Görüş Bildir
Haberler
YDS, YÖKDİL VE YDT Gibi İngilizce Sınavlarında Mutlaka Karşınıza Çıkacak Deyimleri Söylüyoruz!

YDS, YÖKDİL VE YDT Gibi İngilizce Sınavlarında Mutlaka Karşınıza Çıkacak Deyimleri Söylüyoruz!

YDS, YÖKDİL ve YDT gibi zorlu İngilizce sınavlarına hazırlananlar için amme hizmeti! Bu sınavların ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden sınavları kolayca geçebilmek ve yüksek puan almak isteyenlerin bilmesi gereken tüyoları sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bu içeriğimizde sizler için mutlaka karşınıza çıkacak ve geçmiş sınavlarda da sorulmuş deyimleri derledik. Haydi bir bakalım!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

100. Hit the books – İneklemek

100. Hit the books – İneklemek
usadultliteracy.com

99. Hit the sack – Kafayı vurup yatmak

99. Hit the sack – Kafayı vurup yatmak

98. Twist someone’s arm – Ağzından girip burnundan çıkmak

98. Twist someone’s arm – Ağzından girip burnundan çıkmak

97. Stab someone in the back – Birini sırtından bıçaklamak

97. Stab someone in the back – Birini sırtından bıçaklamak

96. Lose your touch – Bir konuda becerisini kaybetmek/Eskisi kadar iyi olmamak

96. Lose your touch – Bir konuda becerisini kaybetmek/Eskisi kadar iyi olmamak
xn--anglekiteaj-vnb10i.com
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

95. Sit tight – Sabırlı olmak

95. Sit tight – Sabırlı olmak

94. Pitch in – Katkıda bulunmak

94. Pitch in – Katkıda bulunmak

93. Go cold turkey – Bir alışkanlığı bırakmak

93. Go cold turkey – Bir alışkanlığı bırakmak

92. Face the music – Ceremesini çekmek

92. Face the music – Ceremesini çekmek

91. Ring a bell – Bir şey çağrıştırmak

91. Ring a bell – Bir şey çağrıştırmak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

90. Blow off steam – Deşarj olmak, İçini döküp rahatlamak

90. Blow off steam – Deşarj olmak, İçini döküp rahatlamak

89. Cut to the chase – Sadede gelmek

89. Cut to the chase – Sadede gelmek

88. Up in the air – Askıda/Belirsiz olmak

88. Up in the air – Askıda/Belirsiz olmak

87. On the ball – İşini bilmek, Açıkgöz/Uyanık olmak

87. On the ball – İşini bilmek, Açıkgöz/Uyanık olmak

86. Born with a silver spoon in one’s mouth – Varlıklı bir aileden/Şanslı doğmuş

86. Born with a silver spoon in one’s mouth – Varlıklı bir aileden/Şanslı doğmuş
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

