Hz. İsa'nın Çarmıha Gerildiği Ana Gidip Fotoğrafladığını İddia Eden Katolik Rahip: Ernetti
Zamanda yolculuk yapmak mümkün mü gerçekten?
Kaydettiğimiz teknolojik ilerlemeyi göz önüne alırsak eğer zaman boyutunda hareket edebilmemiz yani zamanda yolculuk şu an için neredeyse imkansız.
Aşmamız gereken birden çok paradoks, çözmemiz gereken birden fazla problem var.
Hal böyle olunca da, zamanda yolculukla ilgili komplo teorileri de bitmiyor, üzerindeki sis perdesi de kalkmıyor.
Zamanda yolculuk yapan ve Hz. İsa'yı görüntülediğini iddia eden Ernetti'ye geçmeden önce, gelin zaman boyutu ile alakalı kabul görmüş fiziksel gerçeklere bir bakalım.
Gezegenimizde hüküm süren başlıca 2 kuvvet var: Yerçekimi ve elektromanyetik çekim.
Yerçekimi kuvvetini 1600'lü yıllarda Newton'un keşfetmesine rağmen Einstein, uzay-zaman bükülmeleri sayesinde aslında bu yerçekimi kuvvetinin olmadığını, bu çekimi sağlayanın ise bükülmeler olduğunu söylemişti. Buna da genel görelilik teorisi adını vermişti. Bu çekim kuvveti büyük kütleli cisimlerde çalışırken, atom altı parçacıklarda ise işlemiyor.
İşte tam bu noktada devreye giren kuvvet ise elektromanyetik kuvvet.
Evrende hem kütlece ağır olan gezegenler hem de oldukça az kütleli atom altı parçacıklar -ki bunlar nötron, proton, elektron ve kuarklardır- olduğu için ve bu iki çekim kuvvetinin dayandığı teoriler de aynı evreni açıkladığına göre, ikisini bir teoride birleştirmek ve evreni bütünüyle anlamak mümkün olmalıdır, demiş Einstein.
İşte bu iki denklemin birleşmesini amaçlayan bir teori var, Sicim teorisi.
Juan Martin Maldacena isimli ünlü fizikçi bu konuda ‘Asıl evren 2 boyutlu, bizler ise bu evrenin holografik yansıması olan, 3 boyutlu bir evrende yaşıyoruz. Bu yansıma sırasında ortaya çıkan fazladan boyut ise zaman oluyor. Fakat, iki boyutlu asıl evreni tanımlamanın ve bu iki farklı model arasındaki bağlantıyı kurmanın tek yolu da Sicim Teorisi’dir’ demiştir.
Sicim Teorisi'ne göre, atomun en derinlerinde, nötron ve protonların da daha derinlerinde başka parçacıklar var: Dans eden enerji iplikçikleri.
İşin matematiksel boyutuna geçildiğinde ise bu teorinin 4 boyutlu uzayda işleyemeyeceği, en az 10 uzay ve 1 zaman boyutuna ihtiyaç olduğu görüldü. Kısaca, bizim olduğunu var saydığımız x, y, z kordinatları (3 boyut) ve zaman koordinatı (4.boyut) vektörel çizgiler olarak tanımlanabilir. Teorinin sonuna gelindiğinde, bahsedilen bu iplikler, farklı titreşimlerle ve hareket ettikleri farklı boyutlarla, farklı maddeleri ve belki farklı evrenleri yaratıyorlar.
Biz, sicim teorisinin öngördüğü on boyutlu evrenin dördüncü boyutunda (zaman) yaşayan canlılarız.
İlk üç boyutta ileri geri, sağa sola ve yukarı aşağı kolaylıkla hareket edebiliyoruz. Dördüncü boyutu, yani zamanı ise an be an deneyimliyoruz, hissediyoruz, ancak bu boyut içinde hareket edemiyoruz. Yani diğer bir ifadeyle 'anların' içerisine hapsolmuş durumdayız, zamanda ileri (gelecek) veya geri (geçmiş) hareket edemiyoruz.
Olayın fiziksel olarak açıklaması böyle olsa da, tarih boyunca zaman boyutu içerisinde hareket edildiği iddiası daima olmuştur.
En ilginci ve halen de süregeldiği söyleneni ise İtalyan bir rahip ve aynı zamanda kuantum fizikçisi olan Pellegrino Ernetti'nin icat ettiğini iddia ettiği, Kronovizör’dür.
İddialara göre bütün sesler atmosferde muhafaza ediliyor ve Kronovizör yardımıyla bu seslerin tamamı dinlenebiliyor.
Kronovizör’ün çalışma mantığı ise geçmişteki elektromanyetik radyasyonu çözümlemek ve bu sıkışan verileri anlamlı sinyallere çevirmek.
Ayrıca yine iddiaya göre Kronovizör’ün mucidi Ernetti, icadını kullanarak geçmişe, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği ana gidip, o anı fotoğraflamıştır.
Bu fotoğraf da Kronovizör ile birlikte Vatikan Gizli Arşivleri’nde saklı tutulmaktadır.
Son zamanlarda çıkan bir başka iddia ise Kronovizör gerçekte var ve bu alet gizli istihbarat teşkilatları tarafından kullanılıyor.
İstihbarat teşkilatlarının pencere camındaki titreşimden sesleri dekode ederek ortamı dinleyebilen aletleri olduğu zaten dillendirilen bir iddia idi.
Aynı mantıkla hareket ettiği düşünülen bu aletler de tıpkı Kronovizör gibi, sıkışan manyetik dalgaları dekode ederek zamanı okuma ve zamanda hareket etme olanağı sunuyor.
Şu an için gerçekten bir hayli uzak olan bu iddia, daha ne kadar dillendirilecek bilinmez.
Fakat, zaman boyutunu aşamadığımız sürece bu ‘bilgi kirlilikleri’ ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Ve bu kadar gizli bir bilgiyi ben de evimde onedio dan okuyorum.
lsd kafası kilise ilahisiyle amenoyla alınca kafa pırıl olmuş
=))))))
Evet İsa oldukça gergin görünüyor :/
:gdhfggfgdsghjh :d