onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
14 Şubat: Gerçek Aşk mı Kapitalizmin En Büyük Yalanı mı?

etiket 14 Şubat: Gerçek Aşk mı Kapitalizmin En Büyük Yalanı mı?

Merve Aydın
09.02.2025 - 13:26 Son Güncelleme: 10.02.2025 - 12:05

Bir gün geliyor ve dünya kırmızıya boyanıyor. Çiçekçiler stoklarını artırıyor, restoranlar özel menülerini hazırlıyor, takı markaları “gerçek aşk pırlantayla kanıtlanır” diye bağırıyor. Sosyal medya çiftlerin birbirine hediye aldığı, aşklarını ilan ettiği, yalnızların ise “bugün benim için sıradan bir gün” yalanını söylediği paylaşımlarla dolup taşıyor.

Ama durun bir dakika. Bu gerçekten aşkın kutlandığı bir gün mü, yoksa bir illüzyon mu? İnsan sevdiğini göstermek için neden belirli bir güne ihtiyacı duysun? Eğer aşk yılın 364 günü orada değilse, 14 Şubat’ta gerçekten var olabilir mi? Ve asıl soru: Bugün ne zaman bu hale geldi?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Bir Pagan ritüelinden kapitalist tüketim çılgınlığına

Bir Pagan ritüelinden kapitalist tüketim çılgınlığına

Resim: Nicolas Poussin, Pan'ın Zaferi, 1638-39

Sevgililer Günü’nün kökeni, bugünkü gibi lüks restoranlar, tek taş yüzükler ve kalp şeklinde çikolatalarla dolu değildi. Aslında çok daha farklı ve şaşırtıcı bir geçmişi vardı.

İşin aslı, 14 Şubat’ın aşk ve romantizmle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Hikâye, Roma İmparatorluğu’ndaki Lupercalia festivaliyle başlıyor. 13-15 Şubat tarihleri arasında kutlanan bu festivalde, kadınların doğurganlığı artması için hayvan kanına bulanmış derilerle tokatlanmaları gibi son derece “romantik” (!) ritüeller vardı. Bununla da kalmıyordu: Genç kadınlar isimlerini bir kavanoza atar, erkekler kura çeker ve böylece festival boyunca “eşleşirlerdi.” Bugün Tinder’ın ilkel versiyonu gibi düşünebilirsiniz.

Ancak Hristiyanlık Roma’da yayılınca, bu tür “ahlaki açıdan sakıncalı” bulunan gelenekler yasaklandı ve yerine daha masum bir hikâye yaratıldı: Aziz Valentine efsanesi.

Aziz Valentine ve “gerçek aşk” miti

Rivayete göre, İmparator Claudius II, genç askerlerin savaşa odaklanabilmesi için evlenmelerini yasakladı. Ancak Aziz Valentine gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti ve bu yüzden idam edildi. Hapis yatarken, gardiyanın kör kızına âşık oldu ve ona “Senin Valentine’in” imzalı bir mektup yazdı. İşte bu hikâye, Sevgililer Günü kartlarının kökeni olarak kabul edildi.

Ne kadar gerçek olduğu tartışmalı ama kesin olan bir şey var: Bu efsane, insanların aşkı romantik bir eylem olarak görmesini sağladı. Yani Sevgililer Günü, Pagan geleneklerinden temizlenerek Hristiyan bir “aşk günü” olarak şekillendirildi. Ama hâlâ bugünkü gibi bir tüketim çılgınlığına dönüşmemişti.

Kapitalizm devreye girer…

Kapitalizm devreye girer…

Asıl değişim, Sanayi Devrimi’yle başladı. 19. yüzyılda İngiltere’de, ilk ticari Sevgililer Günü kartları basıldı. Eskiden sevgililer birbirine el yazısıyla mektuplar gönderirken, seri üretim sayesinde romantik mesajlar artık fabrikalarda üretilmeye başladı. Bir anda herkes “özel” hissetmek için hazır kalıplardan aşk mesajları satın alır oldu.

            20. yüzyılda işler daha da ileri gitti. Hollywood, reklam sektörü ve büyük markalar Sevgililer Günü’nü fırsat bildi. Aşk, artık bir duygu değil, satın alınabilir bir deneyim haline geldi.

  • “Seni seviyorum” demek yetmez, yüzük almalısın.

  • “Seni düşünüyorum” diyorsan çiçek göndermelisin.

  • Sevgilin yoksa eksiksin.

Bugün geldiğimiz noktada, 14 Şubat küresel bir tüketim şovuna dönüştü. İnsanlar, sosyal medya için çiçek alıyor, sevgisini kanıtlamak için kredi kartlarına yükleniyor, Sevgililer Günü menüleri için sıraya giriyor. Ama kaç kişi gerçekten içinden gelerek bugünü kutluyor?

Gerçekten kutlama yapması gerekenler yalnızlar mı yanlış ilişkide olanlar mı?

Asıl trajedi şu: 14 Şubat’ın en büyük mağdurları yalnızlar değil, yanlış insanlarla birlikte olanlar. Çünkü yalnız bir insan, en azından özgürdür. Ama yanlış bir ilişkide olan kişi, o gün sahte bir romantizm yaşamak zorundadır.

Kaç çift, aslında birbirine karşı hiçbir şey hissetmediği halde, 14 Şubat’ta mutlu çift rolü oynuyor? Kaç kişi, sırf bu toplumsal baskı yüzünden sevgilisine hediye almak zorunda hissediyor? Ve kaç kişi, sosyal medyada paylaşacak bir “aşk hikâyesi” yaratmak için gerçekten hissetmediği şeyleri yapıyor?

Oysa aşk, takvimle kutlanmaz. Gerçek sevgi, birine sırf bugüne özel bir şeyler yapmak değil, yılın herhangi bir gününde onun için bir anlam taşımaktır. Eğer birini seviyorsanız, onu 14 Şubat’ta değil, 27 Ekim’de, 10 Ocak’ta, 5 Şubat’ta da seviyor olmanız gerekir.

Bu yüzden, belki de en büyük aşk, bugün yalnızlığı kutlayanların yaşadığı aşktır. Çünkü onlar, kendilerini bir başkasında değil, kendi içlerinde bulabilmişlerdir.

Peki 14 Şubat gerçekten kutlanmalı mı?

Peki 14 Şubat gerçekten kutlanmalı mı?

Elbette, sevgilinizle bugünü kutlamak istiyorsanız, kutlayın. Ama şunu unutmayın: Aşk bir güne ait değildir. Eğer birini gerçekten seviyorsanız, onu 14 Şubat’ta değil, sıradan bir günde düşünmeden yaptığınız küçük bir jestle gösterirsiniz.

Çünkü aşk:

  • Pahalı hediyelerle değil, içten gelen bir “seni anlıyorum” bakışıyla gösterilir.

  • Özel günlerle değil, sıradan bir günde “hadi yürüyüşe çıkalım” demekle anlam kazanır.

  • Gösterişle değil, gerçekten hissettirdiği şeylerle ölçülür.

Bu yüzden, 14 Şubat’ı kutlayacaksanız, bunu gerçekten sevdiğiniz için yapın. Markalar size söylediği için değil, gerçekten içten hissettiğiniz için.

Ve eğer bugün yalnızsanız… Tebrikler. En azından, kendi değerinizi pahalı hediyelerle doğrulamak zorunda değilsiniz.

Bu konuyla ilgili derinlemesine düşünmek ve aşkın, yalnızlığın, tüketim toplumunun insan psikolojisi üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için size 10 kitap öneriyorum:

            1.  Jean-Paul Sartre - Varlık ve Hiçlik

İnsanların kendilerini başkalarının gözünden tanımlama eğilimlerini ve aşkın gerçekten var olup olmadığını sorgulayan bir felsefi başyapıt.

            2.  Byung-Chul Han - Şeffaflık Toplumu

Modern dünyanın her şeyi pazarlanabilir hale getirmesi ve aşkın bile bir gösteriye dönüşmesini eleştiren çarpıcı bir eser.

            3. Rollo May - Yaratma Cesareti

Gerçek aşkın, insanın önce kendisini inşa etmesiyle mümkün olabileceğini anlatan psikolojik bir rehber.

            4. Naomi Klein - No Logo

Kapitalizmin en büyük oyunlarından birinin duyguları ticarileştirmek olduğunu gösteren, tüketim kültürünü çarpıcı bir şekilde eleştiren bir kitap.

            5. Simone de Beauvoir - İkinci Cinsiyet

Kadın ve erkek rollerinin aşkta nasıl şekillendiğini, toplumsal baskıların ilişkileri nasıl biçimlendirdiğini anlatan bir feminist klasik.

            6. Marguerite Duras - Sevgili

Aşkın, tutkunun ve bağımlılığın nasıl iç içe geçtiğini gösteren, otobiyografik izler taşıyan unutulmaz bir aşk hikâyesi.

            7. Antoine de Saint-Exupéry - Küçük Prens

Aşkın sahip olmakla değil, anlamakla ilgili olduğunu hatırlatan, basit ama derin bir anlatı.

            8. Milan Kundera - Gülüşün ve Unutuşun Kitabı

Aşkın hafızayla, unutmayla ve zamanla nasıl değiştiğini anlatan, insan psikolojisine dair eşsiz bir bakış açısı sunan bir eser.

            9. Erich Fromm - Sevme Sanatı

Aşkın bir duygu değil, bir beceri olduğunu; insanın sevmeyi öğrenmesi gerektiğini anlatan, klasikleşmiş bir psikoloji kitabı.

            10. Clarissa Pinkola Estés - Kurtlarla Koşan Kadınlar

 Kadınların aşk, bağımsızlık ve içsel güçle ilişkisini mitler ve masallar üzerinden anlatan, derin ve dönüştürücü bir eser.

Bu kitaplar, aşkın sadece bir güne sığdırılamayacağını, ilişkilerin, yalnızlığın ve sevginin sandığımızdan çok daha katmanlı olduğunu anlamanıza yardımcı olacak. O halde WISHING YOU A HAPPY VALENTINE’S DAY! 

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
23
22
10
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam