onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Einstellung Etkisi Yüzünden Yabancı Dil Edinemiyoruz Desem?

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Einstellung Etkisi Yüzünden Yabancı Dil Edinemiyoruz Desem?

Seda Yekeler
29.11.2022 - 14:19 Son Güncelleme: 29.11.2022 - 19:09

Hepimizin sıklıkla düşebildiği bir bilişsel tuzak bu haftaki konumuz. Birçok alanda karşılaştığımız gibi, ülkemizin en önemli ve hala kökten bir çözüm bekleyen sorunlarından biri olan yabancı dil edinememe sorunumuzun da altında yatan gerçeklerden biri.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Einstellung Etkisi

Einstellung Etkisi

Peki nasıl bir etki ki bu, bizler yıllardır onca vakit ve nakit harcamamıza rağmen yabancı dil edinemiyoruz! Ve bu ülkenin çoğunluğu için hala büyük bir sorun! Ve özellikle de yetişkinler biz dil bilimcilere “Şu hayatta her şeyi başardım, içimde bir tek yabancı dil konuşamamak ukde kaldı.’’ diye geliyorlar.

Eğer sizce yabancı dili anlıyor ama konuşamıyor olmanız bir sorun ise, bu sorunu çözmeyi denemeye başladığınız zaman bu sorunu öncelikle derinlemesine ve dikkatle analiz etmelisiniz. Bunu genellikle kurs, öğretmen ve kitap araştırması yaparak gerçekleştiriyoruz. Çünkü sorunlar derinlemesine analiz edilirken, insan beyni bu sorunun bir çözümü olup olmadığını tespit etmek ister ki eğer sorunun çözümü yoksa o zaman sorun sorun olmaktan “vaka” olmaya doğru gitmektedir. 

Yabancı dil de bizlere ülkemizde sistem olarak bir ders olarak algılatıldığı için, esnek bir muhakeme yapmaksızın olayı başka açılardan görmeye çalışmaktansa hem dili edinmek isteyenler hem de öğretmek isteyenler kendilerini direkt olarak dil bilgisi kitaplarının içinde ya da klasik kurslarda bulmaktadır. Bu materyallerde ve mecralarda “uzmanlar” vardır. Sorunu analiz etmiş ve çözüm için ders veren uzmanlar. Başka bir durumu örnek alalım şimdi. Bir ortamdasınız bir sorunla karşılaşılıyor ve herkes kafa yorarken ve hatta işin uzmanları da oradayken içeri bir yabancı giriyor, koşulları gözlemliyor ve aniden bu işin “uzmanlarının” bile dikkate almadığı harika bir çözüm buluveriyor. 

Bazen sadece bilgi üretmek ve makale yazmak ile meşgul uzmanlar, bir konuda aşırı uzmanlaşırken, sahadan, dip dalga etkisinden uzaklaştıkça bu tür durumlar ile karşılaşabiliyorlar. Yani diğer olasılıklara odaklanmadan, başka başka düşünme yollarıyla yeni bakış açılarını sorgulamadan ya da keşfetmeden bir dizi yaklaşım konu ve şemada ustalaşıyorlar. İşte buna Einstellung etkisi diyoruz. Yıllardır yüz binlerce İngilizce öğretmenimizin, dil kursunun ve hazırlık sınıflarının olmasına rağmen istediğimiz sonucu elde edemememizin temel sebebi. Beyin sürekli aynı cevapları (-Niye Türkiye İngilizce konuşamıyor? -Çok grammar odaklı öğretiyoruz.) ve aynı çözüm önerilerini ortaya koyar (Daha çok dinleme yapmamız lazım). İşte insanların Einstellung etkisine sahip oldukları zaman yenilikçi ve orijinal olmaları oldukça zorlaşıyor. Maalesef, ülkemizdeki talihsiz sonuçlarından da gördüğümüz üzere böylesine bir durumun içinde bulunmak oldukça büyük bir sorun.

Einstellung kelimesi Almanca dilinde “uyum” ve “tutum” anlamındaki her iki tanımı da içinde barındırdığı için bir yandan diğer alternatifleri engellerken bir yandan da en iyi bilinen çözümlere uyum sağlayan durumların tanımını yapıyor.

Einstellung kelimesi Almanca dilinde “uyum” ve “tutum” anlamındaki her iki tanımı da içinde barındırdığı için bir yandan diğer alternatifleri engellerken bir yandan da en iyi bilinen çözümlere uyum sağlayan durumların tanımını yapıyor.

Şimdi bazılarınız doğal olarak düşünebilir; bir problem var olduğunda bunu çözebilmek için zaten kendi stratejilerinize sahip olduğunuzda niçin başka yaklaşımları denemek için zaman harcayasınız ki?  Bu durum çoğumuzun yaptığı gibi sorunların birçoğu ile karşı karşıya kalan zihnimizdeki kısa yolların özetidir aslında. Bu etki zihninizi engelleyen bilişsel bir kısa yoldur. Böyle bir kısa yol oluşur çünkü insanların önceden tasarlanmış ve çoğu zamanda asla değiştirmek istemedikleri birçok fikirleri vardır. Aslına bakarsanız, hepiniz günlük olarak bu fikirler ışığında tüm işlerinizi yapıyorsunuz, çünkü bu fikirler temelde size oldukça vakit kazandırıyor ve aynı zamanda da sizlerde bir etkin olma hissi yaratıyor. Herhangi bir konuda daha önce sizde var olan bilgi, sıklıkla çok daha yaratıcı olmanızı ve daha özgün yaklaşımlar uygulama fırsatına sahip olmanızın önüne geçer. En temel sebeplerden biri de tabii ki insanoğlunun alışkanlıklarıyla yaşayabildiği. 17 yıldır YEK Metot ile her meslekten ve yaştan binlerce insana dil edindiriyoruz, hiçbirinin ders notu ve materyali bir diğerininki ile aynı olmadı çünkü “her zaman böyle yapılıyor”dan ziyade “bir de böyle deneyelim ve neler olduğunu görelim” diyerek kişinin ilgi alanına, çalışma alanına, beyninin hangi lobunu kullandığına ve yaşam tarzına uygun çalışmalar gerçekleştiriyoruz.  Eğitmenlerimiz de öğrencilerimiz de bu nedenle daha çok yaratıcı, Einstellung etkisinden uzak oldukları için. 

1942 senesinde ilk kez Einstellung etkisinin varlığı Abraham Luchins tarafından ileri sürüldü. Dr. Luchins, o dönemler herkesin oldukça merakını cezbetmiş bir etki olan Einstellung etkisi ile ilgili olarak şöyle söylüyordu: “Uzmanlar!” bazen, en az yaratıcı ve yenilikçi insanlar oluyorlar.

Nasıl olurda işin uzmanı haline gelmiş hatta profesör unvanı dahi almış bir uzman daha az yaratıcı ve daha yenilikçi olabilir ki? Luchins’e göre, bir insan eğer herhangi bir konuda çok fazla deneyime sahipse, kendini sorgulama olasılığı en düşük seviyede yaşayabiliyor, kısacası sahip oldukları tüm tecrübelere güvenerek oldukça sıkı bir bilişsel programa sahip oluyorlar. Dolayısıyla da bu bilgi alanı içerisinden “uzman olmayan” bir kişinin mevcudiyeti aslında ilgili konuya veya soruna dair taze ve özgün fikirler getirebiliyor. İşin özü böyle bir durumda aslında amatörler bile eski perspektiflere yeni değerler katabilmekteler.

Peki Einstellung etkisi altında kalmamak için neler yapalım?

Peki Einstellung etkisi altında kalmamak için neler yapalım?

1. Önce kendinizle başlayın ve neyin uzmanı olursanız olun daha esnek bir düşünce yapısı geliştirin.

2. Zihninizi esnek tutmak için yaratıcılığın şart olduğunu unutmayın.

3. Yaratıcılığınızı sadece işinizde ya da akademik çalışmalarınızda değil, yaşam tarzınızda ve düşünce sisteminizde uygulamanız yaşadığınız toplumun refahını ve gelişimini de büyük ölçüde pozitif yönden destekleyecektir.

4. Yalnız değişimin her yerde özellikle de ülkemizde hele ki eğitim alanında her zamanda takdir edilmediğini ve teşvik de görmediğini aklınızın bir köşesinde tutmayı da unutmayın. Bu dirence karşı, akıntıya karşı yüzerek hep yeni kaslar geliştireceksiniz bunun farkında olun.

5. Kendinizle başladıktan sonra ve etrafınızda kim olursa olsun ister yerleri süpürürken gördüğünüz bir apartman görevlisi isterse de şirketin CEO’su, başkalarını da daha yenilikçi, esnek ve açık bir gerçeklik bulmaya çalışmak konusunda teşvik edin. 

6. Bir problemi çözmeye çalışırken, aklınıza anında gelen ilk fikirleri kullanmak yerine odak noktanızı geliştirmeyi deneyin.

7. Nasılsa ben bu işin okulunu okudum demekten vazgeçip, bakış açınızı genişleterek bilginizi geliştirin. Tabii ki hepiniz bazı alanlarda uzman olabilirsiniz, ama başkalarının bilgisine güvenmek, daha geniş bir ufku da keşfetmenize ve dünyayı çeşitli perspektiflerden görmenize yardımcı olacaktır. 

8. Daima zihninizin verdiği tepkileri kontrol edin ve zihninizin sürekli gösterdiği yönlendirmelerine uymayı reddedin. “Bunu iyi biliyorum.” veya “Bunun işe yaradığını biliyorsam neden farklı bir şey deneyeyim?” gibi şeyler söylüyor olmak oldukça yaygın bir durum. Bu tür düşünceler Einstellung etkisine yol açar. Bu nedenle, bu tür düşüncelerden uzak durun.

9. Zaten bildiğinizi düşündüğünüz bazı şeyleri başka perspektiflerden ve yaklaşımlardan tekrar öğrenme cesaretine sahip olun.

10. Etrafınızdakilerin sesine de kulak verin, başka bakış açılarına da dikkat edin ve kendinizi doğaçlama yapmaya ve zihninizin yaratıcı tarafını eğitmeye sürekli teşvik edin.

Hepimiz biliyoruz ki zaten var olanların aksine, daha yaratıcı, daha esnek, daha kendine özgü bir yaklaşımı benimsemek her daim zaman alsa da beyninizi bu alanda eğitmekten asla vazgeçmeyerek, daha önce sizde olan ve sımsıkı tuttuğunuz (yurt dışına gitmeden dil edinilmez, ben zaten derdimi anlatacak kadar biliyorum, Türk hocadan dil edinilmez… vs. gibi milyonlarca cümle kurabiliriz) fikirlere tutunmayı bırakmanız gerekir. Yeniliklere daha yakın yaşamak istiyorsanız kendinizi eğitin ve böylece sürekli büyüme ve gelişme yoluyla öğrenin.

Statükodan uzak ve “hep yaptığımız gibi yapalım çünkü bu yöntem doğru işliyor” zihniyetinden uzak, herhangi bir ilerlemeye karşı paslanmadan beynimizi zorlayarak dil edinmek dileği ile. 

Link1

Link2

Link3

Instagram

Twitter

Linkedin

Web

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
6
6
3
1
1
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ece talyanoğlu

ne einstellungu ya🤣 başta en önemli sebebi ekonomidir avrupada millete vize yok 10 euroya uçak parası buluyor ordan oraya gidiyor illaki öğreniyor...yoksa bi... Devamını Gör

oral kale

imkanın varsa öğrenmek istediğin dili yerinde yoksa bol bol dinleme yapacaksın benim 63 yaşındaki teyzem Rusça öğrendikten sonra dünyada herkes öğrenebilir o... Devamını Gör

ömer

Arabistan yurtdışında okumaya giden gençler için burs veriyor 6 bin türk lirası kadar üç kere dersten kalma hakkın var başarısız olursan geri ülkene dönüyors... Devamını Gör