Çıplak Olsak Ne Olur? Deprem Anlarında Uygunsuz Görünmemek İçin Kılık Kıyafet Arayışına Giren Kadınları Aslında Ne Öldürüyor?
Çıplak Olsak Ne Olur? Deprem Anlarında Uygunsuz Görünmemek İçin Kılık Kıyafet Arayışına Giren Kadınları Aslında Ne Öldürüyor?
İçeriğin Devamı Aşağıda

Reklam
Türkiye'nin depremlere ne kadar hazırlıklı olup olmadığı konusu Elazığ depremiyle birlikte daha çok tartışılmaya, sorgulanmaya başlandı.

Bununla birlikte vatandaşlarımız da bir hayli endişeli.
İçeriğin Devamı Aşağıda

Reklam
Kadınlar, deprem telaşıyla kendilerini şortlu ya da sütyensiz dışarı atmamak için "uygun" kıyafetlerle yatmak zorunda kaldıklarını ya da deprem sırasında canlarını kurtarmak yerine kıyafet arayışına girdiklerini anlatmıştı.

Bu size belki ilginç gelebilir fakat bu durumu birçok kadın yaşıyor. Ben de artık sütyensiz yatamaz oldum maalesef.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı bazı değişen özellikler afet durumunda kadın ve erkeğin verdiği tepkilerin de farklı olmasına neden oluyor. Bu hem afet anı hem de afet sonrası için de geçerli.

Hem afet risk yönetim planlamalarında kadınların yer almaması yani bilinçlendirilmemesi hem de birçok görevlinin erkek olması kadınların durumunu zorlaştıran faktörlerden.
Afet anında ya da göçük altından mucizevi bir şekilde kurtulduktan sonra da çile kadınlar için bitmiyor elbette. Çadırlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda oldukları için birçok kişiyle ortak alan paylaşıyorlar ve bu da kadınların alanlarını kısıtlıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Reklam
Çadır kentlerde yer alan tuvaletleri ve banyoları kullanmaya çekindikleri için temizlik sorunuyla; aynı zamanda doktorların erkek olması nedeniyle muayeneye gitmedikleri için de sağlık sorunuyla karşılaşıyorlar.

Bu nedenlerden dolayı da çadırda yaşamlarını sürdürmeyi istemeyen kadınlar riskli binalarda kalmaya devam ediyor.
Ayrıca evli ve çocuklu kadınlar tıpkı afet öncesinde olduğu gibi alanın temizliğinden, kocasının ve çocuklarının bakımından da sorumlu. Bununla birlikte fiziki, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalıyorlar. Tek başlarına kalan kadınlar güvenlik sorunu da yaşıyor ve beraberinde tecavüz vak'aları da ne yazık ki yaşanıyor.

Baktığımızda çadır kentlerde kadınların yaşamları erkeklere oranla daha zor. Bu nedenle bu alanların kadınların ihtiyaçlarına göre planlanması gerekiyor.
Öncelikli olarak ekonomik özgürlüğü olmayan, eğitim seviyesi düşük kadınlarımızın hem afetlerden önce risk yönetim planlamalarına dahil edilmesi ve bilinçlendirilmesi hem de afetlerden sonra yoğunlukla kadınların yaşadıkları çadır kentlerin kadınların ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi gerekiyor. Bu aslında bir zorunluluktur.

Afetler zaten yeterince kadınları etkiliyor. Bir de afetlerden sonra kadınların üzerine birçok sorumluluk bindiriliyor. Bu nedenle de intihar vakaları böyle durumlarda artıyor.

Hayatta kalmamız için bunlar çok önemli. Kadınları görmeyen kurallar ve toplumsal normlar kadınları öldürüyor. Bunun bilinciyle hareket edilmeli.

Siz neler düşünüyorsunuz?
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Reklam
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bu kültürel bir durum, mesela bir erkek de külotlu bir halde dışarı çıkmak istemez muhtemelen, vakti olduğunu düşünüyorsa pantolonunu üzerine çekmeye çalışır... Devamını Gör
2 sarıklı daha gitmiş olur iyi yönden bakmak lazım
99 deprimini Gölcük’te yaşamış biri olarak yazıyorum, bu çıkarımlar sadece teyzenin başını örtmesinden yapıldıysa eğer şöyle de bir gerçek var deprem bir ş... Devamını Gör
çok güzel yorumlamışsın gerçekten bayıldım
Enkazdan kurtulup bana eşarpımı verin diyen kadın mükafatını Allah katında alır elbet. Bu kadar derin ve ince düşünen bir milletten kimseye zarar gelmez. Biz... Devamını Gör
Saçma sapan duygusallığa gerek yok, sırf bu dayatmalar yüzünden insanlar ölüyor. Kişi böyle bir anda ilk önce kendi canını düşünmeli, el ne der diye düşünmem... Devamını Gör