Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
İnsan Analitiği ve Yapay Zekâ: İnsan İK'ya Geri mi Dönüyor?
Merak etmeyin robotlar veya yapay zekâ bütün işleri elimizden alamayacak. Tarih bize 1800’lü yıllarda gerçekleşen sanayi devriminde kaybedilenden daha fazla iş imkânı doğduğunu gösterdi. Bu nedenle dördüncü sanayi devriminin diğerlerinden farklı olmasını beklemek için çok da geçerli bir neden yok.
Gerçekten de Dünya Ekonomik Forumu'ndan elde edilen verilere göre, 2022 yılında 75 rol ortadan yavaş yavaş kaybolacakken 133 yeni yeni rolün de ortaya çıkacağını öngörüyor.
Yapay zekâdan korkmamıza en azından şimdilik gerek yok :)
Otomatikleştirilecek olan işler çoğunlukla rutin ve kendini tekrarlayan görevlerden oluşurken, yapay zekâ tarafından üretilen yeni işlerin çoğu daha yaratıcı daha etkili ve daha insancıl olmamıza destek verecek gibi gözüküyor.
Sonuçta insanoğlu makinelere ve programlara insan gibi olmayı öğretmeye çalışırken onlar da bizim özümüze dönmemize yardımcı olabilir.
İnsan kaynakları fonksiyonu İK'nın sadece insanlarla ilgili konularda liderlik yapacağı bir rol olmakla kalmayıp, aynı zamanda 'insanı' merkeze yerleştirerek ve şirketlerimizin daha adil, daha iyi ve daha insancıl olmasını sağlayarak kritik bir rol oynayacağı bir departman haline gelecek.
İnsan analitiği ve yapay zekâ kullanımı için etik düzenleme şart!
İnsan analitiği hızla ve derinden yayılmaya devam ediyor.
2019 yılında İK bünyesinde yer alan insan analitiğiyle uğraşan çalışan sayısı iki katına çıktı. İlginç olan ise İK'nın diğer alanlarındaki kaynakları ve sorumlukları daralırken İK analitiği alanındaki sorumlukları ve ayrılan bütçe aksine genişlemeye ve derinleşmeye başladı. Tabi bunda “çalışan deneyimi”, “işgücü planlaması” ve “analitik tabanlı ürünler geliştirme” gibi ürünlerin ve sonuçların etkisi çok büyük. Bu yönelim, doğrudan CHRO'lara rapor veren daha fazla analiz yapan profesyonelin olması anlamına gelirken 2020’de İK ekiplerinin veri okuryazarlığını artırmak için şirketlerin eğitim yatırımlarını arttırmasını beklemek normal olacaktır.
Çalışan deneyimi artık daha da önemli.
Öğrenmede Kişiselleştirme
Çalışan deneyiminin bir kilit unsuru da kişiselleştirilmiş deneyimlerin yaratılmasıdır. Belki de kişiselleştirmenin en yaygın olarak uygulandığı İK alanı yaşam boyu öğrenme çağında olduğumuz göz önüne alındığında, özellikle zamanında öğrenmedir. Çalışanların makine öğrenimi ile küratörlüğü yapılan içerikle öğrenmek istedikleri beceri ve bilgilere dayalı özelleştirilmiş yollar oluşturmalarını sağlayan GMPLY ve myHRfuture gibi araçlar giderek yaygınlaşıyor ve öğrenmede bir devrime güç veriyor.
BECERİLER YENİ PARA BİRİMİ
Çalışanları bugüne kadar unvanına, fonksiyonuna, iş ailelerine, vb. göre ayırıyorduk.
Artık bu değişmek zorunda.
Çağımızın bu alandaki en büyük zorluklarından biri de bu ayrımın değişmesi. Bugüne kadar işlere odaklanmaktan insanın sahip olduğu bilgi ve beceriyi kısacası İNSAN’ı gözden kaçırdık.
Artık iş hayatında geçerli yeni para biriminin sahip olunan beceriler, beceri setleri ve değer yaratan yetenek olduğunu ilan edebiliriz.
Bu kavramları iş gücü planlaması ve yetenek yönetimi ile eşleştirdiğinizde müthiş bir data çıkıyor ki bu da insan analitiğinin uğraş alanı içinde.
İlişkiler önemli - ONA iş değeri sürüyor.
İK kendini yenilemeye ve yeni beceriler kazanmaya devam ediyor.
İK şüphesiz işin en heyecan verici çalışma alanlarından biri olsa da, iş liderlerinden ve işgücünden gelen artan beklentileri karşılayacaksa mutlaka değişmesi gerekiyor. Basitçe söylemek gerekirse, İK daha yüksek iş değeri sağlamak için daha dijital, daha çevik ve daha fazla veri okuryazarı olmalıdır. İyi haber ise İK profesyonellerinin buna gönüllü olması. İK çalışan merkezli bir zihniyete geçmeye devam etmelidir. Ülkemizde patron merkezli çalışmanın oldukça baskın olduğu bir ortamda bunu gerçekleştirmek zor olacaktır ama başka çaresi de yok.
İnsan merkezli bir tasarım yaklaşımını yaratma ile birleştiren Leena Nair (Unilever), Diane Gherson (IBM), Peter Fasolo (J&J), Kathleen Hogan (Microsoft) ve Katarina Berg (Spotify) gibi öncü CHRO'lar mevcut. Bu yol İK’nın değer yarattığının yegâne kanıtı.
Bahsettiğim uygulamalar bütçe, şirketin büyüklüğü ya da çalışan sayısıyla asla ilintili değil. Olay tamamıyla bakış açısında.
İK’da teknoloji kullanımı
Josh Bersin'e göre HR Tech, şu anda 300 milyar doları aşan piyasa ısınmaya devam ediyor. Microsoft, SAP ve Workday gibi büyük oyuncular önemli yatırımlar yapıyor. Pazarda yenilikçilik devam ediyor. Önümüzdeki yıl çok daha fazla hype (YZ ve Blockchain gibi alanlarda), yenilikçilik (beceri ve işgücü planlaması gibi alanlarda) ve birleşme görürseniz şaşırmayın. Bu yazıyı yazarken Degreed'in Adepto'yu aldığını öğrendim.
Yorum Yazın