11 Yaşındaki Çocuğu İstismar Eden Sanık, Üçüncü Duruşmada Beraat Etti...
Uşak’ta 11 yaşındaki kız çocuğunu cinsel istismara maruz bıraktığı suçlamasıyla yargılanan ve dört ay cezaevinde kalan Cuma Kuş için mahkeme, 3’üncü duruşmada beraat kararı verdi. Hakkında, “12 yaşından küçük çocuğun zincirleme şekilde istismar edilmesi” suçlamasıyla kamu davası açılan Cuma Kuş hakkında ‘somut delil olmadığı’ gerekçesiyle verilen karar tepki çekti. Çocuğun ailesinin avukatı Ezgi Sağcan, “Çocuk için oldukça travmatik olan bu süreçler, sanığın beraat etmesiyle pekiştirildi” dedi.
Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberinde, dava dosyasında yer alan bilgilere göre olay, 2 Haziran 2021'de meydana geldi. Uşak’ın Sivesli ilçesine bağlı bir köyde anne ve babası ile yaşayan 11 yaşındaki kız çocuğu, akşam saat 17.30’da bakkala gitti. Çocuğun alışverişi sırasında dükkânda bakkal ve çocuktan başka kimse yoktu. İddiaya göre alışverişini tamamlayan küçük kız, son olarak çikolata reyonuna yöneldiğinde peşinden gelen bakkalın elle istismarına maruz kaldı. Sonrasında bakkal bir çikolata vererek “Al bu da benden olsun” dedi ve çocuğu bakkaldan gönderdi.
Kız çocuğunun olayı anlatması üzerine ailesi, bakkal hakkında şikâyetçi oldu. Tutuklanan ve dört ay cezaevinde kalan bakkal daha ilk duruşmada tahliye edildi. Bakkalın yargılandığı davanın 3’üncü duruşması, 17 Şubat’ta Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Suçlamayı kabul etmeyen bakkal, “Haksız yere cezaevinde kaldım, beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti ise skandal bir karara imza attı. Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik “kesin ve somut bir delil olmadığını” ileri süren heyet, bakkal Cuma Kuş’un beraatına hükmetti.
Mağdur korunmalı
Kararı BirGün’e değerlendiren Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Avukat Ezgi Sağcan, “Bilindiği üzere istismar suçu, yoğunlukla çocuğun ve ailenin güvendiği kişiler tarafından işleniyor. Olayda da mağdur ve ailesi ile sanık Cuma Kuş arasında iftira atmaya sebebiyet verecek bir husumet ya da çıkar ilişkisi söz konusu değil” dedi. Ailenin temel ihtiyaçlarını devamlı sanığın bakkalından aldığını, çoğu kez de küçük kızın bakkala gittiğini belirten Sağcan, “Sanık da zaten bu koşullardan faydalanarak suçu işlemiştir” diye konuştu. Cinsel istismar suçunun kamuoyuna açık yerlerde herkesin gözü önünde alenen işlenen bir suç olmadığının altını çizen Sağcan, şunları kaydetti:
“Failler eylemlerini gizleme eğilimindedirler, bu sebeple de mahkemeler toplumun vicdanı olmalı ve faili değil mağduru korumalıdır. 11 yaşında bir çocuğun iftira atacağını düşünmek bir akıl tutulmasıdır. Çocuk zor olanı seçmiş, ailesiyle konuşmuştur. Aile, herkesin birbirini tanıdığı küçük bir yerleşim yerinde yine zor olanı seçmiş, köy bakkalından şikâyetçi olmuştur. Sokakta arkadaşlarıyla oynaması gereken 11 yaşındaki bir çocuk defalarca jandarmaya, mahkemeye ifade vermiştir. Çocuk için oldukça travmatik olan bu süreçler sanığın beraat etmesiyle pekiştirilmiştir.”
Bir yerel haber sitesinde 21 Şubat’ta yayımlanan habere de tepki gösteren Av. Ezgi Sağcan, “Bu haberde sanığın aklandığı iddia edildi ve travma yeniden üretildi. Ceza yargılamasında istinaf ve temyiz yolu aşamalarından geçmeyen beraat kararları kesinleşmez. Ve ne yazık ki ülkemizde bu tip suçlar bakımından yerel mahkemelerce verilen çok sayıda beraat kararı istinafta ve Yargıtay'da bozulmaktadır. Dolayısıyla yargılama devam etmekte olup sanığın aklanması söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
Çocuk istismarı davalarında artış
Ülkede her yıl binlerce çocuk cinsel istismara maruz bırakılıyor. Adalet Bakanlığı’nın en son iki yıl önce yayımladığı Adalet İstatistikleri’ne göre, 2020 yılında çocukların cinsel istismarı suçu 17 bin 948 kez işlendi. Yine bakanlığın verilerine göre, 2012-2019 yılları arasında çocuğun cinsel istismarı davalarının sayısı yüzde 29 arttı. 2012’de 17 bin 589 olan dava sayısı, 2019’da 22 bin 689’a çıktı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın
Ahlak timsali milletin ahlakı yine iş başında
11 yaşındaki bir çocuğa nasıl ilgi duyabilirsin bu nasıl bir beyin hasarı anlayamıyorum gerçekten
Gerçekten de yeterince delil yok mu?