onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Yorgunluk Hissi Neden Bu Kadar Yaygın?

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Yorgunluk Hissi Neden Bu Kadar Yaygın?

Batuhan
14.10.2016 - 15:46 Son Güncelleme: 15.10.2016 - 12:36

Anna Katharina Schaffner birkaç yıl önce yorgunluk salgınının kurbanları arasına girmiş, yaptığı her şeyde bir 'ağırlık hissi' duymaya başlamıştı. En basit işler bile bütün enerjisini tüketiyor, işine yoğunlaşması giderek zorlaşıyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bazıları bunu yaşadığımız çağa bağlıyordu. Bu doğru bir gözlem mi, yoksa yorgunluk ve tükenmişlik hissi diğer hastalıklar gibi hayatımızın belli dönemlerini etkileyen bir parçası mıydı?

İngiltere'deki Kent Üniversitesi'nde edebiyat eleştirmeni ve tıp tarihi uzmanı olan Schaffner bu konuyu araştırmaya karar verdi. Bu çalışmanın sonucunu 'Yorgunluğun Tarihi' başlıklı bir kitapta topladı.

Erkekler yorgunluk karşısında kadınlardan daha fazla hastalık izni alıyor

Erkekler yorgunluk karşısında kadınlardan daha fazla hastalık izni alıyor

Alman doktorları arasında yapılan bir araştırmada doktorların yarısının yorgunluktan şikayet ettiğini, günün her saatinde bu durumda olduklarını, işe gitme düşüncesinin bile kendilerini yorduğunu gösterdi. Finlandiya'da yapılan bir araştırma ise kadın ve erkeklerin yorgunluk karşısında farklı yöntemlere başvurduğunu, erkeklerin daha fazla hastalık izni kullandığını ortaya koydu.

Almanya'da yayımlanan bir makalede ise yorgunluk depresyonun 'lüks versiyonu' olarak tanımlanıyordu. Depresyona olumsuz bir anlam yüklendiği için o 'başarısız insanların hastalığıydı', iyi meslek sahibi eğitimli insanlar ise yorgunluktan şikayet ediyordu

Yorgunluk modern hayatın getirdiği bir sorun mu?

Yorgunluk modern hayatın getirdiği bir sorun mu?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Oysa Schaffner ikisinin farkı olduğunu söylüyor. 'Depresyonda özgüven kaybı, hatta kendinden nefret etme durumu söz konusu olabilir; oysa yorgunluk ve tükenmişlik hissinde kişinin kendine bakışında değişiklik olmaz' diyor.

Yorgunluk kronik yorgunluk sendromu ile de karıştırılmamalıdır. Burada en az altı ay süren ve en küçük aktivitenin bile büyük bir fiziksel ve ruhsal yorgunluğa yol açması durumu söz konusudur.

Bazıları ise insan beyninin modern çalışma ortamıyla başa çıkacak şekilde evrilmediğini iddia ediyor. Verimlilik artışı konusundaki sürekli baskı ve kişinin işi yoluyla kendisini kanıtlama ihtiyacı işçileri sürekli bir 'savaş ya da sıvış' durumuna sokuyor. İnsan evriminde tehlikeye karşı geliştirilmiş olan bu durum stres hormonlarının artmasına neden oluyor.

7/24 kültürü

7/24 kültürü

Çoğu insan için baskı hissi sadece işle de sınırlı değil. Büyük şehir yaşantısı, teknoloji cihazları ve '7/24' kültürü dinlenmeyi zorlaştırıyor. Bedensel ve ruhsal yenilenmenin mümkün olmadığı yerde de pilin tükenmesi hali ortaya çıkıyor. En azından teori bu.

Fakat eski kayıtlara baktığında Schaffner aşırı yorgunluğun sadece modern işyerlerine özgü bir sorun olmadığını, bu konudaki tartışmaların Roma İmparatorluğu dönemine kadar uzadığını görüyor. Batı kültürüne Hristiyanlık hakim olduğunda ise yorgunluk manevi bir zafiyet olarak görülüyor.

Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte yorgunluk belirtilerine 'nevrasteni' ya da sinir zayıflığı tanısı konmaya başladı

Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte yorgunluk belirtilerine 'nevrasteni' ya da sinir zayıflığı tanısı konmaya başladı

Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte yorgunluk belirtilerine 'nevrasteni' ya da sinir zayıflığı tanısı konmaya başladı. Artık doktorlar sinirlerin elektrik sinyalleri ilettiğini ve sinirleri zayıf olan kişilerin, iyi izole edilmeyen bir kablo gibi enerjiyi dışarı yaydığına inanılıyordu. Oscar Wilde, Charles Darwin, Thomas Mann ve Virginia Woolf gibi ünlülere de nevrasteni teşhisi konmuştu. Doktorlar bunu sanayi devriminin neden olduğu sosyal değişime bağlıyordu.

Bugün bu terim sadece Japonya ve Çin'de kullanılıyor. Bazıları depresyon yerine kullanılmasını eleştiriyor.

Öyle görünüyor ki yorgunluk sadece modern çağın sorunu değil, tarih boyunca bu durumu yaşamış birçok insan var. Schaffner da 'Yorgunluk hep vardı' diyor, 'değişen sadece nedenleri ve etkileriydi'.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ruhsal ve bedensel etkenler

Ruhsal ve bedensel etkenler

Aslında 'enerjik' olma hissini nereden aldığımızı ve herhangi bir fiziksel zorlama olmadan birden nasıl tükendiğini, bunun bedensel mi yoksa ruhsal mı olduğunu, toplumdan mı yoksa kendi davranışlarımızdan mı kaynaklandığını hala bilmiyoruz.

Belki de bunların hepsi etkendir. Psikoloji - beden ilişkisi duygularımızın ve inançlarımızın fiziksel sağlığımız üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Örneğin duygusal sıkıntılar iltihap ve acıyı artırdığı gibi, bazı durumlarda nöbete ve körlüğe neden olabiliyor.

"Rahatsızlığın psikolojik olması onun uydurma olduğu anlamına gelmez"

"Rahatsızlığın psikolojik olması onun uydurma olduğu anlamına gelmez"

'Bir hastalığın sadece fiziksel mi yoksa ruhsal mı olduğunu söylemek gerçekten zor; zira çoğu zaman ikisi birden söz konusudur' diyor Schaffner. Rahatsızlığın psikolojik olması onun uydurma olduğu anlamına gelmez.

Modern yaşamın yarattığı stresin etkilerini de kabul etmek gerekir. Schaffner, herhangi bir işin sınırları belirlemediğinde çoğu insanın kendisini fazla zorladığını ve 'yeterince iyi olamama ya da beklentilere cevap verememe kaygısı şeklinde ortaya çıktığını' ifade ediyor.

Sınırları belirlemek

Sınırları belirlemek
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Tarih gösteriyor ki bu sorunun kolay bir çözümü bulunmuyor. Eskiden yorgunluk teşhisi konan insanlara yatak istirahati veriliyordu. Bugün duygusal tükenmişlik hissini gidermelerine ve yeniden enerji kazanma yollarını bulmalarına yardımcı olmak için bilişsel davranış terapisi uygulanabiliyor.

'Bunun çaresi kişiden kişiye değişir. Neyin enerjinizi tükettiğini, nelerin enerji verdiğini bilmeniz lazım' diyor Schaffner. Bazıları yoğun spora, bazıları ise kitap okumaya başvurabilir. 'Önemli olan iş ile eğlence ve dinlenme arasına sınır koymaktır. Bunlar tehdit altında.'

Bu makalenin İngilizce aslını buradan okuyabilirsiniz.

BBC Türkçe

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
137
55
26
4
3
2
2
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Daha işe başlamadım sanki 40 yıldır çalışıyorum ki bu ülkede mutlu olmak çok zor olanlarda kusura bakmayın ya kökten zengin ya da birazcık salak

M

Ruhtan bahsedip olayı evrime bağlamanız gerçekten çok komik :)) Ruh varsa evrim yoktur. Ruh evrimleşmez. Çünkü ruh, madde değildir. Metafizik bir kavramdır. ... Devamını Gör

Remzi Boldon

Ruh derken ruh halini yani psikolojiyi kastediyoruz. Yoksa fiziksel olarak var olmayan şey bizim için yoktur.