Denizden Bir İlçe Çalındı: İstanbul'da Dolgu Alanların Toplamı 2.5 Kilometrekareyi Aştı
Yüz ölçümü 5 bin 313 kilometrekare olan İstanbul’un 39 ilçesi içinde en büyüğü 1043.58 kilometrekare ile Çatalca, en küçüğü ise 7.17 kilometrekare ile Güngören. Oysa İstanbul’un gayri resmi bir ilçesi daha var. O da 1980’lerin başından bu yana denizden alınan ve büyüklüğü altı kilometrekareye yaklaşan dolgu alanlar. 2000’den bu yana doldurulan alanların yüz ölçümü, 2.34 km2’lik Heybeliada’dan büyük.
Hürriyet’ten Banu Tuna’nın haberine göre, yaklaşık 17 yılda İstanbul’un farklı yerlerine yapılan denize dolgu alanların yüzölçümü 2.34 km2’lik Heybeliada’dan büyük bir alana ulaştı.
Salacak İskelesi ile Süreyyapaşa Bakireler Anıtı, artık eski filmlerde kalmış birer anı
İstanbul’da 2000’li yıllara kadar Ahırkapı-Bakırköy, Caddebostan-Pendik, Üsküdar-Harem sahilleri ve Avcılar doldurulmuştu. Son 15 yılda ise denizin doldurulmasında önceki yıllara büyük fark atıldı. Maltepe ve Yenikapı sahillerine yapılan dolgular İstanbul’un kuşbakışı görünümünü ve haritasını bile değiştirdi.
Dolgu alanlarının toplamı Güngören'den büyük
Son yıllarda 2000’den bu yana 2.55 km2’lik bir alan yaratılmış oldu. Bunun içinde Yenikapı ve Maltepe’deki devasa rekreasyon alanları, Yassıada’yı toptan değiştiren dolgular, Ataköy Yat Limanı’na yapılan ekler, Boğaz’da Emirgan ve Çubuklu’da inşa edilen yaya yolları, Tellibaba Koyu’nda Sahil Güvenlik için yapılan doldurma işlemleri, Avcılar sahilindeki park, Yenikapı’dan Beylikdüzü’ndeki yeni yerine taşınan balık hali, Pendik’te inşa edilen marina var. Üstelik bazı yerlerdeki tramvay ve tekne park gibi nedenlerle yapılan dolgu alanları bu hesabın dışında. Dolgu alanlarının toplam büyüklüğü bunlar da eklendiğinde Güngören ilçesini geride bırakıyor.
Depremde dolgu alanlar riskli
İstanbul’dan son dönemdeki ulaşım ve kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte devasa bir hafriyat yığını çıktı. Bu hafriyat kentte yeni dolgu alanları yapılması için kullanıldı. Öte yandan dolgu alanları depremde en riskli alanlardan biri olarak görülüyor. İstanbul’daki 1999 depreminde sahil şeridinde en fazla yıkım temeli olmayan bu alanlarda yapılan binalarda yaşanmıştı.
'Kent içinde yaratamadığımız yeşil alanlar ile koruyamadığımız sahil şeridini dolgu alanları yaparak telafi etmeye çalışıyoruz.'
Şehir Plancıları Odası deniz doldurma furyasını şöyle değerlendiriyor: “Boğaz hattında otopark yapımı için devam eden dolgular, Kadıköy’de cami, Yenikapı’da arıtma tesisi, Maltepe’de miting alanı, tüm Marmara kıyısı boyunca devam eden yollarda görüldüğü gibi her türlü kamusal donatı ihtiyacının karşılanmasında arazi elde etmenin yolu ne yazık ki dolgu yapmak gibi görünüyor. Kent içinde yaratamadığımız yeşil alanlar ile koruyamadığımız sahil şeridini dolgu alanları yaparak telafi etmeye çalışıyoruz. Oysa Boğaz gibi eşsiz coğrafyaya sahip bir kentte, kıyıların doğal olarak korunması kent estetiğini artıran bir unsur olabilirdi.”
Yorum Yazın
çalın siz çalın böyle devam. ormandan çalın denizden çalın. o dolgu alanların bi depremlik işi var. doğa çalınan şeylerini geri almasını iyi bilir
Er ya da geç doğa intikamını alır. Doğa ticari hırsları bilmez intikamı çok acı olur!
Ayrıca İstanbuldan, Sivaslılar,Ordulular,Kastamonuluar ve Doğulular gitse, hem İstanbul rahatlar hemde doga koruyuculari.
neden insanları memleketine göre yargılıyorsun? kişilikle alakalı bu?