onedio
Görüş Bildir

SGK Haberleri

SGK ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. SGK ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

2024’te Emekli Olanlar Yüzde 30 Daha Fazla Maaş Alacak: Emekli Olmayı Düşünenler İçin Tüyolar
2024’te emekli olmak isteyenler dikkat. SGK Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya gazetesinde bugün yayımlanan köşe yazısında bu yıl bitmeden emekli olmak isteyen vatandaşları uyardı. 2024’te emeklilik müracaatında bulunacaklar 2025 ve sonraki yıllara göre yüzde 30 daha fazla emekli aylığı alacak. Ancak daha fazla emekli maaşı alayım derken gelir kaybı yaşamayın. Kaynak
Ehliyet Alacaklar Dikkat!
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nde değişiklik yaptı. Bugünkü Resmi Gazetede yayımlanan değişikliklere göre, sürücü kursuna kaydolan adaylardan istenecek belgeler arasına 'parmak izi alındı belgesi' de eklendi. Böylece bugünden itibaren kursa kaydolanlar parmak izi belgesini de sunmak zorunda olacaklar. DİREKSİYON SINAVINI GEÇEMEYENE İLAVE DERS ŞARTI Teorik ve direksiyon eğitimi dersi sınavlarına herhangi bir nedenle girmeyenlerle teorik sınavda başarısız olanlar yeniden kursa devam etmeksizin ve kurs ücreti ödemeden aralıksız üç dönem daha sınavlara girebiliyor. Ancak bugünden itibaren direksiyon eğitimi dersi sınavında başarısız olan kursiyerler, her sınavdan sonra, kayıtlı oldukları kurstan en az iki saat direksiyon eğitimi dersi almak zorunda kalacaklar. Ve bu sınav hakkı üç kereyle sınırlı olacak. Oysa mevcut uygulamada direksiyon sınavını geçemeyenler, ilave derse gerek kalmaksızın üç dönem sınava girebiliyorlardı.   ÇALIŞANIN SİGORTASINI YATIRMAYAN, KURSİYER KAYDI YAPAMAYACAK Yönetmelikte en dikkat çeken yenilik ise sürücü kursu çalışanları ile ilgili oldu. Sigortasız çalıştırmanın yaygın olduğu bu sektöre 'yeni kursiyer kaydı' için sigorta prim borcu bulunmama şartı getirildi. Yani, Sosyal Güvenlik Kurumu'na prim borcu bulunan kurslar, borçlarını ödeyene kadar yeni dönem açmalarına izin verilmeyecek. Yönetmeliğin bu hükmü üç ay sonra yürürlüğe girecek. Vatan
Ak Parti'den Ses Kaydı İçin Suç Duyurusu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim turuna başladığı Çanakkale mitingi yargıya taşınıyor. Ak Parti Merkez İlçe Başkanı Adnan Öncü, Türkiye gündemine damga vuran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarının Çanakkale Cumhuriyet Meydanı’da miting öncesinde katılımcılara dinletildiği gerekçesiyle sorumlular hakkında yasal işlem yapılması istemiyle Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu. Öncü yaptığı yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun mitingdeki açıklamalarını üzülerek izlediklerini belirtip, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yabancı medya ve karanlık çevrelerin kullandığı aynı dille saldırılarda bulunmasını şiddetli kınıyor ve sözlerini kendilerine iade ediyoruz. Henüz doğruluğu bile ispatlanmayan ve montaj olduğu da konunun teknik uzmanları ve otoritelerince ortaya konan ses kaydının gerçekmiş gibi yayınlanması konusunda AK Parti olarak CHP genel müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduk. CHP zihniyetinde kişi hak ve özgürlükleri böyle mi korunuyor? Yalan yanlış söylemlerle insanları yanıltmak CHP yönetiminin adeta parti tüzüğü haline gelmiştir. Kaldı ki yolsuzluk ve rüşvet konusunda en son konuşacak siyasi parti CHP’dir. CHP yalan beyanlarla Cumhuriyet Meydanı’nda milletimizle alay edeceğine, önce Çanakkale’nin gündeminden düşmeyen su ve benzin yolsuzlukları hakkında Çanakkale’yi aydınlatmalıdır. Bu duruma “Cambaza bak cambaza' derler. CHP Genel Başkanını, şaibeli SGK Genel Müdürlüğü’nden tutun da Çanakkale’deki su, halk otobüsleri, imar, mezarlıklar gibi daha bir çok konuda halkı aydınlatmalıdır. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, halkı aydınlattığını her konuşmasında ifade etse de kendinden başka kimseyi de tatmin edememiştir” dedi. Ersan KÜÇÜKKURU / ÇANAKKALE, (DHA)
250 Tl İle Nasıl Geçinilir?
İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Ralı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu engelli hale gelen ve iş göremez aylığı bağlanan işçilerin durumu hakkında “Sürekli iş göremezlik geliri mi, sosyal sadaka mı?” başlıklı bir konferans verdi. İş kazası sonucu engelli hale gelen ve bağlanan iş göremezlik aylıkları ile geçinmekte büyük sıkıntı çeken işçilerin de görüş bildirdikleri konferansa, İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Nazım Sözer, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF ÇEKO Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Saraç ve öğrenciler katıldı. Sunumuna, Türkiye’de her 6 dakikada bir iş kazasının yaşandığı bilgisini paylaşarak başlayan Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, “2012 yılında Türkiye’de 74 bin 871 iş kazası yaşandı. Bu iş kazaları sonucu 1700 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 36 kişi iş kazası sonucu, 2 bin 73 kişi de mesleki hastalık sonucu sürekli iş göremez hale geldi. Durum bu kadar vahimken, yıllarca sigortalı adına iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan prim tahsil etmiş olan SGK, iş kazası sonrasında güvence olma sözünü tutamıyor” diye konuştu. Yaptıkları araştırmalar sonucu SGK tarafından bağlanan aylıkların 70-80 TL’ye kadar düşebildiğini gördüklerini belirten Öztürk, “506 sayılı kanunda yer alan “Bir sigortalı yüzde 25’in üzerinde sürekli iş göremez duruma gelirse ona bağlanacak gelir, asgari ücretin yüzde 70’inin altına düşemez' alt sınırının 2008 yılında uygulamaya konan 5510 sayılı kanunda olmaması, çok ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. İş kazası sonucu aynı iş göremezlik oranına sahip olan bir kişi eski uygulama ile 800 TL, yeni uygulama ile 150 TL aylık alabilmekte, bu durum da SGK’ya olan güveni sarsmaktadır” açıklamasında bulundu. İş kazalarındaki ağır kusur ve yüzde 5’lik kusur indirimi uygulamasının da mağduriyetlerde önemli rol oynadığına dikkat çeken Öztürk, devletin engellilere bağladığı aylıkların, SGK’nın iş göremez duruma gelen kişilere bağladığı aylıklardan fazla olmasının tabloyu daha da kötümser bir hale getirdiğini söyledi. Öztürk, bu durumdaki sigortalıların, SGK’nın bağladığı düşür gelir yüzünden daha fazla olan sosyal yardımlara da başvuramadığını hatırlattı. 3 ÇOCUK VE BİR ASGARİ ÜCRET Beton fabrikasında çalışırken geçirdiği iş kazası sonucu vücudunun yüzde 90’ı yanan, iki elini kullanamaz hale gelen ve yüzde 79 engelliliği nedeni ile başka bir işte de çalışamayan Ramazan Aymergen, “250 TL iş göremez aylığı ile 5 kişilik bir aile nasıl geçinir?” diye sordu. İki sene önce meydana gelen ve 3 ay komada kaldığı kaza sonucu 250 TL aylığın 1 sene sonra bağlandığını belirten Aymergen, “3 çocuğum var ve onun asgari ücretinden başka gelirimiz yok” dedi. 139 TL AYLIK 2011 Yılında kaza geçirdiğini ve SGK tarafından bağlanan 139 TL aylığı ancak bir sene önce almaya başladığını ifade eden Ahmet Karabulut ise “Forklift jantı patlaması sonucu bir gözümü kaybettim, diğerini de kaybetmem söz konusu, hala tedavim sürüyor. 2 çocuk sahibiyim ve 1.5 yıl hiçbir gelirim olmadan yaşadık. 139 TL aylığı 3 yıl sonra bağladılar” dedi. 11 metre yüksekten düşme nedeni ile yüzde 37 engelli hale geldiğini belirten Yunus Ataş ise kazadan 15 ay sonra aldığı ilk aylığın 330 TL olduğunu, 6 ayda bir yapılan 10 TL zam ile bugün iş göremez aylığının 397 TL’ye yükseldiğini kaydetti. İZMİR, (DHA)
Bakanlıktan Kürtaj Açıklaması
Sağlık Bakanlığı'ndan 'kürtajın yasaklandığı' yönünde iddiaların yer aldığı belirtilirken, bu iddialara açıklık getirildi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı meslek kuruluşlarının açıklamalarından hareketle medyada 'kamu hastanelerinde kürtajın yasaklandığı' yönünde iddiaların yer aldığı belirtilirken, bu iddialara açıklık getirildi. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde, 31 Mart 2003 tarihli Genelge ile hekimin uygun gördüğü vakalar için hastaların ücretini kendilerinin karşılaması kaydıyla isteğe bağlı kürtaj işlemi yapıldığı hatırlatılan açıklamada, 2007 yılında yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile gebeliği 10 haftanın altında olanlara yapılabilen isteğe bağlı kürtaj işlemlerinin ödeme kapsamından çıkarıldığı ve SGK tarafından sadece tedavi amaçlı yapılan rahim tahliyelerinin geri ödemesinin karşılanmaya başlandığı belirtildi. Bakanlığın Sosyal Güvenlik Kurumuna 'isteğe bağlı rahim tahliyesi', işleminin SUT'ta yer alması için talepte bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, SGK ile yapılan görüşme sonrası isteğe bağlı kürtaj işlemlerinin yeniden SUT kapsamına alındığı, Resmi Gazetede yayımlanmasının beklendiği kaydedildi. Açıklamada, 'Yapılacak düzenlemeyle, ücreti hasta tarafından karşılanarak yapılan 10 haftanın altındaki isteğe bağlı rahim tahliyesi işlemlerinin ücretleri artık SGK tarafından karşılanacaktır' ifadesine yer verildi. Bu bağlamda 10 haftadan önce yapılan yasal kürtaj işlemlerinin Bakanlığa bağlı hastanelerde yapılmasında herhangi bir kısıtlama bulunmadığı vurgulanan açıklamada, ayrıca doğum kontrol yöntemlerinin Bakanlığa bağlı birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran tüm hastalara ücretsiz olarak uygulanmaya devam ettiği bildirildi. a haber
Sağlık Çalışanları G(ö)revde: 10 Acil Talep
Farklı meslek örgütlerinden sağlık çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı'nda öncelikli 10 acil taleplerini sıraladı. 'Nitelikli sağlık hizmeti için g(ö)revdeyiz' diyen sağlık çalışanları yatan hastalar ve aciller dışında sağlık hizmeti üretmeyeceklerini açıkladı. Acil talep listesini, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve sosyal Hizmet emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (DEV SAĞLIK İŞ), Türk Hemşireler Derneği (THD), Ebeler Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği (TÜMRAD DER), Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği (TMRT DER) imzaladı. Talepler şöyle: Çalışan ve emekli tüm sağlık personelinin ücretleri acilen iki katına çıkarılmalı, “performansa göre ücretlendirme” sisteminden ivedi olarak vazgeçilmeli. Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti doğuran ve besleyen nedenlere yönelik gerekli düzenlemeler yapılmalı. Türk Ceza Kanununda bir an önce düzenleme yapılmalı. Kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın on beş dakikadan daha kısa süre içerisinde hasta randevusu verilmemeli. Sağlık personelinin hastalarına tanı, tedavi ve bakım hizmetlerinde yeterli süreyi ayırabilmeleri için, işin nitelikli yapılmasını sağlayacak standartlara göre düzenlemeler yapılmalı. Birinci basamakta çalışan sağlık personeli arasındaki ücret eşitsizliklerine son verilmeli, aile hekimliğine yönelik nöbet, vb. angarya uygulamalardan vazgeçilmeli; aile hekimliğinde çalışan personel iş güvencesine kavuşturulmalı. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin sözleşmelerinde Türk Tabipleri Birliği taraf olarak kabul edilmeli. İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Sağlık çalışanını taşeronlaştıran uygulamalar durdurulmalı. Sağlık çalışanının mesleki, kişisel ve aile yaşamını olumsuz etkileyen mecburi hizmet ve geçici görevlendirmeler kaldırılmalı; 40 saatlik haftalık çalışma süresi, nöbetler de dahil olmak üzere 56 saati geçmemeli. Sağlık alanındaki mesleklerin temel eğitimlerinde niteliği yok sayan uygulamalara acilen son verilmeli. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nde yer alan ve yurttaşların sağlık hakkını engellemenin yanı sıra sağlık personelinin mesleki ve klinik bağımsızlığını yok eden bütün kısıtlamalar kaldırılmalı. Sağlığı ticarileştiren, sağlık hizmetlerini metalaştıran, eşit-ücretsiz-nitelikli sağlık hizmetinin önündeki öncelikli engel olan sağlıktaki bütün katkı-katılım payları ve ilave ücretler kaldırılmalı. Sağlık çalışanları bugün farklı illerde hastene önlerinde basın açıklaması yapacak.  Bianet
AKP Esnafı Da “Sıfırladı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdiğini bildirdi. Nevşehir, Burdur ve Bartın başta olmak üzere 17 ilde durumun çok daha vahim olduğunu, bakkal, bayi ve büfe esnafının işyerlerinin daha çok kapandığını vurgulayan Umut Oran, '30 Mart'ta esnaf da kendisinin sıfırlayan AKP'yi sıfırlayacaktır. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir' dedi. Yazılı açıklama yapan Umut Oran, CHP'nin esnaf ve sanatkara yönelik proje ve çözüm önerilerini de anlattı. Umut Oran'ın açıklaması şöyle: TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdi. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturdu. Bu dönemde faaliyetine son veren esnaf ve sanatkâr sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. 1.5 milyon dolayındaki mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan, toplumun sigortası konusundaki esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir; bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliğin azalmasındaki önemli rolü yadsınamaz. - CHP olarak bizler, esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine ve rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörüyoruz. Ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumun orta direği olan esnaf ve sanatkâr kesim, AKP iktidarı döneminde ağır darbe yedi. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliği azaltmadaki önemli rolü dolayısıyla Türkiye’nin demografik yapısı açısından son derece büyük önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimde, AKP döneminde tam bir yaprak dökümü yaşandı. Ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. 9 yılda 1,2 milyon esnaf ve sanatkâr faaliyetini sonlandırdı Esnaf ve sanatkârların çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’nun (TESK) istatistik kayıtlarını tutmaya başladığı 2005’ten, Şubat 2014’e kadar olan dönemde 1 milyon 212 bin 73 esnaf ve sanatkâr “sicil terkini” yaptırdı, yani faaliyetine son vererek kaydını sildirdi. Buna göre yılda ortalama 135 bin dolayında esnaf ve sanatkar mesleki faaliyetini bırakmak, işyerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilanlardan derlenen bu verilere göre; aynı dönemde esnaf ve sanatkârlık için sicil kaydı yaptıranların sayısı ise 1 milyon 709 bin 438 oldu. Buna göre Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 71) oluşturdu. Anılan 9 yıllık dönemde faaliyetine son verenlerin sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine karşılık geliyor. 17 ilde durum çok vahim Bu dönemde mesleği bırakanların yeni ticaret hayatına atılanlara oranı özellikle Nevşehir, Burdur, Bartın gibi illerde rekor kırdı. Bunlarla birlikte Aydın, Ardahan, Balıkesir, Ordu, Kars, Bolu, Amasya, Afyon, Eskişehir, Düzce, Trabzon, Konya, Artvin veKırıkkale’de de sicil kaydını sildirenlerin sayısı, yeni kayıt yaptıranların üzerinde; Kastamonu, Manisa, Bingöl, Rize, Muğla, Kırşehir, Kütahya, Sinop, Gümüşhane, Niğde, Zonguldak, Karaman ve Yalova’da ise iki sayı neredeyse başa baş gerçekleşti. Mesleği bırakanların, yeni başlayanlar oranı üç büyük kentte de rekor düzeylere ulaştı. Kapanma rekoru bakkal, bayi ve büfelerdeSicil terkini yapan esnaf gruplarının başında bakkallık, bayilik, büfecilik; kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği; minibüsçülük; taksicilik; kadın ve erkek kuaförlüğü; nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu; kamyonculuk, kamyonetçilik; lokantacılık; pazarcılık; servis aracı işletmeciliği geliyor. Kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, piknik ve dinlenme yeri işletmeciliği; tuhafiyecilik; şoförlük; konfeksiyon imal ve satıcılığı; otobüsçülük; kafe, kafeterya, kahvaltı salonu işletmeciliği; emlakçılık; aperatif yiyecek maddeleri imal ve satıcılığı; turistik, otantik hediyelik ve hatıra eşya imal ve satıcılığı ve hırdavatçılık da en fazla sicil terkini yapılan işler arasında... AKP, AVM’de ranta baktı esnafı unuttu AKP iktidarı, küçük esnafı, büyük sermayeye karşı koruyucu önlemleri almadı. Büyük sermaye gruplarının perakendecilik sektörüne girerek bu işi büyük ölçekli zincirlerle yapma eğilimi sonucunda İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropoller başta olmak üzere ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin sayısı 300’e ulaştı. Daha önce çarşı ve pasaj dükkânlarında gerçekleşen perakende ticaret, ülke genelinde yaygınlaşan AVM’lerde toplanırken, kentlerin geleneksel dokusundaki bozulma ve çarpık gelişme de bununla at başı gitti. Kentlerin en merkezi yerlerine dikilen AVM’ler, bir yandan halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanlar ve meydanları yok ediyor, bir yandan da kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurları olan küçük mağaza ve işyerlerinin varlığını tehdit ediyor. Esnaf ve sanatkâr kesim nüfusun yüzde 10’u… Şubat sonu itibariyle sayıları 1 milyon 510 bin 945 olan mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Esnaf ve sanatkâr sayısında nüfusuyla orantılı olarak İstanbul 169 bin 761 kişiyle başı çekiyor. Bu ili 98 bin 429 esnaf ve sanatkârla İzmir, 71 bin 299 kişiyle Ankara, 63 bin 719 kişiyle Antalya, 57 bin 102 ile Bursa, 44 bin 409 kişi ile Konya, 43 bin 12 kişiyle Mersin, 40 bin 475 kişiyle Manisa izliyor. Daha sonra 38 bin 547 kişiyle Adana ve 37 bin 407 kişiyle Balıkesir geliyor. Ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkârların yüzde 44’ü bu on ilde kayıtlı. Bölgelere göre bakıldığında ise ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkarların yüzde 25.9’unun Marmara’da olduğu görülüyor. Bu bölgede esnafın nüfusa oranı yüzde 1.7 düzeyinde. Ülkedeki tüm esnaf ve sanatkarların yüzde 18’i Ege, yüzde 15.2’si Akdeniz, yüzde 14.6’sı İç Anadolu, yüzde 13.1’i Karadeniz, yüzde 7’si Güneydoğu, yüzde 6.2’si Doğu Anadolu bölgesinde. Esnaf sayısının bölge nüfusuna oranı yüzde 2.8’le Ege’de en yüksek düzeye ulaşıyor. Karadeniz yüzde 2.6 ile ikinci sırada…   Esnaf ve sanatkâr toplumun sigortası… Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar, özellikle işletme sayılarının çokluğu, ülke çapında istihdama sağladıkları büyük katkı, bölgesel sosyoekonomik dengelerin kurulması ve üretimde azımsanmayacak bir paya sahip olmaları nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal yapının önemli bir unsurudur. Anayasamız devletin esnaf ve sanatkârları koruyup desteklemesini hükme bağlıyor.  Dolayısıyla esnaf ve sanatkârı koruyup desteklemek anayasal bir görevdir… Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında esnaf ve sanatkârlar ve küçük işletmelerin önemi saymakla tükenmez. Daha az yatırımla üretim yapabilmeleri ve ürün çeşitliliği sağlamaları, emek-yoğun çalışarak ve ülke çapında istihdam yaratarak işsizliği azaltmaya katkıda bulunmaları, istihdamı daha düşük maliyetle sağlamaları bu kesimin ülke ekonomisi açısından önemini gösteriyor. Bu kesim talep değişikliklerine daha kısa sürede uyum sağlama becerisine sahip, ekonomik dalgalanma ve krizlerden korumasız olarak etkilenmekle beraber, bu şartlara genellikle büyük işletmelerden daha kolay ve çabuk uyum sağlayabiliyor. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya katkıda bulunan esnaf, sanatkâr ev küçük işletmeler, yan sanayi olarak büyük ölçekli firma ve yatırımları destekliyor ve tamamlıyor, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunuyor.  Bu kesim, gelirin dengeli dağılımına katkı sağlamaları ve orta sınıf olarak toplumsal hayatta denge faktörü olmaları ve istikrara katkıları ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve adeta toplumun sigortası konumunda bulunuyor. Esnaf ve sanatkâr ağır sorunlar altında eziliyor… ü  Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle eşitsiz rekabet koşulların yanı sıra mevzuattan kaynaklanan sorunlar, BAĞ-KUR’la ilgili yükümlülükler başta olmak üzere ağır mali yükler altında eziliyor. ü  Esnaf ve sanatkâr kesimi büyük sermaye kuruluşları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri, finans kaynaklarına ulaşamıyor. Bu nedenle de gelişmiş teknoloji kullanarak üretim yapabilme ya da tüketicinin büyük zincirlere tercih edeceği kaliteli ve ucuz hizmeti sunma kapasitelerini geliştiremiyorlar. Yeterli finans desteği bulamadıkları için kendilerini yenileyemiyor, rekabet gücü kazanamıyorlar. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri ağır bürokratik işlemlerden mağdurlar; vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinden dolayı zorlanıyorlar. ü  Pazarlama, yönetim, tanıtım bilgilerinin eksik oluşu, esnaf ve sanatkâr işletmelerinin büyük perakende zincirleri ve sermaye kuruluşları ile rekabet etmesini imkânsız hale getiriyor. ü  Son kredi kartı düzenlemesiyle taksitin sınırlanması esnafı olumsuz etkiledi. Protestolu senetler ile takipteki alacaklardaki artışlar da koşulları iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Esnaf da kendisini sıfırlayan AKP’ye sıfır verecek 30 Mart yerel seçimleri, Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP iktidarından kurtulma sürecinde önemli bir dönüm noktası olacak. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmenin önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkâr kesim oluşturuyor. Esnaf ve sanatkârın oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP uygulamalarından zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; küçük esnafı AVM’lere ezdirerek yok eden bu rantçı iktidardan kurtulmada esnaf ve sanatkârımıza büyük görev düşüyor… Esnaf ve sanatkâr kesimin iradesi;  ekonomide haksız rekabetin ve tekellerin hâkimiyetinin sona erdiği yeni Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Bu nedenle esnafımız da iktidarı döneminde kendisini bitiren AKP’yi sandıkta sıfırlayacağına inanıyorum. Peki CHP ne yapacak?   CHP ise bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkıda bulunan, ülke çapında istihdamı artıran, ekonomik ve toplumsal yapının vazgeçilmez unsuru olan esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine, rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörmektedir. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir. Bu doğrultuda; 1-      Ekonomik büyümeden esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelere yeterli pay verilecektir. 2-      Ülke ekonomisinin canlandırılması için hazırlanan destek paketlerine esnaf ve sanatkârlar öncelikli olarak dâhil edilecek, tamamen bu kesime özel teşvik ve destek paketi hazırlanacaktır. 3-      Bu kapsamda, yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkârlara 5 yıl süreyle vergi indirimi, 4-      Esnafımıza, bir önceki yıl ödediği SGK primi ve gelir vergisi oranında, sıfır faizli Cansu Suyu Kredisi verilmesi, 5-      Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt, şoför, minibüsçü ve servisçi esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkânı, esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim, kalfaların sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, enerji fiyatlarında indirime gidilmesi, 6-      Halk Bankası’nın ayakkabı kutuları yerine yeniden esnaf ve KOBİ’lerle ilgilenmesi, Ziraat’in ise yeniden çiftçinin bankası haline gelmesi, 7-      Yapısı güçlendirilecek, siyasi baskılardan arındırılıp, özerkleştirilecek Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde sıfırdan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. 8-      Esnaf ve sanatkârlara Halk Bankası tarafından kullandırılan krediler mesleklere göre çeşitlendirilecek, kredilerin vadeleri uzatılacak ve bütçeden ayrılan destek miktarı artırılacaktır. 9-      Çok sayıda vergi, harç ve prim yükü altında ezilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bu kargaşadan ve yükten kurtarılacaklardır. Vergi sisteminde bürokrasi azaltılacak, esnaf ve sanatkârın vergi işlem ve mevzuatı kolaylaştırılıp, sadeleştirilecektir. 10-  Gelir Vergisi Kanunu’nda esnaf ve sanatkâr tanımı yenilenecek, esnaf muaflığının kapsamı yeniden tanımlanacaktır. Kaldırılmış olan, vergiden muaf esnaf ve sanatkârların esnaf odalarına kayıtlı olmaları koşulu yeniden öngörülecek, Vergiden Muaf Esnaf Belgesi’nin esnaf odalarınca verilmesi sağlanacaktır. 11.  __Esnaf ve sanatkârlar ile ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranları diğer mükelleflerin tabi olduğu tarifeden 5 puan düşük olarak belirlenecektir. 12-  Esnaf ve sanatkârların birikmiş vergi ve SGK prim borçlarının gecikme faizleri, enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılacaktır. 13-  Esnaf ve sanatkârlarımızı, sanayi ve bilgi toplumunun yeni üretim sektörlerine, katma değeri yüksek yeni mal ve hizmet üretimlerine, kendi faaliyet alanlarında inovasyona yönlendirecek girişimcilik, bilgi ve teknoloji, finansman ve kredi desteği sağlanacaktır. 14-  Küçük Sanayi Sitelerinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlara sağlanmakta olan düşük faizli ve sosyal amaçlı kredi desteği uygulamaları güçlendirilerek, bu kesimin üretimini artırıcı, rekabet gücünü geliştirici araca dönüştürülecektir. 15-  Esnaf ve sanatkârların üst destek kuruluşlarının siyasi ipotek veya baskı altına alınma uygulamalarına son verilecektir. Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin esnafa destek çalışmalarının güçlü ve etkin olması özendirilecek ve denetlenecektir. 16-  Esnaf ve sanatkârlara, KOBİ’lere sağlanan kredi olanaklarının yeni kredi ve finansman yöntemleri ile ‘on yılda beş katına’ çıkartılması hedef alınacaktır. 17-  Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve faaliyetlerine sınırlama getiren AB mevzuatı ülkemizde de yürürlüğe konularak, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete girmelerinin önü alınacaktır. 18-  Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkartılacak, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılacaktır. 19-  Anayasada düzenlenen haklardan olan “Yaşam Hakkı” bütün temel haklardan daha üstün olduğundan 60 günden fazla prim borcu bulunan esnaf ve sanatkârların ve ailelerinin sağlık hizmetinden faydalanması sağlanacaktır. 20-  Düz lise ve üniversite mezunu işsiz gençlerin çıraklık eğitimi yoluyla kendilerini yeni meslek alanlarına yönlendirmesi amacıyla çıraklık eğitimi bütünüyle yenilenecek ve geliştirilecektir. 21-  Mesleki eğitim yapan işletmeler ve meslek kuruluşları beşeri, teknik ve mali açılardan teşvik edilecektir. 22-  Esnaf ve sanatkârların el emeğine dayalı veya küçük işletmelerde üretilen mallarının dış pazarlarda tanıtılmasına katkı sağlayacak fuarlara katılmaları, özel teşvik sistemi ile desteklenecektir. 23-  Ticari amaç kapsamında yurt dışında işbirlikleri kurmak ve seminer, konferans ve fuarlara katılmak üzere yapılacak geziler için vize kolaylığı sağlanması amacıyla girişimler başlatılacaktır. 24-  Devlet, esnaf ve sanatkâra yönelik danışmanlık hizmetlerinin yoğunluğu ve çeşitliliğini artırıcı önlemler alacaktır.
Ev Hanımları Çalışmadan Emekli Olabilecek
Sosyal güvenlik sistemi ev kadınları için çalışmadan, 'isteğe bağlı sigorta' primi ödeyerek emekli olabilmelerinin önünü açıyor. Herhangi bir zorunluluk olmadan kişinin kendi isteğine bağlı olarak SGK'ya prim ödemesi ve bu yolla emekli olması mümkün. Bu sigortalılık bir zorunluluk değildir. Kişi isterse sigorta prim öder sigortalı olur, istemezse olmaz. AYLIK ALANLAR YAPAMAZ 18 yaşından küçükler isteğe bağlı sigortalı olamaz. Genel sağlık sigortası zorunlu olunca prim ödememek için ikametini Türkiye'den aldıranlar bu nedenle isteğe bağlı sigortalı olamaz. SGK'dan aylık ve gelir alan bir kişi isteğe bağlı sigortalı olamaz. Bu nedenle daha önceki çalışmaları nedeniyle emekli olmuş bir kişi isteğe bağlı sigortalı olamaz. Babasından dul aylığı alan kadınlar isteğe bağlı sigortalı olabilir. İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyen bir kişinin, zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek bir işte çalışmaması gerekir. Ay içinde 30 günden az çalışan ve tam gün çalışmayanlar da isteğe bağlı sigortalı olabilir. Bu kişiler çalışmalarını 30 güne tamamlayabilir. SAĞLIK HİZMETİ DAHİL İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyen kişi, uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortasına prim ödemek zorundadır. Yani isteğe bağlı sigortalı, ödediği primlerin karşılığı olarak sağlık hizmetlerinden yararlanır, malullük ve ölüm riskine karşı korunur ve diğer sigortalılar gibi emekli olabilir. İsteğe bağlı sigortalı, 5 yıl prim ödemiş ise geride kalanlara ölüm aylığı da bağlanır. İsteğe bağlı sigortalı prim ödemeyi kestiği için işsiz olarak değerlendirilemez ve işsizlik parası alamaz. Aktif olarak çalışmadığı için iş kazası ve meslek hastalığı durumunda da geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanamaz. GENELGEYLE MAĞDURİYET ORTADAN KALKTI SGK'nın yayımladığı genelgeyle isteğe bağlı sigortalılık konusunda Bağ-Kur'luların mağduriyeti giderildi. Bağ- Kur'lulardan zorunlu sigortalılığı sona erenler, prim ödemeye devam etmeleri halinde bu primlerin değerlendirilmesi söz konusu olmuyordu. SGK bu sorunu çözdü. Zorunlu şekilde Bağ-Kur'luğu sona eren kişinin prim ödemeye devam etmesi zımni talep dilekçesi olarak kabul edilecek. Sigortalının dilekçesi geriye dönük işletilecek ve primler gün sayısına eklenebilecek. EN DÜŞÜK 342.82 TL ÖDEMEK GEREKİYOR 2014 yılının ilk 6 ayı için isteğe bağlı sigortalıların ödemesi gereken primin alt limiti 342.72 TL. Prim ödenebilecek en düşük düzey asgari ücretin günlük miktarı olan 35.7 TL. Bu rakam üzerinden yüzde 12 malullük, yaşlılık, ölüm ve yüzde 20'de genel sağlık sigortası primi kesildiğinde 11.42 TL günlük ödenmesi gereken prim miktarı. Aynı dönemde ödenebilecek en yüksek aylık prim miktarı ise 2.227,68 TL. Ayrıca, isteğe bağlı sigortalılık yarı zamanlı çalışanlar için çok önemli. Türkiye'de yarı zamanlı çalışan 3 milyon 179 bin çalışan için 30 günden az sigortalılıklarını 30 güne tamamlamak çok önemli. Bu durumda olanlar, isteğe bağlı sigortalı olmazsa, genel sağlık sigortası primi ödemek durumundalar. APARTMANLARDA İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI ŞARTI KALKIYOR İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanmaya başladığında tüm işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden hizmet alması zorunluluğu konusu gündemi uzun süre işgal etmişti. Özellikle kapıcı çalıştıran apartmanların, köşedeki bakkal dükkanının iş güvenliği uzmanı çalıştırması zorunluluğu çok tartışılmıştı. İş sağlığı ve güvenliği alanında bütün işyerlerinin kapsamda yer alması bu durumu doğurmuştu. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği'ndeki yapılması planlanan değişiklik bu konuda çok önemli bir değişikliği öngörüyor. Yönetmelik değişikliği yasalaştığında, 10'dan az çalışanı bulunan az tehlikeli işyerlerinde işverenler kendi işyerlerinin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve yardımcı sağlık personeli olacaklar. Bu sayede çok önemli bir maliyet avantajı sağlanmış olacak. İŞVERENİN MALİYETİ Az tehlikeli sınıfta yer alan ve 10'dan az çalışanı olan işyerleri genel olarak apartmanlar, pastaneler, emlakçılar gibi küçük esnaflar. Bu bağlamda yeni düzenlemenin olumlu olduğu söylenebilir. Fakat diğer yandan işverenlerin kendilerine doğrudan maliyet yaratabilecek iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini en geniş kapsamda alması da çok mümkün değil. Dolayısıyla maliyet avantajı yaratacak bu düzenlemenin diğer yandan iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin kalitesini düşüreceği öngörülebilir. Az tehlikeli işyerlerinin işverenlerine sağlanan bu hak ile birlikte toplum sağlığı merkezleri de tüm işyerleri için hizmet vermeye yetkili hale getiriliyor. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri gibi Sağlık Bakanlığı'na bağlı Toplum Sağlığı Merkezleri de işyerlerine hizmet verebilir hale gelecek. Yani OSGB'lerin pazarının daralacağını söyleyebiliriz. İşyerleri açısından ise rekabetin artması anlamına gelen bu değişiklik maliyet avantajı yaratacaktır. SİGORTALI SAYISI HER YIL AZALIYOR 1 Ekim 2008'den sonra isteğe bağlı sigortalılıkta önemli değişiklik oldu. İsteğe bağlı sigortalıların sigortalılık statüsü 4/b'li yani Bağ-Kur'lu oldu. İsteğe bağlı sigortalılar Bağ - Kur emeklisi olabiliyor. İsteğe bağlı sigortalı sayısı, Bağ-Kur statüsü nedeniyle düştü. İsteğe bağlı sigortalılar 9.000 gün prim ödeyerek emekli olabilecek. Böyle olunca da, isteğe bağlı sigortalı olma isteği azaldı. TAKSİCİLER DE BAŞVURABİLİR Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar, çalışmadıkları sürelerin primlerini kendileri ödeyerek sigortalılara sağlanan haklardan yararlanırlar. Ticari taksi şoförleri, dolmuşçular, turizm rehberleri, değnekçiler, okul servislerindeki rehberler eksik çalışma günlerini tamamlamak için başvurabilirler. Taksi ve dolmuş şoförleri eğer isterlerse işsizlik sigortası primi ödeyerek işsizlik parası da alabilirler. En son yayınlanan SGK genelgesi ile değnekçiler de bu kapsama alındı. NEREYE BAŞVURMALI İlk defa isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin örneği Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan 'İsteğe Bağlı Sigorta Giriş Bildirgesi' ile ikametgâhlarının bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüklerine /sosyal güvenlik merkezlerine başvurmaları gerekiyor. Sigortalılık, kurum kayıtlarını takip eden gün başlar. Haber 365
SGK'lı Hastaya Nüfus Cüzdansız İlaç Yok
SGK’lı hastalar bugünden itibaren nüfus cüzdanını göstermeden ilaç alamıyorTüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, SGK'nın Medula provizyon sisteminin e-reçete bölümünde yapılan yeni düzenlemeye göre, SGK'lı vatandaşların reçeteli ilaç alırken, eczacılara kimlik numaralarının yanı sıra nüfus cüzdanlarında yer alan bazı bilgileri de vermeleri gerektiğini bildirdi. Saydan, Medula provizyon sistemin e-reçete bölümünde yeni bir düzenleme yapıldığını belirtirken, buna göre vatandaşın kimlik numarasına ek olarak sistemde, nüfus cüzdanında yer alan ''nüfus cüzdanı sıra no, aile sıra no veya cilt no'' gibi bazı bilgileri de doldurmasının zorunlu kılındığını söyledi. Söz konusu bilgilerin girilmemesi durumunda, sistemin bilgi eksikliği nedeniyle reçete girişini kabul etmediğine dikkati çeken Saydan, bu nedenle reçeteli ilaç alırken, vatandaşların nüfus cüzdanlarını ya da bilgileri yanlarında bulundurması gerektiğini ifade etti. SGK'nın bugün sabah uygulamaya koyduğu bu kural yüzünden, ilaç hizmetinin aksadığını ve provizyon sisteminin verimli bir şekilde çalışmadığını ve vatandaşın tepki gösterdiğini anlatan Saydan, bu uygulamanın habersiz uygulamaya konulmasını eleştirerek, 'Kurum tarafından bir takım yeni uygulamalar konulabilir, ancak kamuoyuna önceden bilgi verilmesi gerekir' dedi. VATANDAŞIN TEPKİSİ Kurum tarafından kendi tasarrufunu kullanarak bir takım yeni uygulamalar konulabileceğini ancak eczacıların ve vatandaşın mağdur olmaması için önceden kamuoyuna bilgi verilmesi gerektiğini vurgulayan Saydan, şunları kaydetti: 'SGK'nın bugün sabah uygulamaya başladığı kural doğrultusunda, eczanelerimize ilaç almaya gelen hasta ve hasta yakınlarımızın nüfus cüzdanlarını yanlarında bulundurmaları gerekmektedir. Hastalarımızın ilaçlarını teslim alırken, hangisi çıkacağı belli olmayan 3 sorudan (nüfus cüzdanı sıra no, aile sıra no, cilt no) birini cevaplaması gerekmektedir. Eczanelerimiz gelen hasta ve hasta yakınları ya nüfus kağıtlarını getirecekler yahut bu soruların cevaplarını ezberleyecekler. Kaldı ki uygulamaların makul ve mantıklı olması gerekmektedir. Zira vatandaş haklı olarak bizlere ‘sen nüfus müdürlüğü müsün?’ diye haklı olarak tepki vermektedir.'' Kurumlar tarafından başlatılan uygulamalar daha deneme aşamasındayken ya da pilot uygulama yapılırken bile vatandaş ile ya da en azından basınla paylaşılması gerektiğini ifade eden Saydan, '' Gece yarısı, günün ilk saatlerinde ortaya çıkan sürpriz uygulamalar eczanelerimizden verilen ilaç hizmetinde aksamalara neden olmakta, hasta ve hasta yakınlarını mağdur etmektedir'' diye konuştu. AA