Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Volkan Demirel ve Nani Öğrencilerin Sorularını Yanıtladı
Fenerbahçeli futbolcular Volkan Demirel ve Luis Nani, NTV Spor'da yayınlanan Rıdvan Dilmen'le Adil Oyun programının konuğu oldu. İkili Özyeğin Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Volkan Demirel, '2008 Avrupa Şampiyonası'ndan sonra Manchester City ve Milan'dan teklif aldığını fakat ben Fenerbahçe'de kalmak istedim' dedi.
Fenerbahçelilik ruhunu tanımlaması istenen Volkan Demirel, “Fenerbahçe ruhu anlatılmaz yaşamak lazım. Ben de bu ruhun göbeğinde olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. çocukluğunuzdan beri gelen Fenerbahçelilik bizi formasını giymeye itti. İllaki bazı yanlışlarımız olmuştur ama, tekrar tekrar söylüyorum, bu formayı giydiğim için hem gururlu hem de onurluyum. Benim için çok ekstra bir durum ve çocukluğumun hayaliydi. Düşünemezdim bile; ama bunları gerçekleştirdim ve kendimle de gurur duydum” dedi.
Alex gittiğinde ne hissettin?
‘Takımdan giden her oyuncu için üzülüyorum’
“Sadece Alex için değil, takımımızdan kim ayrılırsa ayrılsın giden her oyuncuya üzülüyorum. Onlarla siz belki hep güzel şeyleri görüyorsunuz, televizyon güzellikleri gösteriyor; ama kapı ardında biz gerçekten aile ilişkisi gibi görüyorum. Hem iyi hem de zor anlarımızda beraberiz. Biz kapılar arkasında çok konuşup, dertleşip, sohbetler ediyoruz. Alex olsun, geçen seneden giden Emre, Bekir, Egemen olsun ondan önce giden Anelka ve Ortega olsun giden her oyuncu kardeşlerim, arkadaşlarım, abilerim. Ogün abilere kadar dayanan süreçten geliyorum ben. Benim için her futbolcu değerlidir ve her giden futbolcuya üzülmüşümdür. Hain görünmek veya başka görünmek veya başka şeyler söylenmesi gerçekten beni düşündürmüyor. Kendi içimde veya kafamı yastığa koyduğumda rahatsam bu beni tatmin ediyor. Başkasının düşüncesi benim için önemli değil. Kendi içimde ne düşünüyorsam benim için o önemli. Onun için hepsini seviyorum, sayıyorum; gördüğüm zaman sevgimi saygımı gösteriyorum. Başka da yapacak bir şeyim yok.”
Jübileyi Fenerbahçe’de mi yapmayı düşünüyorsunuz?
‘Jübilemi Fenerbahçe’de yapmak isterim’
“Bundan sonra nerede yapalım. Fenerbahçe’de bırakmak istiyorum tabii ki; ama daha uzun yıllar oynamak istiyorum. Allah izin verirse sağlığım da el verirse jübilemi Fenerbahçe’de yapmak isterim.
Uzun yıllar derken, 1 sene daha sözleşmen var. Kendine bir hedef koydun mu?
“Bir yaş sınırım yok. Vücudum el verdiği sürece oynamak istiyorum.”
İdol gördüğün isimler kimlerdi?
‘Schumacher ve Engin Abi’yi çok örnek aldım’
“Ben Schumacher ve Engin Ağabey’le büyüdüğüm için onları çok örnek aldım. Daha sonra Rüştü Ağabey’le birebir çalışınca onla fiziksel çok farklı yapılarımız var ama Rüştü Ağabey’den öğrendiğim sadece ftubol değil, hayat anlamında da çok şey var. Engin Ağabey’den milli takımda da birlikte çalışmıştık. Bir Schumacher’e yetişemedim. Küçüklükte Engin Ağabey ve Schumacher’i söyleyebiliriz; ancak çalıştıktan sonra Rüştü Ağabey’i örnek aldım.”
Milli takımda tatsız bır olay yaşandı. Ondan sonra milli takımda uzun süre oynamadın. Avrupa Şampiyonası’nda milli takımda olacak mısın? Terim’le konuyla ilgili görüştünüz mü? Volkan Demirel’e milli takım yolu kapandı mı?
‘Milli takımda görev verildiği takdirde seve seve oynarım’
Olayın detaylarına fazla girmek istemiyorum ama orada yaşadığım olay bana doğru gelmediği için sahayı terketmek zorunda kaldım. Ben o stada çok gittim Fenerbahçe formasıyla. Bir çok stada gidiyorum ve her statta küfüre maruz kalıyorum. Annemize, eşimize, zamanı geliyor kızımıza küfürlere maruz kalıyoruz; ama oradaki ortam çork farklıydı. Milli takım kampına gittiğimde o formayı giydiğimde Fenerbahçe muhabbeti yapmıyorum. Bu yüzden oraya gelen seyirci ve taraftar da maç Galatasaray Stadı’ndaydı. Sahaya çıkar çıkmaz bir uğultu başladı. Eşim, annem alıştı; ama kızıma kadar ulaşınca olay, ben burada bir nokta koymak istedim. Bu sadece bana yapılan bir şey değil, bizim statta da veya başka statta da rakip futbolculara uğultular ıslıklar oluyor. Ben bunu onaylamıyorum, desteklemiyorum. Bizim stadımızda, Galatasaray’ın stadında, Beşiktaş’ın stadında olsun Ben bunu desteklemiyorum. Milli takımın özel stadı olması gerekiyor. Şu an Konya’nın stadında oynuyoruz ve gerçekten çok da iyi oluyor. Anadolu’nun çeşitli statlarında çok da iyi oluyor. Hiç olmazsa sahadaki arkadaşlarım kafasına tamamen sahaya veriyor. Daha iyi maç sergileyebiliyorlar. O maçta oynasaydım, büyük ihtimal tribüne çıkardım. Onun için maçta oynamak istemedim.
Tabii ki ben bir Türk çocuğuyum. Milli formayı giymek istiyorum. Kariyerimin başlarında hem Olimpik milli olsun, hem ümit milli olsun, kariyerimde çok büyük yer sahibidir. Olimpik milli takımda çok iyi oynadığım dönemde, Ümit Milli Takım’a seçilmiştim. Kartal’da oynarken de Fenerbahçe’ye transfer oldum. Fenerbahçe’de oynarken A Milli Takım’a seçildim. Onun için Milli Takım’ın değerini önemini her şeyini çok iyi biliyorum. Tabii ki o formayı tekrar giymek istiyorum. O zaman yaşadığım olayda tatsızlıklar istenmeyen şeyler olmuştur. Ama tabii ki bunları bir kenara koyup artık eğer faydalı olacağım düşünülüyorsa, ben ki faydalı olacağını düşünüyorum her zaman nerede oynarsam oynayayım elimden geleni verecevğim, elimden gelen katkıyı vereceğimi biliyorum. Çağrıldığım takdirde de seve seve gidip milli formayı giyeceğimi herkes biliyor zaten. Bunu tekrar dile getireyim. milli formayı giymek onurdur, gururdur, her futbolcuya da nasip olmaz.
Fatih Terim olaydan sonra ‘Hocam beni çağırmayın artık” dediğini söyledi. Ondan sonra Milli Takım teknik heyetiyle bir temas oldu mu?
Ben o sinirle o anki düşüncelerle böyle kelimeler çıktı ağzımdan. Bazı sinirli anlarınızda ne söylediğini bilemediğiniz gibi benim de o sıra yaşamış olduğum bir durumdu. Ama tabii ki kafamda bunu yerleştirmedim, düşünmedim. Daha sonrasında Fatih Hocam’la direkt diyaloğum olmadı. Aralarla bir şeyler geldi gitti, ne kadar doğrudur ne kadar yalandır onu bilemem. Önemli olan Fatih hocamın ne düşündüğüdür. Fatih Hocam beni çok iyi bilir, tanır. Nasıl bir insan olduğumu da bilir. Görev verdiği takdirde gider seve seve formamı giyerim.
Milli takımda Fenerbahçeli başka bir kaleciye senin kadar tepki gösterilmiyor. Sence bu tepki sana neden daha sert gösteriliyor?
Beni sevmiyorlar. Ben de taraftarken rakip takımın sembolü olan oyuncuyu sevmezdim. Çok seven de çok sevmeyen Galatasaray taraftarı da var. Orada benim durumum biraz farklı. Bir yere kadar kaldırabiliyorsunuz; ancak bir yerden sonra kendiniz ayarlayamıyorsunuz. O günlerden bir gündü. Yoksa her statta bana küfrediliyor, beni ıslıklıyorlar. Ama o gün olay farklı yerlere gelince böyle bir tepki gördüm. Aslında bu tepkiyle kendime zarar verdim. Kendimi feda ederek diğer futbolcu arkadaşlarımın ne hissettiklerini anlatmak istedim. Ama maçtan sonra tatsız olaylar oldu. Güvenlik güçleri ile gazeteci arkadaşların birbirlerini anlamadan dinlemeden çıkardıkları bir olaydan dolayı. Kendimi ne ifade edebildim, ne açıklayabildim. Üzerinden zaman geçti. Aynı duygularda ifadelerde bulunamıyorum. Olayı sıcağı sıcağına yaşamak, hissetmek en doğrusu. Artık geride kaldı. İnşallah hem ben milli formayı giyerim.
Bu tarz olaylar sadece benim için değil, tüm futbolcu arkadaşlarım bazen baktığınızda taraftarlarımız futbolcu arkadaşlarımı ıslıklıyor. Gerçekten bu futbolcuları çok etkiliyor. Futbolcu top almak istemiyor. Saklanıyor oyun içerisinde. Bunları yapmayın, Çünkü bunlar senin oyuncun. Haftaya tekrar çıkacak oynayacak. Aynı takımla aynı formasıyla mücadele edecek. Bunları düşünmemiz lazım. İstek ve düşünceleriniz fazla. Çok yetenekli takım arkadaşlarımız var. Niye daha az pozisyona giriyoruz, neden daha az gol atıyoruz diye konuşuldu. Çünkü beklentiler yüksek.
Dünyanın en iyi futbolcularına sahibiz. Sadece Türkiye demiyorum, hepsi kendini kanıtlamış, belli bir kapasiteye sahip taraftarın beklentisi 5-6 tane atalım öyle gidelim. Veya 6 yiyelim 2 yiyelim. Benim için öyle değil. 1 atalım hiç yemeyelim. Ama sizin için öyle değil. Her zaman oraya geliyorsunuz, bilet alıp stada geliyorsunuz, bol gollü maçlar izlemek istiyorsunuz. Ama artık günümüz futbolunda bunlar biraz daha zorlaşıyor. Halı sahada veya sokakta oynamaya benzemiyor bu işler. Onun için mantıklı sahadaki arkadaşlarımızı biraz daha destekleyici hiçbir zaman onların performansını etkileyici davranışta bulunmayalım, bu konuda kendimi feda ettim. Saçmalık. Kendime zarar. Milli takıma giremiyorum; ama bazı zamanlar birisinin kendini feda etmelidir. Benim düşüncem buydu; ama kendimi iyi ifade edemedim o yüzden buralara kadar geldim.”
Aziz Yıldırım nasıl bir insandır?
‘Başkanımız sert ama babacandır’
“Başkanımız sertir; ama babacandır. Çok değer verdiğim bir insandır. Fenerbahçe’ye kendisini adamış, Fenerbahçe için gecesini gündüzünü katmış bir insan. Ben böyle başkanımız olduğu için değerini bilip hakkaten gurur duymamız gerektiğini düşünüyorum; Çünkü hayatımda tandığım en iyi ve en dürüst insanlardan biri diyebilirim.”
‘Robin Van Persie değişik bir karakter’
“Değişik bir karakter. Dışarıdan sizlere soğuk gelebilir veya takımın dışında kalıyormuş gibi gelebilir. Geçen deplasmandan gelirken bizi genelde büyük bir otobüsle karşılarlar. Geçen küçük bir otobüs geldi. Ortam hoşumuza gitti. Ama Robin diğer otobüse binmiş. Robin dışarıda kalmış gibi haberler çıktı. Aklınıza bir şey gelmesin. Takım içinde olan herkeste çok iyi bir arkadaşlık var. Takımımızda her ülkeden insanlar var. Brezilyalısı, Portekizlisi, Hollandalısı var; ama biz hiçbir şeye bakmadan hepimiz sanki uzun yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi bir durumdayız. Hiçbirimizin ayrısı gayrısı yoktur. Bir şey için mücadele ediyoruz, Fenerbahçe’nin başarısı için. Onun için kimsenin art niyeti yoktur.”
Avrupa’ya hiç gitmek istedin mi?
“Gitme şansı oldu ama şanslar oluşmadı. İyi ki de oluşmamış.”
Hangi takımlar istedi?
“2008 Avrupa Şampiyonası’ndan sonra Manchester City, Milan’la ikili görüşmemiz oldu. Ama o sırada sözleşmem de bitmişti. Bu tarz teklifler gelmişti; ama benim için her zaman burada kalmak en doğrusu diye düşündüm.”
Nani'nin açıklamaları;
‘İlk günkü karşılamayla yeniden doğmuş gibi hissettim’
Luis Nani ise Fenerbahçe’de nasıl bir futbol ortamı beklediği ve geldikten sonra nasıl bir futbol ortamıyla karşılaştığı sorusuna, “Buraya gelmeden önce bazı arkadaşlarım bu ülkenin bu ligin ve bu kulübün iyi yönlerinden bana fazlasıyla bahsetmişlerdi. Onların bu fikirlerini duyduktan sonra zaten buraya gelme kararı aldım. Öncelikle geldiğim gün bana yapılan karşılama benim için yapılan en büyük sürprizlerden biri oldu. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim. Sanki futbola yeniden başlıyormuş gibi hissettim. Burada yenilenmiş bir şekilde daha hırslı bir şekilde daha canlı bir şekilde futbol oynamamı sağladı. Daha fazla başarılı olmam için bana fazlasıyla istek verdi o günkü karşılama. Kulüp kısmına gelecek olursak bence en iyi seçimi yaptım, buna hiç şüphem yok. Volkan’ın da söylediği gibi bu kulüp anlatılmaz yaşanır. Ben de bu kulübü yaşıyorum. Her gün kendinizi geliştirme zorunluluğunuz var. Burada beraberlik bile kabul görmüyor. Her zaman kazanmak zorundasınız. Dünyanın en büyük kulüplerinden birinde olduğumu hissediyorum. Burada her zaman hırsınızı üst düzey tutmak zorundasınız. Buraya gelen oyuncular da bunu hemen farkediyorlardır. Burada hedefler her zaman üst düzeyde. Buraya gelirken böyle bir durum bekliyordum. Burada daha fazlasını görmüş oldum” yanıtını verdi.
Türkiye’yi bilmeyen bir arkadaşı, Portekizli ve İngiliz farketmez, Türkiye’yi ve Fenerbahçe’yi sorduğunda ne yanıt verir?
‘Türkiye’den her zaman olumlu bahsettiler’
Benim yanıtım şu şekilde, Türkiye çok iyi bahsedilen, hakkında olumlu görüşler bahsedilen bir ülke. Belki son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı olaylardan dolayı Türkiye’nin özellikle tatil açısından doğru bir tercih olmayacağı gibi bir imaj oluşmuş olabilir. Ama ben buraya gelmeden önce bana Türkiye’den her zaman olumlu bahsedildi. Türkiye’nin en güzel ülkelerden biri olduğu İstanbul’un zaman geçirebilmek tatil yapabilmek için en güzel şehirlerden biri olduğu, İstanbul’da yapabilecek çok fazla şeyler olduğu söylendi. Portekizliler olarak genel imaj da bu şekilde.
Fenerbahçe’yle ilgili düşüncelerini dışarıya nasıl iletiyor?
‘Akrabalarım ve arkadaşlarım İstanbul ve Fenerbahçe’den çok etkilendiler’
“Fenerbahçe’ye geldiğim bu güne kadar çok arkadaşım geldi. Çok akrabalarım geldi. Gelmeden önce bana hep “Şehir, kulüp, Fenerbahçe nasıl diye sordular. Onlara yanıtım hep aynı şekilde oldu, “Ben saha bir uçak bileti ayarlayayım, sen buraya gel ve fenerbahçe’nin ne kadar büyük bir kulüp olduğunu gör, biraz kafan karışsın. Buraya arkadaşlarım, kardeşlerim, ailem geldi. Çok da şanslıyım. Onlar ne zaman geldiyse ben mutlaka gol attım. Statta her zaman tıklım tıklımdı. Onlar buraya geldiklerinde takımımız kazanmayı da başardı. Sürekli video’lar çektiler. Buradan deyim yerindeyse çıldırmış bir şekilde ayrıldılar. Burada ki o etkilenmeleri çok üst düzeydeydi. Anlatmaları bu şekildeydi. Onların buraya gelip görsünler istiyordum ki, kendileri yaşasınlar. Maçların sonuna kadar da bir şey demiyordum. Onlara bir görüş bildirmeden kendileri yaşasınlar istedim. Hepsi de memnun bir şekilde ülkelerine döndüler.”
Nani, taraftarı ve Aziz Yıldırım’ı nasıl değerlendirir?
‘Başkanımız ne yaptığını biliyor ve işi gayet iyi anlıyor’
“Taraftarlarla ilgili benim gördüğüm çok duygusal taraftarlar. Maçın her anını her ikili mücadeleyi yaşıyorlar bizimle birlikte. Bu sayede biz kendimizde takım olarak maücadele edebilmek adına daha fazla enerji buluyoruz. Biraz daha o itici güçün her anı yaşamalarıyla hissediyoruz. Başkanımızla şu ana kadar birebir bir kez görüşme fırsatım oldu. Ancak buraya gelmeden önce herkes ondan bahsediyordu. Başkan böyledir, şöyledir diyorlardı. ‘sert bir insandır’ diyorlardı. Ama ben hep sert, istekli insanlarla çalıştım ve bu bence güzel bir şey dedim onlara. O da hepimiz gibi bir insan. Ne yaptığını biliyor ve yaptığı işi gayet iyi anlıyor. Bazen teknik ekiple, bazen oyuncularla ilişkilerinizle de sert olmanız gerekebilir. İnsanların ne zaman desteğe ihtiyacı olduğunda çok iyi bir şekilde fark edebilen bir insan. Ne zaman bir oyuncunun, teknik direktörün desteğe, motivasyona ihtiyacı var bunu hemen fark edip ona göre davranabiliyor. Ben genelde şakacı bir insan gibi gözükürüm ama işimde çok ciddiyim ve böyle insanlarla çalışmaktan dolayı çok mutluyum. Kulüpte böyle insanlar olduğu için ben de çok mutluyum.”
‘Robin Van Persie harika bir oyuncu’
“Robin van Persie’yle Manchester United’da birlikte oynadıkları ve Fenerbahçe’de istenen performansı gösteremediği ve bunun nedeniyle ilgili olarak ise Luis Nani, “Robin van Persie herkesin bildiği gibi harika bir oyuncu. Öyle bir oyuncu ki şu anda bir şey yapmıyor gibi gözükür ama bir anda maçı değiştirebilir. Onun gol atma kalitesini, futbol kalitesini hepimiz biliyoruz. Oynamadığı dönemler oluyor, bu tamamen hocanın kararıdır, belki sakatlıktan dolayı böyle bir karar vermiş olabilir. Bunu değerlendirmek bana düşmez. Benim tek söyleyebileceğim o da burada şampiyonluklar kazanmak için bulunuyor. Harika bir oyuncu. Her zaman takımına yardımcı olmak için hazır durumda ve hırslı bir oyuncu. Bunun için burada bulunuyor”