IŞİD'in Esir Tuttuğu Ezidi Kadınlar Yaşadıklarını Anlattı
Yedi kez köle olarak satılan kadınlar, annesinden koparılan çocuklar, intihar edenler, 'İntihar edersem ailem cesedimi bulamaz' diye hayatta kalanlar...
Hürriyet gazetesi muhabiri İpek Yezdani, IŞİD'in köle yaptığı Ezidi kadınlarla konuştu.
Yedi kez IŞİD militanları tarafından alınıp satılan ve dokuz ay esir kalan 19 yaşındaki Dalia yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Lisede edebiyat okuyordum, son sınıfa geçmiştim. 3 Ağustos sabahı kalktığımda IŞİD militanları köyümüzü basmıştı, herkes kaçıyordu. Bizi yakaladılar, hepimizi bir yerde toplayıp ‘Ya Müslüman olacaksınız ya da öleceksiniz’ dediler. Korkudan hepimiz ‘Tamam’ dedik. Buna rağmen köydeki erkeklerin hepsini toplayıp götürdüler. Bir daha onlardan haber alamadık.
YENİ KURTULDU
IŞİD militanlarından kurtulalı 12 gün olan ve 4 yaşında oğlu ile 6 aylık bir kızı olan 26 yaşındaki Selma da şunları söyledi:
“Köyü bastıktan sonra çocuğu olan diğer Ezidi kadınlarla birlikte beni de Telafer’e götürdüler, bir ay hapishanede tuttular, sonra oradan Rakka’ya gittik, 500’e yakın kadınla birlikte beni bir binanın en üst katına yerleştirdiler. Sonra IŞİD militanları gelip her birimizi teker teker satın aldı. Bir IŞİD’ci de oğlumla beni alıp evine götürdü, evde karısı da vardı.
Bebeğim onun evinde doğdu. Bebek doğduktan sonra 2600 dolara beni başka birine sattı. O da yeniden 4000 dolara bir Halepliye sattı. Oradan telefon bulup kocamı aradım, yerimi söyledim. Sonra kocam 20.000 dolara beni tekrar IŞİD’den satın aldı… Çocuklarla önce Türkiye’ye, sonra da Urfa üzerinden Zaho’ya gittik.
“MALIMIZSINIZ DEDİ”
Suudi Arabistanlı evli bir IŞİD militanının elinde kuzenleri 24 yaşındaki Hadiya ve 19 yaşındaki Nawin ile esir kalan 15 yaşındaki Bahar da şunları anlattı:
“Adam her gün üçümüzü de dövüyordu, akşamları da yanımıza gelip taciz ediyordu, karısı ‘elimden gelse size yardım ederdim’ diyordu ama hiç bir şey yapamıyordu.
‘Biz hilafeti İslamı yaymak için kurduk, o yüzden siz de İslamı kabul edeceksiniz’ dedi. Ölmemek için kabul ettik. Ama yine de bir şey değişmedi, bize ‘Ezidiler kafirdir, o yüzden siz bizim malımızsınız’ diyordu. Birkaç kez kaçmayı denedik ama hiçbirinde kaçamadık. Bir gün ‘Ben Kobani’de cihata gidiyorum’ diye evden çıktı. Bizi de başka bir IŞİD’ci arkadaşının evine bıraktı. Onun yanında da Ezidi bir kız vardı. Kızın amcası, bize yardım etmesi için Rakka’dan bir tanıdığını ayarladı. Adamı aradık, saat 13.00’te meydana gelin dedi, meydandan taksiyle bizi aldı, Türkiye sınırına getirdi. Türkiye sınırını kaçak geçtik. Sınırı geçtikten sonra Diyarbakırlı bir Kürt bize yardım etti, bizi arabasıyla Gaziantep’e kadar götürdü. Oradan Cizre’den geçip Halil İbrahim Sınır Kapısı’ndan Zaho’ya geldik.”
İpek YEZDANİ/ DUHOK
Fotoğraflar: Selçuk ŞAMİLOĞLU