85. To go from rags to riches – Sıfırdan zengin olmak

85. To go from rags to riches – Sıfırdan zengin olmak

84. Pay an arm and a leg for something – Bir servet ödemek

84. Pay an arm and a leg for something – Bir servet ödemek

83. To have sticky fingers – Eli uzun olmak

83. To have sticky fingers – Eli uzun olmak

82. To give a run for one’s money – Kök söktürmek

82. To give a run for one’s money – Kök söktürmek

81. To pony up – Borcunu ödemek

81. To pony up – Borcunu ödemek
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

80. Get over something – Bir şeyi atlatmak

80. Get over something – Bir şeyi atlatmak

79. To ante up – Borcunu ödemek

79. To ante up – Borcunu ödemek

78. Break even – Ne kar ne de zarar etmek

78. Break even – Ne kar ne de zarar etmek

77. Break the bank – El yakmak

77. Break the bank – El yakmak

76. To be closefisted – Eli sıkı olmak

76. To be closefisted – Eli sıkı olmak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

75. To go Dutch – Alman usulü yapmak

75. To go Dutch – Alman usulü yapmak

74. Shell out money/to fork over money – Bir şey için ödeme/harcama yapmak

74. Shell out money/to fork over money – Bir şey için ödeme/harcama yapmak

73. Midas touch – Tuttuğu altın olmak

73. Midas touch – Tuttuğu altın olmak

72. In the red/In the black – Borcu olmak/Borcu olmamak

72. In the red/In the black – Borcu olmak/Borcu olmamak

71. Receive a kickback – Rüşvet almak

71. Receive a kickback – Rüşvet almak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

70. Living hand to mouth – Ucu ucuna geçinmek

70. Living hand to mouth – Ucu ucuna geçinmek

69. To be loaded – Çok paraya sahip olmak

69. To be loaded – Çok paraya sahip olmak

68. Make ends meet – Kıt kanaat geçinmek

68. Make ends meet – Kıt kanaat geçinmek

67. As genuine as a three-dollar bill – Sahte

67. As genuine as a three-dollar bill – Sahte

66. Rule of thumb – Genel kabul görmüş bir kural

66. Rule of thumb – Genel kabul görmüş bir kural
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

65. Keep your chin up – Metin olmak

65. Keep your chin up – Metin olmak

64. Find your feet – Ayak uydurmak

64. Find your feet – Ayak uydurmak

63. Spice things up – Renk katmak

63. Spice things up – Renk katmak

62. A piece of cake – Çocuk Oyuncağı

62. A piece of cake – Çocuk Oyuncağı

61. Cool as a cucumber – Soğuk kanlı/Sakin

61. Cool as a cucumber – Soğuk kanlı/Sakin
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

60. A couch potato – Miskin/Televizyon karşısında vakit öldüren

60. A couch potato – Miskin/Televizyon karşısında vakit öldüren

59. Bring home the bacon – Ekmek parası kazanmak/Evi geçindirmek

59. Bring home the bacon – Ekmek parası kazanmak/Evi geçindirmek

58. In hot water – Hapı yutmak

58. In hot water – Hapı yutmak

57. Compare apples and oranges – Elmayla armudu karşılaştırmak

57. Compare apples and oranges – Elmayla armudu karşılaştırmak

56. Not one’s cup of tea – Kalemi olmamak

56. Not one’s cup of tea – Kalemi olmamak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

55. Eat like a bird – Kuş gibi yemek

55. Eat like a bird – Kuş gibi yemek

54. Eat like a horse – Öküz gibi Yemek

54. Eat like a horse – Öküz gibi Yemek

53. Get over something – Bir şeyi atlatmak

53. Get over something – Bir şeyi atlatmak

52. Butter [someone] up – Pohpohlamak/Yağ çekmek

52. Butter [someone] up – Pohpohlamak/Yağ çekmek

51. Food for thought – Düşündürücü şey

51. Food for thought – Düşündürücü şey
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

50. A smart cookie – Zeka küpü

50. A smart cookie – Zeka küpü

49. Packed like sardines – Balık istifi

49. Packed like sardines – Balık istifi

48. Spill the beans – Baklayı ağzından çıkarmak/Ağzından kaçırmak

48. Spill the beans – Baklayı ağzından çıkarmak/Ağzından kaçırmak

47. A bad apple – Çürük elma

47. A bad apple – Çürük elma

46. Bread and butter – Ekmek teknesi

46. Bread and butter – Ekmek teknesi
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

45. Buy a lemon – Külüstüre para vermek

45. Buy a lemon – Külüstüre para vermek

44. A hard nut to crack – Çetin ceviz

44. A hard nut to crack – Çetin ceviz

43. Have a sweet tooth – Tatlı düşkünü olmak/Tatlıya zaafı olmak

43. Have a sweet tooth – Tatlı düşkünü olmak/Tatlıya zaafı olmak

42. A storm is brewing – Fırtına geliyor

42. A storm is brewing – Fırtına geliyor

41. Calm before the storm – Fırtına öncesi sessizlik

41. Calm before the storm – Fırtına öncesi sessizlik
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

40. Weather a storm – Zorlukların hakkından gelmek/Badire atlatmak

40. Weather a storm – Zorlukların hakkından gelmek/Badire atlatmak

39. When it rains, it pours – Aksilikler hep üst üste gelir

39. When it rains, it pours – Aksilikler hep üst üste gelir

38. Chasing rainbows – Olmayacak işlerin peşinde koşmak

38. Chasing rainbows – Olmayacak işlerin peşinde koşmak

37. Rain or shine – Ne olursa olsun

37. Rain or shine – Ne olursa olsun

36. Under the sun – Yeryüzünde

36. Under the sun – Yeryüzünde
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

35. Once in a blue moon- Ender/Kırk yılda bir

35. Once in a blue moon- Ender/Kırk yılda bir

34. Every cloud has a silver lining – Her şerde bir hayır vardır.

34. Every cloud has a silver lining – Her şerde bir hayır vardır.

33. A rising tide lifts all boats – Ekonomi iyi giderse bundan herkes yarar sağlar

33. A rising tide lifts all boats – Ekonomi iyi giderse bundan herkes yarar sağlar

32. Get into deep water – Ayvayı yemek

32. Get into deep water – Ayvayı yemek
www.thegoodbook.co.uk

31. Pour oil on troubled waters – Ortalığı yatıştırmak

31. Pour oil on troubled waters – Ortalığı yatıştırmak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

30. Make waves – Ortalığı karıştırmak

30. Make waves – Ortalığı karıştırmak

29. Go with the flow – Akışına bırakmak

29. Go with the flow – Akışına bırakmak

28. Lost at sea – Kafası karışmak

28. Lost at sea – Kafası karışmak

27. Sail close to the wind – Riskli işler yapmak

27. Sail close to the wind – Riskli işler yapmak

26. Make a mountain out of a molehill – Pireyi deve yapmak

26. Make a mountain out of a molehill – Pireyi deve yapmak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

25. Gain ground – Mesafe katetmek

25. Gain ground – Mesafe katetmek

24. Walking on air – Sevinçten havalara uçmak

24. Walking on air – Sevinçten havalara uçmak

23. Many moons ago – Çok uzun zaman önce

23. Many moons ago – Çok uzun zaman önce

22. Castle in the sky – Hayal

22. Castle in the sky – Hayal

21. Down to earth – Ayakları yere basan

21. Down to earth – Ayakları yere basan
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

20. Salt of the earth – Saygıdeğer/Muhterem

20. Salt of the earth – Saygıdeğer/Muhterem

19. The tip of the iceberg – Buz dağının görünen kısmı

19. The tip of the iceberg – Buz dağının görünen kısmı

18. Break the ice – Resmiyeti gidermek/Havayı yumuşatmak

18. Break the ice – Resmiyeti gidermek/Havayı yumuşatmak

17. Sell ice to Eskimos – Tereciye tere satmak

17. Sell ice to Eskimos – Tereciye tere satmak

16. Bury your head in the sand – Devekuşu gibi kafasını kuma gömmek

16. Bury your head in the sand – Devekuşu gibi kafasını kuma gömmek
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

15. Let the dust settle – Ortalığın sakinleşmesini beklemek

15. Let the dust settle – Ortalığın sakinleşmesini beklemek

14. Clear as mud – Anlaşılmaz/Arapsaçı gibi

14. Clear as mud – Anlaşılmaz/Arapsaçı gibi

13. As cold as stone – Buz gibi soğuk

13. As cold as stone – Buz gibi soğuk

12. Between a rock and a hard place – İki arada bir derede kalmak

12. Between a rock and a hard place – İki arada bir derede kalmak

11. Nip something in the bud – Yılanın başını küçükken ezmek/En başından engellemek

11. Nip something in the bud – Yılanın başını küçükken ezmek/En başından engellemek
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

10. Barking up the wrong tree – Olmayacak duaya amin demek/Yanılmak

10. Barking up the wrong tree – Olmayacak duaya amin demek/Yanılmak

9. Out of the woods – Düzlüğe çıkmak/Kritik safhayı atlatmak

9. Out of the woods – Düzlüğe çıkmak/Kritik safhayı atlatmak

8. Can’t see the forest for the trees – Ayrıntılar içinde boğulmak/Büyük resmi görememek

8. Can’t see the forest for the trees – Ayrıntılar içinde boğulmak/Büyük resmi görememek

7. To hold out an olive branch – Zeytin dalı uzatmak

7. To hold out an olive branch – Zeytin dalı uzatmak

6. out of the blue – beklenmedik bir anda

6. out of the blue – beklenmedik bir anda
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

5. It's raining cats and dogs - Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyo

5. It's raining cats and dogs - Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyo

4. No pain, no gain - İstediğin şey için uğraşmak zorundasın

4. No pain, no gain  - İstediğin şey için uğraşmak zorundasın

3. So far so good - Şu ana kadar her şey yolunda

3. So far so good - Şu ana kadar her şey yolunda

2. Get out of hand - Kontrolden çıkmak

2. Get out of hand - Kontrolden çıkmak

1. A blessing in disguise - başta kötü gibi görünen iyi bir şey

1. A blessing in disguise - başta kötü gibi görünen iyi bir şey

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
4
2
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın