onedio
Görüş Bildir

Şahsiyet Haberleri

Şahsiyet ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Şahsiyet ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Ece Üner'den "Barış Pehlivan'ın Yaptığı Yanlıştı" Diyerek Tepki Çeken Fatih Portakal'a Sert Sözler!
Dün akşam saatlerinde Halk TV’de çalışan 3 gazetecinin gözaltına alınması sonrasında Fatih Portakal Sözcü TV ekranlarında yayınlanan ses kaydının hukuksuz olarak alındığını söylemiş, Barış Pehlivan için başlatılan soruşturmayı haklı bulmuş ve tepki çekmişti.Gazetecilik etiği yorumlarına devam eden Portakal, geçtiğimiz saatlerde de sözlerinin arkasında olduğunu, gözaltına alınma şeklinin doğru olmadığını belirtti. Ece Üner, Halk TV bilirkişi soruşturması detaylarını anbean canlı yayında aktarırken Fatih Portakal'a da oldukça sert sözler söyledi.
Umut Oran’dan Egemen Bağış ve Alo Fatih’e Sert Yanıt
“Beklediği buysa, dürüst ve namuslu davranması için CHP olarak kendisine içinde 500.000 dolar bulunan bir takım elbise asla göndermeyeceğiz”ANKARACHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, sosyal medyaya yansıyan son tapelerde Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk soruşturması nedeniyle AB Bakanlığından istifa etmek zorunda kalan AKP’li Egemen Bağış ile Alo Fatih olarak bilinen Ciner Medya yöneticisi Fatih Saraç’ın kendisine hakaret ettiğinin anlaşılması üzerine sert bir açıklama yaptı. Bağış hakkında suç duyurusunda bulunup, tazminat davası açacağın belirten Umut Oran, “Çalışmalarımız Egemen Bağış gibi Rıza Sarraf’tan rüşvet alanları da rahatsız edecektir ve etmelidir. Beklediği buysa, dürüst ve namuslu davranması için CHP olarak kendisine içinde 500.000 dolar bulunan bir takım elbise asla göndermeyeceğiz. Ancak onlara esas davayı halkımız açmış durumdadır. 30 Mart’ta Türkiye’nin namuslu, çalışkan, temiz siyasetten yana tüm insanları gerekeni yapacak, bu zihniyeti bir daha çıkmayacak bir şekilde tarihe gömecek” dedi.5 gün önce riyakarca sohbet ediyorduSon tapelerde adından bahsedilmesi üzerine CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran yazılı bir açıklama yaptı. Umut Oran açıklamasında şunları kaydetti:“Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması kapsamında mahkeme emriyle yapılan dinlemeler sırasında Kurban Bayramı’nın ikinci günü, 16 Ekim 2013 tarihinde AB İlerleme Raporu’nun açıklanacağı tarihte saat 14.57.02’de kamuoyunda “Alo Fatih” diye bilinen Fatih Saraç ile dönemin AB Bakanı Egemen Bağış arasında yapılan bir konuşmada (Tape no TİB.F.01.TK.2382296693) şahsıma hakaretler içeren bir konuşma da kayda alınmış ve bugün kamuoyuna yansımıştır. Bu konuşmadan 5 gün önce Bodrum’da EDAM toplantısında yüzümüze gülerek riyakârca sahte dostluk mesajları veren bu şahsiyet artık hangi yüzle toplum içine çıkabilecektir.Kurban bayramın bile demagoji unsuru yapıyorTürkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerinde ilerlemesi için çalışmak yerine ucuz polemikler ve iç siyasete yönelik çalışmalar yapan, tarihe “Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da Vinci” gibi esprileriyle geçen dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın karakterine uygun bir şekilde AB İlerleme Raporunu ve Kurban Bayramını bile siyasi bir demagoji unsuru olarak kullanmak istediğini görmek kimseyi şaşırtmadı.Üstlerine daha fazla gideceğim2011 yılında milletvekili seçildim. Bu makamın asli sahibi olan milletimizin haklarını korumak ve yürütme organını denetlemek için çalışmalarımı sürdürdüm. Yasama yetkisi millet tarafından kendisine verilen Meclisimizin bir üyesi olarak, halkın sorunlarını gündeme getirmeye, halkımızın menfaatlerini korumaya gayret ettim. Bugüne kadar toplam 23 kanun teklifi, 20 araştırma önergesi, 830 yazılı soru önergesi verdim. Halkın hangi sorunu varsa, halkımızın çıkarlarına nerede bir tehdit varsa, imkanlarım dahilinde her zaman orada halkımızla birlikte oldum. Show TV’nin satışında yaşanan usulsüzlükleri de tespit ederek, bu konuda yaşananları iki adet yazılı soru önergesiyle (http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-33150s.pdf) muhataba sordum. “Alo Fatih” adıyla bilinen, havuz medyasının hükümet komiseri görevini yürütmekte olan kişinin de bu sorudan rahatsız olması çok normal, çünkü hukuksuzluğa bulaşmış olanlar bunun ortaya çıkmasından korkarlar. Onlara bu kirli işlerinin üstüne daha da fazla gideceğimizi ve salmalar salarak medyayı satın alan, bu yolla halkımızın sağlıklı bilgi almasını engelleyen diktatöryal anlayışla sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kere daha hatırlatmak isterim.Sarraf’tan rüşvet alan Bağış, çalışmalarımızdan rahatsız olacaktırBu çalışmalarımız, Egemen Bağış gibi altın kaçakçılığı, kara para aklama, irtikap işine karışan, takım elbiseler içerisinde Rıza Sarraf’tan rüşvet alanları da rahatsız edecektir ve etmelidir. Çünkü onların karakterleri ve şerefleri suç işlemekten değil, bunun ortaya çıkmasından rahatsız olur. Onlar halkın değil sahiplerinin çıkarlarını düşünür, demokratik toplumun ilkelerini değil balya balya paraları önemser, halkın sorunlarını çözmek için değil kendilerine servet kazandırmak için siyaset yaparlar. Onların yolu doğruluğun, dürüstlüğün, temizliğin değil, karanlığın, arkadan konuşmanın, ucuz hamasetin, demagojinin yoludur. Beklediği buysa, dürüst ve namuslu davranması için CHP olarak kendisine içinde 500.000 dolar bulunan bir takım elbise asla göndermeyeceğiz. Eğer bu meziyeti kaybettiyse, dünyadaki hiçbir parayla ona tekrar sahip olamaz.Dava açacağımBakanlık yaptığı dönemde Türkiye’nin sınırlı kaynakları ve AB fonlarını usulsüz harcama dışında hiçbir iş yapmamış, AB’de bu nedenle hakkında soruşturma başlatılan, kendisine para kazandırmaktan başka kimseye bir şey kazandırmamış, AB ilişkilerini de tarihinin en kötü seviyesine indirmiş, hayattaki en büyük başarısı tercümanı olduğu Erdoğan’ı överek belli koltuklara oturmak olan Egemen Bağış hakkında şahsıma söylediği ve artık alenileşmiş olan hakaretleri için gereken suç duyurusunda bulunacak, maddi ve manevi tazminat davasını açacağım.30 Mart’ta halkımız bu zihniyeti tarihe gömecekAncak onlara esas davayı halkımız açmış durumdadır. Halkımız bu yozlaşmış düzenin temsilcilerinden, onların yalanlarından, bulaştıkları suçlardan, kaypak karakterlerinden bunaldı. Halkımız artık ortalıkta tek ayak üstünde kendisine yalan söyleyen, üstünde baskı kuran, halkımızın kıt kaynaklarını har vurup harman savuran bu zihniyeti istemiyor. 30 Mart’ta Türkiye’nin namuslu, çalışkan, temiz siyasetten yana tüm insanları gerekeni yapacak, bu zihniyeti bir daha çıkmayacak bir şekilde tarihe gömecek. Yarın da demokrasiye, insanlığa ve bu ülkeye karşı işledikleri suçlardan dolayı hepsi teker teker Yüce Divan’da hesap verecek. Hepimiz bu konuda gün sayıyor, o güzel güne kavuşmak için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.
Bayramda CHP'li Birini Çıkarın, Biz de Ona Çakalım!
Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Habertürk yöneticisi Fatih Saraç arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydı yayınlandı T24 İfade, arama ve gözaltı operasyonu 17 Aralık 2013'te başlatılan yolsuzluk soruşturmasına adı karışınca AB Bakanlığı ve Başmüzakerecilik'ten istifa etmek zorunda kalan AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış ve Habertürk yöneticisi Fatih Saraç 'a ait olduğu öne sürülen yeni bir ses kaydı yayınlandı. Bağış, kendisine ait olduğu öne sürülen konuşmada 'Habertürk'e bayramda CHP'li birini çıkar, biz de çakalım ona' diyor. Kayıttaki iddiaya göre Bağış'ın hakaret ettiği CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran , yazılı bir açıklama yaparak kendisinin yasama görevi, Bağış'ın ise yolsuzluk yaptığını öne sürdü, dava açacağını bildirdi. Youtube'daki Haramzadeler hesabından paylaşılan ve çok sayıda internet mecrası ile bazı TV kanallarında yayınlanan, Kurban Bayramı’nın ikinci günü olan 16 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştiği öne sürülen ses kaydının Bağış ve Saraç'a ait olduğu iddia edildi. İddiaya göre, Fatih Saraç Egemen Bağış’ı arayarak 'Avrupa Birliği İlerleme Raporu hakkında değerlendirmede bulunmak üzere yayına kimi çıkarabileceğini' soruyor. Egemen Bağış olduğu öne sürülen kişi “Vallahi abi bayramda konuşmayacaksın, bence CHP’li birine konuştur, ondan sonra da bak bu bayramda bile çıktı, Türkiye’nin değerleriyle barışık değil diye biz de çakalım ona” ifadesini kullanıyor. İddiaya göre, Saraç’ın 'CHP’den en kafası çalışmayan kimse onu bulayım' sözleri üzerine Bağış “Umut Oran meraklıdır, o yırtık dondan fırlar gibi her şeye çıkar” yanıtını veriyor. Saraç'ın, Oran’ın TMSF'nin el koyduğu Show TV’nin satışı ile ilgili olarak soru önergesi verdiğinin hatırlatması üzerinde Bağış “Hep veriyor. Hep veriyor, şerefsizin tekidir” diye konuşuyor. Oran: Dava açacağım Konuşmanın yayınlanmasının ve internette yayılmasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, şu açıklamayı yaptı: Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması kapsamında mahkeme emriyle yapılan dinlemeler sırasında Kurban Bayramı’nın ikinci günü, 16 Ekim 2013 tarihinde AB İlerleme Raporu’nun açıklanacağı tarihte saat 14.57.02’de kamuoyunda “Alo Fatih” diye bilinen Fatih Saraç ile dönemin AB Bakanı Egemen Bağış arasında yapılan bir konuşmada (Tape no TİB.F.01.TK.2382296693) şahsıma hakaretler içeren bir konuşma da kayda alınmış ve bugün kamuoyuna yansımıştır. Bu konuşmadan 5 gün önce Bodrum’da EDAM toplantısında yüzümüze gülerek riyakârca sahte dostluk mesajları veren bu şahsiyet artık hangi yüzle toplum içine çıkabilecektir. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerinde ilerlemesi için çalışmak yerine ucuz polemikler ve iç siyasete yönelik çalışmalar yapan, tarihe “Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da Vinci” gibi esprileriyle geçen dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın karakterine uygun bir şekilde AB İlerleme Raporunu ve Kurban Bayramını bile siyasi bir demagoji unsuru olarak kullanmak istediğini görmek kimseyi şaşırtmadı. 2011 yılında milletvekili seçildim. Bu makamın asli sahibi olan milletimizin haklarını korumak ve yürütme organını denetlemek için çalışmalarımı sürdürdüm. Yasama yetkisi millet tarafından kendisine verilen Meclisimizin bir üyesi olarak, halkın sorunlarını gündeme getirmeye, halkımızın menfaatlerini korumaya gayret ettim. Bugüne kadar toplam 23 kanun teklifi, 20 araştırma önergesi, 830 yazılı soru önergesi verdim. Halkın hangi sorunu varsa, halkımızın çıkarlarına nerede bir tehdit varsa, imkanlarım dahilinde her zaman orada halkımızla birlikte oldum. Show TV’nin satışında yaşanan usulsüzlükleri de tespit ederek, bu konuda yaşananları iki adet yazılı soru önergesiyle (http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-33150s.pdf) muhataba sordum. “Alo Fatih” adıyla bilinen, havuz medyasının hükümet komiseri görevini yürütmekte olan kişinin de bu sorudan rahatsız olması çok normal, çünkü hukuksuzluğa bulaşmış olanlar bunun ortaya çıkmasından korkarlar. Onlara bu kirli işlerinin üstüne daha da fazla gideceğimizi ve salmalar salarak medyayı satın alan, bu yolla halkımızın sağlıklı bilgi almasını engelleyen diktatöryal anlayışla sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kere daha hatırlatmak isterim. Bu çalışmalarımız, Egemen Bağış gibi altın kaçakçılığı, kara para aklama, irtikap işine karışan, takım elbiseler içerisinde Rıza Sarraf’tan rüşvet alanları da rahatsız edecektir ve etmelidir. Çünkü onların karakterleri ve şerefleri suç işlemekten değil, bunun ortaya çıkmasından rahatsız olur. Onlar halkın değil sahiplerinin çıkarlarını düşünür, demokratik toplumun ilkelerini değil balya balya paraları önemser, halkın sorunlarını çözmek için değil kendilerine servet kazandırmak için siyaset yaparlar. Onların yolu doğruluğun, dürüstlüğün, temizliğin değil, karanlığın, arkadan konuşmanın, ucuz hamasetin, demagojinin yoludur. Beklediği buysa, dürüst ve namuslu davranması için CHP olarak kendisine içinde 500.000 dolar bulunan bir takım elbise asla göndermeyeceğiz. Eğer bu meziyeti kaybettiyse, dünyadaki hiçbir parayla ona tekrar sahip olamaz. Bakanlık yaptığı dönemde Türkiye’nin sınırlı kaynakları ve AB fonlarını usulsüz harcama dışında hiçbir iş yapmamış, AB’de bu nedenle hakkında soruşturma başlatılan, kendisine para kazandırmaktan başka kimseye bir şey kazandırmamış, AB ilişkilerini de tarihinin en kötü seviyesine indirmiş, hayattaki en büyük başarısı tercümanı olduğu Erdoğan’ı överek belli koltuklara oturmak olan Egemen Bağış hakkında şahsıma söylediği ve artık alenileşmiş olan hakaretleri için gereken suç duyurusunda bulunacak, maddi ve manevi tazminat davasını açacağım. Ancak onlara esas davayı halkımız açmış durumdadır. Halkımız bu yozlaşmış düzenin temsilcilerinden, onların yalanlarından, bulaştıkları suçlardan, kaypak karakterlerinden bunaldı. Halkımız artık ortalıkta tek ayak üstünde kendisine yalan söyleyen, üstünde baskı kuran, halkımızın kıt kaynaklarını har vurup harman savuran bu zihniyeti istemiyor. 30 Mart’ta Türkiye’nin namuslu, çalışkan, temiz siyasetten yana tüm insanları gerekeni yapacak, bu zihniyeti bir daha çıkmayacak bir şekilde tarihe gömecek. Yarın da demokrasiye, insanlığa ve bu ülkeye karşı işledikleri suçlardan dolayı hepsi teker teker Yüce Divan’da hesap verecek. Hepimiz bu konuda gün sayıyor, o güzel güne kavuşmak için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.T24
Yanlış Pozisyonda Uyumak Bacak Kaslarını Kısaltıyor
Geceleri yüzüstü uyumak bel ve boyun zedelenmelerine sırtüstü ise bacak adalelerinde kısalmaya ne sebeple oldu . En sağlıklısı ve ideali, bacakların karına gerçek çekilerek cenin pozisyonunda yatmak. Omurgamız bir bütündür, bel ve boyun omurgaları farklı düşünülemez, bel omurgalarındaki bir huzursuzluk boyun omurgamızı da direk etkiler. Zira omurgamız etrafımızdaki kaslar bir hasır örgü benzeri birbirinin içine geçmiştir. Bel veya boyun bölgenizde ortaya çıkan bir problem tüm vücudunuzda sıkıntılara sokak açar . Bel ve boyun omurgalarının sıhhati amaçlı zaman içerisindeki duruş, oturuş pozisyonlarına uyarı etmemiz mühim fakat yeteri kadar değil. Omurga sağlığımız üstünde alışkanlık edindiğimiz uyku pozisyonumuz üstelik yatak seçimimizin tesiri kocaman . Yüzüstü yatmak beli büküyor Yüzüstü yatmak en riskli uyku pozisyonudur. Bu pozisyonda uyumak omurga çevresindeki bağların ve kasların gerilmesine, omurgadan sinirlerin çıktığı deliklerin sıkışmasına neden olur . Bu da omurga ve disk üst kısmına yük bindirir. Tüm şunlar ise bel ve boyunda eğriliklerin artmasına ilişkili olarak omurgada zedelenmelere ve fıtık benzeri neticeleri ortaya çıkarır. Sırtüstü uyumak adele kısaltıyor Ancak bir takım vatandaşlar yan yatış pozisyonunda uyuyamazlar. Sırt üstü yatıyorsanız kesinlikle dizler bir yastık ile desteklenmeli. Fakat yeniden de sırt üstü yatış bir zaman ardından bacakların arka adalelerinde kısalmaya sokak açıyor . Bu sebeple uzunca zaman sırt üstü yatılmasını önermiyoruz. İdeali cenin poziyonu Yan yatış pozisyonu bel ve boyun sıhhati amaçlı en idealidir. Bacaklar karına gerçek çekilerek yatılmalı. Bu pozisyonda belin basıncını azaltmak amaçlı dizlerin arasına bir yastık koyulmalıdır. Bu biçimde omurga ve diske ek olarak az yük biner bununla birlikte horlamayı da engeller. Gebe bayanların sol taraflarında uyuması önerilmektedir. Bu pozisyonda bebeğe giden kan akışı engellenmeyecektir. Fakat bu vaziyette da boyun ve omuzlar zorlanmaktadır. Yataktan fırlamayın, gerinmeden kalkmayın! Sabahları uyanır uyanmaz yataktan çabuk bir biçimde kalmayın. Zira tüm gece istirahat çağında meydana gelen kaslar uykuda gevşer, birdenbire harekete tepki gösteremez bu vaziyette omurgada ve eklemlerle önemli ağrılara, zedelenmelere ne sebeple olur. Yataktan ani kalkışlar bel tutulmalarının en kocaman sebeplerindendir. Bu sebeple uyandıktan ardından yatak içinde 5 dk gerinerek gevşeyen kaslar yavaşça harekete geçirilmeli. Yataktan kalkarken, blok olarak yana dönün. Öncesinde bacaklarınızı sarkıtın, ardından kollarınızın sayesinde vücudunuzu yatak kenarında, yüksek bir konuma kazancın . Yatak sizden 20 cm uzunca olmalı Doğuştan bel ve boyun bölgemizde eğriliklerimiz vardır. Çok katı veya çok narin yataklar natürel eğriliklerimizin artmasına veya azalmasına ne sebeple olur. Hata yatak seçimi birçok omurga hastalığına davetiye çıkarıyor. Sıhhatiniz amaçlı yatağınızın eni 95 cm’den dar olmamalı, boyunuzdan 20 cm ek olarak uzunca olmalı. Çift şahsiyet yatakların eni ise en az bir .65 olmalı. Yatağınız yüksek olmasın Eğer yatağınızın ortası çökmüşse, yenisiyle değiştirin. • Ansızın pek yastıkta yatmak, boynunuzun tutulmasına ne sebeple olabilmektedir . • Yatağınız, rahatlıkla çıkıp inebileceğiniz yükseklikte olsun. • Yatarken, kollarınızı başınızın arkasına gerçek gererek uzatmayın. • Yatağa yatmak amaçlı ise öncesinde yatak kenarına oturun. Bacaklarınızı yukarıya çekerken aynı zamanda gövdenizi yatağa uzatın. Vücudunuzu blok olarak döndürerek sırtüstü yatın Etiketler: bacak kasları, DİSK, uyku pozisyonu, uyumak, yanlış pozisyon, yatmak
Başbakan Bu Karara da Saygı Duymayacak...
Yargıtay, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan hakkında ‘hakaret’ gerekçesiyle açtığı davada verilen tazminat kararını “ Başbakan, eleştiri ağır dahi olsa katlanabilmelidir ” diyerek bozdu. Ankara 20′inci Asliye Hukuk Mahkemesi, 8 Mart 2012 tarihinde kaleme aldığı ‘Alaturkalık ‘ başlıklı köşe yazısı nedeniyle Altan ve Taraf gazetesine toplam 15 in TL manevi tazminat cezasına hükmetmişti. Taraf’tan Sümeyra Tansel’in haberine göre, Altan’ın avukatı Veysel Ok’un temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4′üncü Hukuk Dairesi’nce verilen bozma kararında “ Davacı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak eleştiri ağır dahi olsa eleştirilere olağandan daha fazla katlanabilmelidir ” denildi. Kararda, Altan’ın yazısını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. Bozma gerekçesinde şu ifadeler kullanıldı: “ Basın özgürlüğünün kapsamı demokrasiyle yakın ilişkisinin sonucu olarak bir dereceye kadar abartıya ve sert eleştiriye izin verecek şekilde geniş yorumlanmalıdır. Davanın tarafları siyasetçi ve basındır. Dolayısıyla sert ve yoğun eleştiriye katlanma yükümlülüğü söz konusudur .” ‘Stratfor’un, Erdoğan’a iki yıl ömür biçtiği‘ iddialarını manşete taşıması nedeniyle Erdoğan, gazeteyi eleştirmiş; Altan da söz konusu yazısını bundan sonra kaleme almıştı. Altan yazısında şu ifadeleri kullanıyordu: “Zavallı Başbakan’ın aklı iyice karışmış. Stratfor burnunun dibine girmiş”.Erdoğan, Ahmet Altan ve Taraf gazetesine toplam 30 liralık manevi tazminat davası açmış, Ankara 20′inci Asliye Hukuk Mahkemesi rakamı 15 bin TL’ye indirmişti. Erdoğan’ın avukatları, Altan’ın yazısında ‘Erdoğan’ın şahsiyet haklarına saldırı kastıyla, fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu‘nu iddia etmişti. Avukatlar, ‘yazının Erdoğan’ı eleştirmeye değil; aşağılamaya, küçük düşürmeye, cahil, bilgisiz ve ilgisiz olmakla itham etmeye yönelik olduğunu ‘ ve yazıdaki değerlendirmelerin ‘ düşünce açıklaması ‘ olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştu.Diken
Hüseyin Çelik: 'Eşbaşkanlık Diyorlar, Bundan Daha Aptalca Bir Şey Duymadım'
Hüseyin Çelik, cumhurbaşkanlığı seçimleri için 'Vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, bu cumhurbaşkanlığı seçiminde kavga ve kaos olmayacak' dedi AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik , AKP için dillendirilen 'eşbaşkanlık' iddiasını 'Bundan daha saçma ve aptalca bir şey duymadım. İsteyen yapabilir ama bizim böyle bir durumumuz yok' sözleriyle yalanladı. Çelik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak, 'Vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, bu cumhurbaşkanlığı seçiminde kavga ve kaos olmayacak' diye konuştu. Hüseyi Çelik '45 Dakika' programında gazeteci Mehmet Barlas'ın sorularını yanıtladı. Çelik'in gündeme ilişkin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 'Sayın cumhurbaşkanımızın açıklamasından bu işi bıraktım gibi bir ifade anlamadım. bugünkü şartlarda böyle bir hesabım yok diyor. Bir plan yapmadığını söylüyor. Eski genel başkan yardımcımızdı, Başbakanlık yaptı. Kendisini cumhurbaşkanı seçtirebilmek için olağanüstü gayret gösterdik. Şimdi bağımsız bir cumhurbaşkanıdır ama bu dünyaya aittir. Sayın başbakanla tabii ki oturup konuşacaklar. 'bana ihtiyaç olursa ben buradayım' gibi bir sinyal veriyor. Hepimiz ayrı şahsiyetiz ve bir torbadan çıkmış değiliz. Biz makam için kardeş kavgası yapmayacağız mesajı da veriyor. 2002'de başbakanlık için Gül'ün adı öne çıktı ve başbakan Siirt'ten milletvekili seçilir seçilmez istifa etti. Bu büyük bir saygı örneğidir. ‘Başbakan'ın, Gül ile tavırları aynı olmayabilir’ Sayın Gül'ün AK Partili olduğu biliniyor. Sayın Gül oyunu CHP'y mi veriyor? İnsanlar makama şekil verir, makamların da insanların davranışları üzerinde etkisi vardır. MGK'nın başkanı cumhurbaşkanıdır. MGK'dan her zaman çözüm sürecini destekleyen açıklamalar gelmiştir. Her insanla ilgili lehte ve aleyhte şeyler söylenebilir. Ben sayın Gül'ün öncekilerle kıyaslanamayacak şekilde görevini yerine getirdiğini düşünüyorum. Sayın Başbakan'ın, Gül ile tavırları aynı olmayabilir. Rahmetli Özal cumhurbaşkanlığına gittiği zaman partisi tepetaklak gidiyordu ama AK Parti'nin trendi yukarıya doğrudur. Bizim hareketimiz bir kadro hareketidir. Sayın Gül gelir mi gelmez mi... Biz Erdoğan ve Gül'ü ağabey olarak görüyoruz. Ben her zaman Başbakanımızın arkasında olmamızın, sayın Gül'ü üzecek sözler sarfetmemiz gerektirmediğini söylüyorum. Sayın Erdoğan çok ezici bir karizmaya sahip. Bizim parti içerisinde liderlik yapacak çok sayıda isim var ama güneş varken, yıldızlar görünmez. Ben bulunduğum yeri ve konumu bilen bir insanım. Kendim için başbakanlık gibi bir pozisyonu hiç düşünmedim. Benden çok daha layık olan arkadaşlarımız olduğunu düşünüyorum. Tayyip Bey bu partinin orkestra şefidir. Bir orkestrada taban tabana farklı çıkaran enstrümanlar vardır. Ama şef bu sesleri bütünleştirir. Örneğin Yıldırım Akbulut değil başka bulut olsa ANAP'ın tepetaklat gidişi durdurulamazdı. ‘Eşbaşkanlık söylüyorlar, bundan aptalca bir şey duymadım’ Afyon'da istişare toplantısı yapacağız. Bizim için bir eşbaşkanlık söylüyorlar. Bundan daha saçma ve aptalca bir şey duymadım. İsteyen yapabilir ama bizim böyle bir durumumuz yok. Sayın Kılıçdaroğlu bu işi yapamıyorum yanıma yardımcı alacağım diyebilir. Halkın cumhurbaşkanını seçmesi bu yarı başkanlık getirir. Oraya oturan kimse, o makama bir şahsiyet verir. Tayyip Bey cumhurbaşkanı olduğunda başka Sayın Gül olunca başka bir cumhurbaşkanı görürsünüz. Tayyip Bey Köşk'e çıktığında kendi üslubunu kullanır. Vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, bu cumhurbaşkanlığı seçiminde kavga ve kaos olmayacak, Türkiye cumhurbaşkansız kalmayacak. 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Bey'e 'siz cumhurbaşkanı olmayın, kolaya kaçmayın, partinize liderlik edin' dedim. Ama bugün 12 yıl Başbakanlık yapmış birine Cumhurbaşkanı olmayın deme durumumuz yok. Dar bölge olursa temsil oranı düşecek deniliyor, bunu anlamakta zorlanıyorum. Bu milletvekiliyle seçmen arasında yakınlaşma sağlayacak. Seçim bölgesini ne kadar küçültürseniz, seçmen adayları daha iyi tanıyacaktır. Barajı kaldıralım dar bölge getirelim diyoruz. Daraltılmış bölge istiyorsanız, yüzde 5 baraj getirelim diyoruz. Sistemi bilmeyenler bol keseden konuşuyor. Biz insanlar farklı olabilir, farklı etnik gruplara ait olabilir diyoruz. Ama burada birileri el altından devlet olayım, yargıda emniyette örgütleneyim dediği zaman dananın kuyruğu kopuyor. ‘Hacı muratın direksiyonuna Schumacher'i getirseniz ne yazar’ Gerçekten Türkiye'de iktidara alternatif olabilecek, halka ümit veren bir parti yok. Hiçbir dönemde AK Parti ile muhalefet arasındaki kadar makas açılmadı. CHP'nin çok ciddi bir problemi var. Sizi hacı muratın direksiyonuna Schumacher'i getirseniz ne yazar? CHP köhne bir partidir. Zenginlerin ve büyük sitelerin partisidir. Beşiktaş'ta yüzde 70 oy olan CHP 136 ilçede yüzde 1'in altında alıyor. Böyle bir CHP var. Bizim kaybettiğimiz illerde bile oylarımız CHP'den 14-15 puan üzerinde. Ben CHP'nin yerinde olsam, bu insanlar bana neden oy vermiyor onun tahlilini yapardım. Kendi içine kapalı tuzu kuru olan yerlerde oy alıyorsunuz. AK Parti zenginden de fakirden de batıdan da doğudan da oy alıyor. CHP Türkiye'nin partisi değil. Eskiden MHP İç Anadolu'dan oy alırdı şimdi silme AK Parti aldı. Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık olmasa meydanlarda ne söyleyecekti? CHP'nin bu ülkenin insanları adına projeleri yok. CHP, başkasını kötüleyerek iktidar olamayacağını anlamalıdır. İzmir'de bizim de hatamız var. Muhteşem hizmetler yaptık. Biz vatadandaşa hizmet edecek teşkilatlar oluşturamadık. Bu bizim eksiğimiz. Endişeli laikler dediğimiz kesime kendimizi daha iyi tanıtmalıydık. İzmirliyi suçlayarak, kendimizi kesinlikle sorumluluktan kurtaramayız. Bize karşı ideolojik direnç içinde olan insanlara karşı bu direnci kıracak bir yol mutlaka vardır. Bazı algıları değiştirmek için çalışmalıyız.' T24
'Yargı Mensupları Haddini Bilmeli'
Başbakan Erdoğan, 'Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz, yargı mensubu kararlarıyla konuşur. Bunların önce haddini bilmesi lazım.' dedi. Başbakan Erdoğan Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşuyor. Başbakan'ın açıklamalarından önemli satır başları 'Kamoyu yoklamaları, anketler 30 Mart'ta Ak Parti'nin ezici üstünlük sağlayacağını gösteriyordu. Bazı çevreler demokratik mücadeleyi hangi yolla yapacaklarını anlamadılar ya da anlamak istemiyorlar. Bizler her şeyi bilimsel çerçevede, adeta şehirlerimizin röntgenini çektik, Türkiye'nin röntgenini çektik. Çıktığımız programlarda da kesin olmamakla berabere 45-50 bandına bir yere otururuz dedik. Onların hedefi Ak Parti'yi yüzde 30'un altına nasıl düşürürüz dediler. 'ALLAH DÜŞMANIN BİLE ŞEREFLİSİNİ VERSİN' Sınır tanımadılar. İnsani değerleri, vicdani değerleri, onur, şahsiyet, şeref bu kavramları dikkate almadılar. Bizim insanımız der ki Allah düşmanın bile şereflisini versin. Öyle rakiplerle mücadele ettk ki maalesef şeref yoksunuydular. Bizim devlet geleneğimizde savaşta dahi uyulması gereken kurallar vardır. İnsanların mahremlerine girilmez. Kadınlara, çocuklara, yaşlılara ilişilmez. Bizim kültürümüzde en azılı düşman bile olsa o kişi sırtından vurulmaz. Mert olan rakibinin karşısına çıkar, yarışır belli ilkelerde savaşır. Harp hiledir ama hile namertlik değildir. Stratejidir, akıldır, zekadır. Öyle belediyelerimiz oldu ki günlerce haftalarca çalışarak bunu topluma anlattılar. Mevcut belediye başkanlarımız yaptıklarını ve yapacaklarını anlattılar. Muhalefet bunu anlatamadı. Yaptıkları yoktu ki yapacaklarını anlatsın. Demokrasi dışı yollara tevessül ettiler. Ekonomiye içeriden ve dışarıdan saldırı düzenlediler, çözüm sürecine saldırdılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarına, şahsıma, aileme, arkadaşlarıma saldırdılar. 30 Mart akşamında da balkon konuşması beklediler. Her şeyi unutalım istediler. O ahlak dışı saldırıları, alçaklıkları unutalım istediler. Biz davaları geri çektik ama onlar çekmedi. Biz hesaplaşma değil helalleşme yapalım dedik olmadı. 30 Mart öncesindekiler üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değil. 'HADDİMİZ DEĞİL, HESABI SORULACAK' Devlete, millete istiklalimize, saldırı düzenlendi. Hadi helalleşelim demek haddimizde hakkımızda değildir. Bunların hesabı sorulacak. 'YARGI MENSUPLARI HADDİNİ BİLMELİ' Milletimiz oyunları gördü. Adana’daki soruşturmada olanlar ortada. Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz, yargı mensubu kararlarıyla konuşur. Bunların önce haddini bilmesi lazım. Yasama, yürütme, yargı erkelerin eşitliği diyeceksin. Sonra da kendisini yasamanın üstünde varsa yoksa benim diyeceksin. Bugüne kadar yargı mensupları içinde kaç kişi ceza aldı diye bakarsanız parmak sayısını geçmez ama yasama mensupları, yürütme mensupları öyle değil onlara gelen vuruyor giden vuruyor. Yürütmenin bedeli var. Biz kefenlerimizle yola çıktık dedik. Yargı onlar da kararları ile konuşsun adil olanları kast etmiyorum. Bir yerlerden talimat alanları kastediyorum bunlar pararlel yargıdır. Muhalefete dikkat edin bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Gündemi farklı yerlere çekerek seçim öncesi yapılanlarının üzerini örtmeye çalışıyorlar. 'BOZKURT İŞARETİ HAFIZALARDAN SİLİNEMEZ' Ankara caddelerinde CHP'nin genel müdürünün yaptığı bozkurt işareti hafızalardan silinmez. Ses kayıtları ve mpntajların CHP tarafıundan nasıl hukuksuzça kullandığı unutulmaz. Dışişleri Bakanlığı'ndan devletin en gizli görüşmesi dinlendikten sonra götürüldü CHP genel müdürüne dinlettirildi. Bu ihanet girişimine CHP genel müdürünü de ortak ettiler. Pensilvanya'daki örgütle nasıl işbirliği yaptıklarını açıklasınlar. Nasıl senaryo yazdıklarını açıklasınlar. Devlete yapılan suç var. Niye bunu lanetleyemiyorsun? MHP kasetlerin mağduru olmasına rağmen. O da kaset siyasetine sarıldı. 'MHP GENEL BAŞKANI 'BAŞBAKAN, Malezya'YA KAÇACAK' DİYORDU' MHP Genel Başkanı Başbakan kaçacak diyordu, Malezya'ya, Sudan'a gidecek dedi. Dün akaşam Malezya Başbakan'ı buradaydı. Beraber yemek yedik. 'BU ÜLKEDEN KAÇMASI GEREKENLER...' Bunlar istikameti kaçırmışlar. Bunlar ne yapacaklarının farkında değildir. O koltukları terk etmesi gerekenler CHP ve MHP’nin genel başkanıdır. Ama yapamazlar. MHP’nin genel başkanı 16-17 yıldır sürekli yeniliyor. CHP, MHP seçimenine sesleniyorum. Gelin bir daha bu süreçleri check edin. ‘Biz kimlerin peşinden gidiyoruz’ diye. Yeni süreçte inanıyorum ki vizyonu olan bir muhalefet şekillenecektir. Gerilimin Türkiye’ye yarar değil zarar getirdiğini herkes gördü. Kucaklayıcı bir siyaset Türkiye’nin yegane gündemi olmalı. Tek tip insan gayesinde olmadık. 'KÖŞK ADAYLIĞI KONUSUNDA PARTİMİZLE KARARA VARMIŞ DEĞİLİZ' Cumhurbaşkanı halkın oyları ile seçilecek. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen hepsi sancılı olmuştur. Türkiye’de belirsizlik oluşturan bu seçimleri Meclis’teki vekillerden alarak asillere devrettik. Ağustos ayındaki seçimlerin nezih bir ortamda gerçekleşmesi için üzerimize düşeni hakkıyla yerine getireceğiz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partimizle karara varmış değiliz. İstişareleri başlattık. İlk istişareyi 30 Mart’ta milletimizle yaptık. Önceki gün vekillerle bu salonda bir araya geldik. 'CUMHURBAŞKANIMIZLA DA KONUŞACAĞIZ' İlgili her kesimin görüşlerini alacağız. Cumhurbaşkanımızla da bu konuyu ayrıntılı konuşacağız. İstişareler neticesinde Türkiye için en doğru adımı atacağız. 'BİZ SADECE ALLAH'A KULUZ' Bizler uzun soluklu davanın hizmetkarlarıyız. Gündüz gece gideceğiz. Bunun sınırı ölümdür. O ana kadar yürüyeceğiz. Bu dava isimlerle değil hedef ve ilkeleriyle var olan bir davadır. Bu dava millete hizmet, ülkeye hizmet davasıdır. Birilerine değil. Bizim Allahımız var. Sadece ona kuluz.haberler.com
"O Kaybeden ve Eriyen Bir Kişiliktir"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal paylaşım sitesi Twitter'deki hesabından açıklamalarda bulundu. Bahçeli takipçileriyle paylaştığı mesajlarında şu ifadeleri kullandı:'Hepinize iyi akşamlar. Şunları bir defa not etmekte ve altını kalın olarak çizmekte fayda görüyorum: Adalet vicdanın sesi, demokrasi iradenin nefesi, özgürlük onurlu olmanın eseri, ahlak ise insanlığın manevi bereketidir. İnsanın bu değerlerden uzak şekilde kemale ermesi, bunlar olmadan selamete kavuşması ve şahsiyet bulması hemen hemen imkânsıza yakındır. Her kim ki, doğrunun tarafındadır, doğruyla hemhâldır, doğruya tercümanlık yapıyordur, o kişi makbul ve saygın bir kişidir. Her kim ki, yalana yakasını kaptırmıştır, iftiranın esiri olmuştur, kötülüğün odağı haline gelmiştir, o kaybeden ve eriyen bir kişiliktir. İstismarın ve inkarın mağarasında gergef işleyen damlada gizlenmiş deniz veya zerreye sığmış güneş de olsa hayır gelmez. Kalbinde haset, yüreğinde hınç, kişiliğinde hile, dilinde hakaret olanın yüzüne ne söylense, karşısında neden bahsedilse faydasızdır. Basiretin kilitlenmesi, vicdanın paslanması, zihnin çoraklaşması çok vahim bir çöküşün, sancılı bir sonun işaretidir. Devlet yönetmek için güçlü bir tarih hafızasına, derin bir toplum tahliline ve donanımlı bir kültür birikimine sahip olmak zorunludur. Dünle bugün arasında bağ kuramayan, geleceğe ezbere dayalı kalıplarla bakan birisinin gönüllerde kalıcılığı olamaz. Taziye sunarak, acılara tek yönlü gönderme yaparak, geçmişteki mezalimlere gayri milli mercekten hoşgörüyle bakarak milli olunmaz. Gerçek manada böylelerinden değil Cumhur’a Baş, mahalleye bekçi bile olmaz. Bunların gömlek çıkarıp papaz cüppesi giymesi, dürüstlük kumaşını yırtıp yolsuzluk yamasıyla gezmesi tenakuzlarını ve niyetlerini gizlemez. Bugünden düne bakarak durumdan vazife çıkaranlar başkalarına şirinlik taslama yarışına girseler de ayakta kalamazlar. Atalarımız boşuna söylememiş: Kaynayan kazan kapak tutmaz, akan nehir yosun tutmaz, tüten duman güneş kapatmaz. Bir ipte bir çok cambaz oynatma merakında olanlar dikkat etsin, her zaman şapkadan tavşan çıkmaz.' ANKARA, (DHA)