Görüş Bildir
Haberler
TV
Yayında Olan En Güzel Diziler

Yayında Olan En Güzel Diziler

Nehir Erginsoy
08.04.2015 - 22:57 Son Güncelleme: 12.04.2015 - 19:10

Paramparça

Paramparça

Kavuşmaları kadar ayrılmaları da imkansız… Büyük, paramparça bir aşk hikayesi… 

Ayrı dünyalara ait olan iki insan, ne kavuşmaları ne de ayrılmaları mümkün… 

İki kaza ile yoları hiçbir zaman ayrılmayacak şekilde kesişen 6 kişi... 

Bambaşka hayallere ve hayatlara yürürken yolları birleşecek ve sonsuza kadar ayrılmaz bağlarla birbirine bağlanacaklar…

Çok zor ekonomik şartlarda 14 yaşındaki kızını yetiştirmeye çalışan Gülseren, görümcesi ile yaşamaktadır.

Yaşadıkları küçük dünyayı zorlayacak hevesleri olan 14 yaşındaki kızıyla baş etmeye çalışırken hayatı bir anda tepetaklak olur. 

Genç kadın, kendisini yıllar önce terk eden kocasıyla boşanma işlemlerini yürütürken, yağmurlu bir günde, travmatik bir olay sonucunda Cihan ile karşılaşır.

Cihan, evli ve iki çocuk sahibi bir adamdır. İyi bir baba, cesur bir işadamı, mutsuz bir erkektir. 15 yıl arayla gelen iki kaza ile, iki kadın bir erkek ve üç çocuğun hayatı ve kaderleri hiç beklemedikleri, üstüne üstlük aşılması mümkün olmayan bir şekilde sonsuza kadar birbirlerine bağlanacaktır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Karadayı

Karadayı

Bazıları kahraman doğar bazıları sonradan kahraman olur. Mahir her ikisi...1970'lerde Beyazıt'ta mutlu bir aile… Bir nişan günü her şey değişti... İşlemediği bir cinayet yüzünden Kara ailesinin babası, Nazif idam hükmü aldı... Mahir o gün vazgeçti kendinden, hayatından, sevdalarından, yarınlarından... Tek yolu vardı artık. Gerçek katili bulup, adaleti sağlamak ve babasını darağacından kurtarmak. Darağacına giden bu yolda önünde bir de imkansız bir aşk var.

Filinta

Filinta

Topraklarımızdaki tarihi ve coğrafi zenginliği bir araya getiren Filinta, bir buçuk yıla yakın süredir üzerinde çalışılan, 23 Aralık 2014 tarihinden bu yana ekranlarda sevenleriyle buluşan ve içinde birçok ilkleri barındıran bir dizidir.

Televizyon tarihinin İlk Osmanlı Polisiyesi olan Filinta hak, adalet, dostluk, kardeşlik ve aşk kavramlarını ortaya koyan bir dizidir.

19. yüzyılda dünya dengeleri yeniden kurulurken bir imparatorluğun yaşadığı değişime ve adalet savaşçılarının verdikleri mücadeleye şahit oluyoruz. Kendisine ve en yakın arkadaşına tuzak kurulan kahramanımız Filinta Mustafa tuzağı kuranın kızına aşık oluşunun çıkmazları da epizodik hikayelerle izleyiciye sunuluyor.  

Filinta projesi için Kocaeli’nde Avrupa’nın en büyük dizi platolarından biri kuruldu. 19. Yüzyılın İstanbul’unun oluşturulduğu devasa platoda proje kapsamında 140 kişi çalışmaktadır. 270,000 m2 alanda 50,000 m2 inşa edilen setinde, eski Pera’nın, tramvayına varana kadar birebir kopyasının inşa edildiği Avrupa'nın en büyük dizi platosu şimdilik sadece Filinta dizisi için yapılan yatırım gibi gözükse de, dünyada Amerika ve Avrupa’nın en önemli yapım şirketlerinin de gelip çalışmak istediği ayrıcalıklı alana sahip bir yer olarak tanınmaya başladı. İçerisinde dizi, sinema filmi, reklam ve klip çekimlerinin gerçekleşmesi için geniş tekniğe varabilecek bir donanıma sahip olan platoda, dekor kurulum çalışma atölyeleri, kostüm atölyeleri, adeta yeni bir mimari çalışma yapılarak kurulan kent ve sokaklarıyla geçmiş ve bugünü bağlayabilecek bir yer olarak sektör yaratıcılarının iştahını kabartan bir mekan yaratıldı. İçleri kullanılan evleri, bankaları, pastaneleri, konsolosluk, kilise, at çiftliği, şimdinin Polis merkezi olan Kadılık mekanı ve arka sokaklarının birebir oluşturulduğu mimari büyülü bir atmosfer sunmakta.

