Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Alevlerin Sardığı Umutlar ve Çaresiz Çığlıklar

etiket Alevlerin Sardığı Umutlar ve Çaresiz Çığlıklar

Melisa Oral
22.01.2025 - 20:38

Türkiye’nin gözde kış tatili destinasyonlarından biri olan Kartalkaya, bu kez tatil cennetinden bir trajediye dönüştü. Grand Kartal Otel’de 21 Ocak 2025’in o karanlık gecesinde başlayan yangın, 76 canı aramızdan aldı. Olayın vahameti ise sadece alevlerin değil, ihmallerin de bu trajediye yakıt olmasıydı.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Gece saat 03.30… İnsanlar karın tadını çıkarıp odalarına çekilmişti.

Gece saat 03.30… İnsanlar karın tadını çıkarıp odalarına çekilmişti.

Fotoğraf: TRT

Kimi çocuklarıyla uykuya dalmış, kimi kayak yorgunluğunu geride bırakmaya çalışıyordu. Ama o saatte, dördüncü kattaki restoranda bir kıvılcım, sessizce oteli sardı. Ahşap kaplama dış cephe, yangını adeta bir kâbus gibi büyütürken, yangın alarmı çalışmadı. Koridorlara dolan duman, insanların son anlarını karanlıkla örtüyordu.

Çığlıklar, koşuşturmalar, çaresizce birbirine sarılan insanlar… O anlarda yaşanan panik, adeta oteldeki herkesin kaderini çizdi. Yangından kaçanlar, binanın pencerelerine yöneldi. Bazıları çarşafları birbirine bağlayıp kurtulmaya çalıştı. Ama ne yazık ki, hayatlarını bu şekilde riske atmak zorunda kalanlar arasında yere düşerek hayatını kaybedenler de vardı. Hayal edin: Bir babanın henüz 1 yaşındaki bebeğini camdan sarkıtıp kurtarma çabasını. O çaresizlikte kendi hayatını feda etme kararını… Bu, bir babanın yapabileceği en acı fedakarlıklardan biri değil miydi?

Otele gelen itfaiye ekipleri ve sağlık çalışanları, sert kış koşulları ve yoğun kar yağışı nedeniyle yangına müdahalede zorluk yaşadı. 237 kişinin konakladığı otelde alevlerin arasından kurtulanlar için bu bir mucizeydi. Ancak 76 kişi için o mucize gerçekleşmedi. Yaralı olarak kurtulan 51 kişi ise bu korkunç gecenin tanıkları olarak hayatlarına devam etmeye çalışacak.

Yangının ardından ortaya çıkan detaylar ise acının üzerine tuz basar nitelikteydi: Yangın alarmı neden çalışmadı? Acil çıkışlar neden işlevsizdi? Oysa ki böylesine büyük bir otel için yangın güvenlik önlemleri bir tercih değil, bir zorunluluktu. Bu zorunluluğun ihmali, bu kadar çok insanın hayatına mal oldu.

Madalyonun öteki yüzüne bakarsak yangını yaşayanlar, ailelerini kaybedenler ya da o korkunç görüntülere şahit olanlar için bu bir ömür boyu sürebilecek bir travma demek.

Böylesi büyük trajediler, sadece fiziksel kayıplara değil, ruhsal yaralara da yol açar. Olay yerinde olanların ve bu anlara tanık olanların yaşadığı travmayı anlamak ve psikolojimizi nasıl sağlam tutacağımızı bilmek hayati önem taşıyor.

Yangını Yaşayanlar: Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Kapıda

Yangına doğrudan maruz kalanlar için, yaşanan anılar kolayca silinemez. Travma sonrası stres bozukluğu, bu kişilerde en yaygın görülen etkidir. Sürekli olarak o geceyi rüyalarında görmek, duman kokusunu hatırlatan şeylerle tetiklenmek, hatta basit bir alarm sesine bile korkuyla tepki vermek, bu travmanın belirtileri arasında.

Özellikle çocuklar için bu durum daha karmaşık bir hal alabilir. Çocuklar korkularını ifade etmekte zorlanır; dolayısıyla ani korkular, uyku sorunları, ebeveynlere yapışma gibi davranışlarla bunu dışa vurabilirler. Bu noktada, yaşananları bastırmaya çalışmak yerine profesyonel destek almak çok önemlidir. Psikologlarla ya da travma konusunda uzman terapistlerle görüşmek, iyileşme sürecinin en etkili yoludur.

Tanık olanlar ve izleyenler: İkinci derece travma

Tanık olanlar ve izleyenler: İkinci derece travma

Fotoğraf: Haber Ekspres

Televizyon başında veya sosyal medyada yangın anlarını izleyen birçok insan, bu tür olayları birebir yaşamış gibi etkilenebilir. Bu, “ikincil travma” olarak adlandırılır. Özellikle görüntülerin şiddeti, çaresiz insanların çığlıkları, çocukların kurtarılmaya çalışılması gibi detaylar uzun süre zihinlerden silinmez. Kimi insanlar için bu, derin bir üzüntü ve suçluluk hissine neden olabilir. “Ben bir şey yapabilir miydim?” ya da “Ya benim başıma gelseydi?” gibi sorular zihni sürekli meşgul edebilir.

Psikolojimizi sağlam tutmak için neler yapabiliriz?

  • Yaşananları Konuşun:

Travmaların üzerini örtmek, onları daha güçlü hale getirir. Yaşadığınız duyguları paylaşmak, bir terapist ya da güvendiğiniz bir kişiyle konuşmak iyileşme sürecini hızlandırır.

  • Profesyonel Destek Alın:

Özellikle TSSB belirtileri varsa (kabuslar, ani korkular, tetikleyicilere aşırı tepki gibi), bir psikoloğa başvurmak çok önemlidir. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi travma odaklı terapiler çok etkili sonuçlar verebilir.

  • Rutinlere Sarılın:

Günlük hayatın sıradanlığı, zihin için bir terapidir. Travmayı yaşayan ya da şahit olan kişilerin, yemek, uyku ve iş gibi günlük rutinlerine dönmeleri önemlidir. Bu, beynin yaşananları sıradanlaştırmasına yardımcı olur.

  • Tetikleyicilerden Uzak Durun:

Yangınla ilgili haberleri sürekli izlemek ya da görüntülere tekrar tekrar maruz kalmak, travmayı daha derinleştirebilir. Zihninizi bu tür içeriklerden bir süre uzak tutun.

  • Destek Gruplarına Katılın:

Benzer olayları yaşamış kişilerle bir araya gelmek, yalnız olmadığınızı hissettirebilir. Destek grupları, travmayı anlamak ve kabul etmek için önemli bir kaynaktır.

  • Nefes ve Gevşeme Egzersizleri:

Özellikle anksiyete belirtileri yaşayanlar için nefes çalışmaları ve meditasyon, sakinleşmeye yardımcı olabilir. Derin nefes almak ve gevşeme egzersizleriyle vücudu sakinleştirmek, zihni de olumlu etkiler.

  • Çocuklarla Doğru İletişim Kurun:

Çocuklara yaşananları anlatırken dürüst ama yaşlarına uygun bir dil kullanın. Onların korkularını küçümsemeyin ve onları güvende olduklarına ikna edin. Bir çocuğun travmayı atlatabilmesi için en önemli faktör, yanında güven veren bir yetişkinin varlığıdır.

Unutmayalım!

Bu tür olaylardan sonra hem bireyler hem de toplum olarak dayanışma içinde olmak çok önemli. Yas tutmak, kayıpları kabullenmek ve sonrasında yeniden ayağa kalkmak zaman alır. Ancak unutmayalım ki psikolojik destek almak, güçsüzlük değil, cesaretin bir göstergesidir.

Kartalkaya Faciası’nın izlerini silmek zor olabilir ama doğru adımlarla bu acıların üstesinden gelmek mümkün. Psikolojik olarak güçlü olmak, hem kendimize hem de toplumumuza olan borcumuzdur. Bir daha böylesine bir acı yaşamamak için, hem fiziksel hem ruhsal olarak hazırlıklı olmalıyız.

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam