Bjk Divan Toplantısı ile İlgili 10 Soru
Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) Divan Kurulu’nun 2024 yılı 3. Olağan Toplantısı, gecikmeli olarak 1 Mart 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Bu toplantı her şeye rağmen daha önce de yapılabilirdi. Ancak, asıl konumuzdan uzaklaşmamak adına bu meseleyi derinlemesine irdelemeyeceğim. Bunun yerine, eski bir BJK Yönetim Kurulu ve Divan Kurulu üyesi olarak, bu toplantıya dair kafamı kurcalayan soruları sormak istiyorum.
1) Toplantıya katılım

Bu toplantının geciktirilmesi camiada büyük bir infial yarattı. Sosyal medyada ve WhatsApp gruplarında birçok kişi ertelemeyi ve gecikmeyi eleştirdi. Ancak toplantıya katılım oldukça düşük kaldı. Hem eleştirip hem de toplantıya katılmamanın mazereti nedir?
Beşiktaş’ın sorunlarının ve projelerinin tartışılacağı en önemli platformlar, Genel Kurul toplantıları ve Divan Kurulu toplantılarıdır. Ancak bu toplantılarda genellikle sadece kurulların temsilcileri ile her sene kürsüde görmeye alıştığımız 20-25 kişinin söz alması ve konuşmaların şahsi hesaplaşmalara dönüşmesi, katılımı olumsuz etkiliyor olabilir mi? Bu konuda geleceğe yönelik ne tür tedbirler alınabilir?
2) Divan yönetim kurulu’nun sessizliği
Mevcut Divan Kurulu, yetkilerinin budandığından şikayetçi. Bu konuda haklılar; pek çok yetkileri sınırlandırıldı. Ancak tüzükte hâlâ bazı yetkileri var, örneğin soruşturma komisyonu kurma yetkisi. Peki, Hasan Arat krizi yaşandığında neden hızla bir komisyon kurup sürece dahil olmadılar?
Divan Yönetim Kurulu, toplantının ertelenme nedeni olarak mali denetim raporlarının kendilerine ulaşmadığını gösterdi. Mali konularda karar alma yetkisi sınırlandırılmış bir kurul için raporların gelmemesi gerçekten erteleme gerekçesi olabilir mi? Divan Kurulu’nun tek sorumluluğu mali tabloları konuşmak mıdır? Toplantı zamanında yapılsa ve günün sorunları enine boyuna tartışılsa daha iyi olmaz mıydı?
Divan Yönetim Kurulu üyeleri, toplantıda yaptıkları konuşmalarda, Hasan Arat döneminde pek çok yanlışı fark ettiklerini ve kendisini uyardıklarını belirttiler. Peki, bu yanlışlar tespit edildiğinde neden Divan Kurulu üyeleri ve camia bilgilendirilmedi? Eğer bilgilendirme yapılmış olsaydı, camia Hasan Arat ve yönetim kurulu üzerinde baskı oluşturup bazı olumsuzlukları önleyemez miydi?
Hasan Arat yönetimi, Olağanüstü Genel Kurul öncesinde Divan Kurulu’nun tüzük tadil taleplerini yerine getireceğini vaat etmiş ancak tam tersini yaparak Divan Kurulu’nun yetkilerini daha da azaltmıştı. Peki, bu konuda Divan Yönetim Kurulu neden sessiz kaldı? Böyle bir durumda en doğru tavır, topluca istifa etmek ve bu tüzük değişikliklerinin iptali için mücadele etmek olmaz mıydı? Peki, Divan Yönetim Kurulu neden istifa etmedi? Bu koltukları bu kadar cazip hale getiren nedir?
Divan Yönetim Kurulu ile Divan üyeleri arasındaki tek iletişim, maalesef vefat haberleriyle sınırlı. Vefat SMS’leri dışında herhangi bir bilgilendirme yapılmıyor. Bu iletişim eksikliğinin nedeni nedir?
3) Geçmişle yasal hesaplaşma
Bu konuda kurulların fikirleri farklı yönlerde. Divan Kurulu Başkanı, tespit edilen usulsüzlükler için MASAK’ın devreye sokulmasını ve araştırma yapmasını öneriyor. Ancak Denetleme Kurulu bu öneriye karşı çıkıyor. Başkan ise MASAK konusuna hiç girmeden, savcılığa çeşitli konularda suç duyurusunda bulunduklarını söylüyor. Hukukçu olmadığım için hangi yolun doğru olduğunu bilmiyorum. Ancak Beşiktaş camiasında üstat seviyesinde birçok hukukçu var. Bu hukukçular neden bir yol haritası sunmuyorlar?
4) Kurum içi tedbirler
Başkan, göreve geldiklerinden itibaren İç Denetim ve Disiplin Yönetmelikleri, Satın Alma ve İhale Süreçleri Uygulama Esasları, Evrak Kayıt, Dosyalama ve Arşiv İşlemleri Yönetmelikleri hazırladıklarını açıkladı. Bunlar çok önemli ve yararlı adımlar. Ancak bu yönetmeliklerin sürekliliğini sağlamak için bunları yönetmelikten çıkartıp tüzük maddesi haline getirmek gerekmiyor mu? Aksi takdirde, sizden sonra gelen yönetim kurulu bu yönetmelikleri iptal edebilir. Bunu önlemek için bir tüzük değişikliği düşünülüyor mu?
5) Öz kaynak düzeni yine gündemde yok

BJK Yönetim Kurulu Başkanı, futbol takımının kadro planlaması için en az üç transfer dönemine ihtiyaç olduğunu söyledi. Aynı gün önemli bir scout şefi ile sözleşme imzalanmış olması ve Başkan’ın scout ekibinin doğrudan kendisine bağlı çalıştığını açıklaması dikkat çekici. Ancak bu planlama içinde Öz Kaynak Düzeni’nden hiç bahsedilmemesi kafaları karıştırdı.
Üretimi, ithalattan az olan ülkelerin dış borç açığı nasıl sürekli artıyorsa, kendi futbolcusunu yetiştiremeyen ve sürekli transfer yaparak rekabet etmeye çalışan kulüplerin de borçları asla sıfırlanmaz. Peki, kadro planlaması yine sadece transfer üzerine mi kurulu? Kendi altyapımızdan oyuncu yetiştirilmesi için bir stratejik plan veya yol haritası var mı? Bu konu neden toplantıda hiç konuşulmadı?
6) Mali olarak düze çıkma planı
Başkan Serdal Adalı, Beşiktaş’ın mali açıdan düze çıkması için tek kurtuluş yolunun gayrimenkul projeleri olduğunu açıkladı. Ancak bu projelerin henüz yasal başvuru aşamasında olduğunu ve gerekli izinlerin alınmasının birkaç ay süreceğini belirtti. Projelerin hayata geçmesi ise en az 1-2 yıl sürecektir. Bu süreçte yerine getirilmesi gereken mali yükümlülükler ve yatırımlar oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Bu yükümlülükler ve yatırımlar hangi kaynaktan karşılanacak?
Endüstriyel futbolun temel gelir kaynakları; sponsorluk ve reklam gelirleri, yayın hakkı gelirleri, stadyum gelirleri, ürün pazarlama gelirleri ve altyapıdan yetiştirilen oyuncuların satışıdır. Bu konular hakkında Başkan ve diğer kurulların geleceğe yönelik projelerini dinleyemedik. Mevcut stratejiler nelerdir? Bu stratejilere ilişkin bir yol haritası var mı?
7) Divan kurulunun yetkileri ve reform
Divan Kurulu Başkanı, kurulun yetkilerinin budandığından şikayet etti. Ancak bu yetkilerin geri verilmesi konusunda mevcut başkan ve yönetim kurulundan bir talepte bulunmadı. Başkan da konuşmasında bu yetkilerin geri verileceğine dair herhangi bir söz vermedi. Peki, bu yetkilerin geri verilmesi düşünülüyor mu? Bunun için bir Olağanüstü Genel Kurul çalışması var mı?
Divan Kurulu, Beşiktaş için bir senato işlevi görmelidir. Verilecek yetkilerle yönetim kurullarının icraatlarını denetleyebilmeli ve borçlanma konusunda gerektiğinde müdahale edebilmelidir.
Divan üyeleri, yaşları gereği tecrübeli ve kariyerli kişilerden oluşmaktadır. Bu potansiyelin değerlendirilerek etkili lobiler oluşturulması için bir proje var mı?
8) Stratejik plan ve yol haritası
Beşiktaş’ın maalesef geleceğe yönelik net bir stratejik planı ve yol haritası bulunmuyor. Bu konuda Denetleme Kurulu Başkanı Gökhan Tiryaki dışında kimse söz etmedi. Denetleme Kurulu’nun dikkat çektiği bir başka önemli konu ise Dijital Dönüşümün gerekliliğiydi.
Futbol kulüplerinin stratejik planları, yalnızca mevcut yönetim kurulları tarafından belirlenemez. Camianın tüm kurum ve kurullarının katılacağı geniş kapsamlı toplantılarda oluşturulmalı, yönetim kurulları ise bu stratejik plana uygun bir yol haritası belirleyerek faaliyetlerini sürdürmelidir. Bu tür planlar uzun vadeli olmalı ve yeni seçilen yönetimler de belirlenen bu stratejik çerçeveye bağlı kalmalıdır.
Peki, mevcut yönetim kurulu ve başkanının böyle bir stratejik plan oluşturma hedefi var mı?
9) Profesyonel kadro
Resmi unvanı Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve Şirketler Grubu Genel Müdürü olan kişi 1 Kasım 2019’dan beri görevde. Bu süre boyunca kulübün tüm icraatlarından profesyonel yönetici olarak o da sorumlu.
Ancak kendisi, stadyumun çatı değişiklikleri ve ışıklandırmasıyla ilgili olarak 'benim bilgim dışında yapıldı' açıklamasını yaptı. Oysa kulübün yönetim merkezi stadyumun içinde ve her gün işe gelen bir genel müdür, stadyumda yapılan bu tür değişikliklerden nasıl haberdar olmaz?
Ayrıca, kulübün yaptığı tüm mali işlemlerde de imzası bulunan bir yönetici, Hasan Arat dönemindeki usulsüzlükleri görmemiş midir? Eğer gördüyse, ne tür önlemler almıştır?
Beşiktaş’ın bütçesi, büyük şirketler statüsünde yer almaktadır. Bu büyüklükteki şirketler, 6 yıl üst üste zararla yönetilmiş bir genel müdürü görevde tutarlar mı?
Divan Kurulu toplantısında, ne Divan Yönetim Kurulu ne de Denetleme Kurulu, profesyonel kadronun yaşanan usulsüzlüklerdeki sorumluluğunu dile getirmedi. Bunun nedeni nedir?
10) Eski başkanların durumu
Ahmet Nur Çebi ve Hüseyin Yücel’in toplantıya katılmaları ve söz alıp konuşmaları son derece değerlidir. Kendilerini ifade edebilecekleri iki ana mecra, Genel Kurul ve Divan Kurulu toplantılarıdır.
Ancak, Ahmet Nur Çebi, bir önceki Divan Kurulu toplantısında yaptığı konuşmanın neredeyse aynısını tekrarladı. Umarım bir sonraki toplantıda da aynı içerikli bir konuşma yapmaz. Eski başkanlarımızdan beklentimiz, sürekli geçmişle hesaplaşmaları değil, geleceğe yönelik projelerini, önerilerini ve Beşiktaş’a yapacakları katkıları dinlemektir.
Ahmet Nur Çebi’nin, mevcut yönetimden kendi dönemini denetlemesini istemesi son derece saygıdeğer bir davranıştır. Kendisini bu duruşu için tebrik ediyorum. Ahmet Nur Çebi’nin 576 milyon borçla aldığı kulübü, 287 milyon borçla teslim ettiği tüm camia tarafından takdir edilmektedir.
Ancak, Çebi’nin seçim kaybetme nedeni finansal konular değildi. Son dönemde yaşanan sportif başarısızlıklar ve yönetimdeki kaos ortamı, seçim kaybetmesine neden oldu. Hatırlayalım, son dönemde yapılan transferler:
• Rashica, Zaynutdinov, Onana, Amartey, Rebic, Chamberlain, Bailly, Gökhan İnler…
Bu transferlerin uyum sağlayamaması, Şenol Güneş’in de takımı bırakıp gitmesine yol açtı. Ayrıca, Çebi’nin 6 yıl içinde 8 farklı teknik direktör göreve getirmiş olması da taraftarları rahatsız eden bir başka faktördü.
Öte yandan, TFF Başkanı’nın Beşiktaş’ın mabedinde Ahmet Nur Çebi’ye parmak sallamasına karşılık verememesi bardağı taşıran son damla olmuştu.
Hüseyin Yücel’e Gelince…
Hasan Arat döneminde yapılan suistimallerin içinde olmadığına yürekten inanıyorum. Ancak, iyi niyetli olmak hataları ve kusurları ortadan kaldırmaz.
Şayet o dönemde yapılan icraatların yer aldığı karar defterine imza atmak yerine muhalefet şerhi düşseydi, bugün çok daha rahat bir konumda olurdu. Bu durum, o dönemin tüm yönetim kurulu üyeleri için geçerlidir.
Bu noktada asıl soru şudur: Mevcut Başkan, yalnızca Hasan Arat hakkında mı, yoksa o dönemin tüm yönetim kurulu üyeleri hakkında mı hukuki süreç başlatacak?
Kulübe bağışladığı 10 milyon Euro elbette çok değerli bir katkıdır. Ancak, Beşiktaş yönetimi Hasan Arat ile birlikte kendisi hakkında da bir hukuki süreç başlatırsa, bu bağıştan vazgeçecek mi?
Ayrıca, kulübün Hüseyin Yücel’e toplam borcunun 1,2 milyar TL olduğu açıklandı. Peki, geriye kalan alacağı için kulübe nasıl bir kolaylık sağlamayı düşünüyor?
Sonuç ve geleceğe yönelik beklentiler
Mevcut Divan Başkanı ve yönetim kurulu, önümüzdeki dönemde tekrar aday olmayacaklarını açıkladılar.
Bu yazıda sorduğum sorular, Divan Yönetim Kurulu’na aday olacak kişilerin programlarını oluştururken dikkate almaları için yöneltilmiştir. Umarım bu sorular, Beşiktaş’ın geleceğine yön vermek isteyen isimler için yol gösterici olur.
Kafamda daha pek çok soru var, ancak şimdilik bu kadarla yetinelim.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!