Aşk Bazen Kaybettiğin Bir Oyun! Büyük Bir Yıkımın Kapısını Aralayan Ünlü İlişkiler
Hiç kuşkusuz aşk, her daim parlak ve besleyici bir güneş değil...
Yıkıcı, tahripkâr ve yok edici yönüyle karşımıza çıktığı çokça zaman oluyor. Kimi zaman kendi ilişkimizde yaşıyoruz bu yönünü kimi zaman tanıklık ediyoruz. Ve yine hiç kuşku yok ki, insanlık tarihi birçok yıkıcı aşk ilişkisine tanıklık etti; gerek edebiyatta gerek beyaz perdede, gerek gerçek hayatta.
Üç farklı ilişki üzerinden, aşkın yıkıcı yönüne biraz yakından bakalım...
Müziğiyle, tarzıyla ve kendine has tavırlarıyla Amy Winehouse birçoğumuz için unutulmazlardan biri haline geldi! Yaşamı kadar yıkıcı ilişkilerine de tanıklık ettik: Büyük aşkı Blake Fielder-Civil!
Söylenenler bir kenara, karşılıklı körükledikleri bağımlılıkları, aşırıya kaçan kavgaları ve tüm yaşananlarıyla Amy ve Blake ilişkisinin yıkıcı yönü gün gibi ortadaydı.
Amy'nin halihazırdaki sancılı hayatının Blake'e olan aşkı ve ilişkisiyle beraber daha da sancılı bir hal aldığını; büyük bir yıkımın en etkin faktörlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Gerçek hayat şöyle dursun, kurguda da aşkın yıkıcı etkisi defalarca karşımızı çıktı. Mesela Game of Thrones'un ensest ilişki yaşayan ikilisi Cersei ve Jaime Lannister!
Bu aşkın, ilişkinin yıkıcı etkisi bireysel olarak kalmadı ve çevresel boyutlara da ulaştı: Yalnızca babalarını ezip geçmekle kalmadı ve katil de oldular...
GoT hayranlarının pek sevdiği bir ikili oldukları söylenemese de, onların birbirlerini deli gibi sevdikleri herkesçe malum.
Yaşadıkları bu ensest ilişkinin getireceği her türlü yıkımın farkında ve hazırlardı. Ancak bu ilişki karşılıklı getirdikleri bireysel yıkımlarla beraber çevrelerini de risk altına almaya başladı. Yeri geldi babalarını yok sayıp ezip geçtiler, yeri geldi çocuk katili oldular.
"Dünyada bir tek sen ve ben kalana kadar herkesi öldürürüm!"
Demişti Jaime. Ve gerçekten de her türlü yıkımı getirebilecek bir dinamik yarattılar.
Bakalım bu ikilinin akıbeti ne olacak...
Edebiyat tarihine göz attığımızda ise tahripkâr ilişki niteliğindeki aşklardan bir diğeri Sylvia Plath ve Ted Hughes oluyor!
Ölüm fikriyle derinden bağlantılı olan şair Sylvia Plath'in hayatı ve bunalımları da yine bir şair olan Ted Hughes'la olan ilişkisinden itibaren daha büyük bir yıkımın kapısını araladı.
Kavgalar, aldatmalar derken Sylvia Plath'in ölümünden yıllar sonra ortaya çıkan mektuplarında Ted Hughes'dan şiddet gördüğü de ortaya çıkmıştı.
Edebi paylaşımlarla başlayan bu ilişki, ikilinin zorlu ve farklı kişilikleriyle kendi hayatları üzerinde büyük zorluklar meydana getirdi. Fakat, bu yıkımı daha derinden yaşayan taraf Sylvia Plath oldu.
Ted Hughes'ün bencilliği, sadakatsizliği ve yıllar sonra öğrendiğimiz şiddetiyle, Sylvia Plath'in ruhsal bunalımlarını derinden körüklendi.
Çok çatışmalı 7 yıllık bir evliliğin ardından boşandıktan 1 yıl sonra, Sylvia Plath uzun yıllar süren bunalımlar sonucunda intihar etti. Ted Hughes hâlâ bu yıkımın en etkin faktörü olarak anılıyor...
Aşkın yapıcı gücünün yanında yıkıcı bir gücü olduğu da aşikâr; kimi zaman bireysel kimi zaman çevresel. Görünen o ki, duygusal ilişkilerin üzerimizdeki etkisini etraflıca düşünmek gerek...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
amy ve blake ilişkisinde aşık olan taraf amy idi blake değil. bu çifti efsaneleştirenlere tek lafım efsane olan aşkları değil amy'in aşkı. cersei kardeşi jai... Devamını Gör
amy :( çok erken gittin.
Aşk yıkımdan ibarettir birine bağımlı oluyorsun sigara alkol uyuşturucu gibi