onedio
Görüş Bildir

ifşa Haberleri

ifşa ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. ifşa ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Ünlü müteahhit Birol Akpınar, 2022 yılında sevgilisine atacağı fantezi mesajını yanlışlıkla eşi Melek Akpınar atmış ve ihanet böylece ortaya çıkmıştı. Melek Akpınar, bu aldatmanın ardından dedektif gibi iz sürmüş ve Birol Akpınar ile sevgilisinin kaldığı otellerin kayıtlarını, kamera kayıtlarını mahkemeye sunmuştu. Akpınar, 1 milyar lira tazminat ve aylık 850 bin TL nafaka talep etmişti. Sabah’tan Armağan Yılmaz’ın haberine göre Melek Akpınar, mahkemeye yeni bir dilekçe sundu. Birol Akpınar, üstüne düşen masrafları ödemediğini dile getiren Melek Akpınar’ı mahkeme haklı buldu. Birol Akpınar, ödemeleri yapmazsa icra başlatılacak. Kaynak
Wanda'nın Evine Yaptığı Baskını Her Açıdan Kayda Alan Icardi'nin Garanticiliği Goygoy Malzemesi Çıkarttı
Geçtiğimiz gün Wanda Nara ve Icardi arasında yaşananlar başka bir boyut kazanmış, sabrı taşan futbolcu Wanda'nın evine yaptığı baskını kayıt altına almıştı. Aralarında geçenleri sürekli sosyal medyaya taşıyan Wanda'ya misilleme yaparcasına paylaşan Icardi, Wanda'nın evinde geçirdiği anları cep telefonuyla kayda aldı. Wanda Nara'nın karşılığında paylaştığı hikayelerde zaman zaman telefonunu sabitleyen, zaman zaman da gizli çekim yaptığını sanan Icardi'nin garantici tavırları X kullanıcılarının diline fena düştü! Gelin goygoyculara malzeme çıkartan o görüntülere ve gelen tepkilere birlikte bakalım...
Reha Muhtar, Deniz Uğur'a Açtığı Ses Kaydı Davasını Kazandı: "Kızına Şiddet Uygularken Kaydedildi" Denmişti!
Deniz Uğur 2022 yılında sosyal medya hesabından kızı Mina'ya şiddet uygulayan Reha Muhtar'ın ses kaydı olduğunu iddia ettiği bir paylaşım yapmıştı. Muhtar bunun üzerine eski eşine, kızını kullanarak bilgisayarından ses kaydı yaptırdığı iddiasıyla tazminat davası açmıştı. Hürriyet'ten Özge Eğrikar'ın haberine göre, Reha Muhar açtığı tazminat davasını kazandı. Deniz Uğur'sa mahkeme kararıyla 10 bin lira manevi tazminat ödemeye hükmedildi.
Bakanlık Yeni Listeyi Yayınladı: Adana’da Tek Tırnaklı, İstanbul’da ise Kanatlı Eti Çıktı!
Tarım ve Orman Bakanlığı, her gün yayınlandığı liste ile ürünlerinde taklit-tağşiş yapan firmaları ifşa etmeye devam ediyor. Bakanlığın yayınladığı son listede, Adana’da iki kasabın sattığı etlerde tek tırnaklı eti (at, eşek) tespit edildi. Ayrıca marketlerde de satılan bir firmanın sucuğunda sakatat (baş eti) olduğu açıklandı. İstanbul Esenyurt’ta yapılan denetimlerde de bir firmanın dana kıymasından kanatlı eti çıktı. İşte Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 18 Kasım’da duyurduğu taklit-tağşiş yapan firmalar…
Bakanlık İfşa Etti: Ayranın İçinden Enfeksiyon İlacı Çıktı
Tarım ve Orman Bakanlığı, hileli gıda ürünleri satan markalara savaş açtı. Son iki aydır onlarca markayı ifşa etti. Bakanlık tarafından hazırlanan liste güncellendi. Bu kez listede bir ayran markasının da yer alması dikkat çekti. Sütman Süt Ürünleri'nin ürettiği ayranda, mantar tedavisinde kullanılan 'netamisin' adlı ilaç bulunduğu ortaya çıktı.
Mauro Icardi - Wanda Nara Arasında Yaşananların Ardından Bu Kez Icardi'nin Babası Konuştu
Yılan hikayesine dönen Icardi-Wanda Nara aşkı nihayet büyük olaylarla bitti. Wanda Nara'nın tüm dünyanın gözleri önünde yeni bir aşka yelken açması ve Icardi'nin mesajlarını ifşa etmesi bu olayın artık geri dönülemez olduğunu gözler önüne serdi. Icardi'yi Wanda Nara'nın şikayet etmesiyle farklı bir yöne evrilen süreç bu kez de Icardi'nin babasına soruldu. Icardi'nin babasının Wanda Nara ile ilgili yorum yapmaması dikkat çekti. Baba Icardi, oğlu Icardi'nin sakatlığı ile ilgili endişelendiğini söyledi.
19 Kasım Salı Akşamı Kaçırdığın Haberler
Dün akşam gözden kaçırdığınız ya da tüm detayları ile yeniden okuyup 'ne olmuştu ya?' diyeceğiniz haberleri sizler için derledik.İşte 19 Kasım Salı akşamının gözden kaçırılmaması gereken ve mutlaka okumanız gereken içerikleri...
'Muhteşem Yüzyıl' 126. Bölüm 2. Fragmanı
‘Muhteşem Yüzyıl’ 126. bölüm 2. fragmanı yayınlandı!Muhteşem Yüzyıl’da bu hafta, Bayezıd ve Selim arasında kılıçlar çekiliyor!Hürrem, Cihangir’in ölümünün ardından kaderine sitem ederken, Süleyman çilehanede acısıyla başa çıkmaya çabalıyor. Selim ve Bayezıd cenazede herkesin gözü önünde birbirine giriyor.Mustafa’nın ölümünün ardından saflar değişiyor. Hürrem’in canını yakmak isteyen Fatma, Selim’i desteklemeye karar veriyor. Bayezıt ve Huricihan’ın evliliğini öğrenen Selim, Nurbanu’nun yardımıyla bu evliliği ifşa ediyor! Mihrünnisa ve Mahidevran, Hürrem’le yüzleşmek için payitahta geliyor.Nisa herkesin gözünün önünde Hürrem’i şok eden bir hamle yapıyor. Atmaca ise Rüstem’i öldürmek için harekete geçiyor. Rüstem’in canından can kopuyor! Selim, Hürrem’in Bayezıt’ı korumasını hazmedemiyor. Bayezıt’ın hayatını tehlikeye atacak öyle bir tuzak kuruyor ki, iki kardeş arasındaki masumiyet sona eriyor! Çilehanedeki günlerini tamamlayan Süleyman, Mustafa’nın ölümüyle yüzleşmek için Amasya’ya gelir. Taşlıcalı’nın yazdığı mersiyeyi okuyan Süleyman’ın Taşlıcalı hakkında vereceği karar merak konusu olur.Nisa ve Mahidevran Hürrem’den hesap sormak için payitahta gelir.Nisa’nın Hürrem’in gözlerinin önünde yaptığı hamle herkesi şok ederken, Mahidevran evlat acısıyla Hürrem’in üstüne yürür. Fatma ise Hürrem’in taht adayının Bayezıt olduğunu bildiğinden Selim’in yanına geçer. Kara Ahmed’in gelişiyle itibarını iyice kaybeden Rüstem saraydan kovulur. Atmaca’nın kendisine kurduğu tuzağı fark edemeyen Rüstem, sevdiği birinin ölümüne şahit olur. Bayezıt’ın Huricihan ile evliliğini öğrenen Selim, kardeşine bir oyun oynar. Hürrem ise var gücüyle iki oğlu arasında sulh sağlamaya çalışır. Hürrem’in kendisinden desteğini çektiğini anlayan Selim, Bayezıt’a ölümcül bir tuzak kurar. Selim’in attığı adım ile iki kardeşin savaşı başlar…‘Muhteşem Yüzyıl’ yeni bölümüyle Çarşamba akşamı saat 20.00′de Star TV’de!‘Muhteşem Yüzyıl’ın 126. bölüm 2. fragmanını izlemek için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklayın.
Türk Havucunu Çaldılar
Çokuluslu Biyoteknoloji Şirketi Monsanto, bitki çeşit hakkını talep ettiği Türkiye kaynaklı Mor havucu pazara sürüyor... Hint asıllı tohum aktivisti ve yazar Vandana Shiva tarafından Buğday Derneği'ne iletilen yazıya göre, Çokuluslu Biyoteknoloji Şirketi Monsanto, bitki çeşit hakkını talep ettiği Türkiye kaynaklı Mor havucu pazara sürüyor. GDO'ya Hayır platformunun bir parçası olan Buğday Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Güneşin Aydemir, konuyla ilgili şöyle görüş bildirdi: “Yerli çeşitlerimiz sadece kültürel çeşitliliğimizin bir parçası veya gıda güvenliğimizin garantisi değildir. Yerli çeşitler aynı zamanda üreticiler elinde sürekli olarak kendilerini yenileyen ve ekolojik şartlara uyum sağlayan tohumları içerir. Dolayısıyla tohumlar, onları eken çiftçiler, ekildikleri coğrafya ile bir bütündür. Biyo-korsanlık, çeşitleri sadece genetik malzemeler olarak görmeye, toplumun bütününe ait olan -dolayısıyla da kimseye ait olmayan- bu zenginliği kendilerine mal etmeye, çiftçiliği köleleştirmeye çalışmanın adıdır ve ekolojik yaşam mücadelesi içinde olan herkesin bu konuda uyanık olması gerekir. Mor havuç örneği tohumların sadece çiftçilikle devam ettirilmesi değil aynı zamanda genetik materyal olarak topluma ait olması gerektiğini çok güzel anlatıyor. Yerli çeşitlerin sahiplenilmesi ile ilgili hukuki mevzuatın bu bağlamda ele alınması zaruridir.” Biyoçeşitlilik, tarım, biyogüvenlik gibi konularda danışmanlık hizmeti veren Prickly Research’ın (www.pricklyresearch.com) Genel Müdürü, 1994 yılından beri biyoçeşitlilik üzerinde çalışmalar yürüten Edward Hammond’ın 20 Şubat 2014 tarihinde kaleme aldığı yazı aşağıdaki gibi: 'Çoğu insan havucun turuncu olduğunu düşünür. Bu daha çok, 16. ve 17. yüzyıllarda Hollandalı bitki ıslahatçılarının, Hollanda krallığının rengini öne çıkarmak için havucu bu renkte üretmeleri ve böylece, havucun geleneksel rengi olarak turuncu rengin kabulüne yol açmış olmalarının sonucudur. Bitki ıslahçılarının 300 yıldır üzerinde durmadığı mor havucu, Monsanto’nun bağlı kuruluşu Seminis neden şimdi yeniden üretmeye kalkışıyor? Sebebi yoğun bitki yetiştiriciliği mi? Hayır. Genetik mühendislik mi? O da değil. Seminis, mor havucu pazara çıkarmak için dünyada renkli havuç üretimine ara vermemiş bir yer olan Türkiye’nin güneyine giderek buralı çiftçilerden tohum satın aldı. Basit bir eleme sürecinden sonra, şirket bu havucun kendisine ait olduğunu iddia etti ve hem ABD’de (US PVPA Sertifikası 200400327) hem de AB’de (EU CPVO Sertifikası 20050779) bitki çeşit hakkını (PVR) aldı. Sertifika, 1999 yılının Kasım ayında, eski bir Seminis temsilcisi John Wester’in Adana, Türkiye’de bir çiftçi pazarından açık tozlaşma ile üremiş yerel, yani çiftçiye ait havuç tohumu satın aldığını, bu tohumu Seminis havuç yetiştiricisine gönderdiğini, tohum paketinin üzerinde isim yazmadığını, bu nedenle “Türkiye menşeli Siyah Havuç” olarak isimlendirildiğini ifade ediyor. Ardından, kendi talebinden utanmışçasına, tohum derlemeyi aşağıdaki şekilde tarif ederek, köy pazarlarındaki tohumun kendi fikri mülkiyet hakkı için satın alınmış olmasını haklı gösteriyor. ‘’ABD tarım bakanlığının ve uzak, izole bölgelerden yabani bitki gen kaynakları toplayan bu gibi çalışmaları, yeni ve heyecan verici bir çeşitlilik sağladığından çok değerli çalışmalardır.” Yeni ve heyecan verici çeşitlilik deniyor, ama Seminis’in durumunda, tohum derlemesi çeşitliliği korumak amaçlı değil, fikri mülkiyet hakkı ve kar için yapılmıştı. Şunu da belirtmek gerekir ki Seminis, tarım alanın merkezinde yer alan 1,5 milyon nüfuslu Adana’yı uzak ve izole bölge olarak ileri sürmesi doğru değildir. “Türkiye menşeli Mor Havuç” olarak adlandırılan yerel çeşidin, Seminis’in fikri mülkiyeti olan Anthonina’ya dönüşmesi süreci hiç de karmaşık değildi. Mor Havuç herhangi bir türle melezleştirilmedi. Seminis yalnızca Türk tohumunu ekti ve filizlenenler arasından çabucak kendi amacına en uygun olanları, yani istenen kök şeklini sağlayan ve mor renkli bitkileri seçti. 2000 yılı sonları ve 2004 yılı başları arasında Kaliforniya’da altı nesil üretilmesi sonrasında, Mor Türk havucundan Anthonina’nın dolaysız elemesi tamamlanmış oldu. Bunun ardından Seminis, önce ABD’de, sonra da AB’de bitki çeşit hakkına başvurup bunu elde etti. Mor Türk Havucunun geçmişi hakkında başka neler biliyoruz? Bitki Çeşidi Hakkı savunucuları muhtemelen, Türkiyeli çiftçilerin Mor Türk Havucunu ekmeye devam edebileceklerini söyleyerek Monsanto’nun Anthonina’yı kendine mal etmesinde yanlış bir şey olmadığını savunacaklardır. Zarar verildi mi? Hayır. Türkiyeli çiftçilerin kendi havuçlarını ekmeye devam edebilecekleri doğru olsa da, konu bu değil. Tartışma bazı kritik konuların etrafından dolanıyor: İlk olarak, Seminis havucu kendine mal etmek için fazla bir işlemden geçirmiş değil. Anthonina, özellikle havucun en çok pazarlanabilir özelliği olan rengi açısından, özünde Türkiyeli çiftçilerinin melezlemiş olduğu tohum ile aynı. Monsanto esasen kendi melezlemediği şeyin Bitki Çeşit Hakkı’na sahip. İkinci olarak, fayda-paylaşımı da tamamen göz ardı edilmiş. Monsanto’nun, genetiği Türkiye’de olan kaynaklara (havuç tohumlarının ABD’ye gönderilmesinden iki yıl önce, 1997 yılında Türkiye Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ni imzalamıştı) erişebilmiş olması ve bunlardan yararlanmaya devam etmesi mor havucu melezlemiş olan çiftçilere herhangi bir yarar sağlamıyor. Monsanto’nun, başka birinin getirdiği yeniliği sahiplendiğini belgeleyen bu olayda tohumun kaynağına ilişkin kilit detaylar ifşa oldu. Bitki çeşit hakkına başvuranların daha ağzı sıkı olduğu veya kaynak tohumları nereden elde ettiğinin sorulmadığı durumlarla ise daha sık karşılaşılıyor, bu da bitki çeşidi koruma yasasındaki çiftçilerin kaynaklarının ve getirdiği yeniliklerin çalınabilmesine yol açan kabul edilmez bir eksikliktir.”