HDP'ye Kapatma İddianamesi: Demirtaş ve Yüksekdağ Dahil, Yüzlerce İsme Siyasi Yasak İstemi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'ye açılan kapatma davasındaki 604 sayfalık iddianamesinde, HDP'nin devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği savunuldu. İddianamede aralarında Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Pervin Buldan'ın da olduğu bazı isimlere siyaset yasağı, HDP'nin ödenecek hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istendi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle hazırlanan 609 sayfalık iddianamede, partinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği ileri sürüldü.
Başsavcılığın iddianamesinde, HDP'nin temelli kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu kaydedilerek, partinin temelli kapatılması ve hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istendi.
HDP üyeleri hakkında çeşitli mahkemelerdeki iddianameler ve mahkeme kararları, '6-8 Ekim Olayları', 'çukur eylemleri' ile tüm dosya kapsamında ortaya konulan delillerden, HDP'nin daha önce Anayasa Mahkemesince kapatılan partiler gibi tamamen PKK/KCK'nın güdümünde bulunduğu ve PKK'nın legal görünümlü bir yan kuruluşu olduğunun ortaya konulduğu iddia edildi.
"Kongrelerinde PKK lehine sloganlar atıldı"
İddianamede, davalı partinin teşkilat kongreleri ve büyük kongreleri ile tüm gösteri ve toplantılarının, Anayasa ve yasalara göre kurulmuş bir siyasi partinin olması gereken parti kongreleri ve toplantıları gibi değil, bölücü terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılan alanlar haline getirildiği kaydedildi.
Kongre salonlarının, örgüt kampları gibi terörist fotoğrafları ve sözde terör örgütü bayrakları ile donatıldığı anlatılan iddianamede, 'Davalı partinin kongrelerinin bir siyasi partinin kongresinden ziyade terör örgütünün propagandasının yapıldığı, ölen teröristlere saygı duruşlarında bulunulduğu, Anayasal düzenimize ve üniter devlet yapımıza yönelik açıkça düşmanlığın sergilendiği adeta 'PKK kongreleri' şeklinde cereyan etmiştir.' denildi.
İddianamede, bunun son örneğinin, 23 Şubat 2020 tarihli partinin 4. Olağan Büyük Kongresi olduğu, bu kongreyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğü hatırlatıldı.
"Halka değil terör örgütüne hesap veriyor"
İddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
'Davalı HDP, terör örgütü PKK-KCK'yı açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunmuştur. Aslında HDP ile PKK/KCK arasında bir fark yoktur. HDP silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın emir ve talimatları doğrultusunda faaliyet yürüten, yaptıkları veya yapmadıkları bakımından halka değil terör örgütü PKK/KCK'ya hesap veren, terör örgütünün siyasi görünümlü bir uzantısı, organıdır. Başka bir deyimle HDP, PKK'nın partisidir. Partinin Eş Genel Başkanlığını yapmış Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş HDP’nin terör örgütü lideri Öcalan’ın projesi olduğunu, Öcalan’ın HDP fikriyatında büyük emeği olduğunu belirterek bunu açıkça söylemekten çekinmemişlerdir. Bu hususu örgüt elebaşı da kabul etmektedir. Örnek olarak yer verilen eylemler ile iddianamenin tamamında yer alan diğer eylemleri gerçekleştirenler sıradan kişiler değil, partide genel başkanlık, milletvekilliği, MKYK üyeliği, MYK üyeliği, MDK üyeliği, belediye başkanlığı, teşkilat kademelerinde yönetici gibi davalı partide üst düzey görev almış kişiler olduğundan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün ne kadar büyük bir tehdit altında olduğu daha iyi anlaşılacaktır.'
"Hiçbir milli meselede devletin yanında yer almadı"
İddianamede, HDP'nin, 'hiçbir milli meselede Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında yer almadığı, Türk devletinin ve milletinin karşısında yer alan kim varsa haklı olup olmadıklarına bakmaksızın ön kabulle onların safında yer almayı tercih ettiği' belirtildi. HDP'nin TSK'nın son dönemde yaptığı operasyonlara yönelik itirazları buna örnek gösterildi.
HDP'nin kendisinden önce kapatılan partilerin yolundan gittiği kaydedilen iddianamede 'Bu hal ve şartlarda Anayasa'nın 3. maddesinde ifadesini bulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak ve toplumun huzur, güven ve birlikteliği için davalı partinin temelli kapatılması hukuksal bir zorunluluktur' denildi.
İddianamede yer verilen deliller
Partinin önde gelenlerine siyaset yasağı talebi
İddianamede aralarında Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Mithat Sancar, Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder'in de bulunduğu 685 ismin temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasından itibaren 5 yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına karar verilmesi istendi.
Yorum Yazın
Üzücü, bu partiyi desteklemiyor hatta terörle ilişkili olduğunu kabul ediyorum ama bu yapılan, siyasi olarak, sandıkta sizi yenemiyoruz, engelleyemiyoruz dey... Devamını Gör
Zaten HDP'nin kazandığı 65 belediyeden 40'a kadarına kayyum atandı. Bölgedeki insan seçtiği birey tarafından yönetilmediği takdirde, özgür ve adil bir devl... Devamını Gör
Çözüm sürecini sırtlanıp HDP'yi meclise sokanlar, şimdi HDP kapatılsın diye uğraşıyor.