Gülşah Elikbank Yazio: Unutmak da Sevdaya Dâhil
Uzun ve yorucu yolların sonunda varacağımız kapı hep aynıdır; yalnızlık...
Bunca kalabalığın ve şatafatın içinde insan yapayalnız bir varlıktır.
Çünkü aynı zamanda dünyaya kafa tutmanın da bir yoludur; aşk.
Aşk, hayatın şiiri, en vurucu dizesidir!
Kalbimizdeki hiç kapanmayan o boşluk duygusu bundandır.
O koyu boşluk asla kendiliğinden kapanmaz. Şan, şöhret, para, alkışlar; hiçbiri kâr etmez içimizdeki derin uçuruma… İnsan ancak bir başkasıyla bütünlenebilir. Dahası kendini en iyi bir başkasının göz bebeklerinde gerçek haliyle görebilir. Sevdalının gözlerine uzun uzun bakmak bundandır.
Aşk dönüşmektir!
Ama hiçbir mucize kolay gerçekleşmez. Âşık olmak bazen dilsiz acılara da razı olmayı gerektirir. Sevmeyi bilen bir kalp unutma konusunda aynı yeteneğe sahip midir, peki? Unutmanın aşık olunan kişiyle pek de bir bağı yoktur üstelik, hatırlamak istediğimiz sevdalımız değildir; onun yanında dönüştüğümüz kişidir. Aşk; dönüşmektir ve insan kendini ancak tutkularına sarılarak yeniden yıkıp inşa edebilir. Bu bir bakıma, yeniden doğmaktır. Ölümün suratına atılan afili bir tokattır. Yaşamın fırtınasından sırılsıklam ama sağ salim çıkmaktır.
İnsan gerçek benliğini bulmak için önce onu unutmak zorundadır ve bunu yalnızca aşk başarabilir.
Dünya sevgilinin yanındayken daha güzel gözükür, her derdin bir devası var gibidir. Yoksa da insan bir şövalye gibi evrenin karanlık tarafıyla savaşacak kadar güçlüdür o tutkunun pençesindeyken. İşte insan bu gücü, bu büyüyü unutmak istemez aslında.
Yine de tüm bunlara rağmen, bir sabah uyanırsınız ve kalbinizdeki sızı dinmiştir.
Aşk nasıl ki size fikrinizi sormadan, aniden başlarsa öyle aniden de biter, emek verilmezse. Her biten aşk, sahibine daha önce hiç duymadığı bir şarkı mırıldanır. İşte aşktan geriye bir tek o şarkı kalır... Bazen o şarkı, meşhur bir şiirden hançer gibi bir dize saplar kalbinize; bence şimdi sen de herkes gibisin… O zaman anlarsınız; unutmak da sevdaya dâhildir, vakti gelince gitmek de.
Yorum Yazın