Bahçeli'den Muhaliflere: ‘MHP'yi Meşgul Etmek, Oyuna Gelmektir’
Partisi içerisindeki muhalifleri eleştiren ve Twitter hesabından açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Türklüğün defin çalışması alçakça sürerken, Türkiye’nin son mevzisi, milletin yegane muhafızı MHP’yi meşgul etmek, oyuna gelmektir' dedi.
PKK Şırnak’ta kütüphane yakıyor, 39 bin kitabın yüzde 90’nuna zarar veriyor. Camilerimizi ve okullarımızı kundaklıyor, yani felaket geliyor! Anadolu sanki istila altında. Türk milleti sanki esaret zincirlerine mahkum. Saltanat süren haramzadeler mutlu, vatan mahzun ve yapayalnız. Kaçak saray kötülüğün ve nifakın sembolü haline geldi. Buna sessiz kalıp methiyeler düzenlerin iki cihanları da karardı.
Malum zat diyor ki: Zulüm payidar olmazmış, farkları işgal değil ihya, yağma değil fetihmiş. Doğru, hırsız oldu fatih, haram oldu taltif. Bile bile çelişkiye kapılmak, göre göre yanlışa düşmek, üstelik buna da boş ve anlamsız bahaneler üretmek hiç kimseyi haklı çıkarmaz.
Tertemiz vicdanlı hiçbir Milliyetçi-Ülkücü Türkiye’nin böylesi bir döneminde çelişki yaşamamalı, aklını çelen kurgulara aldırmamalıdır. Türklüğün defin çalışması alçakça sürerken, Türkiye’nin son mevzisi, milletin yegane muhafızı MHP’yi meşgul etmek, oyuna gelmektir.
Hiçbir dava arkadaşım dışarısı ateş altındayken evinin içini karıştırmaya, direnci kırmaya, gücü zayıflatmaya fırsat vermez, vermemelidir. Yarın vefatının 79. Seneyi devriyesini rahmetle anacağımız vatan şairimiz Mehmet Akif bakınız ne diyor, bizlere nasıl sesleniyor:
“Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar. Uğraş ki: Telafi edecek bunca zarar var.”
“Bir külah kapmaksa şayet bunca hırsın gayesi; kendi namusun olur er geç onun sermayesi.”
Allah muhafaza, vatan yanarken biz nasıl siyasi çıkar peşinde koşalım? Nasıl ikbal çetelesi tutalım? Bu samimi bir hal ve sonuç mudur?
“Fakat bu maskaralıklar devam edip gidemez; “Adam, benim neme lazım” demekle iş bitmez.” Evet bitmez, Türkiye sevdalıları da bitirilemez. Yine bizlere sesleniyor ahlak kahramanı Akif: “Nedir bu meskenetin, sen de kımıldasana! Niçin kımıldamıyorsun? Niçin, ne oldu sana?”
“Nasıl tahammül eder hür olan esaretine? Kör olsun ağlamayan, ey vatan, felaketine!” Siyaset karaborsacılarına teslim olmamak adına gelin ağlamak için felaket beklemeyelim, pişmanlıklar içinde oyalanmayalım. Diyor ya Akif, “Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız! Bir bakın: Hala mı hala ihtiras ardındayız.” Hala mı? Nereye kadar peki?
Karamsarlık aşılayıp birlik ve beraberliğimizi bozmayı planlayanların tuzağına kananları bırakılalım da vatan şairimiz ikaz etsin: “Ye’s öyle bataktır ki: Düşersen boğulursun. Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar. Me’yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar.”
Mahvımıza hizmet edenlere Akif’in uyarısı muhteşemdir: “Hüsrana rıza verme, çalış, azmi bırakma; kendin yanacaksan bile, evladını yakma.” Milletçe yaşatılmak istenen de şudur: “Kendi sağlam, hissi ölmüş, ruhu ölmüş bir milletin! İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!”
Merhum şairimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ve onun şu haykırışına hücrelerimize kadar sahip olduğumuzu ifade ediyorum: “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz; Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!” Tüm dava arkadaşlarım müsterih olsunlar: Zaman gelecek gereken yapılacaktır, zaman gelecek bu toz bulutu kaybolacaktır.