DNA Testi Haberleri

Ünlü ressam Gustav Klimt’in Portrait of A Woman/Bir Kadın Portresi adlı tablosu, 17 yıl önce İtalya’nın Piacenza şehrindeki Ricci-Oddi Galerisinden çalınmıştı. Çalınan tabloyla ilgili olarak daha önce dava açılmış ancak bir sonuç alınamamıştı. Şimdiyse İtalyan polisi, “teknolojik imkânların gelişmesini” gerekçe göstererek dava dosyasını yeniden gündeme aldı ve soruşturma başlattı. 1916’da yapıldığı varsayılan yağlıboya tablo, Kuzey İtalya’da yer alan galeriden 1997 Şubat’ında, hiçbir iz bırakılmadan çalınmıştı. DNA analizindeki gelişmeler, soruşturmayı yürütenleri yeniden umutlandırdı. İtalyan haber ajansı Ansa; yeni DNA testi verilerinin, birden çok şüpheliyle eşleşmesinin mümkün olabileceğini kaydetti. İYİ KALPLİ HIRSIZLAR Bu arada yeni çalışmalarla birlikte, polisleri hayrete düşüren bir gelişme kaydedildi. Galeriden daha önce kaldırılarak depoya konulan hasarlı pek çok eserin, tesadüfî bir biçimde hırsızlıktan sonra veya olay anında onarılmış olduğu ortaya çıktı. Polisler hırsızların bu çabası karşısında söylenecek bir şey bulamadıklarını ifade etti. Polis teşkilatı yetkilileri, “Hırsızlar ya ana girişi kullanarak galeriye girdiler ya da balık tutmak için kullanılan misinaya kanca geçirip, bina aydınlığından sarkıtarak tabloyu çaldılar” ifadelerinde bulundu. Elde boş bir çerçeve ve silik bir parmak izi örneği olmasına rağmen umudunu hâlâ koruyan polis, yeni geliştirilen ekipmanlarla davayı çözeceğine inanıyor. Sanat çevrelerine göre galerideki Gustav Klimt koleksiyonundan çalınan eserin ülke genelinde oldukça popüler olması, karaborsaya düşmüş olma ihtimalini de arttırıyor. Ne de olsa siyah saçları ve al yanaklarıyla resmedilmiş kadın portresi, İtalya’nın en çok ilgi gören çalıntı eserlerinin başında geliyor. GUARDIAN İnternet baskısında yer alan tüm metin, resim ve benzeri içeriğin hakları Taraf Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye aittir. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilse bile izin alınmadan kullanılamaz.

Yenikapı’daki Marmaray kazısı sırasında ortaya çıkan eserler, İstanbul’un tarihi mirasını 8 bin 500 yıl öncesine götürdü. İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından yürütülen projede, replikası yapılarak yüzdürülmesi düşünülen batık gemiden çıkan ahşap defter, günümüzde tablet bilgisayarın atası kabul ediliyor. Aynı zamanda Bizans İmparatorluğunun hayvan kültürüne ilişkin çok çarpıcı bilgilere ulaşan uzmanlar, at etinden yaban eşeğine kadar pek çok hayvanın etinin tüketildiği bilgisine de kazılar sonrası ulaştı.İ.Ü tarafından yürütülen ve kazılar sonrası ortaya çıkan kalıntılar, Türkiye’deki uzmanlar kadar bütün dünyada ses getirdi. Kalıntıların organik ürünler olarak günümüze ulaşması bilim camiasında büyük yankı uyandırdı.Üniversite tarafından AB fonu desteğiyle hazırlanan proje, Yenikapı 12 isimli batığın yeniden yüzdürülmesini amaçlıyor. Batık, 2015 yılı ortalarında yeniden yüzer hale getirilecek. Replika için hazırlıklar sürerken, bölgedeki kazıları yapan ekipten Doç. Dr. Ufuk Kocabaş kalıntılara ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Bizans’ta Teheodasius Limanı olarak bilinen şimdiki Yenikapı bölgesinde organik ürünlere ulaşıldığını, bunun kara kazılarına oranla nadir karşılaşılan bir durum olduğunu söyledi. Bulunan bir batığın yüzde 60 oranında korunmuş olarak günümüze ulaştığını anlatan Kocabaş, “Bu batık bizim için doktora tezi anlamında incelenen ilk eser oldu. Artık yapının eksik olan bölümlerinin inşası için gereken bilgilere sahip bulunuyoruz. Gemi yaş tespiti ve içinde bulundurduğu anforalar dikkate alındığında rotası olarak Karadeniz bölgesini işaret ediyor. M.S 9. yüzyıla ait olduğu düşünülen geminin Kırım’daki Kersonesos Kentinden ticaret yaptığı ve ürünleri buradan İstanbul’a taşıdığı düşünülüyor. Gemi içinden özel bir bölüm dikkatimizi çekti. Bu bölümden kaptan ya da mürettebata ait olduğu düşünülen çok ilginç eşyalara ulaşıldı.” dedi. TABLET BİLGİSAYARIN ATASI GEMİDEN ÇIKTI Kocabaş, “Ben buna 'Yenikapı’nın mucizesi' diyorum. Batıklardan birinde bizim dipdik dediğimiz, yani not defteri gibi, bugünün belki notebooku gibi bir şey çıktı. Ahşaptan ve defter gibi açılabiliyor. Birkaç sayfası var ve bunlara balmumu sürülerek üzerine notlar almak mümkün. Tablet bilgisayar gibi düşünün. Ayrıca sürgülü olan bölümünü çektiğiniz zaman da küçük ağırlıklar, kuyumcuların hassas terazi olarak kullandığı taşlar var. Küçücük bir terazi var. Yenikapı batıkları her yönüyle bir fenomen. Çıkan 37 batık gemisiyle ve bulunan organik malzemeleriyle. Çünkü organik malzemeleri diğer kazılarda bulmanız pek mümkün olmaz. Bence Yenikapı kazılarının en önemli özelliği organik malzemelerdir.” şeklinde konuştu. Kocabaş, Marmaray Sirkeci İstasyonu kazısı sırasında deniz seviyesinden 28 metre aşağıda bile arkeolojik kalıntılara ulaşıldığını belirterek, “Bu inanılmaz bir şey. Orada bir kaymanın olduğu anlamına geliyor. Rıhtımın normal su seviyesinden biraz da ha altta olduğunu söylediler. İhtimal deprem sonucu denize doğru kayma olduğunu gösteriyor. Yine lastikli araçların geçişi için planlanan güzergahın Bukaleon Sarayı’nın önünden çıkması düşünülüyor. Oradan da önemli eserler çıkabilir.” ifadelerini kullandı. EN BÜYÜK AT KOLEKSİYONU TAMAMLANDI Yenikapı’daki kazılarda hayvan kalıntılarını inceleyen ekibin başında bulunan İ.Ü’den Prof. Dr. Vedat Onar da, Bizans’a ait bugüne kadar ulaşılan en büyük at koleksiyonunun tamamladıklarını belirtti. Bölgenin tüketimi yapılan hayvan kalıtlarının atıl bölgesi olarak kullanıldığını açıklayan Onar, “Atların tüketim amaçlı olarak kesildiğini görüyoruz. Atların kesildiğini ilk kez biz bu kazı çalışmasında gördük. Roma döneminde bu et türü çok tercih edilen bir tür değildi. Ama Bizans'ta bunu gördük. Atların kullanımının çok farklı olduğunu, acıdamak gemi denilen yöntemlerle atların zarar gördüğünü gördük. 10 yaşın üzerinde ata rastlamak zor. Ömürleri kısalıyordu. 57 hayvan türünden kalıntılara ulaşıldı. Yunus ve kaplumbağa avcılığı bile vardı.” dedi. 'SANKİ BİZANS'IN HAYVANAT BAHÇESİNE GİRDİK' Prof. Dr. Onar, hayvan zenginliğinin kendilerini şaşırttığını belirterek, “Sanki Bizans’ın hayvanat bahçesine kazı yapılmış bu sonuçlar elde edilmiş gibi. Lykos Deresi boyunca alüvyonların taşıdığı bulgular da bu alana taşınmış. Sanki Bizans'ın hayvanat bahçesine kazı yapılmış bu sonuçlar elde edilmiş gibi. Tespit edilen ilginç yöntemlerden biri beyin çıkarma olayıydı. Hayvanlardan tek parça halinde beyinleri çıkarılıp tüketiliyordu. Aynı zamanda da ekonomik değeri artıyordu. Beyin tüketiminin olduğunu, sakatat tüketiminin yapıldığını gördük. Atların tüketildiği, yaban eşeklerinin, yunusların, karettaların tüketildiğini görüyoruz.” diye konuştu. Fil, kesilmiş ayı ve hatta son olarak bizon kalıntısına ulaşıldığını anlatan Onar, DNA testi ile bunun kanıtlanması durumunda bulgunun kendileri için önemli olacağının da altını çizdi. Cihan

Enerji Bakanı Yıldız, 'Aile müracaatları ve şirketin dokümanları sonucunda madende 18 işçinin kaldığını düşünüyoruz.' dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma'daki madende 18 işçinin içeride kaldığını düşündüklerini söyledi. Yıldız, '299-300-302 işçi kardeşimizi kaybetmiş olarak burayı kapatacağız.' dedi. Yılmaz'ın açıklamalarından önemli satır başları 'Hızımızı yavaşlatan unsurlar var. En büyük hassasiyetimiz arama kurtarma ekiplerimizin zarar görmeden bu işlerini yapabilmeleri. Bu konuya daha fazla dikkat ediyoruz. Şu anda 19 ailemiz bize müracaat etti. 'İçeride yakınım oğlum var' diye. 16 ailemizden de DNA testi için de örnekler alındı. Adli Tıp Kurumu'nda da bunlar değerlendiriliyor. Eşleştirmeler yapılacak. Bizim için söyleyebileceğimiz en önemli konu, speküle edilen, sayıyı vermekten kaçındığımız konu üzerinde, ailelerimizin başvuruları, özel şirketin dökümanları neticesinde, içerde 18 işçi kardeşimizin olduğunu görüyoruz. Bu 16’ya da düşebilir. Bu konuda ailelerimizin beyanlarına dikkat ederek bunu söylüyorum. Bazı işçilerimizin vardiyadan çıktıktan sonra kurtarma çalışmalarına girdiğini sanıyoruz. Biz bu maden kazasında 300 işçi kardeşimizi, 301 veya 299 civarında nihayetlendirebileceğimizi düşünüyoruz. Bu sayıyı vermiyor oluşumuz daha hassas davranmak istediğimizden kaynaklanmıştır. Gerek sosyal medyada gerek bazı yerlerde çok speküle edildi. Bu rakamı şimdi telaffuz ediyoruz. Yer altında maden ocağında 18’den daha fazla olmamak kaydıyla işçi kardeşlerimizin bulunduğunu görüyoruz. Ailenin beyanları, müracaatları, bizim şirketin verdiği personel dokümanlarından kaynaklanarak söylüyorum. Vardiya değişimlerinde tekrar içeri girenlerin olduğunu gördük. İki yada üç kişi tereddütlerimiz var. çalışmalar bittikten sonra tekrar aranacak. Ailenin müracaatlarına bakılacak. Üst sınırını en azından telaffuz etmiş olduk. Ümit ediyoruz ki inşallah daha altında çıkar. 299-300-302 işçi kardeşimizi kaybetmiş olarak burayı kapatırız diye düşünüyorum.' SORU-CEVAP SORU: YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ MÜ? Bir yandan tahkimat yapılıyor. Bütün o tavanı, ahşapla, bazı çeliklerin eridiğini gördü arkadaşlar. Tavanı güçlendirecekler. Onun altından geçecekler, daha ileride bulunan işçi kardeşlerimizi alıp ocak dışına çıkartacaklar. İçerdeki karbonmonoksit seviyesinin biraz daha düştüğünü görüyoruz. Yangın bir miktar devam ediyor ama düşme eğilimi de var. yangının tamamen söndürülmesi için arkadaşlarımız zaman harcayacaklar. Şu anda vardiyayla çalışan kurtarma ekibinin sıhhatini sağlığını dikkate almış bulunuyoruz. Şu ana kadar müracaat etmemişlerdi, bugün müracaat edeceklerini düşünüyoruz. AFAD’a müracaat edenler, DNA testi de yan yana gelecek bugün onları teslim edeceğimizi düşünüyoruz. SORU: ARAMA KURTARMADA KAÇ KİŞİ ÇALIŞIYOR? 530 tane arkadaşımız var kurtarma çalışmalarına katılan. Bunların hepsinin girmesi söz konusu değil. Yedişerli üçerli Bazı kurtarma ekiplerinin iyi niyetle buraya geldiğini gördük. Ama madencilikle ilgili tecrübelerinin olmadığını biliyoruz. Bazı araçların da azaltılması talimatını verdim. Lojistikte bulunan ve başka ilden gelen ambulansı gönderdik. 76 civarındaydı bunu 35-36 ambulansa kadar indiriyoruz. Çünkü diğer illerdeki 112 işlemleri aksatmayalım diye. SORU: KAYIT DIŞI İDDİALARI VAR… Kayıt dışıları özel sektörle konuşursunuz, basın toplantısı düzenleyeceksiniz. bu maden ocağına denetim ekiplerini sokamayız. Adli ve idari soruşturma başlatılmıştır. Bununla alakalı da kimsenin endişesi olmasın. Arkadaşlar bakın bu veballi bir iş. Hem dünyamızı hem ahiretimizi ilgilendiren bir iş. 300 civarında kardeşimizi kaybedeceğiz, bununla alakalı herhangi birine hatası varsa tahammülümüz olmaz. Bu vebale kimse de girmemeli. Arkadaşlarımı da bu manada uyardım. Yüzlerce kişinin olduğunu bazıları iştahla söylüyor. Onları utanarak izliyorum. Bunu da onlara ithaf ediyorum. SORU: Soma Holding müdürünün eşinin Manisa Ak Parti Meclis üyesi olduğu iddiaları var? Bunu sorun. Özel sektörle görüşeceksiniz. Her bir şeyi sorabilirsiniz. Buna hiçbir konuyla gölge düşürmemeye çalışmak lazım. Siz bugün özel sektörün basın toplantısında istediğiniz soruları sorabilirsiniz.haberler.com

Fotoğraf: CNNTürk

Kumburgaz sahilinde pazar günü kiraladıkları deniz bisikletiyle denize açılan 5 genci arama çalışmaları devam ederken, bir tane erkek cesedi bulunmuştu.Geçen hafta Kumburgaz’da denize açıldıktan sonra kaybolan beş gençle ilgili araştırmalar devam ederken, Marmara Adası açıklarında bulunan erkek cesedinin kimliği teşhis edilemedi. Teşhis için beş aileden kan örneği alındı. DNA TESTİ İÇİN KAN ÖRNEKLERİ ALINDI Kumburgaz’da, sekiz gün önce deniz bisikletiyle açıldıktan sonra kaybolan beş gencin ailesi, Balıkesir’in Marmara adası ilçesi Gündoğdu mahallesi ‘Derin Koy’da önceki akşam bir erkek cesedinin bulunması üzerine Adli Tıp Kurumu’na geldi. Avukat Evrim Deniz Karatana tarafından verilen bilgiye göre, ceset teşhis edilemeyecek halde olduğu için hiçbir veri elde edilemedi. Bunun üzerine beş aileden DNA testi için kan örnekleri alındı. DHA

18 işçinin mahsur kaldığı Ermenek madeninde 10. güne girildi.Şu ana kadar suyun 4’te 3’ü, yürüme yolunun da 3’te 2’si açıldığı belirtildi. Çalışmalar devam ediyor.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, dün yaptığı açıklamada 'Şu anda 18 kardeşimizi hemen hemen dip noktalarda arıyoruz' dedi.Bakan Yıldız, eski imalattaki suyun patlamış olması ihtimaliyle ilgili şunları söyledi:“Burada eğer yandaki ocaktan suyun boşaldığını kesinleştirirsek tabii ki burada bir işletmecilik hatası olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani bunlar paftaları işlenmiş, bir önceki ocak, bir sonraki ocak, her ne kadar birbirine girdi, ne kadar çakıştı, ayrıştı, bunların bir yaklaşma mesafesi var. Bununla alakalı yapılan bütün alanların birbiriyle ne kadar çakıştığını bizim görmemiz gerekiyor. Bu mesafelere ulaştıktan sonra bunları rahatlıkla söyleyebileceğiz ama eğer yandaki ocaktan boşaldığı kanaatimiz güçlenirse net ve kesin olarak burada bir işletmecilik hatası olduğunu söyleyebiliriz.”Yıldız, herhangi bir karışıklık olmaması için ailelere DNA testi yapılacağını ekledi.Ermenek'te kömür ocağında mahsur kalan işçilerin 18 yaşın altındaki 19 çocuğundan okul çağındaki 17'sine 12 rehber öğretmen tarafından psikolojik destek verilmeye başlandı.Ermenek'teki bütün maden işçileri ile esnafın kredi borçları üç ay ertelendi. Kamu Denetçiliği Kurumu da Ermenek'teki iş cinayetini inceleyip rapor hazırlıyor. Bianet

Ermenek'te su basan madende mahsur kalan 18 işçiden 2'sinin cansız bedenine ulaşıldı.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki madende mahsur kalan 18 işçiden 2'sinin cansız bedenine ulaşılıdığını açıkladı. Saat 22.20 sıralarında açıklama yapan Yıldız iki işçinin cenazesine, madencilerin yemek yediği bölgenin yakınında ulaştıklarını söyledi. Yıldız, kimlik tespitlerinin DNA testi ile yapılacağını belirtti. Diğer işçilere ulaşılması için çalışmalar sürüyor.Has Şekerler Madencilik şirketi tarafından işletilen kömür madenindeki facia, 28 Ekim salı günü öğle saatlerinde meydana gelmişti. 34 işçinin bulunduğu sırada madeni aniden su basmış, 16 madenci kendi çabalarıyla çıkmayı başarırken, 18 işçi su ile dolan ocakta mahsur kalmıştı.Çalışmalarda tonlarca su ve çamur dışarı çıkarılmasına rağmen, 10 gündür işçilere ulaşılamamıştı.Al Jazeera

Meksika'da bir protesto sırasında 43 öğrencinin kaybolması olayını protesto eden binlerce kişinin eylemi dün akşam Acapulco havaalanını üç saat felce uğrattı.Göstericiler kendilerine engel olmak isteyen polisle çatışarak havaalanının girişini ele geçirdi.Yetkililer geçen Cuma günü, uyuşturucu şebekesi mensuplarının, kendilerine polis tarafından teslim edilen öğrencileri öldürüp cesetlerini yaktıklarını itiraf ettiğini açıklamışlardı.Kayıp öğrencilerin aileleri ise bulunan yanmış cesetler üzerinde yapılan tahliller sonuçlanıncaya kadar çocuklarının öldüğüne inanmayacaklarını söylüyorlar.Meksika Başsavcısı Jesus Murillo Karam ise iyice yanmış cesetlerden kimlik tespiti yapmanın çok zor olduğuna işaret etti.Karam bulunan torbalar dolusu kalıntıdan DNA testi yapılabilecek durumda sadece iki kemik çıktığını bunların da en zor durumlarda bile DNA izi bulma konusunda uzman olan Avusturya'daki Innsbruck Üniversitesi'ne gönderileceğini söyledi.Kesin bir delil elde edilinceye kadar 43 öğrencinin yasalar nezdinde statüsü hala 'kayıp'.Dün Acapulco havaalanını üç saat kuşatmaya alan maskeli göstericiler öğrencilerin sağ salim kendilerine teslim edilmesini talep ettiler.Yetkililer, eylem ve öncesindeki çatışma sırasında 20 polis memurunun yaralandığını açıkladı.Kaybolan öğrencilerin yakınları da olayın ardından soruşturmanın yürütülüş biçimini şiddetle eleştiriyorlar.43 öğrenci 26 Eylül günü başkent Mexico City'nin 200 kilometre kadar güney batısındaki Iguala kasabası yakınlarında gösteri yapmak istemiş, ve polisin müdahalesine uğramışlardı.Yerel polis yetkilileri öğrencileri gözaltına aldıklarını ve daha sonra onları bölgede faaliyet gösteren Guerreros Unidos adlı uyuşturucu çetesi mensuplarına verdiklerini itiraf ettiler.Cuma günü Başsavcı Murillo Karam yakalanan çete üyelerinin de öğrencileri öldürüp yaktıklarını itiraf ettiğini açıkladı.Çete üyelerinin, yanmış cesetleri çöplük olarak kullanılan bir suya attıklarını ve şu anda kendisi de tutuklu olan çete liderine de öğrencileri hasım çeteye mensup olduklarını düşünerek öldürdüklerini söyledikleri kaydediliyor.Çöplükte yapılan aramada plastik torbalara doldurulmuş yanık ceset kalıntıları bulunmuştu.43 öğrencinin kaybolması ve ardından yerel yöneticiler ile Guerreros Unidos çetesi arasındaki bağların ortaya çıkışı, ülke çapında öfkeli kitlesel protestolara yol açtı.Olayın meydana geldiği Iguala'nin Belediye Başkanı Jose Luis Abarca da polise öğrencilere müdahale emri verdiği gerekçesiyle tutuklu.Guerrero eyaletinin valisi Angel Aguirre geçen ay öğrencilerin bulunamamasıyla oluşan baskılar sonucu istifa etmek zorunda kalmıştı.Göstericiler yaygın bir şekilde Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto'nun da istifa etmesini talep ediyorlar.Dünkü gösterilerde Acapulco havaalanının duvarlarına 'Katil Pena Nieto' yazıldı.Devlet Başkanı ise şu anda Çin'de Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği APEC doruğuna katılıyor. Böyle bir zamanda seyahatini iptal etmemiş olması da ayrıca öfke yarattı.Kayıp öğrencilerin aileleri, yetkili merciler tarafından yapayalnız bırakıldıklarını söylüyorlar.BBC Türkçe

Ermenek’teki iş cinayetinde madenden çıkarılan 8 işçinin kimlikleri, DNA testi sonucu belirlendi.Karaman’ın Ermenek İlçesi’ne bağlı Pamuklu Köyü yakınlarında Has Şekerler Madencilik şirketine ait kömür ocağındaki iş cinayetinde mahsur kalan işçilerin arama kurtarma çalışmaları kapsamında dün ve önceki gün cesetlerine ulaşılan 8 işçinin kimlikleri tespit edildi.Maden ocağında 17 ve 18 Kasım tarihlerinde madenden çıkarılan 8 işçinin kimlikleri Adli Tıp Kurumu’ndaki DNA testi sonucu belirlendi.Kimlik bilgileri tespit edilen işçilerin isimleri şöyle: Hüsnü Çolak, Hüseyin Çolak, Tezcan Gökçe, Uğur İlhan, İsmail Gürses, Bahri Üzer, Mehmet Tokat ve Osman Çoksöyler.Ne olmuştu?28 Ekim 2014’te Karaman’ın Ermenek ilçesinde yaşanan iş cinayetinde madende yaşanan su baskını sonucu 18 işçi mahsur kalmıştı.18 işçinin mahsur kaldığı iş cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan şirket sahibi Saffet Uyar savcılık ifadesinde, kazayı öngörmediklerini ve böyle bir kazayı tahmin etmediklerini söylemişti.30 Ekim’de ocağın işletmecisi Has Şekerler Madencilik’ten açıklama yapıldı. Açıklamada “doğal bir afetten bahsediliyor” denilmişti.Adresinde bulunmadığı için hakkında yakalama kararı çıkan Uyar, önceki gün (9 Kasım) ifade vermek için Ermenek Cumhuriyet Savcılığı’na gitti.İMC

İstiklal Caddesi'ndeki saldırıda üçü İsrail, biri İran vatandaşı 4 kişiyi öldüren canlı bombanın kimliği belli oldu. Doğan Haber Ajansı, canlı bombanın kimliğini 'IŞİD şüphelisi Mehmet Öztürk' olarak duyurdu.