onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Deprem Yönetmeliğinin Enkazı: İmar Barışı

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Deprem Yönetmeliğinin Enkazı: İmar Barışı

Ferah Altuntaş
21.02.2023 - 10:54 Son Güncelleme: 21.02.2023 - 22:00

Afet nedeniyle zor günlerden geçerken televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyada; muhtelif akademisyenlerin, siyasetçilerin, gazetecilerin ve hukukçuların özellikle dikkat çektiği bir husus da “Deprem Yönetmeliği” yahut güncel resmi adıyla “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”dir.

İşbu yönetmelik “imar barışı” adıyla da anılan “imar affı” gibi beklentiler sebebiyle yahut uygulamadaki denetim zayıflığı nedeniyle ve mevzuata uymamanın hukuki müeyyidelerinin yetersizliği nedeniyle inşaat sektöründe gözardı edilmiş ve edilmekte olan bir yönetmelik olup belirsiz periyotlarda ülkemizde her zaman olduğu gibi, yakın zamanda İstanbul, Van, Elazığ ve İzmir’de de yaşadığımız ve bugünlerde Hatay, Kilis, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Osmaniye, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman illerini etkilediği vakit iyice önemini anladığımız deprem gibi bir afete karşı devletin pozitif yükümlülüğü olan bu sahada “imar barışı” gibi isimlerle enkazı derinleştiren düzenlemeleri saf dışı bırakarak daha ciddi uygulanması gerekmektedir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Hukukun herhangi bir alanında affın gerekliliğini görüyorsak orada ya yürütmede bir problem mevcuttur ya da hukuk devleti ilkesi tezahür edemiyor demektir.

Hukukun herhangi bir alanında affın gerekliliğini görüyorsak orada ya yürütmede bir problem mevcuttur ya da hukuk devleti ilkesi tezahür edemiyor demektir.

Ceza affı, vergi affı, imar affı ve sair af düzenlemeleri hukuki müeyyidelerin halk nezdinde dikkate alınma ve uygulamadaki ağırlığını azalttığı gibi vaz edilmiş düzenlemenin ve aynı hususta yapılacak düzenlemelerin de “saygın”lığına ve “istikrar”ına zarar vererek hukuk ve adalet sistemine olan güveni azaltır. Bu yönetmelikte de işte söz konusu olan zayıflığın müsebbiplerinden biri “imar barışı” adıyla lanse edilen “imar affı” yahut “kaçak ya da mevzuata uygun inşa edilmemiş veya inşa edildikten sonra mevzuata aykırı hale gelmiş/getirilmiş” yapıların “devlet” tarafından belirli bir meblağ karşılığında yapı kayıt belgesi verilerek affedilmesidir.

Son günlerde sosyal medyada da gündem olan bir video dolaşımda. Videoda Hollandalı bir stand-up’çı yahut eğlence programı sunucusu yakın geçmişte Türkiye’de “kamu spotu” olarak televizyonlarda yayınlanmış olan “imar barışı” reklamını göstererek bu reklamı ve düzenlemeyi şu örnekle alaya alıyor: “Arabanızın freni mi bozuk? Başbakana 100 Euro verin ve... Evet, şimdi tekrar yola çıkabilirsiniz!”. Bu örnek deprem yönetmeliğine aykırı davranmanın “trajikomik” olarak algılandığını göstermekte. Hukuki yönünü halihazırda zaten tartışmakta olduğumuz “imar barışı” meselesinin aynı zamanda jeoloji, jeofizik ve sismolojiye (deprembilim) aykırı olması binlerce cana mal olabiliyor.

Peki sıkça sözünü ettiğimiz bu deprem yönetmeliği neleri düzenler?

Türkiyedeki fay hatları ve deprem bölgelerini gösteren harita dikkate alınmak suretiyle belirlenmiş olan tehlikeli bölgelerde inşa edilecek olan bina türündeki yapıların ne şekilde inşa edileceğini çeşitli hesap esasları, zemin yapısı ve şartları ile inşa kurallarını ihtiva eden bir yönetmeliktir.

Yönetmeliğin metni çok kısa olup esas içerik yönetmelik ekinde verilmiştir. Esasen ayrıntılı biçimde düzenlenmiş kazuistik bir ek metni olan yönetmeliğin gövde metni şu şekildedir: 

TÜRKİYE BİNA DEPREM YÖNETMELİĞİ

Kurum             : Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı

Kabul Tarihi   : 18.03.2018

RGT                : 18.03.2018

RG NO            : 30364 (Mükerrer)

Amaç ve kapsam 

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek resmi ve özel tüm binaların ve bina türü yapıların tamamının veya bölümlerinin deprem etkisi altında tasarımı ve yapımı ile mevcut binaların deprem etkisi altındaki performanslarının değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için gerekli kuralları ve minimum koşulları belirlemektir.

Dayanak 

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 3 üncü maddesi ile 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12nci ve 17nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Uygulanacak esaslar 

MADDE 3 – (1) Deprem etkisi altında binaların tasarımı için bu Yönetmeliğin ekinde yer alan esaslar uygulanır. 

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik 

MADDE 4 – (1) 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. 

Yürürlük

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme 

MADDE 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

Yönetmeliğin ekini Resmi Gazete’den indirebilirsiniz.

Yönetmeliğin sık sık değiştirilmesi

Yönetmeliğin sık sık değiştirilmesi

Bir diğer mesele de işbu yönetmeliğin çok sık değişmesidir. Ülkemizde, bugüne kadar 1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998 ve 2007 senelerinde 7 kez düzenlenmiştir. Günümüzde geçerli olan Deprem Yönetmeliği ise sekizinci olup 18 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmış, 1 Ocak 2019 tarihinde de yürürlüğe girmiştir.

Bir mevzuat; değişen olay, durum ve şartlara istinaden elbette değişiklik gösterecektir. Depreme karşı yapılacak yapılar hususunda da teknolojik gelişmeler ve ihtiyaçların değişmesi ile dikey yapılaşmadaki artış deprem yönetmeliğinin değişiminde etkili olmuştur. Ancak tüm bunlara rağmen bu sıklıkta değişiklik yapılması bize deprem bölgesinde yer alan ülkemizin henüz depreme yönelik alınacak önlemlere ve bina inşasına dair düzenlemelerinde belirli bir olgunluğa erişemediğini göstermektedir.

Deprem yönetmeliğinde kazuistik yöntemle yani her somut olayı hesaba katmaya çalışmak suretiyle 416 sayfa olarak teknik ayrıntıların düzenlendiğini söylemek mümkündür. Deprem yönetmeliğinin içeriğinin yeterliliğinden ziyade sahada uygulanmaması ana problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Pratikte eksiksiz bir şekilde uygulamaya geçebildiği takdirde bu yönetmelik de depremdeki can ve mal kayıplarını azaltabilecektir. Yıkılan binaların yapıldığı dönemde yürürlükte olan mevzuat hangisiyse ona uygun inşa edilmesine rağmen yıkılan binalar ise o dönem yürürlükte olan mevzuatta da eksiklikler ve hatalar olduğunu açıklayabilecektir. Ancak Elbistan ve Pazarcık merkezli deprem bölgesindeki binaların ekseriyeti TÜİK verilerine göre 2000 senesinden sonra inşa edilmiş olup bölgede 1 yıllık binaların dahi un ufak olduğunu üzülerek görmekteyiz.

Deprem yönetmeliği dışındaki imar mevzuatı

Deprem Yönetmeliğinin öneminden bu şekilde bahsettikten sonra İmar mevzuatından da söz etmek yerinde olacaktır. Ana mevzuat 3194 sayılı İmar Kanunu, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği ve İstanbul, Ankara, Gaziantep, Hatay, İzmit, Antalya gibi şehirlere münhasıran çıkarılmış imar yönetmeliklerinden müteşekkildir. Yapılar işbu imar mevzuatının tümüne uygun olarak inşa edilmelidir. Mevzuata uygun inşa edilmeyen yapılara ruhsat verilmez, yapı mühürlenir ve yapı sahibi yıkım kararı ile birlikte idari para cezası müeyyidesiyle karşılaşır.

“İmar barışı” ya da “imar affı”; 3194 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde, 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılan yapılar için öngörülmüş olup işbu madde gereğince verilen “Yapı Kayıt Belgesi”; yapı için daha önce alınan yıkım kararlarının ve yapıdan dolayı alınan idari para cezalarının tahsil edilmesine engel olmaktadır. “Yapı Kayıt Belgesi”, yapının yenilenmesine veya “kentsel dönüşüm” uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda  yapı yine yürürlükte olan imar mevzuatına göre inşa edilecektir. İlgili madde net bir şekilde yapının depreme dayanıklılığı konusunun malikin sorumluluğunda olduğunu düzenlenmektedir. 

Kısaca; imar barışında bir bedel ödenerek yapı kullanma belgesi alınır ve yapı yenilenene dek bu belge ile yapı kullanılabilir ancak yapının kullanım süresi için bir azami sınır belirlenmediği için imar affının amaçlarından yapının kayıt altına alınıp yenilenmesinin sağlanması uygulamada gerçekleşememektedir. Yapı kayıt belgesini alan malik yapının kullanımına devam etmekte ve geçtiğimiz günlerde yaşanan afetlerde yapıda yaşayan insanları tehlikeye atmaktadır.  

Not: Depremzedelerin hukuki açıdan nasıl haklarının olduğu ve ne yapabilecekleri ile ilgili araştırmalar yaptığını görmekteyiz. Bu araştırmalarınızda size Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi” isimli kitapçık da yardımcı olacaktır.

Okumak için buraya tıklayabilirsiniz. 

Instagram

Linkedln

Facebook

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ömer

Hıh bu sefer süper olmuş avukat hanım okuyup anladım bir önceki neydi öle yahu :)