Yılın Üstad Kadir Mısırlıoğlundan bombası
Feto'yu deli bir vaizken kim cemaat lideri yaptı
Gülen'le ilgili şok iddialar!
Kadir Mısırlıoğlu, İslam’da Tahrif Hareketleri kitabında Hilmi Türkmen’in kendisine Fethullah Gülen’le ilgili anlattığı oldukça dikkat çeken bilgileri paylaştı.
İşte kitaptan yer alan Hilmi Türkmen ve Kadir Mısıroğlu’nun arasında (F.Gülen ile ilgili) geçen konuşma:
Kadir Bey, sen Fethullah Gülen'i bir de benden dinlemelisin. Ben O'nu çok eski tanırım. Kendisi vaktiyle İskenderun’da askerlik yaparken ben de orada vaizdim. Bir gün benimde bulunduğum bir camide vaaza çıktı ve orada millete Kur'an-ı Kerim'in kıymetini bilmedikleri yolunda nasihatte bulunurken o mukaddes kitabı, ''Siz işte böyle yaptınız'' diyerek kürsüden attı (bu vak'a daha sonra Salihli'de de bir kere daha aynen cereyan etmiştir ki, buna dair bir teyp kasetini dilemişimdir) ve cemaat arasında büyük bir galeyan husule gelmişti. Ben orada olmasaydım ihtimal büyük bir hadise cereyan edecekti, milleti güçlükle yatıştırdım. Fethullah'ı alıp evime götürdüm. Genç ve tecrübesiz olduğu için böyle bir hata işlediğini düşünerek O'nu teselli ettim ve nasihatler verdim. Aradan yıllar geçti. Ben Manisa'da kurs müdürü idim. Zannediyorum 1965 ve 66 yıllarında idi. Bu gayet perişan bir halde bana geldi. İstanbul’daki arkadaşlarının kendisini beş parasız sokağa attığını ve bundan dolayı gayet sıkıntılı olduğunu söyleyerek benden iş istedi.
İskenderun’daki vaka dolayısıyla ihtiyatlı davrandım ve Müftü'ye müracaatla o sırada izinli olan bir vaizin yerine onu vazifelendirmesini istedim. Bir gün vaaz ederken kürsüde düşüp bayıldı doktorlar depresyon geçirdiğini söyleyerek onu Manisa'daki Akıl Hastanesine sevk ettiler. Bundan bir iki ay sonra çıktı. Yine iş istedi. Kendisine Manisa'nın küçük bir yer olduğunu akıl hastanesinde yatmış olmasının şüyu bulduğunu orada vazife yaparsa adının ''deli hoca'' ya çıkacağını ve kendisini civar vilayetlerden iş armasının daha doğru olacağını söyledim.
O zaman İzmir'in Kestane Pazarı’ndaki Kur'an-ı Kerim kursunun idarecilerini tanıyordum. O'nu çocuk okutmak üzere oraya yerleştirdim. Beş on gün sonra halini hatırını sormaya gittiğimde baş başa bir kimseyle fiskos ettiğine rast geldim. Konuştuğu adam beni görünce yaydan çıkmış ok gibi fırlayıp kaçtı.
Kendisine: Bu kimdir? diye sorduğumda:
Bir talebe velisi!... diye cevap verdi.
Bu söz doğru değildi. Tahkikatım da onu göstermiştir. Bu adam beş altı ay evvel bana gelmiş ve MİT'çi hüviyetini gösterdikten sonra, benimle bir meseleyi konuşmak istediğini söylemişti. Söylediği söz şuydu: ''Bizim teşkilat(MİT),Müslümanların M. Kemal Paşa'ya menfi bir tavır almasından rahatsızdır. İstiyoruz ki bu münafereti giderelim. Sen en büyük dini cemaatlerden biri olan Süleymancı cemaatinde söz sahibi bir insansın. Sizin cemaat de Kemal Paşa hakkında ''deccal'' ithamında bulunmakta ve ağza alınmayacak sözler söylemektedir. Sen bunu düzeltebilirsin. Bunu yaptığın takdirde bizden ne istersen iste seni Diyanet İşleri Başkanı yapalım!...
Kendisine yanlış kapı çaldığını benim bahsettiği cemaat içinde böyle bir şey yapacak gücüm olmadığını, bunu ancak Kemal Kaçar beyin yapabileceğini söyledimse de ikna olmadı ve: ''Sen bilirsin, biz seni seçmiştik. Anlaşılan sen bunu yapmak istemiyorsun. Amma biz bu işin peşini bırakmayacağız bu işi, birisini bularak muhakkak yapacağız!” diyerek ayrılmıştı.
Şimdi anlıyorum ki buldukları adam Fethullah Gülen'di. Fakat o sıralarda sapı silik bir adamdı. Bunu nasıl becerebileceklerdi? İşi takip ettim. MİT güdümlü olarak nasıl nafiz bir mevkiye getirildiğine safha safha şahit oldum.
Bütün bu nakledilenlere, Yeni Şafak gazetesinin 23 Mayıs 1998 tarihli nüshasında Aytunç Altındal'ın ''Papa'nın gizli kardinalleri'' ünvanlı yazısını da tetkikten sonra insaf ile bakmak gerekmez mi? Bu kadar adam yalan söylüyor da yalnız Fethullah Gülen'in arkasına taktığı ve kendisini ''mehdilik''e kadar yükselten kimseler mi doğru söylüyor?
Kaynak:İslam’da Tahrif Hareketleri Cild:3 sayfa:325-326
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!