Dünya Misali Dönüyorlar! İki Avrupa Ülkesinin Yerinde Döndüğü Tespit Edildi
Üzerinde yaşadığımız toprakların değişmez olduğuna inanırız; dağların yerinden oynamadığını, şehirlerin sabit kaldığını varsayarız. Oysa jeologların son çalışmaları, Avrupa'nın batısında bulunan İspanya ve Portekiz’in düşünüldüğü gibi yerinde sabit durmadığını, son derece yavaş biçimde kendi ekseni etrafında döndüğünü gösteriyor. Günlük hayatta fark edilmesi mümkün olmayan bu hareket, milyonlarca yıl içinde Avrupa’nın coğrafi geleceğini şekillendiriyor.
Detaylar 👇
Bu gizemli hareketin temelinde, İber Yarımadası’nın jeopolitik konumu kadar jeolojik konumu da yatıyor.

Yarımada, kuzeyde Avrasya ve güneyde Afrika levhaları arasında adeta bir 'tampon bölge' görevi görüyor. Bu iki dev kütle, her yıl birbirine 4 ila 6 milimetre kadar yaklaşıyor. Dünyanın pek çok yerinde bu tür çarpışmalar net fay hatları oluştururken, İberya’da durum çok daha karmaşık bir hal alıyor.
Gondwana Research dergisinde yayımlanan güncel araştırmalar, Batı Akdeniz'deki bu levha sınırının keskin bir çizgiden oluşmadığını, aksine oldukça geniş ve bulanık bir alana yayıldığını gösteriyor. Basınç tek bir noktada toplanmak yerine tüm yarımadaya dağılınca, İber bloğu sadece kuzeye doğru itilmekle kalmıyor; iki devin arasında kalarak saat yönünde yavaşça dönmeye zorlanıyor.
Bu dönüş hareketinin en belirgin tetikleyicisi, Cebelitarık Boğazı ve çevresindeki karmaşık yapı olarak biliniyor.

Güney İspanya ile Kuzey Fas arasında kalan bölge, levhaların doğrudan çarpışmadığı, enerjinin yanlara doğru kaçtığı bir alan sunuyor. Afrika levhası, bölgenin güneybatısından dev bir 'piston' gibi baskı yaparak yarımadayı itiyor. Bu tek taraflı itiş gücü, yarımadanın bir bütün halinde doğrusal hareket etmesini engelliyor ve yarım adanın saat yönünde dönmesine neden oluyor. Modern GPS teknolojileri, bu milimetrik dönüşleri her yıl hassasiyetle kaydediyor.
Peki Portekiz'in ve İspanya'nın dönüşü neden bu kadar önemli?

İspanya ve Portekiz, zaman zaman yüzeyde görünür bir fay hattı olmamasına rağmen şaşırtıcı depremlerle sarsılabiliyor. Jeolog Asier Madarieta, yarımadadaki pek çok sismik hareketin, yerin derinliklerinde saklı kalan yapılardan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Yarımadanın bir bütün olarak döndüğü gerçeği, bilim insanlarına bu 'görünmez' stres noktalarını anlamak için yepyeni bir yol sunuyor.
Bu dinamik süreç, yarımadanın güvenliğini bir gecede değiştirmiyor; ancak yer altındaki stresin nerede biriktiğini anlamamızı sağlıyor. Ayaklarımızın altındaki toprak sabit görünse de, İber Yarımadası doğanın devasa güçleri eşliğinde sabitliğin pek de sürmediğini göstermeye devam ediyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın