onedio
Görüş Bildir

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Haberleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

"O Hep Bizimle": İBB'nin Yapay Zeka ile Hazırladığı 10 Kasım Videosu Tüyleri Diken Diken Etti
Bu yıl Ulu Önder Mustada Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 86. senesi. Türkiye'nin dört bir yanında halk, ona olan minnet duygularını paylaşımlarla dile getiriyor. Ülkemizin kurucusuna olan saygıyı göstermek adına, önemli markalarımız da bu özel günü unutmadı ve çarpıcı videolarla anısını yaşattı. Sanat dünyasının önde gelen isimleri, siyasetçiler, futbol kulüpleri ve belediyeler de benzer etkinliklerle Ulu Önder'e olan sevgi ve minnetlerini ifade etti.
Yine Duygulandırdı: Bornova Belediyesi Atatürk'ün Fotoğraflarını Yapay Zeka ile Hareketlendirdi
Bugün 10 Kasım, atamızın aramızdan ayrılışının 86. yılı. Her sene olduğu gibi bu sene de saat 09:05'te hayat durdu. Ülkemizin dört bir yanından insanlar atamıza minnetini göstermek için saygı duruşunda bulundu. Belediyeler, futbol klüpleri, markalar ve sanatçılar Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk için videolar, mesajlar yayınlamaya başladı. Bu anmalara bu sene yapay zeka damgasını vurdu.
33. İstanbul Film Festivali'nin Programı Açıklandı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 5 - 20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan '33. İstanbul Film Festivali'nin programı, Martı İstanbul Hotel'de yapılan toplantıyla açıklandı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 5 - 20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan '33. İstanbul Film Festivali'nin programı, Martı İstanbul Hotel'de yapılan toplantıyla açıklandı. Toplantıda açılış konuşmasını yapan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, festivale destek veren, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür Ve Turizm Bakanlığı ile tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. Festivalde bu yıl yaklaşık 200 filmin yer aldığını aktaran Görgün, '2014 senesi, İstanbul Film Festivali için olduğu kadar, Türk sineması açısından da çok özel bir sene. Türk sinemasının 100. yılı. İstanbul Film Festivali de Türk sinemasının 100. yılında, bu konuyu işledi' şeklinde görüşlerini dile getirdi. Görgün'ün ardından konuşan Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise, 'Bu yıl Türk sinemasının yüzüncü yılı olması, bu seneki festivali biraz daha farklı kılıyor. Türk sinemasına baktığınız zaman, özellikle son yıllarda bir gelişme söz konusu. Nitelikli yapımlar ve alınan uluslararası ödüller söz konusu. Seyirci de artıyor. Bunlar bana göre önemli bir gelişmeler' diye konuştu. Daha sonra söz alan İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan da, festival programında yer alan filmler ve etkinlikler ile, festivale katılacak konuklara ilişkin bilgi verdi. Akbank'ın desteği ile gerçekleştirilen ve her yıl yaklaşık 150 bin izleyiciye ulaşan festivalde, iki yüz kadar film gösteriminin yanı sıra, usta sinemacıların katılacağı söyleşiler, atölye çalışmaları ve sinema dersleri de yapılacak. 'Philomena'ile açılışı yapılacak olan festivalde, 'Chinese Puzzle', 'Kitap Hırsızı', 'Venus in Fur', 'Dışişleri', 'Tutsak', 'The Invisible Woman' ve Wes Anderson'ın Berlin Film Festivali'nin açılışını yapan ve Jüri Büyük Ödülü'nü kazanan son filmi 'Büyük Budapeşte Oteli' gibi filmler dikkat çekiyor.  Ayrıntılı bilgi için: İKSV Film Haberler.com
Başbakanlığa Tahsis Edilmesi An Meselesi 13 Tarihi Mekan
Malum önce Dolmabahçe Sarayı'nda bir ofis, ardından Atatürk Orman Çiftliği içindeki devasa başbakanlık binası derken, çalışma azmi göz dolduran başbakanımızın yeni ofislere ihtiyaç duyacağı açık. Kolaylık olması bakımından başbakanlık emrine tahsis edilmesi mümkün yerleri sizler için derledik.
Antik Kent Üstüne TOKİ Evleri!
İstanbul'da Hitit izlerinin bulunduğu Bathonea Antik Kenti'ni bakanlık ören yerine dönüştürmeyi hedeflerken TOKİ konut yapmak için başvurdu. TOKİ, 1. derece SİT olan bölgeyi de istiyor. Radikal gazetesinden Ömer Erbil’in haberine göre, İstanbul ’da ilk defa Hitit izlerinin bulunduğu Küçükçekmece Gölü kenarındaki Bathonea Antik Kenti kazılarının yapıldığı araziye TOKİ’nin konut yapmak istediği ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2013 yılındaki Bathonea kazı sonuçlarını görünce araziyi kamulaştırarak ören yeri statüsüne almak istedi. Bu yönde raporlar hazırlandı, bilimsel gerekçeler belirlendi. Bakanlık, İstanbul’un ilk ören yeri için İstanbul Üniversitesi’ne de görüşünü sordu. Üniversite arazinin elinden çıkacağını anlayınca apar topar TOKİ ile anlaşma yolunu seçti. 9 Ocak’ta yapılan protokole göre, TOKİ üniversitenin Çapa ve Cerrahpaşa’daki binalarını yenileyecek, Avcılar’daki kampüste sosyal tesisler yapacak, bunun karşılığında da üniversiteye ait 7 parsele konut inşa edecek. TOKİ, 1. derece arkeolojik SİT alanında konut yapmak için İstanbul 1 Nolu Koruma Kurulu’na geçen hafta resmen başvurdu. Şimdi kurulun kararı merakla bekleniyor. Neolitik çağ izleri Kocaeli Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün , 2006 yılında Küçükçekmece Gölü havzası içinde Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile 2 yıl yüzey araştırması yaptı. Buluntular oldukça ilginçti. Neolitik Dönem hatta Paleolitik Dönem buluntularına bile rastlayınca 2009 yılında bilimsel arkeolojik kazı için bakanlıktan izin aldı. Bu sırada da arazinin SİT dereceleri belirlendi. İlk iki yılık kazılarda önemli buluntular elde edildi. Bölgede sürdürülen yüzey araştırmaları ve kazı çalışmalarında 800.000 yıl öncesinden itibaren tarımın başladığı Neolitik Dönem, Tunç, Demir ve Antik Çağları (Helen, Roma ve Bizans) kapsayıp Osmanlı Dönemi sonlarına ulaşan kesintisiz bir zaman dilimine ait önemli arkeolojik verilerle karşılaşıldı. Bunlar arasında M.Ö. 7000’lerde Avrupa ’ya tarımın İstanbul üzerinden ulaştığını kanıtlayan çakmak taşından tarım aletleri, günümüzden 2700-2600 yıl öncesine ait iki antik liman ve dünyada keşfi yapılan üçüncü antik fener, Hititlere ait olduğu düşünülen 2 adet yapı adak heykelciği ile yine Hitit dönemi pişmiş toprak eserler, antik Roma yolları, Bizans sarnıcı, bazilika kalıntıları, yeraltı su kanalları bölgenin önemini ortaya çıkardı. Kazı, her geçen yıl daha da iyi sonuçlar vermeye başladı. Dünyanın en önemli 10 kazısı arasına giren Bathonea kazıları özellikle 2013 yılı kazı sezonunda arkeoloji dünyasının tüm dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı.Öte yandan, Arazide İstanbul Üniversitesi bilimsel tarım uygulamaları yapıyordu. Üniversite kendisine ait 3. derece arkeolojik SİT alanında tekno-park yapmak istedi. Bu nedenle 1 No’lu Koruma Kurulu’na müracaat edilerek yaklaşık 200 hektarlık 4434, 4435, 5955, 5951 numaralı parseller 2010 yılında SİT’ten çıkarıldı. Çünkü arazinin bir tarafı 3. derece SİT alanıyken diğer tarafı 1. derece SİT alanıydı. Şimdi bu araziler konut yapımı için TOKİ’ye devredildi. İstanbul tarihine ayna 2013 yılı kazılarında ortaya çıkan bilimsel veriler Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Valiliği’ni de heyecanlandırdı. Bakanlık bölgenin ören yeri olması için uzmanlara rapor hazırlattı. İstanbul’un ikinci tarihi yarımadası olarak yeni bir turizm çekim merkezi olması planlandı. Efes, Troya, Bergama gibi ören yeri statüsü kazandırılarak bir yandan turistlerin bu bölgeyi ziyaret etmesi düşünülürken diğer yandan İstanbul’un karanlıkta kalmış dönemlerini açığa çıkarmak amacıyla bilimsel arkeolojik kazıların sürdürülmesi hedeflendi. İÜ apar topar devretti Bakanlık kamulaştırma yapmak için İstanbul Üniversitesi’ne geçen yıl sonunda görüşünü sordu. İstanbul Üniversitesi arazinin elinden çıkacağını anlayınca görüş bildirmek yerine apar topar TOKİ ile anlaşma yoluna gitti. 9 Ocak 2014’te üniversite ile TOKİ arasında protokol imzalandı. Bu protokole göre ‘‘İstanbul Üniversitesi’nin faaliyetlerini yürüttüğü Cerrahpaşa, Çapa ve Avcılar yerleşkelerindeki eğitim-öğretim ve hizmet binaları ile tescilli yapıların olası deprem risklerinin ortadan kaldırılması, modern tesislerde eğitim-öğretim hizmetleri ile diğer hizmetlerini sürdürebilmesinin temini için bu alanlarda eğitim-öğretim, sağlık, araştırma ve çevre düzenlemesinin yapılması ve inşa edilecek bu tesislerin finansmanının da üniversitenin atıl durumda olan Halkalı ve Avcılar’daki taşınmazları üzerinde proje gerçekleştirilmesi suretiyle mahsuplaşılmıştır.’’ Yerleşime uygun değil Yüzyıllardır göl kıyısı ve havza içinde yerleşen birçok medeniyete ait yapıların, yaklaşık 300 yılda bir depremlerle birçok kere yıkıldığı ve bölgenin bu nedenle terk edildiği arkeolojik kazı çalışmalarında bilimsel olarak ortaya konmuştu. Jeolojik açıdan yerleşmeye uygun olmayan bu alanın TOKİ tarafından yerleşime açılmak istenmesi de başka bir tezat oluşturdu. Diğer yandan TOKİ’nin konut yapmak istediği 4440, 4441 ve 4450 numaralı parseller ise 1. derece arkeolojik SİT alanı içinde kalıyor. 2863 sayılı yasa SİT alanlarında inşaat izni vermiyor. Aynı zamanda bu parsellerde Bathonea bilimsel kazıları devam ediyor. Ancak TOKİ tüm bunlar yokmuşçasına bu parsellerde konut yapmak için İstanbul 1 Nolu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na müracaat etti. Aynı zamanda da Küçükçekmece ve Avcılar Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazı gönderip görüşlerini sordu. Üniversite ile yapılan protokolün hatırlatıldığı yazıda şöyle denildi: ‘‘İstanbul Üniversitesi mülkiyetinde bulunan Avcılar ilçesi Tahtakale Mahallesi 4434, 4435, 4440, 4441, 4450, 5951 ve 5955 nolu parseller ile Küçükçekmece Halkalı Mahallesi 4651 nolu parselleri kapsayan alanlara yönelik hazırlanacak imar planı çalışmalarına altlık teşkil etmek üzere meri imar planları ile görüşlerinizi, projelerinizi, ileriye dönük planlarımızı idaremize bildirin.” Ömer Erbil | Radikal Kaynak: T24
Böyle Sahtekarlık Görülmedİ: AKP Sarıyer'de 504 Hayali Daire Kondurdu
AK Partililerin; YSK’ya yaptıkları itiraza rağmen CHP’nin seçime girebilmesini önleyemedikleri Sarıyer’de, yaklaşık 10 bin kişiyi akla hayale gelmeyecek yöntemlerle hayali seçmen yapmaya çalıştıkları ortaya çıktı.Bu iş için AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bilgisayarlarına gece yarısı girilip Sarıyer’e tek tuşla hayali 504 daire eklendiği, Kuran Kursları‘nın ve çok sayıda iş yerinin de sahte adres gösterildiği anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, AKP’lilerin Sarıyer’de seçime hile karıştırdıkları iddiası üzerine soruşturma başlattı.
İşte Mustafa Sarıgül'ün 'İstanbul' Projeleri
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, İstanbul için hazırladığı 200 projeden 28'ini kamuoyuyla paylaştı.CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, İstanbul için hazırladığı projeleri açıkladı. Bütün projelerin bilim kurulu üyelerine danıştıklarını ifade eden Mustafa Sarıgül, hukuk ve bilim öncülüğünde yapılamayan hiçbir projeyi kabul etmediklerini söyledi. Yerel seçimlere kısa bir süre kaldığını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'Burada size sunacağımız projeler yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü. İstanbul'un tüm sorunlarını değerli bilim insanlarıyla, uzmanlarla masaya yatırdık. Yaklaşık 200 proje oluşturduk. Bunlar arasından 28 projeyi sizlere sunuyoruz. Tüm projeler bizim fikir önerilerimizdir. Proje önerilerimiz, 30 Mart'tan sonra, ilgili STK'lar, akademisyenler, siyasi partilerin temsilcileri ve yurttaşlarımızın görüşleri alınarak ve proje yarışmaları düzenlenerek, tasarlanacak ve hayata geçirilecektir' diye konuştu. 'ÖTEKİSİ OLMAYAN BİR İSTANBUL İÇİN GELİYORUZ' Hazırladıkları projelerin tamamının bilim ve hukukun öncülüğünde hazırlandoğını ifade eden Sarıgül şunları söyledi; 'Tam 20 yıldır aynı anlayış İstanbul'u yönetiyor. 20 yıl sonra gelinen yer maalesef şudur: Dünyada yaşanabilir kentler sıralamasında 109. sıradayız. 20 yıl oldu, artık yoruldular, toplumu da yordular. İstanbul yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir enerji arıyor. Hiç kimse merak etmesin; İstanbul değişime hazırdır! Ötekisi olmayan bir İstanbul için geliyoruz. Yaptıklarına teşekkür ederiz, biz daha iyisini yapacağız. 30 Mart'tan itibaren İstanbul'da 'benim doğrularım' dönemi bitecek, 'kentin doğruları' dönemi başlayacak. Kin, nefret, sevgisizlik dönemi bitecek, sevgi, barış, dostluk dönemi başlayacak. Asla ötekimiz olmayacak; yurttaşlarımızın yüzde yüzünü kucaklayacağız. 30 Mart'tan itibaren İstanbul'da adamı olanın değil, hak edenin işini yapacağız. Bireylerin değil, toplumun çıkarına hizmet edeceğiz. Doğanın, bilimin, hukukun onaylamadığı, halkın yararına olmayan hiçbir projeye imza atmayacağız.' 'İSTANBUL'DA PLANLI GELİŞİM DÖNEMİ BAŞLAYACAK' 'İstanbul'da planlı gelişim dönemini başlatacağız' diyen Mustafa Sarıgül, 'Tüm fiziksel, sosyal, ekonomik planları güncelleyeceğiz. Artık her uygulama planlı olacak. İstanbul'umuzun suyunu, havasını, denizini, toprağını, yeşilini, ormanını, kimliğini, kültürünü, tarihi dokusunu en iyi şekilde koruyacağız ve geleceğe taşıyacağız. İstanbul'un çevre değerlerine sahip çıkacağız. Kuzey ormanlarını, su havzalarını, tarım alanlarını koruyacağız. Önümüzde ciddi bir su problemi var. Planlanan barajları mutlaka yapacağız. Ayrıca deniz suyundan kullanım suyu elde edilmesi için gerekli etütleri hemen başlatacağız' dedi. 'KENTSEL DÖNÜŞÜM' DEĞİL, 'KENTSEL GELİŞİM' Kentsel dönüşümü kentsel gelişim olarak adlandırdıklarını belirten Mustafa Sarıgül, 'Kentsel dönüşümü yıkım ve mutsuzluk olmaktan çıkaracağız. Kentsel dönüşüm değil, kentsel gelişim diyoruz. Kentsel gelişimde yurttaşlarımızın tüm haklarını koruyacağız. Tapu ve 2-B'den kaynaklanan sorunları mutlaka çözeceğiz. Hiç kimse mağdur olmayacak. İstanbul ortaklığı projemizle, toplumsal mutabakata dayalı doğru ve yerinde dönüşüm sağlayacağız. Kesinlikle yüreklerde deprem korkusu kalmayacak. Binalarımızı güçlendireceğiz. İstanbul'umuzu depreme karşı hazırlıklı hale getireceğiz' şeklinde konuştu. 'RAYLI SİSTEMİN PAYINI YÜZDE 50'YE ÇIKARACAĞIZ' Mevcut yönetimin ulaşımda 5 katrilyon harcadığını fakat ulaşım problemini çözemediğini ifade eden Sarıgül, 'İstanbul'da ulaşım bugünkü gibi plansız projelerle çözülemez. Çözüm; daha fazla, daha konforlu, daha hızlı entegre toplu taşımadır ve bu, imkansız değildir! Öncelikle ulaşım ana planını güncelleyeceğiz. Ulaşımda da her şey planlı olacak. Ulaşımı tek elden yöneteceğiz. İstanbul'un ulaşımında metroya ve raylı sisteme öncelik vereceğiz. Raylı sistemin toplu ulaşımdaki payı yüzde 20. Oysa dünya metropollerinde bu oran yüzde 70 ile 90 arasında. 20 yılda, İstanbul'da yapılan metro 68 kilomtere. Oysa, Şangay'da 18 yılda 437 kilometre, Yeni Delhi'de 10 yılda 190 kilometre metro yapılabildi. Biz, raylı sistemin payını hızla yüzde 50'ye çıkaracağız' ifadelerini kullandı. 'İSTANBUL'A DENİZDEN BAKACAĞIZ' 'İstanbul'a denizden bakacağız' diyen Sarıgül, deniz ulaşımını güçlendireceklerini belirterek, 'Deniz ulaşımının toplu ulaşımdaki payını yüzde 4'ten yüzde 10'a çıkaracağız. Toplu ulaşım ağını büyük otoparklar ve aktarma merkezleriyle birbirine bağlayacağız. Özel taşımacıların gücünden daha etkin yararlanacağız. Bütün bu önlemlerle, İstanbul'da trafik çilesine kademeli olarak son vereceğiz' dedi. İstanbul'da atık suların yüzde 72'si arıtılmadan denize verildiğini ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İSKİ kayıtlarında bu açıkça görülüyor. Biz, bu ayıba son vereceğiz. İleri biyolojik arıtma sistemlerini mutlaka hayata geçireceğiz. Yenilenebilir enerji önemli. İBB olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kendi elektriğimizi kendimiz üreteceğiz. Bu yolla, İBB'nin elektrik maliyetini azaltacağız. Bu kaynağı sosyal projelere aktaracağız' şeklinde konuştu. '2 BÜYÜK KENT PARKI YAPILACAK' İstanbul'da yeşil alanlara öncelik vereceklerini dile getiren Mustafa Sarıgül, 'Aktif yeşil alanlarımız çok az. Kişi başı aktif yeşil alan, New York'ta 29 metrekare, Londra'da 27 metrekare, Stockholm'de 87 metrekare, İstanbul'da ise 2 metrekarenin altında. Yeni parklar ve aktif yeşil alanlar oluşturarak, İstanbul'umuza nefes aldıracağız. Anadolu yakasında, İçerenköy'deki hal arazisi ile Avrupa yakasında, 4. Levent-Maslak arasındaki golf kulübü arazisini dünya ölçeğinde kent parkı yapacağız. Tüm ilçelerde parkları, aktif yeşil alanları yaygınlaştıracağız' diye konuştu. Bisiklet yollarını yapacaklarını da sözlerine ekleyen Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'umuzun, mümkün olan her noktasında, kesintisiz yaya ve bisiklet yollarına önem vereceğiz. İlk örnek olarak, Eminönü ile harbiye arasını, kesintisiz bir yaya yolu olarak düzenleyeceğiz' dedi. 'İSTANBUL, KÜLTÜR VE TURİZMİN BAŞKENTİ OLACAK' İstanbul'u kültür ve turizm başkenti; bir dünya markası yapacağını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'u dünya turizminin göz bebeği haline getireceğiz. İstanbul'un tarihi ve doğal zenginliklerini turizmle daha çok buluşturacağız. Turizm alt yapısını geliştireceğiz. Anadolu çok önemli yakasına bir kongre merkezi yapacağız. Kruvaziyer liman projesini tamamlayacağız. İstanbul'u festivaller şehri haline getireceğiz. İstanbul'u dünyada çok daha etkin şekilde tanıtacağız. İstanbul'u Londra'yla, Paris'le yarıştıracağız. Hedefimiz bugün 10 milyon olan turist sayısını 25 milyona çıkarmak; İstanbul'un turizm gelirlerini hızla artırmaktır. İnanıyorum ki; İstanbul'da turizm şahlandığı zaman, işsizlik de azalacaktır' dedi. Tarihi yarımadanın önemine vurgu yapan Mustafa Sarıgül, 'Tarihi yarımada İstanbul'un en büyük hazinesi yatmaktadır. Ne yazık ki, bu hazine sahipsizdir, bakımsızdır. Tarihi yarımadayı, bir bütün olarak ele alacağız. Evrensel koruma kültürü ilkelerine uygun olarak, şanına yakışır hale getireceğiz. Bu çalışmalarla, tarihi yarımadayı açık bir müze kent haline gelecektir. Haliç'i, Eyüp Sultan odaklı, bir doğa ve kültür vadisi haline getireceğiz. Eyüp Sultan'da inanç turizmini öne çıkaracağız. Haliç Vadisi, İstanbul'un yeni cazibe merkezi olacak. UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Yedikule ve fetih surlarını restore ederek turizme kazandıracağız. İstanbul'un tarihi hanlarını aslına uygun şekle getireceğiz' diye konuştu. 