Hatalarımızdan Ders Çıkarsak da Neden Sürekli Aynı Hataları Yapma Eğilimindeyiz?
Hepimiz hayatımızın bir noktasında aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz. Aslında bunun sebebi, beynimizin olayları gerçekçi olmayan şekilde yorumlaması. Düşünce kalıplarımız bazen yanlış kararlar almamıza yol açabiliyor.
Bilişsel çarpıtmalar da devreye girer, otomatik davranışlar da... Zihnimiz, olayları ya çok karamsar ya da çok iyimser görür. Bu da pek tabi hataları birden fazla kez tekrarlamamıza neden olabilir.
Bu hataları tekrarlamaktan kaçınmak için düşüncelerimizi sorgulamak gerekir. 'Bu düşünce doğru mu?' sorusunu sorarak, otomatik düşüncelerimizi daha sağlıklı şekilde değerlendirip, alternatif düşünceler geliştirebiliriz. Peki neden sürekli aynı hataları tekrarlıyoruz? Bilişsel çarpıtmalar ve otomatik davranışlar bu süreci nasıl değiştiriyor?
Beraber bakalım...
Hatalarımızdan ders çıkarmak son derece önemli.
Fakat genel olarak insanlar, sürekli aynı hataları yapma eğilimdedir. Belki fark etmişsinizdir, boşuna 'Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur' demiyorlar.
Peki neden sürekli aynı hataları yapma eğilimdeyiz? Aslında bunların altında yatan bazı normlar ve kavramlar var.
Bu kavramlardan bir tanesi bilişsel çarpıtmalar dediğimiz bir kavram aslında. Farklı başlıklara ayrılıyor.
İlk olarak bilişsel çarpıtma ne demek, bundan bahsedelim: Bilişsel çarpıtmalar, zihnimizin olayları gerçek dışı ve genellikle olumsuz bir şekilde yorumlamasına neden olan düşünce hatalarıdır.

Bu çarpıtmalar, kararlarımızı ve davranışlarımızı etkileyerek aynı hataları tekrarlamamıza yol açabilir.
Örneğin 'hep ya da hiç düşüncesi' yani dichotomous thinking kavramı bilişsel çarpıtmaya bir örnek.
Peki ne demek bu? Olayları siyah-beyaz olarak görme eğilimidir. Bu düşünce tarzında, bir durum ya mükemmeldir ya da tamamen başarısızlık olarak kabul edilir. Örneğin, bir projede küçük bir hata yapmak, tüm çalışmanın değersiz olduğunu düşünmeye yol açabilir.
"Aşırı genelleme" de aynı hataları yapma eğilimimizi artırıyor.

Tek bir olumsuz olayı alıp, bunu genelleştirerek sürekli tekrarlanacakmış gibi düşünmek. Örneğin, bir kez başarısız olduğunda, 'Ben zaten her zaman başarısız olurum' şeklinde bir inanç geliştirmek.
Zihinsel filtreleme kavramını daha önce duymuş muydunuz?

Olumlu olayları göz ardı edip, sadece olumsuzlara odaklanma anlamına geliyor. Bu, kişinin genel yaşam memnuniyetini düşürebilir ve hatalı kararlar almasına neden olabilir. Kısmen algıda seçicilik diyebiliriz.
"Olumluyu geçersiz kılmak"

Olumlu deneyimleri küçümseyerek veya reddederek, değersizleştirmektir. Örneğin, bir övgü aldığında, bunu şans eseri veya önemsiz bir şey olarak görmek. Bu durum kişiyi değersizleştirebilir, hata yapmaya açık hale getirebilir.
Yeterli kanıt olmadan negatif sonuçlara varmak. Yani direkt olarak bir olaydan sonuç çıkarmak!
Bu, iki şekilde olabilir: Akıl okuma (başkalarının ne düşündüğünü bildiğini varsaymak) ve 'falcılık' (gelecekte kötü şeyler olacağını varsaymak).
Hataları veya problemleri abartmak ya da başarıları ve olumlu özellikleri küçümsemek.
E haliyle bu da öz güveni epey bi' zedeliyor.
Hepimiz az da olsa duygusalız. Peki duygusal karar alma konusunda nasılız?
Duygulara dayanarak gerçekliği değerlendirmek, sizler de takdir edersiniz ki mantığı geri planda bırakıyor. Örneğin, 'Kendimi yetersiz hissediyorum, demek ki yetersizim.'
Peki ya kuralcılık? Sıklıkla "yapmalıyım, etmeliyim" gibi cümleler kuruyorsak, bu da aslında bilişsel çarpıtmaya giriyor.
'Her zaman başarılı olmalıyım' gibi düşünceler, sürekli bir yetersizlik hissine yol açabilir.
"Etiketleme" mevzusunu da unutmamak gerek.

Kendimize veya başkalarına yönelik genelleyici ve olumsuz etiketler kullanmak. 'Ben bir başarısızım' veya 'O tam bir aptal' gibi davranışlar etiketlemenin ta kendisi!
Her olayı da "kişiselleştirmemek" önemli.

Kendimizi, kontrolümüz dışındaki olaylardan sorumlu tutmak veya başkalarını suçlamak büyük bir bilişsel çarpıtma. Bu, gereksiz suçluluk duygularına veya ilişkilerde çatışmalara neden olabilir.
"Hata yapmakla ne alakası var?" dediğinizi duyar gibiyiz. Şöyle anlatalım:
Bilişsel çarpıtmalar, aslında düşüncelerimizin otomatik olarak ortaya çıkan ve genellikle farkında olmadığımız hatalı yorumlamalarıdır. Zamanla bu düşünce kalıpları, davranışlarımızı ve kararlarımızı etkileyerek aynı hataları tekrarlamamıza neden olabilir.
Peki bilişsel çarpıtmalar nasıl gelişiyor? Arka planımızla aslında çok yakından ilgili! İsterseniz, bilişsel çarpıtmanın çevresinde gelişen otomatik davranış kavramını da anlatalım:

Otomatik düşünceler, belirli bir durum karşısında zihnimizde anında beliren ve genellikle sorgulamadan kabul ettiğimiz düşüncelerdir. Bu düşünceler, geçmiş deneyimlerimiz, inançlarımız ve bilişsel çarpıtmalarımız tarafından şekillenir. Örneğin, daha önce bir sunumda hata yapmış bir kişi, yeni bir sunum öncesinde 'Yine rezil olacağım' şeklinde bir otomatik düşünceye sahip olabilir. Bu düşünce, kişinin kaygı seviyesini artırarak performansını olumsuz etkileyebilir ve gerçekten de hata yapmasına yol açabilir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir