Görüş Bildir
Haberler
Yaşamın Oluştuğu Zamana Dair Tahminleri Alt Üst Eden Dünya'nın En Eski Fosilleri Bulundu!

Yaşamın Oluştuğu Zamana Dair Tahminleri Alt Üst Eden Dünya'nın En Eski Fosilleri Bulundu!

Geçtiğimiz günlerde yaşamın oluşumuyla ilgili zaman tahminlerimizi sarsabilecek çok önemli bir keşif yapıldı!

Kaynak: http://www.nature.com/nature/journal/...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Kanada'nın Quebec bölgesinde yapılan keşifte, bir kaya parçasının içinden 4.28 milyar yıllık olabileceği düşünülen fosiller elde edildi.

Kanada'nın Quebec bölgesinde yapılan keşifte, bir kaya parçasının içinden 4.28 milyar yıllık olabileceği düşünülen fosiller elde edildi.

Bu değer oldukça önemli; çünkü yaşamın oluştuğu döneme dair tahminlerimiz 3.7 milyar yıl öncesine dayanıyor.

Bu tahminimizin nedeni olan ve Grönland'da geçtiğimiz yıl bulunan 3.7 milyar yıllık fosiller, en eski fosil olma rekorunu ele geçirmişti.

Bu tahminimizin nedeni olan ve Grönland'da geçtiğimiz yıl bulunan 3.7 milyar yıllık fosiller, en eski fosil olma rekorunu ele geçirmişti.

Dolayısıyla bu fosillerin yaşı uzmanların düşündüğü şekilde kesin olarak kanıtlanırsa, yaşamın oluştuğu dönemle ilgili tahminimizi de 600 milyon yıl kadar geriye çekeceğiz.

Bu durum da Dünya oluştuktan sadece 300 milyon yıl sonrasında yaşamın oluşmaya başladığı anlamına geliyor.

Bu durum da Dünya oluştuktan sadece 300 milyon yıl sonrasında yaşamın oluşmaya başladığı anlamına geliyor.

Bu kadar kısa bir süre içerisinde yaşamın nasıl oluşabildiğine dair bir soru da gündeme gelecek bu keşifle beraber. Fakat uzmanlar, hata payını da geniş tutuyorlar ve 3.77 milyar yıl öncesine ait olabileceğini de söylüyorlar. Her halükarda bu fosiller, eğer uzmanlar fena halde yanılmıyorsa, bu zamana kadar bulduğumuz en eski fosiller olarak tarihe geçecek.

Fosillerin bir başka özelliği ise okyanus tabanlarında yer alan hidrotermal bacaların etrafında yaşayan mikroplarla çok büyük benzerlik göstermeleri.

Fosillerin bir başka özelliği ise okyanus tabanlarında yer alan hidrotermal bacaların etrafında yaşayan mikroplarla çok büyük benzerlik göstermeleri.

Bu da onların da zamanında okyanus tabanında oluştuğu fikrini hayli güçlendiriyor. Eğer durumun böyle olduğu kanıtlanırsa, diğer gezegenlerde veya uydularda yer alması olası yer altı okyanuslarının diplerindeki hidrotermal bacalarda da yaşamın oluşmuş olabileceği ihtimali oldukça yükselecek.

Bulgulara şimdilik şüpheyle yaklaşan bilim insanları da var.

Bulgulara şimdilik şüpheyle yaklaşan bilim insanları da var.

Bulunan yapıların bir canlı fosili bile olmayabileceğini düşünenlerden tutun da, çok eski olsalar da en eski fosiller olmadıklarını düşünenlere kadar farklı fikirlerdeki uzmanlar bulunuyor. Nitekim 1996'da da bu yapılara benzer türde yapılar Antarktika'ya düşen ve Mars'tan geldiği belirlenen bir meteoritte görülmüştü. O yapılar hakkındaki tartışmalar günümüzde bile devam etse de, genel yargı canlılığın izi olmadıkları yönünde.

Dolayısıyla kesin sonuçlar için sonraki incelemeleri beklemek durumundayız.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yine de şimdilik bulguların, mikrobik canlılara ait olduğu yönündeki kanıtlar daha güçlü.

Yine de şimdilik bulguların, mikrobik canlılara ait olduğu yönündeki kanıtlar daha güçlü.

Bunun yanı sıra, geçtiğimiz sene Grönland'da yapılan keşiflerdeki bulguların fotosentetik bakterilere ait olduğu düşünülürken, bu keşifteki bulguların kemosentetik bakterilere ait olduğu yönünde fikirler mevcut. Her halükarda bu bulgular arasındaki yaş ve tür farklılıkları, yaşamın oluşmasına dair tahminlerimizi bir kere daha gözden geçirmemiz gerektiğini işaret ediyor.

Bir ilginç bilgi daha: Fosillerin bulunduğu dönemde Mars'ın yüzeyinin okyanuslarla kaplı olduğu düşünülüyor.

Bir ilginç bilgi daha: Fosillerin bulunduğu dönemde Mars'ın yüzeyinin okyanuslarla kaplı olduğu düşünülüyor.

Dolayısıyla Dünya'ya yaşam belki de Mars'tan kopup gelen meteorlarla da taşınmış olabilir. Bu konudaki teorilerin ucu bucağı yok gibi görünüyor. 

Ayrıca fosillerin ait olduğu düşünülen devirde Dünya asteroitler tarafından yoğun şekilde bombalandığından, yaşam tüm o kaotik ortama rağmen bile varlığını sürdürebildiyse, evrenin başka köşelerinde de gelişmiş olma şansı hayli yüksek demektir.

Özetle keşfin önemi iki ana başlık altında toplanabilir.

Özetle keşfin önemi iki ana başlık altında toplanabilir.
  • Dünya'mızda yaşamın ne zaman ve ne şekilde oluştuğuna dair tahminlerimizi geliştirecek olması.

  • Yaşamın Dünya'nın oluşumundan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkıp kaotik ortama bile dayanabilmesini kanıtladığından Dünya dışında da yaşam oluşma ihtimalini bir hayli artıracak olması.

Bakalım ilerleyen zamanlarda bu araştırmanın sonuçlarıyla ilgili ne tür gelişmeler duyacağız...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
208
94
46
7
3
2
1
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
M

Bilinen en eski canlı fosilleri 3. 7 milyar yıl öncesine ait olan ve günümüze kadar gelip hiçbir değişime uğramadığı anlaşılan Siyona Bakteri fosilleridir. B... Devamını Gör

FERO

Nasıl böle bi sonuca vardın acaba? Ayrıca verdiğin link te ki sitenin adı bile yaradılış abi orda ki bi habere pozitifdir yanlı değildir diye insanlar niye ... Devamını Gör

Zaman hırsızı

Rab bir şeyi gökten indirmez ve ya sihirli annem olayındaki gibi ışıklı bir şey doğrultusunda bir şeyi halk etmez . O birseyi yarattığı vakit o der ve de od... Devamını Gör

Mr Logical

Ne saçma sapan şeyler peşindesiniz. Şimdi dünyadan bir uzay mekiğine bir grup insanı bindirip, üzerinde yaşam bulunmayan bir gezegene göndersek ve orada yaşa... Devamını Gör

Hoshimi hanaya

Hala bir çok şey gizli bir kutu sır dolu