'GEZİ PARKI, PARK OLARAK KALACAK' Meydanların kentler için önemli olduğuna dikkat çeken Sarıgül, 'İstanbul'un tarihi meydanları, yanlış mimari uygulamalarla tarihi kimliğinden uzaklaştırılıyor. Meydanlar kentlerin yüzüdür. Yurttaşların buluşma alanıdır. Demokrasi, özgürlük, kültür-sanat mekanlarıdır. Proje yarışmalarıyla, İstanbul'umuzun 6 ana meydanını yeniden düzenleyeceğiz. Bu meydanlar, Taksim, Kadıköy, Üsküdar, Aksaray, Beyazıt, Beşiktaş meydanlarıdır. Gezi parkı ise, park olarak kalacak. Ayrıca, 39 ilçede 39 yaşam meydanı yapacağız. İstanbul beton meydanlara değil, demokrasi, özgürlük, kültür ve sanat meydanlarına sahip olacak. İstanbul'un her ilçesinde, ilçenin ve bölgenin özelliklerini de gözeterek, Abdi İpekçi Caddesi benzeri İstanbul'da marka caddeler yapacağız' şeklinde konuştu. AKM, HİZMETE AÇILACAK Kültür merkezlerinin sayısını arttıracaklarını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'a 3 büyük kültür merkezi kazandıracağız. Öncelikle Atatürk Kültür Merkezi'ni hızla onaracağız ve İstanbul'un hizmetine sokacağız. Kadıköy'de bir su kenarı yapısı olarak simge bir opera binası yapacağız. Tepebaşı'nda da İstanbul'a yakışır bir konser salonu yapacağız. Ayrıca, 39 ilçede kültür-sanat merkezleri yapacağız. İstanbul müzeler açısından da yetersiz bir noktada. Öncelikle, var olan müzelerimizi destekleyeceğiz, geliştireceğiz. Ayrıca Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını, çevreleriyle birlikte değerlendirerek, proje yarışmasıyla, dünya çapında iki kent müzesi haline getireceğiz' diye konuştu. 'İSTANBUL'A OLİMPİYATLARI KAZANDIRACAĞIZ' Amatör spor kulüplerini destekleyeceğini dile getiren Sarıgül, 'Bin 600 tane spor kulübü var. Sporcu fabrikaları açacağım. Olimpiyat stadını, yeni tesislerle bir olimpik park haline getireceğiz. Geleceğin şampiyonları İstanbul'da yetişecek. Olimpiyatları İstanbul'a kazandıracağız. Arda hariç o rakamı bir ardada yakalayamıyoruz. Çocuklarımız için her hafta sonu ücretsiz tiyatro ve sinema gösteriminden ücretsiz yaralanacak. İstanbul'un her ilçesinde organik pazarlar kuracağız' ifadelerini kullandı.'İSTANBUL'A HAYVAN KÖYÜ KURULACAK' İstanbul'un iki yakasına iki hayvan yaşam köyü kuracaklarını ifade eden Sarıgül, 'Kısırlaştır, sahiplendir' projesini de etkin olarak hayata geçireceğiz. Sinema endüstrisi için doğal çekim platoları kuracağız. Film stüdyolarını kurulmasını teşvik edeceğiz. İstanbul doğal çekim platoları, dünya sinemasının yeni cazibe merkezi haline gelecek. Hollyvoda rakip film stüdyolarını hayata geçireceğiz. Yüzlerce oyuncu buraya gelecek İstanbulun tanıtımına katkı bulunacak' dedi. İHA
HDP'ye Saldırılar Sürüyor
Türkiye en gergin yerel seçim arifesini yaşarken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) yetkililerine ve teşkilat binalarına yönelik saldırılar kaygı verici boyutlara ulaştı. Son olarak sosyal medyada örgütlenen yaklaşık bin kişilik bir grubun Muğla’nın Fethiye ilçesindeki ilçe örgütü açılış törenine saldırması, bugüne kadar HDP’ye yapılan diğer saldırıları gündeme getirdi. Hemen hemen her saldırıda, HDP’li yetkililerin de belirttiği üzere kamu görevlilerinin olayları engellemekte ‘zaafiyet’ göstermesi dikkat çekiyor.    ‘Kamu görevlileri kışkırtıyor’ HDP Eşbaşkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Radikal’e verdiği demeçte, ‘ İzmir Urla’daki saldırıyı emekli bir özel harp görevlisinin, Ordu’daki saldırıyı üniversitede görevli bir okutmanın kışkırttığını, Fethiye’de ise belediye başkanı ve emniyet müdürünün saldırganların istediği yönde hareket ettiğini’ ileri sürdü. Bugüne kadar HDP’ye yapılan saldırılar şöyle: 8 Mart: Giresun’da HDP seçim otobüsü, polis eşliğinde Kürkçü’nün partililere sesleneceği Bulancak Cumhuriyet Meydanı’na gelirken kalabalık bir grup tarafından taşlandı. 7 Mart: Seçim çalışmaları için Ordu’ya giden Ertuğrul Kürkçü, parti binasındayken bir grup tarafından protesto edildi. Uzun süre büro önünden ayrılmayan protestocular yüzünden saatlerce içerde beklemek zorunda kalan Kürkçü’yü polis arka kapıdan taksiyle kaçırmaya çalıştı, ancak bu kez de protestocu grup taksiye saldırdı. Olaylar kitlesel gösteriye dönüşüyor 5 Mart’ta Aksaray’da İl Başkanlığı binası açılışında laf atmayla başlayan olaylar kitlesel gösteriye dönüştü, 30 kadar kişi yaralandı. 4 Mart’ta Keşan’da, HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in seçim otobüsüne yaklaşık 30 kişilik bir grup Türk bayrağı açarak taşla saldırdı.Seçim bürosu açılmadan taşlandı 23 Şubat günü İzmir’in Urla İlçesi’nde seçim bürosu açma hazırlığındaki HDP’lilere yönelik bin kişilik bir grubun saldırısıyla başlayan olaylarda dördü ağır dokuz kişi yaralandı. Aynı gün, İstanbul’da Kadıköy’de de HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder’in katılımıyla gerçekleşen mitingin ardından parti seçim otobüsü saldırıya uğradı. 27 Şubat: Yaklaşık 300 araçlık bir konvoyla Urla’ya gitmek isteyenHDP’liler polis engeliyle karşılaştı. HDP’liler polis eşliğinde ilçeden ayrılırken, ilçe girişinde bekleyen HDP’lilere de polis tazyikli suyla müdahale etti. Kaynak: Diken
"İBB Olarak Devlete Karşı İç Borçlanmamız Yok"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan'ı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kadir Topbaş, Teke Tek Özel'de Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlıyor... Kadir Topbaş'ın konuşmasından öne çıkan satır başları; Bu kampanyada dikkatimi çeken bir şey var. Sanki hiçbir yerde belediye başkan adayları yok da her yerde Başbakan Erdoğan adaymış gibi. Yani nereye baksak Tayyip Erdoğan'ı görüyoruzi adayları hiçbir yerde görmüyoruz. Bir genel seçim havası içerisinde. Niye böyle? Ona şöyle bakmak daha doğru; sanki ortam biraz daha genel seçime doğru bir siyasi parti algısı çok ön plana çıktı. Sadece bu Ak Parti'de değil. Diğer partilerde de durum böyle. Liderler çok fazla daha meydanlarda aktif olarak görüşmekteler. Türkiye'de son dönemde ortaya çıkan bir takım nedenler var. O noktada bu durumun tetiklendiğini düşünüyoruz. Biraz da belki yerel yönetimler üzerinde bir takım manipülasyonlar, değerlendirmeler ne diyeceksek, bu olgu ortaya çıkmaya başlayınca liderler kolları sıvadılar, böylece bunları ön kesmeye yanlışları vatandaşlara göstermeye haykırmaya çalıştılar ve bu böyle gelişti. Ülkede ortalık toz duman vaziyette iken, biz de seçim çalışmalarında kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Hatırlarsanız 2009'da da böyle oldu. Sayın Kılıçdaroğlu ile yarıştığımız zaman da da böyleydi. GEZİ OLAYLARI Gezi sürecinde siz hiç tavrınızı bozmadınız. O günlerde hakim olan iklime ayak uydurmadınız. Biraz daha anlayışlı, biraz daha İstanbul'un Kadir ağabeyi gibi davrandınız. Ve hatta o dönemde şöyle şeyler çıktı, 'Başbakan, Kadir Topbaş'ın sert tavır almamasına kızgın, Topbaş'ın siyasi hayatını bitirecek.' Ama sonradan gelişmeler gösterdi ki, sizin tavrınız aslında bir yandan Ak Parti'ye yarayan bir tavırdı. İstanbullunun olaylar sonrasında da size duyduğu sevgi ve sempatide bir kayıp oluşmamıştı. Siz Gezi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bir rahatsızlığım vardı benim, hatırlarsınız. O süreçte oldu ve sokağa henüz daha çıkamamıştım. Mayıs'ın 26'sındaydı bu ve 29 Mayıs'ta köprünün temeli atılırken oraya dahi benim doktorum gitmemin çok doğru olmayacağını söylemesine rağmen gitmek zorunda kaldım. Çünkü İstanbul'la ilgili bir köprüydü ve bulunmam gerekiyordu. Tabi orada başlangıçta bu işi doğru yönetemedik diye düşünüyorum. Şunu söylemiyorum; Bir kere bu biraz hazırlıklar vardı. Başlangıçta ne kadar masumane deseniz de, biz orada Cumhuriyet Caddesi'nde Taksim'den itibaren 40 santim çapını geçmiş büyük geçişli çınar ağaçlarını budayıp makinalarla söküp köklerini bir noktaya kadar temizledikten sonra vinçlerle kaldırıp Sadabat'a götürüp diktik 60 küsür tane. Kimse orada bir tavır koymadı, hiçbir problem olmadı. Ağaç meselesi değildi esasen. Diğer taraftan biz Gezi Parkı'nın Divan Oteli tarafına gidişindeki o yolun dönüş noktasında 6 tane cadde tarafında, 5 tane de Divan Oteli'nin karşısına gelen daha küçük çaplı ağaçların 6 tanesi kaldırıldı. 5'ine sıra geldiğinde 2 metrelik duvarı kaldırma girişimde bu olay ortaya çıktı. Biz bu projeleri koruma kuruluna göndermeden önce ilgili STK'lara anlattık, bunu sitemize koyduk. Kuruldan geçip onaylanmış bir proje ve Kasım ayında uygulamaya konmuş. Birileri bekledi diye düşünüyorum. Çevreye yeşile duyarlı olan çok hassas insanlar var doğru. Birileri dedi ki bu hassas konunun ancak başlangıç noktası buradan başlayabilir. Taksim Platformu ile de görüşme yaptım. Başkanını da davet ederek bir gün yüz yüze görüşme yaptım. Onlara da şunu söylemiştim; siz burada asla mı diyorsunuz yoksa konuşalım mı diyorsunuz? Siz de biz de asla dersek anlaşma mümkün değil dedim. Zaten Gezi'deki olaylarla ilgili kamuoyu yoklamalarında ağaç ve çevre ile ilgili olduğunu söyleyen yüzde 2 - 2,5 çıktı. Diğerleri çok farklı konularda siyaseti de Başbakan'a kadar ulaşan bir olgu çıktı. 1000'in üzerinde sanatçılar, oraya katılanlar, öğrenciler, STK temsilciler mensuplarıyla hatta Mimar Odası Başkanı ve İstanbul Şube Başkanı dahil bunlarla 3'lü 5'li 10'arlı görüşmeler yaptım. Büyük bir bölümü başlangıçta burada bir kışla inşaatının başladığını zannederek geldiklerini söylüyorlar. Kendilerine gelen mesajlarda 'Ağaçlar toplanmaya başladı Topçu Kışlası inşaatı başlıyor'. Halbuki henüz onunla ilgili bir karar verilmemiş, sadece bir yol düzenlemesi. İlk etapta birileri bu olguyu kullanıyor olsalar bile, polis buraya girmeden bizler yöneticiler olarak girip de yerinde bunu o ilk küçük başlangıç noktasında söyleyebilseydik başka bir şey olurdu ve o durabilirdi diye düşünüyorum. Sayın Başbakan'ın benimle yaptığı programa kadar hala bir şans vardı. 'Tamam çocuklar ben sizi anlıyorum bakarız' diyebilseydi bugün iş bitmişti ama o farklı bir tondan konuştu. Bu arada başka bir şey de oldu, sayın Kılıçdaroğlu da orada bulunmaya çalışıyor, CHP'li parlamenterler oraya geliyor, parti örgütleri oraya geliyor, iş bu noktaya gelince işin şekli değişiyor. O platform aslında siyasileri istemedi. O noktaya gelinmeseydi, siyasiler bunu kullanmasaydı belki Başbakanımızın da tavrı böyle olmayacaktı. TAKSİM PROJESİ İstanbul'un en önemli meydanı Taksim'de yapılan meydan beton yığını şeklinde duruyor. Orası ne olacak? Eski tabirle natamam diyeyim. Daha bitmedi. Yüzeysel düzenleme ile ilgili proje bitti, şu anda ihalesi de tamamlandı zannediyorum, malzeme tespitleri yapıldı projesi hazır. Biz zaten o projeyi de takdim ettik. Hatta çok yeşil olmuş diyenler oldu. Meydan deyince bir meydan tanımımız yok aslında. Esasen meydanlarda ağaç olmaz. Meydanları bir park gibi değerlendirmeye kalktı insanlarımız, biz de bir miktar daha ağaç ekleyelim dedik. Proje yapılırken çeşitli gruplarla konuştuk; ama tüm İstanbul'a sormadık. İstanbul'daki bütüm meydanlara bir şey yapmayı düşünüyor mu istanbul Belediyesi? Beyazıt Meydanı projesini yaptık. Smülasyonları dahil var elimizde. Önümüzdeki süreçte o meydan özgün haline yakın bir proje çalışması tamamlanacak. Aksaray'da 64 bin metrekarelik bir meydan olgusu ortaya koyuyoruz, o viyadüğü oradan kaldırıyoruz. Kadıköy Meydanı ile ilgili çok mükemmel ki o proje de bitti. Mevcut meydanları düzenlerken İstanbul'a yeni meydanlar ekliyoruz. haberturk.com
Tunceli'deki Yangınlar 12. Gününde Devam Ediyor
Tunceli’nin Hozat ve Ovacık ilçeleri arasında çıkan yangınlar 12 gündür devam ediyor. Tunceli'nin komünist başkanı Maçoğlu, yeterli çalışmanın yapılmadığını kendilerinin de engellendiğini söylerken Tunceli Valiliği ise iddialara itibar edilmemesini istedi.