Doktorların Hisli İnsanlar Olduğunu Şiirleriyle Gösteriyorlar! İşte Harika Şiirleriyle 11 Tıp Doktoru Şair
'Tıp fakültelerinden arada sırada doktor çıkar' diye bir klişe vardır. Hem tıptaki uzmanlıklarıyla hem hobileriyle hem yazarlıklarıyla bu klişeyi paramparça eden çok iyi tıp doktorları var. Doktorlara bir de bu açıdan bakmanız için 11 şair tıp doktoru hakkında kısa bilgiler derledik ve şiirlerinden örnekler sunduk.
Cilt Hastalıkları Mütehassısı Şair Cenap Şahabeddin:

Servet-i Fünun şairi Cenab Şahabettin 1870'te Manastır'da
doğdu. 12 Şubat 1934'te İstanbul'da öldü. Babasının Plevne'de şehit düşmesinden
sonra ailesiyle İstanbul'a gelen Şahabeddin, ilköğreniminin ardından Gülhane
Askeri Rüşdiyesi'ni bitirdi. Tıbbiye İdadisi'nden sonra Askeri Tıbbiye'den
mezun oldu. Hekim yüzbaşı payesiyle Paris'te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası
yaptı. Cenap Şahabettin yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde'de karantina
hekimliği, sıhhiye müfettişliği yapmıştı.
Şair Cenap Şahabeddin’in
“Elhan-ı Şita” şiirinden bir bölüm:
“Bir beyaz lerze, bir
dumanlı uçuş;
Eşini gaib eyleyen bir
kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı
nevbahârı arar...
Ey kulûbün sürûd-i
şeydâsı,
Ey kebûterlerin
neşîdeleri,
O bahârın bu işte
ferdâsı:
Kapladı bir derin
sükûta yeri
karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem
ağlar!”
Genel Cerrahi Uzmanı Şair Mustafa Şerif Onaran:

1927'de İzmir'de dünyaya gelen Mustafa Şerif Onaran, lise
öğrenimini İzmir Namık Kemal Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1948 yılında askerî
öğrenci olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi; 1954 yılında mezun
oldu. İhtisasını, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde cerrahi alanında tamamladı
ve ardından gastroenteroloji cerrahisi alanında uzmanlaştı. 1964 yılında
binbaşı rütbesiyle ordudan ayrılan Onaran, Ankara'da Yüksek İhtisas
Hastanesi'nde doktorluğa devam etti. 1993 yılında emekli oldu. 2013’te vefat
etti.
İlk şiirleri 1944 yılında İstanbul dergisinde yayınlanan
Onaran’ın sonraki şiirleri de Fikirler, Büyük Doğu, Hece, Varlık, Yücel ve Türk
Dili dergilerinde okuyucuyla buluştu. Mustafa Şerif Onaran’ın “Şerif Usta”
şiiri:
“Bir han köşesinde bu şehrin
Babam halı tamircisidir.
Dalıp gitmiş elleri, yüreği, yüzü;
Ya bir Yörük kiliminde,
Ya bir Buhara seccadesinde…
Anlar bütün ömrünü bu seccadenin,
Kimler kullanmış bunu kaç yıl önce.
Hangi taze dokumuş bilir.
Kanaatkâr adamdır Şerif Usta,
Temiz yürek deryadil kişidir.
Bir dolu zembille birazdan,
Evine döner akşam olmazdan
Köşe başından tanır ayak sesini Tekir’in…
Derken efendim, soframız kurulur.
Diz çöküp besmele çekilir
Dumanı tüten aşın çevresinde…
Yüzünde hatırası eski yılların,
Babam, en güzeli ihtiyarların.
Kahveye çıkar yemekten sonra,
Hele bir başlasın anlatmaya,
Unutursun derdini sohbetinde,
Sonra çırak çıkarıp iki mars bir oyunla,
Şöyle bir kapatışı vardır tavlayı,
Gözlüğünün üstünden bakışı vardır.
Halı örücüsüdür Şerif Usta,
Bu şehrin bir han köşesinde.”
Psikiyatrist Şair Behçet Aysan:

1949 yılında Ankara'da doğdu. Selimiye Askeri Ortaokulu ve
Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. 1968'de Ankara Tıp Fakültesi'ne askeri öğrenci
olarak girdi. 12 Mart döneminden sonra politik nedenlerle ara vermek zorunda
kaldığı tıp öğrenimi sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonra
İzmit'e atandı. Ankara'da psikiyatri ihtisası yaptı. SSK Yenişehir Dispanseri'nde
doktor olarak çalışmaktaydı. 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Oteli'nde
yakılarak öldürülen 37 kişiyle birlikte can verdi.
Behçet Aysan’ın şiirleri 1979 yılından itibaren Türk Dili,
Yusufçuk, Tan, Yazın, Yarın, Yeni Düşün,, Sanat Rehberi, Broy, Gösteri vd.
dergilerinde yayınlandı. Aysan’ın “Sevmeyi Unutanlar İçin” adlı şiiri:
“sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan her şey gibi
aşklarınız da.
yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size
yalanı gerçek diye.
ne leylakların
tomurundan
haberiniz var
ne önünüzden
kara bir tabut
gibi geçen geceden.
sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan aşklarınız
da.”
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şair Hüsrev Hatemi:

1938 yılında İstanbul’da doğan Hüsrev Hatemi, 1956 yılında
İstanbul Atatürk Erkek Lisesi’nden mezun oldu ve İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi’ne girdi. 1966 yılında İç Hastalıkları uzmanı oldu. Bir süre
Almanya’da ve İngiltere’de de çalışmalarını sürdüren Hatemi, 2006’da emekli
oldu.
“İkbal Gazeli” adlı ilk şiiri 1962’de İslam dergisinde yer
alan Hatemi’nin şiir ve denemeleri Hareket, Türk Edebiyatı, Cumhuriyet,
Milliyet, Zaman, Mavera, Tarih ve Toplum, Tercüman, İtibar gibi gazete ve
dergilerde yayınlandı.
Hüsrev Hatemi’nin “Ağustos Melali” şiirinden bir bölüm:
“Cesâret kalbim, cesâret!
Sustun bütün kış, ürktün kırılmaktan;
Çok gerilerde kaldı derken kar,
Sonra bahar
Ve Temmuz geçti.
Yasımız duruldu, coşkumuz geçti...
Ne ümit var artık ne korku;
Ağustos gecesinde ağulu
Sesleri yalnız böceklerin...
Cisim sarayı yıkılmadan,
Yeni bir sevinçle yıka haydi
Geçmiş günlerin kıştan kalan,
Balçığını sanmam ki arınsın.
Bir devletin inkırazı sanırsın,
Ağustos güze terk eder mülkünü
Ve Zaman’ın Mehter Bölüğü,
İcra-yı âhenk edip sürekli,
Örtüyor gidenlerin çığlığını...
Cesâret ey kalbim, cesâret!”
Kadın Doğum Uzmanı Şair Süleyman Portakal:

1961 Aydın doğumlu Süleyman Portakal, Eskişehir Anadolu
Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Kadın doğum uzmanı olarak
İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi’nde başladığı görevini 1987’den itibaren
Manisa’da sürdürdü. İlk şiir çevirisi Diriliş dergisinde, sonraki şiirleri ise
Selika, Poetika, Diriliş ve Yönelişler dergilerinde yayınlandı.
Şair Süleyman Portakal’ın “Çocukluğuma Sayın” şiirinden bir
bölüm:
“ellerinizi bana verir misiniz
bana, ben küçük çocuğa
bileklerinizi de verir misiniz
inanın bana bir şey yapmayacağım
iplerinizi çözmek istiyorum bir, bir de sizinle
Japonya'da yürümek
peşinizsıra gelen köpeği sevmek istiyorum
bakın, hem benim parmaklarım da yalnız artık
ama parmakların yalnız olması da güzel inanın
yaşam daha da güzel, güne girmesiyle Tanrının.
uzatın her şeyinizi verin bana
öpmek istiyorum onları boğmak istiyorum
bakmayın saçlarımın ıslak olduğuna
ben dua etmesini bile biliyorum
birazcık daha iyi dua edebilseydim diyorum
gökten estetik yağardı iyi olurdu
sizin saçlarınız da benimki gibi ıslak olurdu
ağzımızın istediği olurdu iyi dua edebilseydik
ağzımız ne çok şey isterdi.”
Asabiye Mütehassısı Şair Halil İbrahim Bahar:

