. Tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de uluslararası projelerde kıyasıya bir rekabet yaşanmakta, açılan ihalelerde en iyi teklif verme ve projeyi zamanında teslim etme gibi unsurların yanı sıra faaliyet gösterilen ülkelerdeki riskler de ön plana çıkmaktadır.
Uluslararası arenadaki riskler aslında inşaat firmalarının kendi ülkelerinde karşı karşıya olduklarıyla benzerlik gösterse de ülkeden ülkeye farklılıklar da söz konusu. İnşaat şirketlerinin sürdürdükleri projelerdeki performansları bu risklerin doğru yönetilmesine bağlı. Yapılan çeşitli araştırmalar uluslararası projelerde kayda alınması gereken 18 riskin bulunduğunu gösteriyor. Siyasi istikrar, hukuk ve kanunlar, döviz kuru riski, kültürel farklılıklar, enflasyon, kamusallaştırma, farklı vergi ödemeleri/uygulamaları, dil farklılığı, rüşvet ve yolsuzluk, mücbir sebepler ve sosyal/siyasi karışılıklar risk haritasının önemli ögeleri.
Bir ülkenin siyasi istikrarı ile ekonomik performansı arasında doğrudan bağ olduğunu ele alırsak döviz kuru, enflasyon ve ilişkili olarak faiz riskleri en önemli unsurlar.
Küresel rekabet açısından Türk inşaat şirketleri dünyada son derece önemli bir yere sahip. Bu durum ENR tarafından her yıl hazırlanan “Dünyanın İlk 250 inşaat Şirketi” raporu ile de her yıl kanıtlanyor.
İlk 250 şirketin toplam uluslararası cirosu 544 milyar dolara yakın. İspanya ve Çin’in başa güreştiği bu listedeki Türk şirketlerinin ciro toplamı 20 milyar dolar civarında. Bu büyüklükle Türkiye 9’uncu sırada. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre ise tüm sektörün uluslararası projelerden elde ettiği ciro 32 milyar dolara yakın. Daha da önemlisi tanışıklığın pozitif fayda getirdiğini düşünürsek, dünya ölçeğinde ilk 250’de yer alan Türk şirketlerin sayısı 42 . Bu yönden değerlendirildiğinde müteahhitlik hizmetlerinde Türkiye uluslararası arenada Çin’nden sonra ikinci sırada .
Türk inşaat şirketleri son 40 küsür yılda 285 milyar dolar değere sahip 7 bin 500 uluslararası projede rol oynadı. Müteahhitlik hizmetlerinin yanı sıra Türkiye inşaat malzemeleri üretiminde de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Dört kıtada 103 ülkede proje yürüten Türk inşaat firmalarının etkin olduğu alanlar inşaat malzemeleri üretiminden altyapıya, konut üretiminden fabrika inşaatına ve turizm projelerine kadar uzanıyor.
Türk inşaat firmaların gerçekleştirdiği uluslararası projeler açısından Rusya Federasyonu, Türkmenistan ve Irak oldukça önemli pazarlar. Bu ülkelerin ihracat kalemleri, yani ülke gelirlerinin çoğu petrol ve doğal gaza bağlı. Malum, ham petrolün varil fiyatı son bir yılda %50-60 dolar bazında değer yitirmiş vaziyette.
MIT Üniversitesi ’nin “Karmaşık Ekonomi Gözlemevi” ülkelerin ekonomik göstergelerini kullanarak bir takım veriler yayınlıyor. Bu veriler ışığında bir ülke ekonomisinin riskleri hakkında fikir sahibi olabiliyorsunuz. Buradaki “karmaşık” kelimesine takılmış olabilirsiniz. Bunu çeşitlilik olarak da algılayabilirsiniz. Örnek olarak Türkiye ihracattan sağladığı gelirler anlamında çeşitliliğe sahip. Yani bir ihracat kaleminin kötüye gitmesi, diğer birinin olağanüstü başarılı olmasıyla dengeler altüst olmadan pekala ekonomik krizlerden uzak kalma olasılığına sahip. Buna karşılık ihracatının yüzde 60’ını petrol ve doğal gaz satışlarından sağlayan Rusya Federasyonu’nun bu emtia fiyatlarında yaşanacak çöküntü karşısında yapabileceği pek de bir şey yok.
Durum Türk inşaat şirketlerinin ağırlıklı olarak projelerini gerçekleştirdiği diğer ülkeler olan Türkmenistan, Irak ve Katar’da da pek farklı değil. İhracat gelirlerine bakıldığında petrol ve doğal gaz bağımlılığı Türkmenistan’da yüzde 91, Irak’da yüzde 99 ve Katar’da yüzde 95. Bu ülkeler arasında Katar, Dünya Kupası hazırlıkları ve altyapı hizmetleri yatırımlarında kararlığı açısından “risk” olarak görülmeyebilir.
Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2010-2013 yıllarını kapsayan dönemde Türk inşaat firmalarının proje geliştirdikleri ilk üç ülke sırasıyla Türkmenistan (yüzde 23), Rusya Federasyonu (yüzde 17) ve Irak (yüzde 12). Üç ülkenin toplam ciro içindeki payı yüzde 52. Projelerin gerçekleştirildiği petrol ve doğal gaz üreticisi ülkelerin toplam içindeki payı ise yüzde 75’in üzerinde. Toplam ciro içerisinde karayolu/tünel inşaatı yüzde 14 ile başta olmakla birlikte ikinci sıradaki konut projeleri yüzde 13 ikinci sırada ve hatırı sayılır bir ağırlığa sahip. Verilerde diğer olarak geçen yüzde 30’luk bölüm ve konut projeleri dışında kalan yüzde 57 havalimanı, spor tesisleri, alışveriş merkezleri, demiryolu, fabrika, petro-kimya tesisi, turizm tesisi, karayolu/tünel projelerini içeriyor.
Gerçekleşen proje değerlerine bakıldığı zaman Rusya Federasyonu 2011 ve 2012’deki liderliğini 2013’te Türkmenistan’a kaptırmış vaziyette. Yine de bu ülkenin, 2013 yılında 32 milyar dolara yakın gerçekleşen sektörün uluslararası cirosu içerisindeki payı yüzde 18. Cironun yüzde 61’i, Türkmenistan (yüzde 34), Rusya Federasyonu (yüzde 18) ve Azerbaycan’da (yüzde 9) elde edilmiş. Türk inşaat şirketleri tarafından 47 ülkede 393 proje gerçekleştirilmiş. Türk inşaat şirketlerinin en fazla proje gerçekleştirdiği ilk üç ülke Irak (74), Türkmenistan (60) ve Rusya Federasyonu (51). Projelerin yüzde 70’inden fazlası petrol ve doğal gaz üreticisi ülkelerde.
Ekonomi Bakanlığı verileri Türkiye inşaat sektörünün 2014 ilk 6 ay 10 milyar dolar mertebesinde değere sahip 116 proje gerçekleştiğini gösteriyor. Bu dönemde önemli bir değişiklik göze çarpıyor. Proje tutarlarına göre ilk 3 sırada Katar, Cezayir ve Irak göze çarpıyor. Bu üç ülkenin toplam içerisindeki payı yüzde 57. 2014’de Ruble’nin gerilemesi ve ekonomisinin petrol ve doğal gaza bağımlılığı ve buradaki fiyat düşüşleri ile ekonomisi büyük darbe alan Rusya Federasyonu’nun payı ise yüzde 2. Bu dönemde petrol ve doğal gaza bağımlı ekonomiye sahip ülkelerin ciro içindeki payı yüzde 67. Karayolu/köprü/tünel (yüzde 28), demiryolu (yüzde 23) ve konut (yüzde 15) projeleri toplam cironun yüzde 66’sını oluşturuyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi tarafından yapılan açıklamaya göre 2014 sonu itibariyle yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinden sağlanan geli 22,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu durumda, 2014 yılında 2013 senesine göre müteahhitlik hizmet ihracatında Türkiye’nin kaybı 10 milyar dolar ya da yüzde 31 civarında . İlk beş ülke sırasıyla Türkmenistan, Rusya, Cezayir, Katar ve Kazakistan.
Yıllar bazında gelinen noktada inşaat sektörünün daha katma değerli uluslararası projeler ürettiği bir gerçek. Zira 1972-2014/6 aralığında ortalam proje değeri 38 milyon dolar. 2013’te üretilen 116 projeden ortalama 80 milyon dolar, 2014’ün ilk 6 ayında üretilen 116 projenin beher değeri ise ortalama 86 milyon dolar.
Buna karşılık Türk inşaat sektörü ekonominin dalgalı ve siyasi sorunların yaşandığı coğrafyalarda faaliyet gösteriyor. Irak ve Libya’daki olumsuzluklar, Rusya Federasyonu’nun yaşadığı ekonomik problemler 2014 performansındaki düşüşe neden olmasında kuşkusuz önemli. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında düşüş, faaliyet gösterilen ülkelerde yaşanan kur sorunları ve neticesinde ekonomilerinde yaşanan problemler, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin toplam cirolarında önemli yer turan Türk inşaat şirketleri tarafından yakından gözlemlemesi ve stratejilerinde özümsenmesi gereken hususlar.
İnşaat Sektörü’nün Türkiye’nin can damarı olduğu herkesin bildiği bir gerçek. Öyle ki sektör Türkiye’nin Gayrisafi Yurtiçi Milli Hasıla’sının yüzde 6’sına karşılık geliyor ve 2 milyon kişiye yakın istihdam sağlıyor. Sektörün ülke ekonomisine doğrudan ya da dolaylı etkisi ele alındığında tarım sektörü hariç payı yüzde 30 civarında. Yine tarım sektörü hariç işgücünün yüzde 10 civarında bir kısmı bu sektörden ekmek parasını kazanıyor. Türkiye İstatistik Enstitüsü’ne göre Türk İnşaat sektörü 2013’te yıllık bazda Gayrisafi Yurtiçi Milli Hasıla’nın 3,1 puan üzerinde yüzde 7,1 büyüdü.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ’nin açıklamasında yer alan “Müteahhitlik sektörümüz en önemli hizmet ihraç kalemlerimizden biridir. Cari açığın azaltılmasına önemli katkı sağlamaktadır” ibaresini hatırlamakta fayda var. Bu durumda cari açıkta 2014 yılı itibariyle kapatılması gereken 10 milyar dolarlık bir açık oluşmuş durumda. 2015 yılının müteahhitlik hizmeti açısından önde gelen pazarlarından Rusya Federasyonu açısından hiç de iyi gitmeyeceği düşünülürse cari bu açığın artması muhtemel .
İnşaat sektörünün diğer sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı firmalar gibi ekonomisi daha karmaşık yapıya sahip farklı ülkelerde fırsatları kovalayarak pazar riskini yaymaları çok önemli.