Kara Para Aşk

Kara Para Aşk

Para ve hırs yüzünden hızla kirlenen dünyada, suçlularla giriştiği amansız mücadelelerde büyük başarılar kazanan Ömer Komiser, kız arkadaşı Sibel'le nişanlanmak için İstanbul'a gelir. Roma'da yaşayan Elif ise doğum gününde ailesiyle birlikte olmak için İstanbul'a gelir.

Ömer ile Elif aynı gece ölüm acısı yaşarlar. Ömer'in kız arkadaşı ve Elif'in babası cinayete kurban giderler. İkisi de cevaplayamadıkları sorularla baş başa kalırlar. Gergin ve önyargılı bir tanışmanın ardından peşlerine düştükleri her ipucu yollarını kesiştirir.

Ömer, Sibel'in katilini bulmaya, ona atılan iftiraları temizlemeye kararlıdır. Elif ise ömrünün en zor anlarını yaşarken, babasının göründüğünün aksine karanlık bir hayatı olduğu gerçeğiyle yüzleşir. Bu Elif'in yüzünde patlayan ne ilk ne de son tokat olacaktır. Elif, ailesi için tehlikelerle dolu, karanlık yolda kaybolmak üzeredir.

Diriliş 'Ertuğrul'

Diriliş 'Ertuğrul'

“O;Güneşi bayrak, göğü çadır eyleyip kısraklarını uçsuz bucaksız ovalara sürdü. Yağız yeri titretip, mavi göğü deldi. Pusatlarını yar eyleyip, ordularını gür kıldı. Daha çok denize, daha çok toprağa ilahi muştuyu taşıdı.Dünyanın iki hükümdara dar geldiğine inandı. Ve dünyayı bir hükümdara yar kıldı. Süleyman Şah oğlu Ertuğrul ümitlerin tükendiği bir çağda dirilişin adı oldu. ”Diriliş “Ertuğrul” , dünyanın kaderini belirleyen adamın hikayesi.

Diriliş “Ertuğrul” Genel Hikayesi: 13. Yüzyıl… Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı. 1071’de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul’dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek bir yurt istiyordu. Ertuğrul, göğü çadır, yeri yatak eyleyerek zor bir mücadeleye talip oldu. Tapınak Şövalyeleri ve vahşi Moğollar onun en büyük düşmanlarıydı. Ertuğrul, ümitlerin tükendiği bir çağda nice zorluğa göğüs gererek, azmi ve sabrı sayesinde düşmanlarını yendi ve Kayı boyuna bir yurt verdi. Bu yurtta üç kıtada altı asır hüküm sürecek olan dünyanın en ihtişamlı devleti Osmanlı İmparatorluğu kuruldu. Bu muhteşem devletin sırrı da kahramanımız Ertuğrul’un hikayesinde gizliydi. Ertuğrul’un, İbn-i Arabi’den aldığı bu sır, onu adım adım hayallerine taşıdı. Ertuğrul, hayallerine giderken aslında dünyaya yeni bir medeniyet armağan etti. Temellerini attığı devlet, dünyanın kaderini değiştirdi. Biz de dünyanın kaderini değiştiren adamın destansı hikayesine, boyun eğmeyen karakterine, büyüleyici aşkına ve tüm insanlığa yetecek adalet duygusuna şahitlik edeceğiz. Diriliş “Ertuğrul” aynı zamanda bugünün hikayesi…

13. yüzyılda İslam dünyası bugün ki gibi büyük sorunlar yaşıyordu. Bir lider ve bir kahraman bekliyordu. Diriliş “Ertuğrul” dizisi inşa sürecindeki yeni Türkiye için tarihin yol rehberliğinde bugüne çok şey söyleyecektir.

- Bu mücadelede casuslar, hainler ve şövalyeler;

- Bu yolculukta entrika, tehlike ve ölüm;

- Bu hikayede yoldaşlık, fedakarlık, cesaret ve yiğitlik;

- Bu destanda büyüleyici bir aşk var.

”Moğolların baskılarıyla bunalan Kayılar, yurt bulamadıkları için Selçuklulara ait yayladan göç edememişlerdir.

Kış ve kıtlık obayı esir almıştır. Süleyman Şah’ın büyük oğlu Gündoğdu, toyda Halep’e gitmeyi önerir. Bu teklif kabul görür. Halep emiri El Aziz’in Kayı’lara Antakya’da bir yurt vermesiyle Kayılar yeni göçün hazırlıklarına başlar. Alpleri ile ava giden Ertuğrul, Selçuklu hanedanı üyesi olan Müslüman bir aileyi Haçlıların elinden kurtarıp obaya getirir. Kayılar, bu ailenin Hanedan üyesi olduklarından habersizdir. Kurtardığı ailenin kızı Halime, Ertuğrul’un kalbine bambaşka bir ateş düşürürken obanın bu yeni misafirleri ateşten bir çember içinde hayat mücadelesi veren Kayıları daha büyük bir tehdidin kucağına atacaktır.

Kurtlar Vadisi Pusu

Kurtlar Vadisi Pusu

Kurtlar Vadisi Pusu, ilk üç sezon boyunca küresel güçlerin iç temsilcileri üzerinde yoğunlaşmış ve Polat Alemdar ve ekibi bu iç düşmanlar ile mücadele etmiştir. Dizi, dördüncü sezondan itibaren küresel güçlerin ana aktörlerine yoğunlaşmış, dizide yabancı istihbarat servisleri, yabancı ajanlar yer almış ve bu kişilerle mücadele verilmiştir. Suriye meselesine de yer verilmiştir. Tema değişiklikleri gereği karakterlerin büyük bir kısmı yenilenmiştir. Sekizinci ve dokuzuncu sezonlarda ise küresel güçler ile bölgesel güçler arasındaki çatışmalar konu edinilmiş, dizi daha karamsar bir havaya girmiştir. Özellikle dizinin bel kemiğini oluşturan Alemdar ve ekibi, çeşitli misyonlar için dağılmışlar ve dizinin seyri değişmiştir.

Polat Alemdar, kendisine kurulan kirli komployu bozmaya kararlıdır. Bu uğurda tüm dostları ve kuşkusuz KGT ekibi yanındadır. Fakat bu kez, fedakarlıkları da büyük olacaktır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Seksenler

Seksenler

-      Gazozuna maçlar yapıp, bakkal amcanın önünde maç sonucunu kutladığımız yıllardı,-      Karpuz kapuğu düşmeden denize girmez,

-      Eti kasaptan, peyniri bakkaldan alıp, sebze için pazarın kurulduğu günü beklerdik. Bakkalı kasabı daha henüz süpermarketler yutmamıştı.

-      Cafeler açılmamıştı,

-      Pizzacılar yoktu.

-      Hamburgerle henüz tanışmamıştık… 

-      O yıllar şimdi çok gerilerde kaldı,

-      Çınar ağacı bile eskidi, tıpkı bizim gibi...

 Seksenler dizisinin amacı Türkiye’nin 1980’lerin başından günümüze değin geçen otuz iki yıllık geçmişini ve değişimini klasik bir Türk ailesi üzerinden anlatmaktır. Seksenler dizisinde sosyal hayattaki değişim, hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl etkilediği gözler önüne serilir.  Seksenler dizisi kaybettiğimiz insani değerleri yeni nesillere tekrar kazandırmak amacıyla geçmişe yapılmış eğlenceli bir yolculuktur.

Seksenler dizisi kırk yaşındaki ortanca kardeş Nazlı’nın abisi Ahmet’e getirdiği bir teklifle başlar. Bu teklif yaşlı anne babalarının yaşadığı ve kendi büyüdükleri evin satılması ile ilgili babalarını ikna etmeleri üzerinedir. Hatıralarla dolu bu ev kat karşılığı satılırsa hepsi maddi olarak rahatlayacaktır ama önlerindeki en büyük sorun babanın buna nasıl ikna edileceğidir. 

 Üç kardeş o gece ikna etmek amacıyla babalarının karşısına çıkarlar. Bu evde hatıraları ile birlikte yaşayan babalarına evin satılması konusunu açmak bile bir derttir. Birlikte yedikleri yemek sırasında en büyük kardeş Ahmet yavaş yavaş geçmişteki günleri hatırlamaya başlar ve hatırladıkça babalarına bu teklifi götürmenin ne kadar zor olduğunu idrak eder. Çünkü babalarının bu evle kurduğu duygusal bağ aslında geçmişe olan özlemidir. Ahmet de eski günleri hatırladıkça bu duyguya kapılır.  

 Ahmet’in hatırladığı yıllar 1980’lerdir. Seksenler aslında hepsinin hayata adım attığı yıllardır. Geçmişe döndüğümüzde bu ailenin erken yıllarını, kavgalarını, sevgilerini, evliliğe ilk adım atışlarını, ilişkilerinin yapılanmasını görmeye başlarız. Örneğin günümüzde evli ve çocuklu olan Ahmet ile Gülden’in geçmişine döndüğümüzde asla olamayacak imkansız bir aşk hikayesine başlarız. Seyirci bu bölümler boyunca “Ahmet’in umutsuz aşkının nasıl olup da evliliğe dönüştüğünü” merak etmeye başlar.  

 Nazlı o yıllarda kendisine aşık olan iki gençten birini nasıl seçmiştir. Seçmediği adam yıllar sonra boşanmış olan Nazlı’nın karşısına çıktığında neler yapacaktır.

Maral: En Güzel Hikayem

Maral: En Güzel Hikayem

Hayallerinin peşinden giden sıra dışı bir kızla, geçmişinin peşinden giden deli dolu bir genç adamın hikayesi bu. Dokunduğu her şeyi güzelleştiren, yaşam sevinciyle dolu, derin bir nefes gibi bir kızdı Maral. İleride bir gün yöneticisi olma hayalleri kurduğu çok katlı mağazanın pastanesinde garson olarak çalışmaya başladı. Ve başladığı ilk gün aşık oldu Sarp’a. Pastanenin serseri ruhlu çikolata şefine.

Ele avuca sığmaz, şeytan tüylü, on parmağında on marifet, başına buyruk bir adamdı Sarp. O da Maral’dan etkileniyordu. Kimbilir belki de aradıkları, birbirleriydi hayatta. Hiçbir zaman bilemediler. Çünkü  bir mucize oldu. Ve Maral, bir süreliğine mağazanın başına geçti.

Şimdi Maral’la Sarp arasında uzun, aşılmaz koridorlar var. Maral bu rengarenk, ışıltılı hayaller mağazasında Sarp’a ulaşmaya çalışırken, bir yandan da binbir zorlukla mağazayı yönetmeye çalışıyor. Mağazanın ürkütücü sahibi Halis Bey, kararlı ve tehlikeli eşi Deniz, kreatif direktör Benan ve diğerleri… Maral’ın aşması gereken engeller o kadar fazla ki.

Karagül

Karagül

Urfa’nın Halfeti ilçesinde zengin ve nüfuslu Şanverdi ailesinin iki oğlu vardır Kendal ve Murat. Kendal küçüklüğünden beri Murat’ı kıskanır, aşiretin ve tüm malvarlığının tek sahibi olmak ister. İki karısından neslini devam ettirecek oğlu olmaz. Tek oğlu özürlüdür.

Murat İstanbul’a gider ve orada kendine bambaşka hayat kurup Ebru ile evlenir. Ebru yalılarda büyümüştür ve Murat’ın gerçek hayatı hakkında bilgi sahibi değildir. İlk çocuğu doğumda öldü diye biliyor. Murat’ın imam nikahlı karısı ve 4 çocuğu vardır. Büyük oğlu erkektir.

Murat bir gün memleketine gidip ailesini ziyaret eder. Ancak tartışma sonucunda Kendal’ın gazabına uğrayıp Fırat nehrinin azgın sularına atılır. Ve oradan kaybolur. Ebru’ya Murat’ın intihar ettiği söylenir. Genç kadının tüm dünyası kararır. Kocasının ailesinin yaşadığı topraklara gider ve orada tüm gerçekler birer birer su yüzüne çıkar. Hayat onu çocukları için ayakta kalmaya çağırır…

“Geri gelmen için o kadar dua ettim ki, bunun bir kabus olması için... Babam öldüğünde bile bu kadar korkmamıştım! Ne olur bir başıma bırakma beni! Lütfen geri dön Murat , bizi yalnız bırakma!”

Elleri yalısının bahçesindeki topraktan başka toprağa değmemiş bir kadın ve bu kadını bir yalanı yaşamaya mahkum etmiş bir adam. Ve kadın en ummadığı anda gerçeklerle bir başına kalır.

Şimdi hayat onu, kaybettikleri için savaşa davet ediyor . Hayat, onu çocukları için ayakta durmaya ve uzak diyarlarda yeniden doğmaya çağırıyor.

İmkansıza inat yaşayan, başka topraklarda yeniden doğan kadınların hikayesi Karagül...

Medcezir

Medcezir

İstanbul'un kenar mahallelerinden birinde, Tozludere'de yaşayan Yaman'ın başı ağabeyi yüzünden büyük derde girer. O güne kadar kaderini değiştirmek için başarılı bir öğrenci olmaya çalışan Yaman, O gece, istemeden suçla tanışır. Ve Yaman'ın temiz sicili lekelenir.

Yaman bütün ümitlerini kaybettiği anda, Av. Selim Serez'le tanışır. Selim, Yaman'ın üstüne bulaşan çamurun arkasında, gelecek vaat eden bir genç adam olduğunu görür. Beladan uzak durmak için çırpındıkça daha çok batan Yaman'ı kendi gençliğine benzetir ve bu çocuğun hikayesinin, demir parmaklıklar ardında son bulmasına izin vermez.

Yaman zengin bir avukat olan Selim'in yardım teklifini, önce (gerçek olamayacağını düşünerek) ciddiye almaz, ama eve döndüğünde çıkan olaylardan sonra artık hayatına kaldığı yerden devam edemeyeceğini anlar. Yoksul evden yükselen sesler bir kez daha Selim'e kadar ulaşır. Yaman bu kez Selimin teklifini geri çevirmez ve kötü bir olay yüzünden hayatına giren bu adamın araladığı kapıdan bambaşka bir dünyaya adım atar.

Yaman mucizelere gerçek hayatta yer olmadığını bilse de, o kapıdan içeri girmekten başka şansı olmadığını anlar. Yaman'ı, sırtında taşıdığı geçmişiyle, hiç tanımadığı insanların arasında, Tozludere'dekinden daha zor bir hayat beklemektedir.

Kara Ekmek

Kara Ekmek

Büyük Hayalleriniz oldu mu?

Biten Bir Hayat, Yeniden Başlar mı?

Asiye yoksul bir mahallede gaddar üvey annesi ve zorba babasıyla yaşamaya çalışan genç bir kızdır. Hayat yeterince üstüne gelmiyormuş gibi bir de sevgilisinden hamile kalır. Ancak sevgilisi onunla evlenmeyi şiddetle reddeder. Asiye de birikmiş öfkesini oğlana salladığı bıçakla alır.

Artık Asiye için zaten nefret ettiği mahallesinden kaçmaktan başka çare kalmamıştır. Gerçek hayatından firarında kardeşi Mine de Asiye'yi yalnız bırakmaz. Ceplerinde para olmayan iki kız kardeş mecburen otostop yaparlar. Bindikleri araba ülkenin sayılı zenginlerinden birinin torununa aittir. Çıktıkları yol, onları düşündüklerinden bambaşka bir yere götürecek ve dört kişinin kaderini sonsuza dek değiştirecektir.

Şimdi Asiye bütün hırslarının ve arzularının da ötesinde bir yaşamın eşiğindedir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Kiraz Mevsimi

Kiraz Mevsimi

Öykü, tekstil ve moda tasarımı bölümü öğrencisi, akıllı ve güzel bir kızdır. En büyük hayali başarılı bir moda tasarımcısı olmaktır. Bu konuda kendisine örnek aldığı ünlü modacı Önem Dinçer’e çizimlerini ulaştırmak için çok uğraşır. Öykü, en sonunda onun dikkatini çekmeyi başarır. Bu sırada hayatının aşkıyla karşılaşır: Ayaz Dinçer…  Ayaz, Öykü’nün platonik aşık olduğu Mete’nin ortağı, aynı zamanda da idolü Önem Dinçer’in oğludur. 

