Karanlığa Hapsolmuş Bir Hayat: Feminist Yazar Virginia Woolf'un Onu İntihara Sürükleyen Acılarla Dolu Yaşamı
Karanlığa Hapsolmuş Bir Hayat: Feminist Yazar Virginia Woolf'un Onu İntihara Sürükleyen Acılarla Dolu Yaşamı
Feminizm ve edebiyat tarihinin önemli isimlerinden Virginia Woolf'un, karanlığa hapsolmuş ruh hali, manik-depresif oluşu, yaşadığı sinir krizleri ve onu intihara sürükleyen bunalımları, şüphesiz ki yaşadığı karanlık ve bir o kadar da sancılı hayatın bir neticesiydi... İşte, Woolf'un ölümün kıyısında çokça gidip geldiği, onu defalarca kez intihara sürükleyen bulanık yaşamı...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Dünyanın her geçen gün bir cehenneme doğru sürüklendiğine inanan bir insanın, yaşama tutunması ne denli mümkün olabilir ki?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1895 yılında annesi Julia Stephen'ın ani ölümü, Virginia'yı ömür boyu içinden çıkamayacağı sonsuz bir döngüye hapsedecekti...
Virginia'nın yaşadığı acılar, kayıplarıyla da sınırlı değildi üstelik.
Virginia burada girdiği ressam, eleştirmen, yazar ve felsefecilerden oluşan çevreyle birlikte Londra’nın entelektüel yaşamını belirleyecek olan ve birçok edebiyatçıdan meydana gelen Bloomsbury grubunu kurdu.
Virginia, zaman zaman erkeklerle romantik ilişkiler içinde bulunsa da, genç yaşından itibaren kadınları tercih etmişti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1909 yılında kuzeni Lytton Strachey ile nişanlansa da, sonraları gazeteci ve deneme yazarı Leonard Woolf ile hayatını birleştirdi.
Virginia, manik-depresifti ancak kimse o dönemler bu hastalığa aşina değildi...
Üstelik yaşamının ilginçlikleri bununla da sınırlı değildi. Kız kardeşi Vanessa’nın resim yaparken ayakta durmasından ilham alan Virginia, tüm yazılarını ayakta yazıyordu...
Hayatını kalemine malzeme edinen yegane romancılardan biri olan Woolf, zor hayat şartları ve annesinin ölüm buhranı ile etkileyici bir üslup ve hafıza edinmişti.
1908’de tasarlamaya başladığı ve 1913’te tamamladığı, ağır bir ruhsal çöküntü geçirdiği için 1915’te yayınlanan ilk romanı 'Dışa Yolculuk' büyük yankılar uyandırdı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Delilikle dahilik arasında gezinen parlak bir bilince sahip olan Virginia'nın ölümü de, ne yazık ki yaşamı gibi trajikti...
28 Mart sabahı kocası ve kız kardeşine veda mektupları yazarak, yakındaki Ouse Nehri’ne giden Virginia ağırlık yapması için cebine büyük birkaç taşı doldurduktan sonra suya girdi...
Virginia Woolf'un, 'Mrs. Dalloway' romanından...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Yazdığı cümleler çok etkileyici.
bugün yaşasa belki tedavi olurdu bay woolf'u da tebrik ediyorum kimse buna dayanamaz ve insanların sevişip sevişmediklerini nereden biliyorsunuz belki kadı b... Devamını Gör
Üvey erkek kardeşi tarafından cinsel istismara uğramış , bu nedenle cinsel ilişkilerden tiksiniyor diye biliyorum