Görünmeyen Emeği Görmek
Ekibimle, her yıl sonunda değerlendirme yapmayı seviyoruz. Kendi yolculuğumuzu, yaptığımız işleri, birbirimizi ve en sonunda da birbirimizin gözünden kendimizi değerlendiriyoruz. Farkındalık yaratmanın ve gelişimin en etkili yollarından biri bu süreç.
Peki, iş hayatında herkes bu tür bir değerlendirme döngüsünün içinde mi? Özellikle fiziksel emekleriyle beden gücüyle sahada çalışan bireyler ne kadar görülüyor?
Fiziksel emek ve görünmezlik
![Fiziksel emek ve görünmezlik](https://img-s1.onedio.com/id-67aa782d539bb0f6d86f3dfd/rev-0/w-600/h-288/f-jpg/s-4fcf98a7fd5e7b0bb96ccb91d9fe77f33d85fc7f.jpg)
Ofis çalışanlarının performanslarını belirten raporlar, hedefler ve çıktılar vardır. Ancak, ofis içinde çalışan ve fiziksel emek harcayan kişilerin performansı nasıl ölçülür? Özellikle 'servis hizmetleri' dediğimiz, yani fiziksel emeğiyle işin devamlılığını sağlayan çalışanlar nasıl değerlendirilir? Bahçıvanlar, temizlik personelleri, aşçılar, güvenlik görevlileri, asistanlar, teknik destek ekibi… Onlar olmadan işleyen bir sistem düşünülebilir mi? Çok zor.
Ama ne yazık ki en çok unutulan, en az takdir edilen de onlar oluyor. Bu kişiler için en kıymetli geri bildirim bir yöneticinin onlara dönüp “Seni görüyorum, emeğini fark ediyorum.” demesi oluyor çoğu zaman.
Emeğin görünürlüğü: En temel insan ihtiyacı
İnsan doğası gereği görülmek ister. Yaptığı işin fark edilmesini, değer bulmasını ister. Ofis ortamlarında “görünür” olmak biraz daha kolaydır; çünkü bir sunum yaparsınız, bir toplantıda konuşursunuz, bir rapor hazırlarsınız ve bir şekilde emeğinizin karşılığını alırsınız. Ancak fiziksel emekle çalışanlar için durum daha farklıdır. Çünkü onların emeği genellikle ‘zaten olması gerektiği gibi’ kabul edilir.
Fiziksel emek sahipleri çoğu zaman arka planda kalır. Oysa her iş, ayrı bir bilgi ve beceri gerektirir. Binayı temizleyen kişi olmadan, bir yöneticinin rahatça çalışması bile mümkün değildir. Büyük bir şirketin yöneticisi olduğunuzu düşünün. Üst düzey bir toplantı öncesinde toplantı odanız temizlenmeseydi ve gelen konuklarınıza mahcup olsaydınız nasıl hissederdiniz?
Bir yönetici olarak fark etmek
![Bir yönetici olarak fark etmek](https://img-s1.onedio.com/id-67aa78e07753bb9282ed6f8e/rev-0/w-600/h-316/f-jpg/s-644974ae849b79a690fddd6d23c23dc230eee5f7.jpg)
Bir yönetici, çalışanlarını değerlendirdiğinde aslında onlara “Seni takip ediyorum, emeğini önemsiyorum.” mesajı vermiş olur. Bu mesajı duymaya en çok ihtiyacı olan grup ise işi görünür olduğu halde kendisi görünmeyen emekçilerdir.
Çünkü fiziksel emek, finansal çıktılarla doğrudan ölçülmez. Raporlarda, tabloların arasında, stratejik planların satırlarında yer almaz. Ama işin özünü, sürdürülebilirliğini onlar sağlarlar. Ve ne yazık ki, takdir edilmediklerinde bir süre sonra motivasyonlarını kaybederler.
Görmek ve takdir etmek bir lüks değil, zorunluluktur
Fiziksel emek, yalnızca işin devamlılığını sağlamakla kalmaz, işyerinin düzenini, güvenliğini ve huzurunu da yaratır. Örneğin, güvenlik ekibi kimsenin olmadığı saatlerde iş yerlerinin güveninden sorumludur, üst düzey yetkililerin ofislerine erişimleri vardır, acil durumlarda gerekli önlemleri alırlar. Ne kadar önemli bir görevleri olduğunu ancak bir durup düşündüğümüzde fark ediyoruz. Ve maalesef çoğu zaman hiç durup düşünmüyoruz. Oysa iş dünyasında bu emeğin ekonomik ve sosyal katkısı ölçülebilseydi, takdir etmek bir seçenek değil, bir zorunluluk olurdu.
Takdir edilmek, görülmek çalışanların bağlılığını artıran ve iş yerine duyduğu aidiyeti güçlendiren bir unsurdur. Ve bu, sadece maaş artışıyla veya primle sağlanamaz. Bir “Teşekkür ederim.”, bir “Eline sağlık.”, hatta bir göz teması bile büyük bir fark yaratabilir. Takdir edilen bir çalışan, yaptığı işi sahiplenir, işine daha fazla özen gösterir. Uzun vadede bu, daha düşük iş gücü devri ve daha güçlü bir kurum kültürü anlamına gelir.
Çünkü asıl mesele, insanın yaptığı işin değerli olduğunu bilmesi, emeğine kayıtsız kalınmadığını fark edildiğini hissetmesidir. O yüzden, bir yönetici olarak belki de en büyük sorumluluğumuz çalışanlarımızı “görmek”tir. Hatta bunu yalnızca bireysel bir sorumluluk olarak görmeyip kurumsal kültür haline getirmek çalıştığınız organizasyon için yapabileceğiniz en büyük atılımdır.
Eğer bu yazıyı okurken çalıştığınız yerlerde fiziksel emek harcayan insanları düşünüyorsanız, bugün onlara teşekkür edin. Kim bilir, belki de uzun zamandır duydukları en güzel şey olacaktır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!