Klinikte aşırı efor ile ortaya çıkmayan ve dinlenme ile önemli ölçüde hafiflemeyen yorgunluk, efor sonrası halsizlik, dinlendirmeyen uyku, yaygın ağrılar karşımıza çıkmaktadır. Kafa karışıklığı, konsantrasyon güçlüğü, kısa süreli bellekte bozulma, kelime geri getirmede zorluk gibi bilişsel fonksiyonlarda bozulma sıktır. İrritabl bağırsak sendromu, sık idrara çıkma, mesane disfonksiyonu, terleme atakları, ekstremitelerde soğukluk hissi, aşırı sıcak ve soğuğa tahammülsüzlük, kilo değişimi, iştahsızlık, tekrarlayan boğaz ağrısı, tekrarlayan grip benzeri hastalık, yeni gıda hassasiyetive/veya kimyasal hassasiyet diğer belirtiler arasındadır.
“Tüm semptomlar stres ile şiddetlenmektedir.”
Ek olarak bu hastalarda ortostatik intolerans (örn. ortostatik hipotansiyon, refleks senkop veya postural ortostatik taşikardi sendromu) görülmektedir. Postural ortostatik taşikardi sendromu (POTS), 10 dakikalık ayakta durma testinde 'baş dönmesi', 'beyin sisi', çarpıntı, titreme, genel güçsüzlük, bulanık görme gibi semptomlarla birlikte kalp atış hızında dakikada 30 atımdan fazla artış olarak tanımlanır.
Kronik yorgunluk sendromu nedenleri
Kronik yorgunluk sendromu nedeni bilinmeyen heterojen bir hastalıktır. Önerilen bazı hipotezler arasında “Mikrobiyal Tetikleyiciler” (viral, paraziter, bakteriyal enfeksiyon geçmişi), “Bağışıklık Sisteminin Regulasyon Bozukluğu”, “Mitokondriyal Disfonksiyon”, “Genetik Yatkınlık”, “Oksidatif Stres” ve “Endokrin Anormallikler” yer almaktadır.
Kronik yorgunluk sendromuna sıklıkla eşlik eden hastalıklar şunlardır:
-Fibromiyalji
-Çene eklemi bozuklukları (Temporomandibular eklem sendromu)
- İrritabl bağırsak sendromu
-Çoklu kimyasal duyarlılıkları
-Miyofasiyal ağrı sendromu
-İnterstisyel sistit
-Raynaud fenomeni
-Hashimoto tiroiditi
-Mitral kapak prolapsusu
-Migren
-Alerjiler
Tedavi
Eğitim: Bütün hastalıklarda olduğu gibi öncelikle doğru tedavi için doğru tanı şarttır. Hastalar yapılan pek çok tetkike rağmen tanının netleşmemesi ve semptomların sürmesi nedeniyle çoğu zaman umutsuzluğa kapılırlar. Kronik Yorgunluk Sendromu hakkında bilgi sahibi olan klinisyenler daha erken dönemde tanı koyup, gerçekçi beklentilerle tedaviye başlayarak hastanın belirtilerinde vakit kaybetmeden iyileşmeye neden olurlar.
Enerji yönetimi: Enerji eksikliği hastalığın önemli bir özelliği olduğundan, hastaları enerji yönetimi konusunda eğitmek faydalı olacaktır. Hastalar semptomları nüksetmeden önce aktivitelerini durdurmayı öğrenmelidirler. Aşırı efordan kaçınmak için günlük aktivitelerini dinlenme periyotlarıyla dönüşümlü olarak yönetilebilirler. Stresin azaltılması da hem enerji yönetiminde ve hem de tüm belirtilerin gerilemesinde etkili olabilir. Stres azaltma teknikleri arasında meditasyon, yoga sayılabilir. Bununla birlikte, stresi azaltmak için alternatif yöntemlere başvurmadan önce, bireyin enerji toleransı göz önünde bulundurulmalıdır.
Uyku bozukluklarının tedavisi: Hastalarda görülen dinlendirmeyen uyku ve diğer uyku bozukluklarının tedavisi yapılmalıdır. Tedavide uyku hijyeni ile birlikte uygun dozda melatonin başlanarak ihtiyaç halinde ek psikiyatrik ilaçlardan yararlanılabilir.