Bununla bağlayalım. Organize din, ahlak, etik psikoloji, dini felsefe üzerine çalışan Danimarkalı yazar, şair ve ilahiyatçı olan Søren Kierkegaard’tan bir alıntı ile başlayacağım. Şöyledir anekdot: Bir gün bir tiyatronun kulisinde bir gün yangın çıkar. Tiyatronun emektar palyaçosu haber vermek için sahneye gelir. Herkes bunun bir şaka olduğunu sanıp alkışlamaya başlar. Palyaço uyarmaya devam ettikçe alkışlar daha da hızlanır ve hepsi yanıp gider. Kierkegaard da bunun üzerine der ki: 'Sanırım dünyanın sonu da böyle gelecek: her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında!'
Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken bir gezide gittiğim Danimarka’da Kopenhag’ta Kierkegaard ailesinin Assistens mezarlığındaki kendisine tüm mezarında kitaplarını okuyacağıma söz vermiştim. Bu arada kendi soyadı da hazire, kilise mezarlığı demek ('church yard') anlamına geliyor, ironik...
Yine oradan devam edeyim ve ülkenin sosyolojik analizine giriyorum. Faust’taki Mefisto, umutsuzluğa düşen bir şeytandan daha kötü felâket yoktur derken haklıdır çünkü buradaki umutsuzluk, kulağını pişmanlığa ve bağışlamaya veren bir zayıflıktan başka bir şey değildir. Kierkegaard para ya da siyaset ya da kişi, bağımlılığı ne güzel ifade eder bize, onunla bitireyim.
'Sana 'Johannes'ciğim demiyorum çünkü senin asla benim olmadığını çok iyi anladım ve bir zamanlar ruhumu mutlu eden bir düşüncenin cezasını da epey çektim ama yine de sana sana benimsin diyorum; baştan çıkarıcım, aldatıcım, düşmanım, katilim, mutsuzluğumun kaynağı, sevincimin mezarı, mahvımın dipsiz kuyusu. Sana 'benim', kendime de 'senin mi' diyorum ve bu sözlerim, bir zamanlar tapınışımı gururla dinleyen kulağını okşarken şimdi senin üstüne bir lanet gibi gelecek, sonsuz bir lanet. Peşine düşeceğimi sanma yanımda sana alay konusu olacak bir hançer taşıyacak değilim! Nereye kaçarsan kaç, yine seninim; dünyanın öteki ucuna da gitsen yine de seninim benden başka yüz kişiyi sevsen de seninim: evet, son nefesimde bile seninim. Sana hitap etmede kullandığım dil bile senin olduğumun kanıtıdır. Sen bir insanı kandırmada öylesine ileri gittin ki benim için her şey haline geldin; ben de artık tüm zevklerimi senin kölen olmaya dönüştüreceğim-seninim, seninim, seninim ben senin başını belası.'
Yorum Yazın