Bugün Başlayacak Çukur Dizisinin Katliam Gibi Geçen Sezon Finalinde Neler Olmuştu?
Çukur ahalisi evlerini İdris'in haberi olmadan ipotekletmiş, sonra da evden çıkarılma tehdidiyle baş başa kalmıştı. Mahallede kimse babasının yüzüne bakamadı.
Yamaç sorumlularını çok iyi bildiği için Nazım ve Emrah'ın üzerine topla tüfekle yürüdü. Lastik olayını pek anlamadık ama bu da onun ortama havalı giriş şekli demek ki...
Acaba nasıl anlattı adamlarına?
-Abi şimdi biz dalıyoruz, siz de lastiğin içinde yuvarlana yuvarlana geliyorsunuz tamam mı?
+Niye abi, gelelim normal işte?
-Öyle işte oğlum uzatmayın
Nazım yine sıyırır ortamdan, sonuçta Beyefendi'nin oğlu dedik ama Yamaç onu da kıskıvrak yakaladı.
Ama mahallede kıyamet kopuyordu. Selim, Koçovalılar mahalleden ayrılmazsa Çukurluları mahalleden atacağını söyledi.
Üstelik İdris'in kaçar gibi gitmesini ve İdris'ten nefret edilmesini istediği için kimseye gitme sebebini söylememesini şart koştu.
Çok zor bir karar olsa da İdris onları kurtarmak için gittiğini bile söyleyemeden kendi kurduğu mahalleyi terk etmek zorunda kaldı.
Ben buraya ilk geldiğimde Çukur yoku. Burası yoktu oğlum. Ben buraya ilk geldiğimde sen yoktun, Selim yoktu, Emmi, Paşa, anan hiç kimse yoktu. Bir tek ben vardım. Burayı tek başıma yaptım ben.
Vartolu mahallenin kralı olmak için ne kadar çabalasa da, bu kadar hile hurdayla aldığı mahallenin ne babası ne kralı olamayacağını çok iyi biliyordu. Buruk bir zaferdi. Zaten mahalleli de güya onları ipotekten kurtaran adama teşekkür bile etmedi.
Sonra bir anda ortalığı karıştıran ve "Çukur evimiz, Vartolu babamız" diye slogan atan bir at hırsızı gördük. Lüks arabasına binip giden, Çukur'un sembolüne benzeyen bir yüzük takan esrarengiz bir adam. Birileri mahalleyi karıştırmaya başlamıştı bile.
İdris tüm bunlardan uzakta, yeni evinde yeni hayatına başlayacakken geçmişi peşini bırakmadı. Aliço gelip, çuaaat diye Meliha'nın yaşadığını söyledi.
"Ben onu öldürdüm, Çukur için hem de" dediği Meliha birkaç adım uzağındaydı ama yanına gitmedi bile. Meliha'ya karşı neden vicdan azabı duyduğunu henüz öğrenemedik. Ama İdris resmen koşarak uzaklaştı geçmişinden.
Eve geldiğinde de durumlar karışıktı. Saadet'in hamile olduğu ortaya çıkınca Sultan onu kovmuştu. İdris Baba resmen sevindi buna, gözlerinden okunuyor.
Sultan bunu ona iyilik olsun diye yaptığını anlatmaya çalıştı. Onu kötü bilmesinde sorun olmadığını, artık sevdiği adamın ve çocuğun babasının yanına gitmesi gerektiğini söyledi. Sultan'ı tanıdığımız için insanın bir 'Yersen' diyesi gelmiyor değil.
Sevinme sırası Salih'e geldi. Bu kadar güzel bir baba sevinci olabilir mi? 😍 Salih'in bütün dünyasını küçük bir bebek değiştirdi ve Çukur'la ilgili tüm amaçlarından vazgeçerek orayı terk etti.
Elindeki tapuları da Selim'e verdi. Artık Selim tek başınaydı.
Hayal ettikleri gibi Saadet'le beraber Tokat'a yerleştiler. Salih, Saadet, Medet ve oğlu... Silahlardan ve tüm bu çatışmadan uzakta bir hayat.
Herkes sevdiğiyle mutlu sonu yaşayamıyor. Emrah'ın delirttiği, zehirlediği Sena, Yamaç onu hastaneden çıkarmayınca iyice delirdi resmen. Artık nefret ediyordu ondan.
Abisi Emrah ise 'yanında durmak' için orada belirdi tabii. Onu alıp nereye götürdü, ne yaptı bilmiyoruz. Sena ortadan bir anda kayboldu.
Ve sonunda Yamaç, doktor Ece'nin bir yalandan ibaret olduğunu, gerçek doktorun Emrah tarafından öldürülüp ormana atıldığını öğrendi. Sena'ya inanmamasının acısını epey çekecek.
Emrah nasıl bir pislikse zafere giden her şeytani yoldan geçmiş. Bir doktoru hiç gözünü kırpmadan öldürmüş muayenehanesini ve kimliğini kullanmak için. İki haftadır neden kimse bunun peşine düşmemiş, o da ayrı bir olay.
Ve intikam vakti. Yamaç ve Emrah karşı karşıya geldiğinde kıyamet koptu. Yamaç ölümcül darbeler aldı.
Anlamadığımız, Yamaç'ın tek yumrukla herkesi bayıltması ama kendisinin tüm bu darbelerden sonra iç kanama geçirip ölmemesi. Marvel'a yeni süper kahraman arıyorsanız Yamaç'ı verebiliriz.
Ama ayağa kalkıp Emrah'ı yere yıkmayı da bildi. Ama Emrah'ı öldüremezdi. Çünkü Sena'nın yerini bir tek o biliyordu ve hayatı boyunca sadece uzaktan görebilecekti.
Tabii Emrah ölmez de sağ kalırsa. Yine portakal, yine ölüm çanları. Emrah Çukur'a ve Yamaç'a zarar verdikten sonra Nazım'ı ortadan kaldırmak için onu vurdu. Ama Nazım da onu portakal suyuna attığı ilaçla zehirlemişti. İt iti kırdı, olan nerede olduğu bilinmeyen Sena'ya oldu.
Godfather'ın portakal göndermesini bilenler hemen anladı bir ölüm geleceğini. Zaten ilk bölümde Kahraman ölmeden önce yemiş, sonraki bölümlerde Selim adam öldürmeden önce elinde bir poşet portakalla gelmiş, gazeteci Hale portakal suyu içtikten sonra ölmüştü.
Şer cephesinin iki üyesi öldü yani. Ama Medet ve Salih 3 ay sonra hala mutlu mesut yaşıyordu Tokat'ta.
Taa ki Saadet'in çığlıklarını duyana kadar. Yine o simgeyi taşıyan yüzükleri takan adamlar karşımızdaydı. Salih ve Medet Saadet'i kurtarmaya geldiklerinde de ölüme yürüyorlardı aslında.
Ve Medet, Salih ve Saadet'i kurtarmak isterken vuruldu.
Gönül ölmemesini istiyor ama süzgeç gibi delindikten sonra yaşarsa da komik olur.
Saadet karnındaki bebekle beraber kaçırılmış, can dostu da gitmişti Salih'in. Tüm mutluluğu yerle bir olmuş, tek ailesi saydığı insanlar hayatından çıkmıştı.
Nazım, Emrah, Salih... Şimdi de Çukur'un yaramadığı insanlarda sıra Selim'de. İyice delirmiş, bütün gün bağlama çalıp evin içinde ailesinin hayaliyle yaşayan bir adam haline gelmişti.
O da hayatına son verdi. Sırlarıyla, kalp kırıklıklarıyla, travmalarıyla beraber öldü. Herkesin hayatı başına yıkılmıştı kısacası.
Selim'i evde kurtaracak kimse yok. Gözlerini kapattığını da gördük. Medet gibi onun ölmemesi de çok saçma olur.
O sıralarda Akşın ve Celasun'un düğünü vardı. Tüm aile mutlu mesutken yeni yerlerinde 'Dostlar Kahvehanesi'ni tekrar açmak isteyen mahşerin üç atlısı, korkunç bir saldırıya uğradı.
Kendileri orada sıkışmışken bile ailelerini düşündüler. Haklılardı da. Tüm aile, dostlar, hepsi katledildi. Yine aynı yüzüklü adamlar tarafından ve çoluk çocuk kadın demeden.
Sultan, Celasun, Meke, Muhittin, Metin, Kemal, Nedret, Akşın, Acar, Ayşe, Karaca, Celasun'un ailesi... Herkes...
Mahşerin üç atlısı son kez birbirlerine yeminlerini ettiler ve kahramanca savaştılar. Öldüler mi ölmediler bilmiyoruz ama o kadar küçük bir ihtimal ki taranarak ölmemeleri...
Yamaç Aliço'yla birlikte düğüne geldiğinde tüm ailesini kaybettiğini gördü. O kadar iç parçalayıcı bir andı ki boğazımız düğüm düğüm izledik. Katledilen bir aile ve babasının kaderini yaşayan bir Yamaç. Hiç kimsesiz, annesiz, babasız, kardeşsiz, ailesiz ve Çukur ortada yokken her şeye yeniden başlamak zorunda olan Yamaç...
Biz tüm karakterlerin ölmediğini, intikam almak için yaşayacak bazı karakterlerin yaşadığını düşünüyoruz. Akşın ölür, Celasun onun için savaşır. Kemal ölür, Metin hayatını onun intikamını almaya adar örneğin. Umarız da öyledir.
Katliam sahnesinde çalan müzik: Orange Blossom - Ya Sidi
"Çukur yokken" derken neyi mi kastediyoruz? Çukur adeta golf kombinleriyle korumalık yapan adamlarla ve gelecek sezon göreceğimiz o 'Şeytani' adamlarla yok oldu gitti. Biri Çukur'u İdris'in elinden her şeyi yok ederek almak istemiş ve almıştı.
Beyefendinin de üstünde olan biri vardı hatırladınız mı? Bizce o kişi Meliha için İdris'in savaştığı bir adam. Hani Meliha'nın eski şov arkadaşının kötü bir mafya babası olarak tarif ettiği bir adam vardı ya, belki de o İdris değildi. İdris Çukur için bu savaştan çekilmiş ve Meliha'yı resmen ölüme bırakmış belki de. Ya da o adama da yar olmamıştır Meliha ve bu adam da yıllar sonra İdris'in elinde her şeyi almak için geri dönmüştür belki kim kim bilir...
Sonuçta beyefendinin sayılamayacak kadar parası varken inşaat için burayı bu kadar zorlaması, bu uğurda birçok mal varlığını kaybetmesi mantıklı mı? Başka bir şey vardı. Amaç Çukur değildi sadece, Koçovalıları yıkmaktı.
Başımızın üstünde bir çatı, ayağımızın altında bir çukur, içinde de ailemiz olduğu sürece bize bu dünyada ölüm yoktur demektir. Bu dövmeyi yaptırırsan, günün birinde Çukur'dan çıksan bile Çukur senden çıkmaz. Birileri o aileyi yok etti, çatıyı Çukur'a yıktı. Ama Yamaç intikam istiyordu.
Bak bu en baştaki çatıdır. İlk nokta evdeki ailedir. İkinci nokta dışarıdaki ailendir. Üçüncü nokta Koçovalılardır, en büyük ailen. Şu alttaki de Çukur'dur.
Hem ailesi katledilmiş, hem de mahalle fuhuş, tinerci, hırsızlık, uyuşturucu, her türlü pisliğin yuvası haline gelmişti.
Mahallelinin kendini güvende hissettiği o yer, geride kalanların korkudan ve üzüntüden dışarı çıkamadığı bir yer halinde kurtarılmayı bekliyordu.
Yamaç Çukur'u geri almaya kararlıydı. Bu konuda da onun gibi her şeyini kaybetmiş olanı seçti. Öz kardeşi Salih.
Salih can dostunu, karısını, oğlunu kaybetmiş bir şekilde sokaklara düşmüşken "Ya alacağız, ya öleceğiz" diyen Yamaç'ın teklifine tabii ki evet dedi.
Bir üçüncü de var. Onlara yoldaş olacak. Cumali mi, Akın mı? Yoksa başka biri mi? Bilmiyoruz ama ikinci sezonda birçok bilinmezin bizi iyice heyecanlandırdığına eminiz.
Eskiye dönüşü göreceğiz gibi geliyor. Bir Ramiz & Kenan Birkan hesaplaşması gibi bir hesaplaşma söz konusu olabilir mi? Meliha, İdris ve yeni babanın geçmişine dönebilir miyiz?
Gala gelirinin Otizm Vakfına bağışlandığı sezon finaline yakışır bir reyting aldı ve haftalar sonra AB'de 1., TOTAL'de ise 2. oldu.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
çıkur türkiye tarihinin en güzel dizisi.. hem şarkıları hem kadrosu hem de konusu olarak harika <..>
herkes sena ölsün istiyordu o hariç herkes ölmüş galiba neyse iyi seyirler
Lost finali gibi hepsi Sena'nın hayali çıkmasın da :)