İşte 2017 Seyahat Riski Haritası'na Göre Dünyanın En Tehlikeli Ülkeleri

Uluslararası bir global ve politik risk danışmanlığı şirketi olan International SOS & Control Risks ve Birleşik Krallık'ın ikinci büyük pazar araştırması şirketi İpsos Mori'nin ortak yürüttüğü bir çalışmayla '2017 Seyahat Riski Haritası' açıklandı. Dünya üzerinde iş ve eğlence amaçlı seyahat eden kişiler için ülkelerde bulunan çeşitli risk faktörlerini baz alan araştırma sonucuna göre 'çok yüksek risk' teşkil eden ülkeler arasında Suriye, Afganistan, Yemen, Libya, Darfur, Somali ve Timbuktu yer alıyor. Avrupa kıtasında ankete katılanlar risk ve tehlikenin artmış olduğuna insansa da rakamsal verilere göre risk seviyesinde herhangi bir değişiklik görülmedi. Seyahat güvenliği ve hükümet hizmetleri bakımından başarılı ülkeler ise Norveç, İsveç, İzlanda, İsviçre, Slovenya ve Danimarka.

Haritanın üzerinde her bir ülkede bulunan mevcut durum ve durumun boyutunun ciddiyeti renk kodlarıyla açıklanıyor. 

YEŞİL

Önemsiz risk seviyesi. 

Şiddet suçu oranı çok düşük. Ülkede politik şiddet, sivil ittatsizlik  veya yabancılara yönelik toplumsal, ırkçı ya da mezhep bazlı şiddet yok. Güvenlik ve acil durum hizmetleri etkili ve altyapı sağlam. Ulaşım hizmetleri yüksek standartlara sahip, başarılı bir güvenlik geçmişi ve yalnızca ara sıra yaşanan trafik sıkışıklıkları bulunuyor. Temel hizmetleri etkileyen iş yavaşlatma/grev hareketleri az. 

SARI

Düşük risk.

Şiddet suçu oranları düşük ve ırkçı, mezhep bazlı veya politik şiddet veya sivil itaatsizlik sık görülmüoyr. Terörün bir tehdit oluşturduğu noktada, bu tür grupların operasyonel kapasitesi limitli ve terör saldırıları sık meydana gelmiyor. Güvenlik ve acil durum hizmetleri yeterli ve altyapı sağlam. Temel hizmetleri etkileyen iş yavaşlatma/grev hareketleri ve ulaşım aksamaları seyrek görülüyor. 

TURUNCU

Orta seviye risk.

Politik huzurlsuzluklar, şiddet içeren protestolar, ayaklanma ve/veya ara sıra meydana gelen terör saldırıları var. Seyahat edenlerin ve ülkede yaşayan yabancı uyruklu kişilerin toplumsal, mezhep bazlı, ırkçı veya şiddet suçlarıyla karşı karşıya kalma riski var. Güvenlik ve acil durum hizmetlerinin kapasitesi ve altyapı kalitesi çeşitlilik gösteriyor. İş yavaşlatma veya grevler seyahati aksatabilir.

KIRMIZI

Yüksek risk seviyesi.

Protestolar sık sık şiddet içeriyor ve yabancılara yönelik olabiliyor veya onları engelleyebiliyor. Bu tür hareketlenmeler güvenlik veya kanun ve nizam gibi yönetimsel sıkıntılar yüzünden daha da şiddetlenebiliyor. Şiddet içeren suçlar ve terör sehayat eden ve ülkede yaşayan yabancı uyruklu kişilere direkt ya da arızi risk teşkil ediyor. Toplumsal, mezhep bazlı ya da ırkçı şiddet sık sık meydana geliyor ve yabancılar direkt olarak hedef alınabiliyor. Ülkenin belirli bazı kısımları ulaşılamaz durumda veya seyahat eden kişiler için yasaklı.

KOYU KIRMIZI

Son derece yüksek risk seviyesi.

Ülkenin büyük bir kısmında hükümet kontrolü ve hukuk ve nizam minimal veya hemen hemen tamamen yok olmuş olabilir. Silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen ve seyahat eden veya ülkede yaşayan yabancı uyruklu kişileri hedef alan ciddi tehlikeler ve şiddet içerikli saldırılar var. Devlet idaresi ve ulaşım hizmetleri çok düşük seviyede işlevsel durumda. Ülkenin büyük bir kısmı yabancılar için ulaşılamaz durumda.

Dailymail'in haberine göre terörün ve Zika virsüsünün seyahate balta vurduğu bir yılda, yapılan araştırmalara göre katılımcıların %72'si seyahat risklerinin son yılda arttığına inanıyor ve %57'si önümüzdeki yıl çok daha tehlikeli hale geleceğini bekliyor.

Bir ülkenin tehlike seviyesinin tespit edilmesindeki başlıca kriter ise seyahat eden kişilere yönellik şiddet tehlikesi ve hükümetin ülkeyi kontrol edebilme yetisi.

Fakat veriler bunun tam aksini söylüyor çünkü Avrupa şehirlerinde değerlendirilen risk seviyesinde bir değişiklik bulunmuyor.

International SOS ve Control Risks'te görevli güvenlik uzmanı Rob Walker şöyle konuşuyor; '2016'da meydana gelen olayların sonucunda bir zamanlar seyahat etmek için güvenli olduğu düşünülen yerlerin artık sıkıntılı olduğu hissedilmeye başlandı. Riskler değişiyor olsa da, örgütler bu değişiklikleri azaltmak için yaptıkları girişimlerin orantılı olduğunda ve algıya değil gerçeğe dayandığından emin olmalılar.'