Yaşam Boyu Aynı Şehirde Yaşamanın İnsan Psikolojisinde Yarattığı İlginç Etkiler
Bildiğiniz gibi 'köyden, kasabadan büyük kente taşın ve mutlu ve anlamlı bir hayat yaşa' anlayışı kültürümüzde oldukça yaygındır sevgili dostlar. Ancak ister bu anlayışı benimseyerek kente yerleşin, ister tüm hayatınızı doğduğunuz kentte geçirin, bunun bir takım eksi ve artıları olacaktır. İşte yaşam boyu aynı kentte kalmanın psikolojinizde yarattığı değişimler:
Bir insanın doğduğu ve yaşamayı seçtiği yer aslında o kişi hakkında çok fazla şey söyler...
Örneğin çocukluğu büyük şehirlerde geçmiş insanların daha geç yaşta evlenmeye eğilim gösterdiği istatistiksel olarak kanıtlanmıştır.
Genellikle kısa süreli ilişkiler yaşamaya daha fazla eğilim gösteren büyük kent insanları, aynı zamanda kırsal bölgelerde yaşayan yaşıtlarına göre daha fazla zihinsel problem, stres ve karmaşa yaşamaktadır.
Yapılan araştırmalar, şehirde büyüyen insanların anksiyete bozukluğu yaşama ihtimalinin %21 oranında daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Aynı zamanda bu insanlarda çeşitli davranış bozukluklarına rastlanma oranı da kırsal kesimde yaşayan yaşıtlarına oranla %30 daha fazladır.
Almanya'nın Heidelberg Üniversitesi'nde yürütülen bir çalışma ile şehirde büyüyen insanların beyinleri görüntülendi.
Araştırmanın sonucuna göre şehirli gençlerin beyinlerindeki amigdala ve singulat korteks (beynin duygularla ilgili kısmı) bölgelerinin stresli durumlarda şehirli olmayanlara göre aşırı aktif hâle geldiği gözlemlendi.
Kısacası yaşamını büyük şehirlerde sürdüren insanlar daha yoğun ve değişken duygular tecrübe ediyor...
Bu durum elbette şehirde yaşayan insanların daha fazla uyarana maruz kalmasıyla ilgili. Ancak fiziksel açıdan ele alındığında bu insanlar aynı zamanda bedenlerine daha ciddi zararlar veriyorlar. Yoğun stres, şehirli insanların daha erken yaşlanmasına ve kalp rahatsızlıklarına yakalanmasına sebep oluyor.
İlginçtir fakat, bir insanın kişiliği, hayatını nerede geçireceği hakkında bize bilgi verebilir.
Aktif bir yapıya sahip insanların daha çok göç etme eğiliminde olması ve sosyal insanların genellikle şehirde yaşamayı tercih etmesi şaşılacak bir şey değildir. Ancak elde edilen bulgular, aşırı duygusal insanların da göç etme eğilimi gösterdiğini ortaya koymaktadır ve bu oldukça ilginç bir saptamadır.
Araştırmalara göre mutsuzluk hissi de insanın göçe eğilim göstermesinin sebeplerindendir.
Hayatında belirli bir tatmin hissini yakalayamayan insanlar, memleketlerinden çok uzağa gitmeseler bile yaşadıkları yerden uzaklaşma ve genellikle büyük şehirlere göç etme ihtiyacı hissetmektedir.
Fakat eğer doğduğunuz şehirden hiç ayrılmadıysanız mutlu olup olmadığınızın farkında bile olmayabilirsiniz.
Rahatlık ve alışmışlık hissi mükemmeldir ve sakinlik yaratır; ancak yeni yerler görmek ve yeni tecrübeler yaşamak insanda farklı bir tatmin hissi oluşturur. Psikologlar, uzun vâdede düşünüldüğü zaman mutluluğun kişinin arzularıyla içinde yaşadığı gerçeklik uyum sağladığı zaman mümkün olduğuna vurgu yapmaktadır.
Bilinçdışı bir itkiyle, mutluluğu başka kentlerde ve insanlarda arayan kişilerin gittikleri her yerde aynı tatminsizlik hissini yaşamalarının sebebi de tam olarak budur.
Elbette bugün pek çok genç hedeflerine ulaşabilmek ve daha fazla imkâna sahip olmak için büyük kentlere göç etmektedir. Bu açıdan bakıldığında göçün gerçekten fonksiyonel olan bir tarafı vardır. Ancak mutluluğu dışarıda arayan insanlar psikologlara göre pek çok farklı yerde yaşamaya eğilim göstermektedir.
Tam aksine, bazı insanlar da belirli hedefleri ve arzuları olmasına rağmen bilinmeyen yerin dinamiklerinden korkarak yer değiştirmeme eğilimi göstermektedir.
Bilinmeyen yerlere duyulan korku üst boyutlara ulaştığında insanın yaşamını ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Bu korku kişinin potansiyelini tam olarak açığa çıkaramamasına, hak ettiği yere ulaşamamasına ve daha tatmin edici bir sosyal çevreden mahrum kalmasına sebep olmaktadır.
Göçün en önemli sebeplerinden bir başkası da ekonomik yetersizlikler...
Kişinin hayatta mutluluğu yakalamak için başka bir kente taşınmasının yanında, daha mutsuz olacağını bildiği hâlde iş imkânı bulmak için büyük kentlere göç eden ailelerin sayısı da ülkemizde oldukça fazladır. Yapılan anketler bu sebeple göç eden insanların büyük bir kısmının imkân yaratılması hâlinde memleketlerine geri dönmek istediğini göstermektedir.
Kısacası yaşamlarını doğdukları yerde sürdüren insanlar genel anlamda daha az hırslı ve daha sakindir. Bu insanlar aynı zamanda büyük şehirlerde yaşayanlara göre daha sağlıklı bir yaşam sürmektedir.
Bunun iyi mi kötü mü olduğu elbette bakış açısına göre değişir ancak yaşamını doğduğu kentte sürdüren insanlar daha doğal ve sakin bir yaşam sürüyor ve duygusal açıdan daha az karmaşa yaşıyor. Bu durum kimi zaman sahip oldukları potansiyeli geniş kitlelere ulaştırmalarına engel oluyor ancak geniş kitlelere ulaşmak yalnızca biz şehirli insanların hissettiği bir zorunluluk gibi görünüyor...
Yorum Yazın
Biri istanbul biri ankara olmaka üzere iki farkli şehirde de yaşadım yıllarca, ama yine gelip çocukluğuma sığındım seviyorum bu şehri ben buraya aitim kızımı... Devamını Gör
adana dan ayrılabileceğimi sanmıyorum.
kebaptan dolayı mı?
tam da okulu bırakıp başka bi yerde istediğim bölümü okumak istediğimi fark ettikten sonra gördüğüm içerik. evet bu bi mesaj.