Ayaz, yakışıklı çapkın bir mimardır. Aşka inanmayan, bugüne dek hep tek gecelik ilişkiler yaşamış biridir. Öykü’yle hayatları kesişen Ayaz, ilk kez bir kızdan gerçekten etkilenir. Öykü’den daha ilk anda çok hoşlanır. Öykü’nün saf, çocuk halleri Ayaz’ın çok hoşuna gider. Ancak Öykü, Mete’ye aşıktır. Bunu öğrenen Ayaz, üzülerek de olsa ikiliyi bir araya getirmeye çalışır. Öykü ise, Mete’ye olan duygularını saklama peşindedir. Bir yanlış anlaşılma sonucu Öykü ve Ayaz sevgili taklidi yapmak zorunda kalırlar. Ancak ikili, zamanla birbirlerine gerçekten aşık olurlar. 

Öykü, çocukluğundan beri hayalini kurduğu moda dünyasında adım adım başarı merdivenlerini çıkarken, aynı zamanda ilk defa Ayaz’la gerçek aşkı tadacaktır

O Hayat Benim

O Hayat Benim

Mehmet Emir ve Hasret birbirini çok seven iki gençtir. Ancak Hasret’in babası Yusuf evlenmelerine karşı çıkar. Kızının hamile olduğunu öğrenen Yusuf bey kızının öldüğü haberini yayar ve gençleri bir daha birleşmemek üzere ayırır. Aradan geçen zamanda Hasret'in kızı dünyaya gelir. Yusuf bey Hasret'e kızının öldüğünü söyler ve Bahar isimli kızı yanında çalışan İlyas'a verir. İlyas'ın Efsun isimli bir kızı daha vardır. Efsun ve Bahar kardeş olarak büyür.

Aradan geçen 20 yılın ardından Yusuf bey bu vicdan azbıyla daha fazla yaşayamayacağı için Mehmet Emir'e her şeyi anlatmaya karar verir.

Gerçeğin ortaya çıkacağını öğrenen İlyas'ın karısı sinsi bir planla Bahar yerine Efsun'u Mehmet Emir'e kızı olarak tanıtmaya karar verir.

Yıllar önce hayatı dedesi tarafından çalınan Bahar bu sefer ailesi sandığı insanlar tarafından ikinci defa hakkı olan hayattan uzak tutulur.

Konu hayatın ve aşkınsa, kadere asla teslim olma...

O Hayat Benim'de küllerinden doğan aşklara ve hayata yenilmeden tutunma mücadelelerine hep birlikte tanık oluyoruz. Sırlar bir bir ortaya çıkmaya başlamıştır, artık işler kimsenin umduğu gibi gitmeyecek, herkesi şaşırtacak büyük gelişmeler yaşanacaktır.

Bir Erkek Bir Kadın İki Çocuk

Bir Erkek Bir Kadın İki Çocuk

Zeynep ve Ozan 9 yıldır birlikte yaşamaktadır. Zeynep sürekli evlilik hayalleri kuran, romantizm düşkünü bir kadındır. Ozan ise sürekli cinselliği düşleyen ve romantizmden nefret eden bu yüzden de evlenmeyip birlikte yaşamayı sürdürmeyi düşünen bir erkektir. Bu iki kişinin başından geçen olaylar, yaşadıkları maceralar konu bütünlüğünün sağlandığı skeçler olarak aktarılmaktadır.

Kadınlarla erkekler arasındaki ilişkilerin komik ve samimi bir üslupla anlatıldığı programda hayattan gündelik olaylar işlenmektedir. Zeynep ve Ozan çiftini merkez alarak insanların gündelik hayatı işlenen yapımda olaylar ev içinde, arabada, alışverişte, kayınvalidenin evinde, tatilde, spor merkezinde ve akla gelebilecek her yerde geçmekte; dünyadaki her çiftin yaşayabileceği komik durumları özgün, çok cesur ve doğal bir tarzla işlenmektedir. Karakterlerin birbirinden zıt duygusal dünyaları ve aralarındaki ufak tefek çekişmeler programın mizahi yönünü ortaya çıkarmaktadır.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın