Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kurt Seyit ve Şura: İmparatorluk Yıkıntıları Üzerinde Vals
İmparatorluk Yıkıntıları Üzerinde Vals
Rusya’nın kültür incisi ve üç asır boyunca Rusya İmparatorluğu’nun başkenti olan Sankt Petersburg’da Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın başrol oynadığı Türk dizisi “Kurt Seyit ve Şura”nın çekimleri sürüyor.
Dizi, Nermin Bezmen’in aynı adlı popüler romanından uyarlandı. Kitap, Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik ihtilali ateşinde kavrulan Çar Rusya’sı ile İstanbul’u saran 20 yüzyıl başlarındaki tarihi olaylar bağlamında trajik aşkın hikâyesini anlatıyor. Zengin, cesur, asil, hırslı ve mert Kırım Türkü Kurt Seyit, Çar 2. Nikolay’ın Muhafız Alayı’nda üsteğmen olduğu için iktidara gelen Bolşevikler tarafından ölüm listesine dahil edilir ve İstanbul’a kaçmak zorunda kalır. Burada hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan tek serveti gururu ve aşkıdır. Henüz on altısında olan Şura, Çaykovskiy nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde saf güzelliği ve beklentisiz aşkı ile Seyit’in dünyasına girer. Ne ailesinin unvanı, ne serveti, ne de sonsuza kadar vatandan uzak kalma korkusu, ona engel olamaz, sevdiği erkekle birlikte belirsizliğe doğru kaçar. Şura ve Kurt Seyit, bir daha vatanlarına dönemez, aileleriyle buluşamaz ve artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalışır. Savaşın parçaladığı insan yaşamının trajedisi, merhem gibi sonsuz aşk ve dünya tarihinin dramatik gelişimi, bu heyecan dolu romanın temel laytmotifleridir. Kitaptaki olayların dizide nasıl bir yansıma bulduğunu, Star TV izleyicileri bir ay gibi kısa bir süre sonra görebilecek.
Bu arada dizi çekimleri Rusya’nın kuzey başkenti Sankt Petersburg’da tüm hızıyla devam ediyor. Çekimlerde çalışan herkes, gizlilik anlaşmasını imzaladı. Entrikayı korumaya çalışan yapımcılar, yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak Rusya’nın Sesi radyosuna konuşan Rus çekim grubunun bir üyesi, dizi çalışmalarından izlenimlerini ve sürecin bazı ilginç ayrıntılarını aktardı: “Çalışmamız öyle bir ayarlandı ki her bir görevi iki kişi yürütüyor. Örneğin, biri Türk diğeri Rus iki yönetmenimiz var. Biri Türk, diğeri Rus iki film seti yöneticisi var. Süreçte aynı zamanda Rus ve Türk kamera ekipleri yer alıyor. Türk meslektaşlarımız, sırlarını titiz bir şekilde koruyor. Yabancı birisi sete giremez. Bu nedenle figüranlar, tarihin nasıl çekildiğini kendi gözleriyle görme fırsatını yakalamış çok şanslı kişilerdir.
Şahsen ben, Türk televizyon ekibinin, kendilerini tamamen ve bütünüyle işe adayan olağandışı çalışkan insanlar olduğunu söyleyebilirim. Biz, on iki saatlik çekim gününe alışığız, Türk konuklarımız ize on altı saat çalışıyor! Rus katılımcılar, en çok, tarihi dekorasyonlar arasında oynama ve Çar 2. Nikolay döneminin kostümlerini giyme fırsatına seviniyor. Bu arada kostümlere gelince, Türk ekibi her şeyi, takma saçları, takıları, ayakkabıları, elbiseleri, Türkiye’den getirdi. Bu nedenle kadın giysilerinin çoğu, S ölçüsünde, yani sadece ince yapılı bayanlar için. Bu yüzden fazla santimetreleri olduğu için diziye katılamayan daha iri yapıya sahip kızlarımız çok üzülüyor, yine de kendilerini çar ailesi ve Birinci Dünya Savaşı döneminin çağdaşları olarak hissetmelerini sağlamamız için yalvarmaya devam ediyor. Ancak Türk tarafının koşulları buna izin vermiyor ve biz uygun kişileri bulmaya çalışıyoruz. Her anlamda zarif sosyete toplum atmosferini yaratmaya çalışıyoruz.
Makyaj için çok zaman harcanıyor. Her bir figüran için bile 50 dakika gidiyor. İnsanlar, sete yetişmek için sabah saat 5’te uyanıyor, makyaj yapıyor ve gereken kostümü giyiyor. Çekimler ise gece geç saatlere kadar sürüyor. Aktör seçimi için kriterler de çok ilginç. Örneğin kimsenin dövmesi olmayacak. Saçların doğal olması da zorunludur.”
Dizide yer alan itfaiye memuru Semön Dımov, “Dışarıda para kazanmamıza izin verilmiyor, ancak sanatla ilgili projelere katılmamız yasak değil. İşimiz oldukça zor. Fırsat buldukça dikkatimi başka alanlara vermeye çalışıyorum. Bu nedenle büyük bir memnuniyetle dizilerde figüranlık yapıyorum. Üstelik tarihle ilgileniyorum ve bu Türk dizisinde oynama teklifine hiçbir şekilde hayır diyemezdim, hemen kabul ettim! Kurt Seyit ve Şura setinde iki sahnede yer aldım. Otto hastanesinde çekilen askeri hastane sahnesinde ve Mermer Sarayı’ndaki baloda. Bu tarif edilemez bir duygu. Sanki tarihe dokunmak dışında bu tarihin bir parçası haline geliyorsunuz! Türk aktörlerin oyununu büyük bir ilgiyle izledim ve Rus aktörlerin çalışmalarına benzediğini fark ettim. Muhtemelen onlar da Stanislavski okulunu takip ediyorlar.” dedi.
Moskova ve Kafkaslardaki Kislovodsk olayları dahil tüm Rusya sahneleri, Sankt Petersburg’da çekilecek. Rusya’daki çekimlerin şubatın sonlarında tamamlanması bekleniyordu, ancak sürecin biraz daha uzayacağı yönünde tahminler dile getiriliyor. Öte yandan Star TV, dizinin ilk bölümlerini mart ayında sunacağını açıkladı.
Yorum Yazın