Halil İbrahim Bahar 1928’de Trabzon’un Vakfıkebir ilçesine
bağlı Kavaklı (Zara) köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Trabzon’da
tamamladıktan sonra 1952’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi.
1954-57 yılları arasında psikiyatri dalında uzmanlık öğrenimi gördü. 1960’ta
Sinir Hastalıkları Uzmanı olarak çalışmaya başladığı İstanbul –Samatya
Hastanesi Nöroloji Kliniği’nden 1989’da emekli oldu. Halil İbrahim Bahar’ın
şiirleri Beş Sanat, Doğu-Batı, Esi, Yelken, Evrim, Yeni İnsan, Ataç, Dönem,
Soyut, Sanat Olayı, Papirüs, Somut, Gösteri, Yazko Edebiyat, Karşı, Düşün,
Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, Adam Sanat, Kıyı, Şiir Oku, Mecaz, Kitap-lık, Üç
Nokta dergilerinde yayınlandı.
Yaşarken hiç kitap
yayımlamayan şair Halil İbrahim Bahar için Cemal Süreya şunları söylemişti:
“Şiir kitabını gün gün beklediğim, yayımlanması için her şeyi yapmaya hazır
olduğum, ilginç, benzersiz şair Halil İbrahim Bahar…”
Şair Halil İbrahim Bahar’ın “Elmalar” şiiri:
“dipdiri tutuyor beni,
ölü bir dünyada
göğsünden yayılan
sarı elma kokusu..
yüzüne bakıyorum,
daha yeni çiçeklenmiş
bir elma bahçesinde
buluyorum kendimi..
artık her şey
çiçek müziğine dönüşüyor.
senin şiirin
yazılıyor kendinden..”
Çocuk Doktoru Şair Ceyhun Atuf Kansu:

1919 yılında İstanbul’da doğan Ceyhun Atuf Kansu, küçük
yaşta annesini kaybetti. Babasıyla birlikte 1921’de Ankara’ya gitti. Ankara
Gazi Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Ankara
Numune Hastanesi’nde çocuk hastalıkları ihtisasını tamamladıktan sonra Turhal
Şeker Fabrikası, Ankara Şeker Fabrikası ve Etimesgut Şeker Fabrikası’nda
hekimlik yaptı. Bir süre Şeker Fabrikaları Sağlık Müfettişi olarak görev yapan
Kansu, Etimesgut Şeker Fabrikası’nda çocuk doktoru olarak görevliyken 1978
yılında öldü.
Çocuk doktoru olarak çalıştığı yerlerde insanların,
özellikle çocukların yoksulluğunu, acılarını, hastalıklarını tüm samimiyetiyle
şiirlerinde dile getiren şair Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri”
şiirinden bir bölüm:
“Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin getirin... ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.”
Onkolog Şair Hakan Savlı:

Hakan Savlı, 1965 yılında Ankara'da doğdu. Çocukluğu
İskenderun'da geçti. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni 1989'da
bitirdi ve kanser genetiği doktorası yapmaya başladı. 1992 ve 1993'te
öğrenimini Londra'da sürdürdü. 1994'te Çapa Tıp Fakültesi Organ Nakli
Ünitesi'nde çalıştı ve 1995 yılında Helsinki Üniversitesi Organ Nakli Araştırma
ekibine katıldı. Finlandiya'da moleküler metodlarla kanser genetiği
araştırmaları yapıyor.
İlk şiiri 1973 yılında Milliyet Çocuk’ta yayınlanan
Savlı’nın diğer eserleri de Adam Sanat gibi birçok dergide okura ulaştı. Hakan
Savlı’nın “Unutuş şiirinden bir bölüm:
ben gözlerinin ardından geldim
kırlar, kumrular, trenyolları
kahvelerde bir başıma aşkı düşündüm
borsalan filan kapanmıştı dünyada
‘ceylan’ dedim ‘… sen benim ince yanımsın’
soğuyan akşamlarda aşkı düşündüm
bilmem ki neydi ne vardı dedim
korucuların ateşleri mi
bezzazların göz yaşları mı
sılalar, turnalar… dinledim unutuşu
gel tut elimi ben gitmedim ben unutuşum
ben tozum o eskiden de yazdığın,
gel tut elimi sana verdiği
yumuşaklığı senden geri aldı
gel tut elimi ben gitmedim ben yokoluşum
caz saatleriyim eskiden de yazdığın
gel tut elimi… saklı acılar…
aşikâr şeyler için
… gel tut elimi, hiç kavuşmamak
ve müzik için”
Çocuk Doktoru Şair Orhan Asena:

1922’de Diyarbakır‘da doğan Orhan Asena, ilk ve orta
öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. İstanbul‘a giderek İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi’ni 1945 yılında bitirerek doktor oldu. Anadolu’nun çeşitli
yerlerinde hükümet tabibi olarak görev yaptı. 1952 yılında çocuk hastalıkları
uzmanlığını kazandı ve 1955 yılında uzman doktor olarak Çocuk Esirgeme
Kurumu‘nda görev yaptı.Bir süre Almanya’da da çalışan Asena, 2001’de Ankara’da
vefat etti.
1939’da Diyarbakır Halkevi’nin açtığı şiir yarışmasında
birinci olan Asena’nın ilk şiirinin yayımlandığı dergi Dicle Kaynağı idi. 1941
yılında daha tıp öğrencisi iken yazdığı şiirleri Yaratış, Çınaraltı, İstanbul
gibi sanat ve düşün dergilerinde yayınlandı. Edebiyatın bir çok dalında eser
veren Orhan Asena’nın “Kıt Kanaat” şiirinden bir bölüm:
“Kıt kanaat yaşayıp gidiyoruz
kıt kanaat seviyoruz birbirimizi
kıt kanaat anlıyoruz halden
ah insanlar... miskin insanlar...
Bir lokmanın telaşı içinde
alınıp satılırız biteviye
kıyasıya vurur kaderin silsilesi
şükreder kalırız düştüğümüz yerde
ah insanlar... korkak insanlar...
ne hakkımız var taşında toprağında
şu dünyanın, şu güzelim dünyanın
bir kolayı olsa gerek çocuklar
daha iyi daha mesut olmanın
ah insanlar hergele insanlar…”
Psikiyatrist Prof. Dr. Şair Kemal Sayar:

Kemal Sayar 1966 yılında Ordu'da doğdu. Eskişehir Anadolu
Lisesi'ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi'nden
1989’da mezun oldu. 1989-1995 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda uzmanlığını yaptı.
Şiirleri Albatros, İkindi Yazıları, KayıtLAr ve Dergah
dergilerinde yayınlanan Sayar’ın “Rüknettin’in Kalbi İçin Kehanetler” şiirinden
bir bölüm:
“adım rüknettin, tanışıyor olmalıyız
bir çay ocağında ya da bir merdiven başında
sunmuş olmalıyım kalbimi size
bakın! demiş olmalıyım henüz avladım onu
iğvanın zehrini boşalttığı kuyularda.
yalnız günah parlar zifiri karanlıkta
ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur
bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda
ay gibi ışıdığında bir aşk
bir mevsim yönünü şaşırdığında.
hayret etmiş olmalısınız, kalbim
hezarfen misali havalanınca.”
Doktor Şair Alper Gencer:

Hekim, şair, senarist ve yönetmen Alper Gencer; 1980 Van
doğumlu. 2005 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Gencer, mecburi
hizmetin ardından Trakya Üniversitesi Beyin Cerrahisi’ni kazandı. Orada iki
buçuk sene asistanlık yaptıktan sonra uzmanlık eğitimini bırakıp pratisyen
hekimliğe devam etti.
Çalışmaları, Dergâh, Varlık, Yasakmeyve,
Kitap-lık,Merdivenşiir, Derkenar, Kırklar, Çağlak, Yolcu, Hayal, Yeni Zamanlar,
Kırknar, Sefine, İtibar gibi dergilerde yayımlanan Alper Gencer’in “Hz. Ali’ye
Mektup” şiirinden bir bölüm:
“sen belki tanımazsın ama ben senin için ölürüm!
sen beni tanımazsan ben zaten ölüyüm!
bir Allah’a bir anneme sonsuz itimadım var
herkes beni yarı yolda bırakıyor ya Ali
herkes beni yarı yolda bırakıyor bu çok zor!
sana bu mektubu pişirilmiş çamurun içerisinden yazıyorum
ağaçların otların ortasında yaşıyorum
cayır cayır yanan bir orman ne kadar uzun yaşar?
Allah’ım benim yanmayan yerlerimden yangın çıkar
yanan öd ağacının külü olmak istiyorum
yanan bir öd ağacı gibi yanmak istiyorum
çakmağın varsa çak tutuştur kalbimi
kılıcın varsa çek yatıştır nefsimi
sebebin varsa çık karıştır derdimi
bir kez yüzün görmeye bu can kurban ya Ali”
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Merhaba ben Josef Lewis. Saygın, meşru ve akredite bir borç veren. Her türlü krediyi çok hızlı ve kolay bir şekilde veriyoruz, Kişisel Kredi, Araç Kredisi, E... Devamını Gör