Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Biz Buhranlı Gündemin Gölgesindeyken İçimizi Bahar Güneşi Gibi Isıtan 9 Güzel Haber
Terör saldırıları, sertleşen sistem tartışmaları, keskinleşen toplumsal ayrışma ve genele yayılan bir şiddet iklimi... Bunlar, her gün içinde yaşadığımız ve bizi gelecek adına ümitsizliğe sevk eden gündem maddelerimizden birkaçı.
Ancak, 'Bu ülkede hiç mi güzel bir şey olmaz!' diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Her ne kadar ana gündemin arasında pek fazla göze çarpmasa da, memleketin dört bir köşesinden bize unuttuğumuz kimi değerleri de hatırlatan pek çok haber düşüyor ajanslara.
Biraz olsun içinizi ısıtmak isterseniz, gelin insanımıza dair bu güzel haberlere birlikte göz atalım.
1. Çocuklar gülsün diye: Mersin'e kar getiren belediye başkanı
Kar şüphesiz çocukların en büyük eğlencelerinden biri. Ancak Mersin'in Erdemli ilçesinde yaşayan çocuklar iklim şartları nedeniyle bu eğlenceden yoksun kaldıklarından, Belediye Başkanı Mükerrem Tollu onların bu mahrumiyetlerini giderip yüzlerini güldürmek için bir çözüm buldu.
Belediye Başkanı Tollu, Toros Dağları'ndan okul bahçesine kamyonlarla kar getirdi. Ardından da öğrencilerle birlikte kar topu savaşı ve kardan adam yaparak öğrencilere unutamayacakları bir gün yaşattı.
2. 17 yıldır aynı yerde: 50 kuruşa sığdırılan mutluluk
'Hem 50 kuruş alıyorsun, bir de çay ikram ediyorsun. Peki sen ne kazanıyorsun?' diyenlere ise Anadolu insanının artık az bulunan o yüce gönüllülüğü ile yanıt veriyor:
'Ben burada çay veriyorum, helali hoş olsun. Bu çay azalmaz, bu çay daha da çoğalır. Önemli olan az şeylerle büyük mutluluğu yaşamaktır. Bir tane daha çakmak doldururum, bir ekmek alırım karnım doyar. Ben bununla mutlu olmayı biliyorum...'
3. Çağrı yerini buldu: Ayazda üşüyen köpek yeniden yuvasına kavuştu
Karın İstanbul'u adeta esir aldığı Ocak ayının ilk haftasında Hacıosman metro durağında çekilen bu fotoğrafta bir köpeğin soğuktan titrediği görülmekteydi, çünkü yuvası birileri tarafından atılmıştı.
Fotoğrafı gören vicdan sahibi yüzlerce sosyal medya kullanıcısı yardım eli uzatılması için çağrıda bulundu.
Ve o çağrı yanıtsız kalmadı. Yardım eli Sarıyer Belediyesi Veterinerliği'nden geldi. Veterinerlik yetkilileri metro durağına yeni bir yuva koyarak köpeği donmaktan kurtardı.
4. 'Çocuklar okusun' diye evini satıp huzurevine yerleşen Emine Yelboğa
Emine Yelboğa bir eğitim gönüllüsü ve aynı zamanda bir fedakarlık timsali... 30 yıl ter döktüğü Sosyal Hizmetler'den emekli olunca Ankara'dan ayrılıp Çanakkale'nin yolunu tutmuş. Yıllarca çocuk yetiştiricisi olarak çalışan Yelboğa, Çanakkale ÇYDD ile tanışıp yönetim kurulunda görev almaya başlamış.
Bundan sonra yaptıkları ise eşine az rastlanır bir örnek... Evini 350 bin TL'ye satıp 200 bin TL'sini kız çocuklarının okutulması için ÇYDD'ye bağışlayıp, kendi ise bir huzurevine yerleşmiş. Kalan parasının bir bölümüyle çocuk parkı yaptırıp, öldükten sonra da tüm mal varlığının ÇYDD'ye bağışlanmasını taahhüt etmiş.
Varını yoğunu çocuklarla paylaşan Emine hanım bununla da yetinmiyor. Çocukları mutlu etmek için huzurevindeki atölyesinde el işi oyuncaklar da yapıyor.
Kendi okuyamamış, içinde bir ukte. 'Park yaptırdım, özgeçmişimi yazmamı istediler. Liseyi yazdım. Üniversitede okuyup yazamadığım için çok ağladım o zaman. Bu yüzden kızlar hep okusun.' diyor.
Bu fedakarlığının nedenini ise şöyle açıklıyor:
'Gönlümde hep kızların ve çocukların okuması yatıyordu. Ortada tahsilsiz insan kalmasın istiyordum. Eğer biz çocukların elinden tutsaydık, daha rahat okurlardı. Aileler çocuklarını okutsunlar.'
5. Bir film izlediler ve hayatları değişti: Türkiye'nin ilk 'kedi köyü'nü kuran Orhan çifti
Mehmet ve Müjgan Orhan, yüreğinde sevgi ve merhamet barından bir çiftimiz. İstanbul'da yaşayan çift bir gün 'Mandıra Filozofu' filmini izleyince hayatlarında yeni bir sayfa açmaya karar vermişler ve Antalya'ya yerleşerek 'kedi köyü'nü inşa etmişler.
Emine hanım nasıl ki çocukların okuması için evini sattıysa, onlar da 'kedi köyü'nü yapabilmek için klasik model arabalarını satmış ve satın aldıkları iki dönüm arazinin üzerine kediler için barınaklar inşa etmişler.
Sokaklarda yaşam mücadelesi veren bu hayvanlara sahip çıkan çiftimizin köyünde bugün 100'ün üzerinde kedi yaşıyor. Ve hayvansevelerin yardımlarıyla inşa edilen bu köyde sadece kedilere değil köpeklere de sahip çıkılıyor.
Bölgedeki hayvanseverlerle bir araya gelip Antalya Sokak Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'ni de kuran Orhan çiftinin bu yaptıklarıyla yetinmeye niyetleri yok. Mehmet Orhan bundan sonraki hedeflerinin bir 'kedi şehri' inşa etmek olduğunu söylüyor:
'Şimdiki hedeflerimiz kedi şehri kurmak. Zor durumda kalan her kediyi bu şehre taşımak. Kedilerin özgür gezdiği, her istediklerinde yemek bulduğu bir şehir kuracağız.'
Not: Hayvansever çiftimiz bu anlamlı projeye destek olmak isteyenler için 'kedi köyü'nün ihtiyaçlarını sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. Ancak para yardımı kabul edilmiyor...
6. Hepimizin insanlığa olan inancını artırdı: Karlı günde montunu çıkarıp köpeğin üzerine örten belediye işçisi
Giresun'da havanın oldukça soğuk ve karlı geçtiği günlerde bir güvenlik kamerasına yansıyan görüntüler yüreğimize dokundu, içimizi ısıttı.
Görüntülerde bir kişinin sokaktaki bir köpeğin yanına gidip yemek verdiği, ayrıca yağan kar altında üşüyen hayvanı ısıtmak için montunu çıkarıp üzerine örttüğü görülüyordu.
Bir süre sonra görüntülerdeki kişinin belediye işçisi Bülent Kalpakçıoğlu olduğu ortaya çıktı.
Muhabirlerin uzattığı mikrofona verdiği yanıt ise gönlünün güzelliğinin göstergesi:
'Sokakta gördüğüm bir köpek üşüyordu ve battaniye yetmemişti. Yemini verdikten sonra bana doğru bakınca içimden montumu üzerine örtmek geldi. Altı üstü bir mont hiç tereddüt etmedim. Onların da canı var. Yemeğe, ısınmaya, barınmaya ihtiyaçları var. Bunlar bizim temel insanlık görevimizdir.”
7. Hastasının MR ücretini cebinden ödeyen güzel yürekli doktor: Serap Erkeç Alkan
Bu ülkede hala güzel insanlar olduğunu kanıtlayan haberlerden biri de Antalya'dan geldi.
Kaş Devlet Hastanesi'nde görev yapan fizik tedavi doktoru Serap Erkeç Alkan, kendisine muayene olmaya gelen bir hastasına acilen MR çektirmesi gerektiğini söyledi. Ancak, hasta H.K.'nın sigortaya olan prim borcu nedeniyle sigortası bloke edilmişti.
Doktor Alkan, hastanın canının sıkıldığını, zor durumda olduğunu görünce, MR çektirmesi için 200 lira uzattı. Hasta ilk başta almak istemese de sonradan ödemek şartıyla kabul etti.
Doktor Serap Alkan için yapılan iyilik orada kalmıştı. Biz bu bu güzel davranışı, hastasının MR çektirmek için gittiği Doktor Osman Kurtulmuş sayesinde öğrendik.
Hasta, Serap Alkan'ın kendisine olan bu yardımını anlatınca, Doktor Kurtulmuş hem Alkan'ı arayıp tebrik etti, hem de böylesi bir davranışı herkes öğrenmeli diye sosyal medya hesabından paylaştı.
Doktor Kurtulmuş, yaptığı paylaşımı içeriğimizle de örtüşen şu satırlarla bitiriyor:
'Bu ülkede çok güzel insanlar da var. Hani soruyoruz ya kendimize, bu kadar kötü olaylar, bu kadar kötü insanlar, hırsızlar, tecavüzcüler, çocuk istismarcıları, din tüccarları ve birçok aşağılık olay... Nasıl oluyor da bu ülke hala ayakta durabiliyor diye. İşte cevabı: Kalbi pırıl pırıl, işini vatan ve insan sevgisiyle yapan sessiz bir güç, bir ordu. Bu ülkenin taşıyıcı kolonları onlar, yani bizle tutuyoruz bu ülkeyi ayakta. Tıpkı Toros dağlarında bacası tüten bir yörük kulübesinin varlığı gibi dimdik ayaktayız'
8. Donmak üzere olan kuğulara karlar arasından uzanan yardım eli
Son 60 yılın en karlı kışını yaşayan Trabzon'da, yüzeyi buz tutmuş bir gölette çekilen fotoğraflar bize Giresunlu belediye işçisi Bülent Kalkapçıoğlu'nu hatırlattı.
Trabzon'da belediye işçisi Salim Altuntaş, iki kuğunun donmak üzere olduğunu görünce kar ve buzlu kaplı gölete girerek bu güzel hayvanları ölmekten kurtardı.
O anı ve sonrasını şöyle anlatıyor Altuntaş:
'O gün sabah işe geldim. Hayvanları kontrol ederken, kuğuların donmak üzere olduğunu gördüm. Buzları kırmaya çalıştım. Üzerime su geçirmez tulumu giyip gölün içine girdim. Dışarı çıktılar, ürktüler. Onları aldım geldim, sıcak bir mekana götürüp bir iki gün orada sakladım. Gölün buzu çözüldükten sonra tekrar aynı şekilde göle bıraktık.'
Bu vicdanlı insanın hepimize de bir mesajı var:
'Benim yaptığım sadece bir insanlıktı. Herkesin yapmasını beklerim.'
9. Anne ve yavru keçiyi sırtlarında taşıyan iki takım arkadaşı: Hamdu Sena ve köpeği Tomi
Doğum yapan keçiyi bulunduğu yerde bırakan iki kardeş diğerlerini barınağa götürdü ve evden çantalarını alıp geri döndüler.
Doğum yapan keçiyi ve yavrusunu taşımak için buldukları çözüm hepimize tebessüm ettirdi.
Doğum yapan keçiyi sırtındaki çantaya, yavrusunu ise köpeği Tomi'nin sırtına bağladığı okul çantasına koyan Hamdu Sena, karla kaplı dik yolda yürüyerek hayvanları barınağa ulaştırdı.
Yorum Yazın
Bu haberlerin çoğu çıkalı en iyi 3-4 ay oldu ve bu 3-4 ay içinde çıkan iç karartıcı haber sayısı 100den fazla. Siyasette olsun sosyal hayatta olsun medyaya y... Devamını Gör
İçimizi ısıtan hayvansever olmak mı o içimi ısıtmıyor benim. İnsanlar hayvanseverliği benimseyip insan öldürmesi mi içimizi ısıtıyor ? hayvanı sevmeyi öğre... Devamını Gör
Hayvanları sevmeyen insanları hiç sevmez..