Arkadaşınız Sizi Gerçekten Sevmiyor Olabilir mi? 4 Maddede Arkadaşınızın Toksik Olduğunu Gösteren İşaretler
Bazen etrafımızdaki insanlar, bizi sevdiğini söylese de davranışları bunu pek yansıtmayabilir. Bir arkadaşın toksik olup olmadığını anlamak zor olsa da bu tür ilişkiler çoğu zaman yavaşça ortaya çıkar.
Ama bazı işaretler var ki, arkadaşlığınızın sağlıksız bir hal aldığını gösterebilir. Rekabetçilik, dedikodu falan derken aslında toksik bir arkadaşlığın içerisinde olabilir misiniz? 'Ama o benim biricik dostum' demeden önce birazdan anlatacağımız dört noktaya dikkat etmenizi öneririz.
Detaylar içeriğin devamında!
Bazı arkadaşlıklarda dikiş tutturmak zor olabiliyor.
Arkadaşım dediğiniz insana zaman zaman güven problemi duyabilir ve aranıza mesafe koyabilirsiniz. Hatta arkadaşım sandığınız kişi, siz fark etmeden size karşı nefret bile besliyor olabilir. Aslına bakarsanız, bunu anlamanın bazı yolları var.
Peki bunları nasıl anlayacağız? İsterseniz öncelikle "rekabet" kavramının derinliklerine inelim.

Rekabetçi bir dünyada yaşadığımız doğru, evet. Ama yakın arkadaşım dediğiniz insan da sizinle rekabet etmemeli. Peki ne demek bu? Örneğin arkadaşınız sürekli size maddi durumunuzla alakalı bir soru soruyor ve akabinde verdiğiniz cevap küçümsüyorsa orada bir rekabet sezebilirsiniz.
Sizi ufak bir gerçekle de yüzleştirelim mi? Bu 'rekabetçi arkadaş' tutumu aslında biraz daha 'orta sınıflarda' görülen bir durum. Ryan Bennett-Clarke ismindeki Birleşik Krallık Psikoterapi Konseyi'nde bir psikoterapist, bunun 'orta sınıf ilişkilerinde daha belirgin olabileceğini' çünkü bu ilişkilerde 'statü, zenginlik, fiziksel çekicilik, güzellik, güç, özgüven ve mutluluk gibi kıskanılabilir görünen şeyleri edinme imkânının daha fazla olduğunu' belirtiyor.
Arkadaş ortamında yapılan dedikodu her zaman en tatlısı tabi ki. Ama en ufak sürtüşmede dahi arkadaşınız arkanızdan konuşsa neler olurdu?

Aslında rekabetçi arkadaş tutumu bazı dallara ayrılabiliyor. Bir kişi sizi direkt olarak küçümsüyorsa bunu anlayabilirsiniz. Arkanızdan bir kişinin dedikodu yapması da hem öz güvensizlikle hem de rekabetçilikle yakından ilişkili.
'İnsanlar, olumsuz kişisel bilgiyi daha fazla önemserler çünkü bunu, bir kişinin karakterinin daha doğru bir göstergesi olarak kabul ederler.'
2018 yılında yapılan bir çalışma, 'rekabetçi kadınların, zorbalık ve zararlı dedikoduların başlıca faili olabileceğini' gösteren bir örüntü buldu. Tabii ki bu durum cinsiyetten ziyade karakter meselesi. Erkeklerin de bu tarz tutumlara sahip olduğunu deneyimlemişsinizdir.
Peki hiç "uzun gelincik sendromu" diye bir kavram duydunuz mu? Eğer arkadaşım dediğiniz kişi bu sendroma sahipse başarılarınızı küçümser ve yanınızda sönük kalmak istemezler.
Sönük kavramı tabi ki de tartışılabilir. Fakat bu tarz arkadaş tipleri başarınızı takdir etmez, üstüne üstlük başarılarınızı küçümser. 'Allah düşmanımın başına vermesin' dedirten bu arkadaş türleri aynı zamanda sizden çok fazla bilgi 'toplamaya' çalışırlar.
Bu kişileri ortak kümede buluşturan bir diğer özellikse sizi aşağıladıktan sonra, 'Şaka yapıyorum, alınmıyorsun değil mi?' diye sormaları. Aslında sizi birer eğlence malzemesi olarak görüp alttan alta aşağılıyorlar.
Ve son olarak sürekli "söz veren" arkadaşlara dikkat etmek gerek. Önemli bir işiniz düştüğünde sürekli olarak "hallederiz" diyerek sizi rafa kaldıran bir arkadaşınız varsa bu arkadaşlığı gözden geçirmek önemli.

Kaba tabirle arkadaşınız size iş kilitliyor ve 'ayak işi' yaptırıyorsa bu kişi sizi kullanıyor olabilir. Her şeyi organize etmeyi seviyorsanız durum farklı ama eğer o kişinin bir 'kuklası' haline geldiğinizi düşünüyorsanız, şapkanızı önünüze koyup düşünmeniz şart.
Peki bu özelliklere sahip bir arkadaşlığınız ya da tanıdığınız biri oldu mu?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
sevmeyenleri elemek en güzeli çünkü hep bir kıskançlık duyguları oluyor çok fazlasını da gördük bu sitede 😎😎