Ekonomistler Artık Tahmin Yapamayacak mı? Dolar Yükselecek Diyenlerle TL'nin Değer Kaybı Yeniden Gündemde!
Geçen hafta 'sosyal medya' ve 'sansür yasası' olarak bilinen yasanın geçmesiyle uluslararası kurumların yayımladığı iki rapor dikkat çekti. Raporlardan birinde doların dünyada daha değer kazanacağı belirtilirken, diğerinde bu yıl dolar karşısında en çok değer kaybı yaşayan para biriminin TL olduğu görünüyordu. Yasayla ne alakası mı vardı? Geçen yıl dolar 7 lirayken 10 lira olacak diyenlerin mahkemesinin olduğu gün dolar/TL 14 seviyelerindeydi. Ekonomi ve finansta aslen tahmin, öngörü ve yorum öne çıktığından tartışmalar ilginçleşti.
Citigroup'un yayımladığı yatırım notunda ekonomik durgunlukta doların “güvenli liman” rolünü almaya devam edeceği öngörülüyor. Fed faiz artış hızını yavaşlatsa dahi dolar zirveye yol almaya devam edecek.
1972 sonrası en hızlı ralli💲
Peki ne olacak dolar karşısında TL'nin halinden önce ne oldu kısmına bakalım.👇
Güçlü doların enflasyonla mücadele eden birçok ülkede işleri yokuşa sürdüğü belirtilirken, hesaplamalara göre, dolarda yüzde 10 oranında değer artışı diğer ülkelerde yüzde 1 oranında enflasyon artışına neden oluyor.
Paylaşılan grafikte de Brezilya Reali, Meksika Pesosu ve Peru Nuevo Sol'ü hariç dünyada bütün para birimlerinin dolar karşısında değer kaybettiği görülürken, 2022'de en büyük değer kaybıysa TL'de oldu.
TL, dolar karşısında bu yıla 13,3721'den başlarken, bugüne kadar yüzde 30'dan fazla değer kaybederek 18,5874 seviyesinde bulunuyor.
Rezervlerdeki artışla birlikte artan net hata noksan kalemiyle birlikte gözlerin çevrildiği Rusya'nın da TL'deki etkisi yorumlandı.
Ekonomist Emrah Lafçı, Mesele Ekonomi Youtube kanalında Büyüteç programında The Economist’in yayımladığı “Why Vladimir Putin and Recep Tayyip Erdogan need each other” makaleyi yorumladı. Lafçı, iki liderin birbirine olan ihtiyacını ticaret artışı ve Türkiye’nin döviz ihtiyacı üzerinden ele alırken, Putin’in burada önemli olduğunu belirtti. Kaynak: Mesele Ekonomi
Türkiye-Rusya ilişkilerinde yaptırım riski var mı?
Ankara Kulislerini yorumlayan gazeteci Erdal Sağlam da yine aynı kanalda son dönem yoğun olan Türkiye-Rusya ilişkilerini, bu ilişkinin yol açacağı ekonomik yaptırım riskini, tartışılan ödemeler dengesinde BOTAŞ'ın rolünü ve rezervlerde son durumu yorumladı. Seçimlerin yaklaştığı süreçte ekonomi yönetiminin kredi stratejisine de değinirken, asgari ücret için de rakam telaffuz ederek 9 bin liraya işaret etti. Kaynak: Mesele Ekonomi
Dolar/TL'deki seyrin sosyal medya yasasıyla alakası var mı?
Uğur Gürses, T24'deki ‘Dolar tahmini yapan ekonomist’ başlıklı yazısında, geçen hafta kabul edilerek meclisten geçen 'sosyal medya' yasasında “gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli biçimde açıkça yayan' kimselere karşı hapis öngörülmesi üzerinden yorumladı. Halk arasında “sansür yasası” olarak bilinen yasanın açıklamalarında ekonomistlerin de adı geçti.
Mahir Ünal'ın yasa açıklamasında 'Dolar öngörüsünde bulunan ekonomist, deprem tahmini yapan bilim adamı bu suç kapsamına girmez' demesinin yorumlayan Gürses, üç yıl önce bir grup gazeteci ve Twitter kullanıcısının kısaca 'dolar 10 lira olacak' resmi olarak da “Türkiye ekonomisinin istikrarını zayıflatmaya çalıştıkları” şeklinde dava konusu olmalarını anımsattı.
Davada 6’sı gazeteci 38 kişi 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanırken, mevcut yasalara göre ancak daha önce görülmeyen ve kanunda bulunmaya gerekçelerle “Dolar 7 TL yarın belki 10 TL olur” diyenlere davalar açılmıştı.
Gürses, durumu şöyle anlatıyor:
Peki ne oldu? Aradan geçen 3 yılın sonunda hepsi beraat ettiler. Dava beraat ile sonuçlandığı gün doların 14,75 TL olduğunu da not edelim.
Örneklerden yola çıkarak Gürses, bir kişinin dolar tahmini yapması için ekonomist olması gerekmediğini belirtti.
Sorunların çözülememesi ya da krizlerin yönetilememesinin, kötü durumlarda 'yabancı güçler, ekonomistler, analistler ve yazarlar yüzünden' olmadığını belirtiyor ve şöyle söylüyor:
Öyle ya, sansür yasası Meclis’te tartışılırken muhalefet milletvekillerine söylendiği gibi, bu yasadan ‘kimse ceza almayacağı’ fısıldanıyor. O zaman?
Tüm bunların ardından, ekonomide sorunların olduğu saklanamazken, verilerin yorumlanması büyük bir soru işareti oluşturuyor.
Ekonomik veriler, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin de sık sık belirttiği Heterodoks görüş ten yola çıkarsak farklı görüşler üzerinden yorumlanabilir. Finansal piyasalardaysa beklentiler pozisyon açtırır, gerçekler kapattırır. Hatta yine Nebati'nin belirttiği şekilde davranışsal finans ve nöroekonomi de insanın seçimlerindeki değişkenliğe dayanır ki bunlar fizik, kimya gibi müspet ilimler değillerdir.
Mesela Merkez Bankası'nın resmi enflasyon hedefleri 2012 yılından bu yana yüzde 5 seviyesinde bulunuyor.
Dilerseniz buradan bakarak görebilirsiniz. Bu hedeflere göre yatırım kararı veren birileri durumu dezenformasyon olarak mı görmeli?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin bu paylaşımları da çok dikkat çekmişti.
Nedeni de bu paylaşımların yapıldığı 11 Eylül 2022'den iki gün sonra 13 Eylül'de başlayan düşüşle endeks 3.700 seviyelerinden 13 gün içinde 3.000'lere inmişti.
Hatta yükselişin ve sonrasında düşüşün ardında manipülatörler olduğu ortaya çıkmış mahkemece tutuklanmışlardı.
Son olarak geçen yıl Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, faiz indirimleri için önce enflasyonda düşüşü, ardından çekirdek enflasyonda düşüşü izleyeceklerini belirtirken, ikisi de yükselişe geçmesine karşın faiz indirimlerine gitmişti.
Tüm bu gelişmeler ışığında ekonomi tarafında bazı durumların göreceli olması ve yönetim bazında yönlendirmelerden yola çıkarak beklentiler, senaryolar, hedeflerin özerk bir bölgede kalması işin doğası gereği bir kenarda duruyor.
Yorum Yazın