Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Ziraat Bankası'nda 'Sahte Kredi Kartıyla' Vurgun İddiası
Ziraat'ten Sahte Kredi Kartları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Türkiye'nin üç kamu bankasından biri olan Ziraat Bankası üzerinden binlerce sahte hesap açıldığı, bu hesaplara binlerce sahte kredi kartı tanımlandığı ve yüz milyonlarca liralık vurgun yapıldığı öne sürüldü.
Taraf'tan Hüseyin Özay'ın haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Türkiye’nin üç kamu bankasından biri olan Ziraat Bankası üzerinden binlerce sahte hesap açıldığı, bu hesaplara binlerce sahte kredi kartı tanımlandığı ve yüz milyonlarca liralık vurgun yapıldığı ortaya çıktı. Bu kartların hükümete yakın bürokratların ailelerine ve tanıdıklarına tahsis edildiği iddia ediliyor. İlk etapta yapılan incelemede, yaklaşık 4 bin 541 sahte kredi kartı tespit edildi. Söz konusu kartlar ile yapılan harcamanın ise tutarının 500 milyon lira düzeyinde olduğu tahmin ediliyor.
Ziraat Bankası’nda yaşanan “kredi kartı” skandalının hikâyesi şöyle:
İHBAR İLE BAŞLADI
Sahte kredi kartı soruşturması 2013 yılında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gelen bir ihbar ile başladı. İhbar mektubunda, bazı siyasetçi ve yakınlarının banka içindeki bir grup ile anlaşarak “sahte nüfus bilgileri” ile kredi kartı çıkarttıkları öne sürüldü. İhbar mektubu üzerine Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Savcılığın ilk etapta yaptığı incelemelerden, “sahte kartlar” kullanılarak yapılan işlemlerin 2010 yılı Ağustos ayında başladığı ve 2012 yılı Ekim ayına kadar da devam ettiği belirlendi. Yine aynı soruşturmada, 2012 yılının sonunda sahte kartların deşifre olması üzerine kartların bir süre askıya alındığı ve ardından da soruşturmanın veya incelemenin başlamaması üzerine yeniden kullanıma açıldığı saptandı.
USULSÜZLÜK NASIL YAPILIYOR?
Savcılığın yürüttüğü soruşturmaya göre, çıkar amaçlı kredi kartı çetesi, “sahte kimlik ve adres bilgileri” ile bankadan kredi kartı alıyor. Kartlar gerçek, kişiler gerçek ancak adres kimlik bilgileri sahte. Bu kapsamdaki kredi kartlarının yüksek limitleri bulunuyor.
Soruşturmada 50 bin limitli kartlar da olduğu görüldü. Söz konusu kartlarla tek çekime nakit avans türü işlemler yapılıyor. Ve kart ile yapılan harcama tutarı ödenmiyor. Bu kartlar da, borçlarını ödemeyen diğer kredi kartı müşterileri gibi işlem görüyor. Yani, banka hesaplarında “sıradan kredi kartı borcu” olarak görülüyor. Bu kapsamdaki kartları banka içindeki bir grup ve çete üyeleri biliyor.
DOSYA YARIM KALDI
Ziraat Bankası’ndaki kredi kartları ile ilgili usulsüzlük dosyası tamamlanamadı. Adliyede yapılan görev değişiklikleri, söz konusu dosyayı da etkiledi. Şu anda dosya adeta elden ele dolaşıyor. Son aşamada ise, savcılığın talimatı ile kredi kartlarının kullanıldığı iş yerlerinin kamera kayıtları toplanmış ve kayıtlar üzerinden şahısların tespit edilmesi planlanıyordu. Ancak çalışma yarım kaldığı için, çete üyelerinin tamamı tespit edilemedi.
300 HESAP TARANIYOR
Savcılık, Ziraat Bankası’nın yaklaşık 300 bin kredi kartı hesabını mercek altına aldı. İlk etapta yapılan incelemede sahte olarak nitelendirilen 4 bin 541 kart tespit edildi. İncelemelerin devam etmesi halinde bu sayının daha da artacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar söz konusu usulsüz işlemlerin BDDK tarafından hassasiyetle incelenmesi gerektiği ve bu kartların gerçek sahiplerinin belirlenmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Uzmanlar ayrıca böylesi büyük çapta bir yolsuzluğun kamu otoritesinin desteği olmadan yapılabilecek basit bir dolandırıcılık faaliyeti olmasının imkânsız olduğuna vurgu yapıyorlar.
ZİRAAT: HABERİMİZ YOK
Ziraat Bankası yetkilileri, Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma konusunda bir bilgilerinin bulunmadığını kaydettiler. Yetkililer, “inceleme kapsamına alınan kredi kartların” daha çok Kıbrıs şubesinden çıkan kredi kartları olduğunu vurguladılar. Yetkiler, söz konusu kredi kartlarındaki harcama ve ödemelerin de “rutin” olduğunu ifade ettiler.
İŞTE O SAHTE KİMLİKLERİN BAZILARI
Soruşturma dosyası tamamlanamadığı için, sahte kredi kartları ile yapılan harcama tutarı tam olarak belirlenemedi. Ancak, şüpheli kartlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda, söz konusu kartlarla yapılan harcamaların tutarının “iki yıllık” dönemde 500 milyon lira ile 1.3 milyar lira arasında olduğu tahmin ediliyor. Örneğin, sahte kredi kartlarının alımında kullanılan bazı TC numaraları şöyle: “99999999999, 99999999990, 22222222222, 00000000000, 88888888888, 1234567890” Bu şekilde toplam 1.291 farklı TC Kimlik numarası kullanıldığı tespit edildi. Örneğin sadece 99999999999 nolu TC kimlik numaralı kredi kartları ile yapılan işlem sayısı 172 bin 435, toplam harcama tutarı ise 435 milyon 336 bin 805 lira oldu. Ayrıca yapılan soruşturmada, bu kapsamda değerlendirilen kredi kartlarının çok az bir kısmında ad soyad bilgisi bulunduğu ve bunların tamamında sahte TC kimlik numarası veya sahte vergi numarası kullanıldığı tespit edildi.
Sabah’ı alana ‘arsa’ bedava
SABAH ve atv Yolsuzluk Fezlekesi, TMSF’nin altı yıl önce 1.1 milyar dolara sattığı grubun değerinin de tartışmaya açılmasına yol açtı. Mehmet Cengiz ile Cemil Kazancı arasında geçen son kayıtta, Sabah’ı 485 milyon dolara satın alanlara, arsanın da verileceğine yönelik ifadeler, grubun değerinin gündeme gelmesine yol açtı. Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz ile Aksa Enerji’nin ortaklarından Cemil Kazancı arasında geçtiği iddia edilen telefon kaydı, Sabah Grubu’nun satışı konusunda yeni ayrıntıların çıkmasına neden oldu. Kayıtta, Cemil Kazancı, Ahmet Çalık’ın, Sabah Grubu’nun bedelinde 485 milyon dolara kadar indiğini ancak Mehmet Cengiz’in yine de grubu almaya yanaşmadığını söyledi. Aynı kayıtta, Kazancı, Çalık’ın Sabah Grubu’nun 485 milyon dolarlık bedelinin içinde arsanın da bulunduğunu vurguladı. Yani, kayıtlara göre, Sabah Grubu’nu satın alan kişiler, değerli bir arsanın da sahibi olacak.
Bu durum, altı yıl önceki 1.1 milyar dolara satın alınan Sabah Grubu’nun değerinin de tartışmaya açılmasına neden oldu. Grubun, 485 milyon dolara satıldığı baz alındığında, grubun değerinin altı yılda yaklaşık 615 milyon dolar düştüğü görüldü. Bu da, TMSF’nin Sabah Grubu’nu değerinin çok üzerinde sattığına yönelik iddiaları güçlendirdi.
Hüseyin Özay | Taraf