İdeoloji, Sınıf ve Alkol: Kadehteki Hayatlar ve Hayaller
Bir masada sohbet tıkandığında çoğu zaman imdadımıza içki muhabbeti yetişir. Ama biraz dikkat kesilince fark ederiz ki konuştuğumuz şey çoğu zaman içkinin kendisi değil, sınıftır. “Kim ne içiyor, nerede içiyor, ne içtiğini nasıl anlatıyor?” soruları, usul usul şu büyük sorunun çevresinde dolaşır: “Ben kimim, kimlerden değilim, kimlere benzemek istiyorum?” Bira bardağını nasıl tuttuğunuz, rakıyı nerede içtiğiniz, şarabı kiminle yudumladığınız; hepsi küçük sınıf işaretleridir. Alkol sadece promili değil sınıf kimliğini de yükseltebilir. Bu yüzden bu yazıda “Kimin neyi içmesine nasıl bakıyoruz?” sorusunun peşine düşelim.Çünkü çoğu zaman içtiğimiz şey, bizzat içki değil; ona yüklediğimiz sınıf hikâyesi. Aynı bira, mahalle arasındaki plastik taburede başka, yeni açılmış bir craft barın yüksek taburesinde bambaşka bir anlama gelir. Rakı, kimi için babadan kalma bir alışkanlıktır; kimi için “artık eski kuşaklardan değilim” demenin nazikçe terk ettiği bir ritüel. Şarap kadehi de yalnızca üzümün değil, okuduğumuz okulların, gezdiğimiz ülkelerin, görünmesini istediğimiz zevk seviyesinin taşıyıcısına dönüşür.