Yıl 2019 ve Bir Türkiye Ayıbı: Sığınma Evlerinde Kalan Binlerce Kadın Oy Kullanamadı
Sığınma evlerinde kalan kadınların oy kullanacakları adreslerin Yüksek Seçim Kurulu'nun internet sitesinden öğrenilebileceği endişesi ve güvenlik korkusuyla sandık başına gitmediği belirtildi. Türkiye'de 30 bin civarında kadının sığınma evlerinde olduğu bilgisini veren İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, ellerinde bu kadınların ne kadarının sandık başına gittiğine dair bir istatistik bulunmadığını ancak olası riskler göz önüne alındığında oy kullanmaya gitmelerinin çok da mümkün olmadığını vurguladı.
Kadınların mağduriyetine ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, seçme ve seçilme hakkının Anayasal bir hak olduğunu hatırlatarak, 'Sığınma evlerinde halen 30 bin küsur kadın kalıyor. Çocuklar da eklendiği zaman 53-54 bini buluyor bu sayı. Bütün Türkiye çapında da 144 tane kadın sığınma evi var. Seçme ve seçilme hakkı bir anayasal hak. Dolayısıyla sadece güvenlik nedeniyle kadınların bunu kullanamaması gerçekten çok üzücü' dedi.
"Taşınabilir sandıkla oy kullanmaları mümkün"
Eroğlu, sığınma evlerine taşınabilir sandık götürülerek mağduriyetin çözülebileceğini belirterek, 'Gerekli güvenlik önlemleri alınırsa kendi adreslerinde, kayıtlı oldukları yerde kullanabilirler ama bu sağlanamadığı takdirde, ki bunu sağlayacak olan devlettir, aslında taşınabilir sandıkla bu kadınlara sığınma evlerinde oy kullandırılması mümkün. Bu da yasal olarak mümkün olan bir şey. Dolayısıyla burada yapılması gereken daha öncesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bu konuda gerekli tedbirleri alarak, Nüfus Müdürlükleriyle görüşmeler yaparak, bu kadınlar için özel bir yer sağlayıp ya da sığınma evine taşınabilir bir sandık götürüp, orada tamamına oylarını kullandırması çok mümkün. Biz en son Şiddet Önleme ve İzleme Merkeziyle görüştüğümüzde, bu konuda bir takım önlemler alınacağını ve belki de bu tarzda taşınabilir sandıkla oy kullandırılacağını beyan etmişlerdi ama bu seçimde de sanıyorum bunu sağlayamadılar henüz' diye konuştu.
"Kadının oy kullanmak için yaşadığı yere gitmesi riskli"
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün açıkladığı rakamlara göre sığınma evinde kalan kadın sayısını açıklayan Şükran Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
'30 bin 688 gibi bir sayı, bu 144 sığınma evinde kalan kadın sayısı. Bunun da sanıyorum 12-13 bini İstanbul'da olmalı. Çünkü İstanbul konusunda net bir rakam yok elimizde. Ama kadınların sığınma evlerinde kalma süreleri var, onun için de bu sayılar değişebiliyor. En son Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün açıklaması bu şekildeydi, sayıyı oradan aldım ben de. Dolayısıyla bu sayı arada bir değişebiliyor, çünkü kadınlar çocuklarıyla birlikte 3 ay kalabiliyorlar biliyorsunuz. 3 ay sonra, bir 3 ay daha uzatılabiliyor. Daha sonrasında da onlar, yeni bir hayat kurmak üzere sığınma evlerinden çıkıyorlar. Tabii bu konuda elimizde bir istatistik yok. Ne kadarı kullanabiliyor, ne kadarı kullanamıyor, ne kadarı kullanmak istiyor ve kullanamıyor. Bunları bilmiyoruz. Çünkü bu konuda yapılmış bir istatistik maalasef ki elimizde yok ama büyük bir çoğunluğunun kullanamadığını düşünüyoruz. Çünkü bir sığınma evindeki kadın zaten ciddi güvenlik korkusu, endişesi ve tehlikesi nedeniyle orada yaşıyor. Dolayısıyla kalkıp da, oradan çıkıp, tekrar kendi olduğu yere gitmesi riskli.'
"Yeni kimlik kartıyla oy kullanabiliyorlar"
'Kimlik karartma' uygulamasına başvurarak yeni kimlik kartı ile birlikte tüm bilgileri mahkeme kararı ile değiştirilen kadınların oy kullanmakta bir sorun yaşamadığını kaydeden Eroğlu, şöyle konuştu:
'Şiddet mağduru kadınların güvenliklerini korumak için uygulanan 'kimlik karartma', eğer kadın tabii ki çok ciddi bir ölüm tehdidi altındaysa veya ailesinde bir ölüm kararı verilmiş ve kaçmışsa uygulanıyor. Bu takdirde onun kimlik bilgilerinin gizlenmesi ve kimliğinin değiştirilmesi yönünde mahkemeden karar alıyoruz. Mahkeme bu yönde karar verdiğinde, emniyette aile içi şiddetle mücadele birimleri var, o birimler bu kadının tüm kimlik bilgilerini, tabii ki çocukları varsa çocuklarının da tüm kimlik bilgilerini değiştiriyorlar ve ona yeni bir kimlik, yeni bir yaşam alanı, tabii ki kendisi istediği takdirde il dışına da çıkabiliyor veya bulunduğu il içerisinde farklı bölgelere gönderilebiliyor. Farklı bir kimlikle yeni bir hayata başlıyor. Tabii ki burada da güvenliğinin sağlanması için aslında kadının, geçmişiyle tüm bağını da kesmesi gerekiyor. Ailesiyle, arkadaşlarıyla, çevresiyle olan tüm ilişkilerini kesmesi gerekiyor ki ona ulaşılması mümkün olamasın. Kadınlar bunu genelde yapıyorlar ama bazı kadınlarda da sıkıntı yaşandığını emniyet birimlerinden öğreniyoruz'
Yorum Yazın
Yeni Türkiye ne kadar güzel olmuş dimi adalet yok demokrasi yok özgürlük yok eğitim yok ekonomi yok . İktidarın yeni Türkiye için manifestosu hepiniz benim k... Devamını Gör
Yıllarca kadın sığınma evlerinde kalmış biri olarak söylüyorum; orda kalmak = cama çıkmak yasak, herkes aynı saatte yatar, Işık’lar kapanır, markete bir kişi... Devamını Gör
Siz ortada dik duran bir devlet görüyor musunuz? Dünya basını yapılan seçimler üzerinden ülkemiz hakkında neler neler söylüyor... Küçük kızlar tecavüze uğruy... Devamını Gör